Her hafta aynı gün, aynı saatte gelen kahverengi zarflar… Beliz için artık sıradanlaşmış bir ritüeldi. Ta ki o gün gelen zarf, geçmişin tozlu raflarından bir gazete küpürüyle sessizliği delene kadar. "Temiz savunmalar, kirli mezarları kapatmaz." yazıyordu üzerinde. Tarih: 11 Mart 1999. Babasının en karanlık davası. Beliz, hastane koridorlarında yankılanan adımları takip ederken, geçmişin gölgeleri de peşine düşer. Sessiz tanıklar, susturulmuş dosyalar ve kaçan cevaplar… Bu roman, bir kadının ailesine dair unutturulmak istenen sırları aralayışını anlatıyor. Her zarf bir anahtar, her sessizlik bir tuzak.

Bir rüya gibi...

••• Bir süre sonra kitabı aldığı rafa bırakıp kütüphaneden gitti. Hemen yerimden kalkıp okuduğu kitabı aldım. Sayfaları karıştırınca aralarında bir not buldum. İşte bunu hiç beklemiyordum •••

Polisiye kitaplarını sever misiniz? Bir cinayeti çözmede kendinize ne kadar güveniyorsunuz? Ters köşe olacağınız bir kitabı okumaya hazır mısınız? Cevabınız "evet" ise, "Beni Kim Öldürdü?" Kitabını okuma kervanımıza katılın. Her bölüm verilen ipuçlarını toplayarak gerçek suçluyu bulun. Hilmi Günyüzü; eski doktor, düzen hastası, dikkatli ve çalışkan biridir. Sinan Çetinceviz; Cinayet amiri, boşanmak üzere olan ve hayatında her şeyin kötüye giden biridir. Ve kıyıya vuran bir ceset ikisinin de hayatını değiştirir ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

Geçmişini unutmuş bir çocuk. Kiminin arkadaşı, kiminin cevabı olan bir genç kız. Kaan için Defne bazı soruların cevabı. Defne için kaan, sadece cevapsız bir soru. Her cevaplanan soru kafalarda yeni bir soru işareti bırakıyor. Umbrea denen karanlık bir örgüt. Düğümün oluştuğu nokta. Burda verilen her cevap açığa çıkan her sır daha büyük bir sırrı tetikliyor. Defne`nin doğru bildikleri yalnızca birer yalandan mı ibaretti? Kaan, unuttuğu geçmişini tekrar hatırlayabilecek mi? Umbrea`nın amacı neydi? Defne`nin tüm bunlarla ne alakası var? Kaan aklındaki soruların cevaplarına ulaşınca neler olacak? Busoruların cevaplarını merak mı ediyorsun? O halde "Anıların karanlık yüzü" nü okumaya hazırlan...

Yaprak, bir gün doktora gider ve kalbinin normal bir insan kalbi olmadığını öğrenir. O gün içinde garip olaylar yaşar. Kayıp olduğunda onu köyüne bırakan arkadaşı ile kaçırılır. Bu kaçırılma, Yaprak`ın hayatını kökten değiştirir. Binlerce insanın mahkum olduğu Gece Kapısı Akademisi`nde eğitim görürler. Ama bu akademi normal bir akademi değildir, burada Yaprak gibi kişiler, yani yarı Element olanlar eğitim görüyordur. Bir gün akademide bir cinayet işlenir. Ve Yaprak ve iki arkadaşı bu katili bulamazlarsa hem kendileri, hem de bütün akademi öldürülecektir. Yaprak`a sürekli notlar ve mesajlar gelmektedir. Ama Yaprak bu kişinin kim olduğunu bilmemektedir. Dört tane Element vardır: Ateş, Su, Hava ve Toprak. Bakalım Yaprak; katili ve daha fazla şeyi çözebilecek mi?

Olay yerlerini soruştururken gizemleri fark etmek

"Savcı, sus artık! Daha fazla canımı yakma." Onaylamaz anlamda başını salladı. Susmayacaktı, içimi parçalamaya devam edecekti. "Hani diyordun ya `keşke o arabanın önüne atladığımda ölseymişim` diye. Haklısın, keşke o gün annem yerine sen ölseymişsin. O zaman bugün kardeşim yaşıyor olacaktı." Gözyaşlarım durmuyordu ama kimse bana inanmıyordu. Onun karşısında ilk defa ağlıyordum. Çaresizliğimi görmüyor muydu? Gerçi ne bekliyordum ki? Bizim öykümüz nefretle başlamıştı ve nefretle bitecekti. Bu saatten sonra o sadece hayatımdaki hayal kırıklığı olarak kalacaktı.

Normal yaşamlarında ünlü iş insanları olan Alev ve Arel`in, karanlık taraflarında GÖLGE ve KARA olan iki yer altı mafyasının normal hayatta ortak olup mafyalikta düşman olmasının verdiği zorluğa karşı birbirlerine tutulan bu iki kişinin nefes kesen hikayesi... ****** Sevemem seni Kara... olmaz, yapamam... beni paramparça eden bir adamla mutlu olamam ben... Kara tam ona yaklaşıp elini tutacakken geri çekildi Gölge. Alev... Alev`im... Ben senle cayır cayır yanmaya razıyım... o öfkeden doğan alevlerin de yanmaya razıyım ben...

