Kitabımı beğenmeniz dileğiyle

Annesini kaybeden Erna artık eski neşesini kaybetmiş durumdadır. Ona bakan sadece babası vardır ama babası da ona bakmak yerine sürekli Erna`ya şiddet uyguluyordur. Bu duruma dayanamayan Erna bir gün evden kaçar ve o gün hayatı tamamen değişir.

Sadomun bastırılmış duyguları

Herkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya, yanıldığının farkında değildi. Bir yaz günü birbirinden tamamen ayrılmış arkadaş grubunu bağlayan şey yeni bir oyundu. her zaman iki katil vardır sözünü bilirmisiniz? bilmiyorsanızda bu kitapta öğreneceksiniz. Not: yapboz adlı kitabın devam serisidir ❗❗❗

Yaşadığı zorlu bir hayatta, yaşam mücadelesi veren kadının yıllar önceki çocukluk arkadaşları ile karşılaşması

Motor aşkıyla yanıp tutuşan bir kızın asansörde karşılaştığı kişilerle hayatının değişimi...

Geçmişin gölgesinde saklı kalan sırlar, kalpleri parçalamaya yeminliydi. Deren, ihanetin ve acının içinde kaybolmuşken, hayatına ansızın giren yabancı bir adam ona yeni bir yol, belki de intikamın kapılarını açacaktır. Emir’in sakladığı gerçekler, babasının acı itirafları ve bilinmezliğin çekim alanındaki bu kadın, karanlıkla aydınlık arasında ince bir çizgide yürürken, hangi bağlar kopacak, hangi umutlar filizlenecektir?

Kanında saklı kader, kapısında mühürlü bir uygarlık… Simya, hayatı boyunca anlam veremediği rüyalar, kulağında yankılanan bilinmeyen sözler ve unutulmuş anılarla büyümüştür. 18. yaş gününde büyükannesinden aldığı gizemli bir hediye, bilinçaltının derinliklerine gömülmüş geçmişi su yüzüne çıkarır. Artık her şey değişmek üzeredir. Sisler arasında kaybolmuş antik bir uygarlık: Kal’mora. Unutulmuş bir dil, mühürlenmiş bir geçit ve kanla yazılmış bir kehanet… Simya`nın kanı, onu yalnızca geçmişine değil; tüm bir uygarlığın kaderine bağlar. Rüyaların içinden gelen bir kadın figür, yankılanan kadim bir ninni ve kandilin solgun ışığında beliren semboller… Simya`nın yolu, hem kendi köklerine hem de gerçekliğin ötesine uzanır. Ama her sır, bir bedel ister. Ve bazı kapılar, sadece "sırlı kanla" açılır. “Sırlı Kan”, gizem, mitoloji ve duygusal derinlikleri birleştiren sürükleyici bir fantastik roman. Kendi kaderini ararken, bir uygarlığın uyanışına tanık olmaya hazır mısın?

Elif, hayatının en sıradışı aşkını yaşarken kendini hiç beklemediği bir karanlığın içinde bulur. Text mesajlarla başlayan bu gizemli ilişki, “Onur” adındaki adamın ardındaki karanlık gerçekleri ortaya çıkarmaya doğru hızla yol alır. Ancak Elif için asıl zorluk, sevdiği adamın kim olduğunu öğrendiğinde başlar: Şehirde korkulan bir seri katil... Abisi Bora ise, gizli görevleriyle bu tehlikeli adamın peşindedir. Elif, aşk ile korku, sadakat ile ihanet arasında sıkışıp kalırken, her gelen yeni mesajla hayatının dönüm noktasına yaklaşır. Romantik ve polisiye unsurların iç içe geçtiği Gizli Bildirim, gençlik dünyasının karmaşasında, güvenin ve gerçeğin sınandığı nefes kesici bir hikâye.

Bı grup hiç anlaşamasada okuldaki gizemli olayları çözmeye çalışırlar

Onsra; Yaşadığı aşktan sonra hayal kırıklığı yaşamak demektir. * Bir hayal kırıklığıydı onların hikayesi, düzelmezdi. Kırık bir vazoyu birleştirmeye çalıştılar, elleri yara aldı. Kalpleri gibi.

Bazen sadece yeni başlangıçlar yapmak gerekir. Belki de en çok hayal ettiğin şeyden vazgeçerek.

One piece aşığı olarak , one pieceden esinlenerek yazdım . İyi okumalar

Savcı Verda Kaner hayatı boyunca adaleti sağlama ateşiyle büyümüştür ve bunu başarmıştır da. Kariyerini ve hayatını kökünden değiştirecek bir davayı alana kadar. İşlenen bir cinayet ardı arkası gelmez sırlara gebedir ve ortada bir seri katil vardır. Şimdiye kadar aldığı tüm davaları çözen genç ve başarılı savcı Verda için bu dava bir milattır çünkü bu sıradan bir davaya benzemez. Verda davayı çözmeye çalışırken tanıştığı kişi onu deriden etkileyecek ve kendiyle ilgili her şeyi sarsacaktır. Aynı zamanda katili bulmakta çıkmaza giren Verda için bu dava kişisel bir hırsa dönüşüp tüm hayatını kaplayacaktır. Peki Verda katili bulabilecek midir? Ya siz katili bulabilecek misiniz? "Aslında o da bende adaleti sağlamaya çalışıyoruz, peki ya hangimiz daha başarılı?"

İki yaşında bir kız çocuğu kaçırıldı. Peki ne için? Hiçbir şey için. Hayatı, kimliği, geçmişi… Hepsi o “hiç” uğruna elinden alındı. Çocukluğunu yaşayamadı. Ama yine de insan büyüyor, değil mi? Büyüdü. Tabii buna “büyümek” denirse. Şimdi yirmi yedi yaşında. Güçlü, kendi ayakları üzerinde duran bir kadın. Her şeyi geride bırakmıştı. Ta ki, sadece gezmek için geldiği Türkiye’de… Hayatının koca bir yalan olduğunu öğrenene kadar. Gerçek ailesi burada. Gerçek geçmişi burada. Ve gerçek benliği… ilk kez burada ona bakıyor. Sessiz Tablo — dışarıdan sessiz, ama içi çığlıklarla dolu bir tablo. Bu, onun en ünlü eseri. Ama aslında bu tablo, kendi hayatının ta kendisi. (Kitap kapağındaki sessiz tablo değildir. Onu size kurguda göstereceğim.) İYİ OKMALAR

Bu mektup, adını bilmediğim ama ruhumun bir yerinde çoktan tanıdığı bir kadının suskun çığlığıydı. Onu tanımadığımı sandığım her an, aslında içimde bir yerin ona hep açık olduğunu fark ettim. Mektupta ne bir geçmişin izleri vardı, ne de geleceğe dair vaatler. Sadece saf bir bağlılık... Tanımsız, ama gerçek. Acısı, içimde yankılanan tanıdık bir melodi gibiydi. Belki de bazı insanlar, hayatımıza isimleriyle değil, hissettirdikleriyle girerler. Ve bazı mektuplar, bir insanın varlığını anlatmak için yeterince güçlüdür; adı anılmasa bile.

Uzun zamandır apartmanlarında bir gizemli kapı olduğunu farkeden Gökçe, Gece, Oğuz ve Caner gizemli bir yolculuğa çıkar.

Elini belimden aşşagı doğru sürtmeye başladı. Teni haddinden fazla bana yakın, eliyse vücudumda gezintiye çıkmış gibiydi. Beni aptal mı sanıyordu. Yanılıyor, hemde hayatı pahasına yanılıyordu. Tek bir farkla beni küçümsüyordu keza başkası gelse o da ôyle düşünürdü. Fakat bilmiyorlardı ki onların mezarlarını şüphesiz ben kazacaktım........

"Bir sabah uyandığında her şey bembeyaz... ve sen, yalnızsın." Souta, sıradan bir hayat süren genç bir garsondur. Fakat bir gün, bilinmeyen bir sebeple gözlerini bembeyaz, sonsuz bir boşluğun içinde açar. Ne bir ses vardır, ne de bir çıkış. Peki bu yer nedir? Gerçek mi, hayal mi? Kaçmak mümkün mü, yoksa bu sadece zihninin bir oyunu mu?

Her sır bir bedel ister. Bu oyunda herkes masum görünür… ta ki ışıklar sönene kadar. Kaçmaya çalıştılar… ama oyun zaten çoktan başlamıştı. Sekiz arkadaş. Bir oyun. Bir ölüm. Ve sadece biri kurtulabilir.

Zeynep, sıradan bir genç kız gibi görünüyordu. Ta ki bir gece, geçmişine ait karanlık bir sırla yüzleşene kadar... Evinde bulduğu gizemli bir dosya, tüm hayatını altüst etti. Gerçek ailesi sandığı insanlar birer yabancıydı. Ve onu yıllardır bekleyen bir hakikat vardı: kim olduğunu bilmeden yaşadığı her gün bir yalandı. Zeynep, iz sürmeye başladığında kendini devletin bile unuttuğu tehlikeli bir komplonun ortasında bulur. Kaçırılan çocuklar, susturulan tanıklar ve karanlık bir proje: Kod 17. Peşindeki gölgeler yaklaşırken Zeynep’in sadece gerçeği değil, hayatta kalmayı da başarması gerekecek. Aile kan bağı mıdır, yoksa yüreğin güvendiği midir? Gerçek Ailem, geçmişin izini süren güçlü bir kızın nefes kesen, aksiyon dolu hikâyesini anlatıyor. Kimliğini, cesaretini ve özgürlüğünü keşfetmeye hazır mısın?

"Buraya gel küçük fahişe!" Koşuyordum, arkama bakmadan, soluk soluğa koşuyordum. Kulaklarımda yankılanan sadece bir kaç ses.. "Yaş?" "9." "İsim?" "Mira. Mira Karasu." Nefesim tükenirken, çıkmaz sokak gözlerime tokat gibi çarptı. Adım sesleri susmuyordu.. Bam.. Bam.. Bam.. "Oyunun sonu, küçük mira."

Bu intikamın başlangıcıydı.Daha önce ona verdiğim küçük yaralar bi uyarıydı. Kendi yaptığı yaraların yanında benim ona yaptığım şey küçük bir fragmandı. Asıl film yeni başlıyor! Küçük kimsesiz bir çocuğu yaralamak kolaydı değil mi? …. Bu hem çocukluğumun hemde geleceğime çizdiği kaderin bir intikamı olacaktı! Hazır olsa iyi ederdi. Karşısında küçük, zararsız ve güçsüz biri yoktu nasıl olsa! Kendi yarattığı canavarı hoşuna gidecek olmalıydı? “Kimseye acıma” demişti: Öyleyse o şuan benim için değersiz bir kimseydi!

Yazar:ESLEM ASYA KISACIKOĞLU

Siyah Kapı, sadece bir aile dramı değil; affetmenin, susmanın, görmezden gelmenin nelere mal olduğunu anlatan sarsıcı bir psikolojik gerilim. Kapanmamış her kapının ardında yankılanan bir ses var: “Kilit vurduğunuz o geçmiş, içeriden hâlâ sizi çağırıyor.”