YT:KukiBey tarafından Video amacıyla Chat GBT`ye yaptırılmıştır

Aşk, ihanet ve kan... Mafyanın dünyasında hiçbir şey göründüğü gibi değil.

Bir arkadaşını kaybettiğinde acı çekersin. Ama seni suçladığında… delirirsin. Defne, sınıf arkadaşı Sude’nin ölümünden sonra kabuslarla yaşamaya başlar. Bir ses, bir not, bir gölge... her şey onu geçmişine doğru sürükler. Ve yavaşça fark eder — Bazen en büyük tehlike dışarıda değil, içindedir.

Yağmur hiç durmuyordu. Sanki gökyüzü bile gerçeği saklamaktan yorulmuştu. Rüya, reddedilen roman dosyasını çantasına koyarken sadece hayallerinin değil, gerçeğin de elinden kayıp gittiğini bilmiyordu. Ablası Elif’in ölümünün bir intihar olduğuna inanmak istemedi. Her gece yankılanan o ses, o gölge, o izleniyormuş hissi… Hepsi delilik miydi, yoksa biri hâlâ onu susturmaya mı çalışıyordu? Ve bir gün, yağmurun altında bir yabancı ona şemsiyesini uzattı. Bir yabancı… Bir kurtuluş mu, yoksa yeni bir tuzak mı? Rüya, gerçeğe yaklaştıkça fark edecekti: Bazen insan en çok kendi hikâyesinden korkar.

ADIMLAR VE İZLERİ Tıp fakültesinden yeni mezun olmuş üç genç doktor... Her biri farklı hayallerin, farklı umutların ve farklı uzmanlık alanlarının peşinde. Afra, parlak bir dermatolog olma yolunda ciltlerin sırrını çözmeye kararlı. Kaan, kalbin ritmini yakalamak, hayat kurtaran ameliyatlarla adını duyurmak isteyen tutkulu bir kalp damar cerrahı adayı. Ve Eylül, insanlığın en büyük düşmanlarından biri olan kansere karşı savaş açmış, umudun simgesi olmayı hedefleyen bir onkoloji uzmanı. Kaderin cilvesi mi, yoksa zorlu sınavların bir ödülü mü bilinmez, yolları "Güneş Hastanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin yoğun ve telaşlı koridorlarında kesişir. Yeni bir şehir, yeni bir hastane ve bambaşka bir hayat onları beklerken, TUS`un gerginliğini geride bırakıp asistanlık döneminin acımasız gerçekleriyle yüzleşirler. Uykusuz nöbetler, kritik vakalar, bazen çaresizlik, bazen de zafer anları... Her yeni gün, onları hem mesleki anlamda olgunlaştırır hem de kişisel sınırlarını zorlar. Ancak hastane duvarları arasında sadece mesleki mücadeleler yaşanmaz. Kaan`ın Afra`ya olan çocuksu hayranlığı, artık gizlenemez bir ilgiye dönüşmüştür. Kaan, her fırsatta Afra`nın peşinden koşarken, Afra ise bu masum ısrarlara karşı arkadaşlık sınırlarını korumaya çalışır. Onun için Kaan, değerli bir dosttan ötesi değildir ve ilişkilerinin bu karmaşık denklemi, asistanlık döneminin stresine bir de duygusal bir gerilim ekler. "Adımlar ve İzleri", sadece tıp dünyasının perde arkasını aralayan bir hikaye değil; aynı zamanda güçlü bir dostluğun, karşılıksız bir aşkın, umutların, hayal kırıklıklarının ve genç bir neslin hayata tutunma mücadelesinin destanı. Beyaz önlüklerin altında atan kalplerin, verdikleri her mücadelede bıraktıkları izlerin hikayesi...

Bu kitap Ece ve Dora adlı iki kardeşin karşılarına taşınan komşularının başına gelen olaylardan ibarettir.

Bilmediğimiz bir yerde , bilmediğimiz bir oyunun içine düşmüştük. Oyun deniyordu ancak ne olduğuna dair hiçbir bilgimiz yoktu. İntikam yeminleri ediliyordu. Oyun , kanlı bir savaşa dönüşüyordu. Tek istediğimiz buradan canlı çıkmaktı. Canlı çıkmak ve yapılması gerekeni yapmak… 🌑🩸 Ayperi, okulda yaşadığı sıradan bir günde, birden kendini, yanında en yakınıyla beraber hiç tanımadığı insanların arasında, tutsak halde bulur. Altı genç, hapsoldukları yerde, geçmişlerinden çözmeleri gereken gizemler ortaya çıkarken acılarını tekrar tekrar yaşar ve attıkları her adımda aynı zamanda hayatta kalmaya çalışırlar. Bu sırada çözülen gizemler bir diğer gizemi oluştururken geçmiş, şimdi ve gelecek arasında savrulmaya başlarlar… Gerçek sandıkları yalan, yalan sandıkları ise gerçeğe dönüşürken ve hâlâ bir çıkış yolu ararlarken hem birbirlerini tanımaya başlıyor hem de çözdükleri gizemlerle geçmişlerini baştan yazarlarken geleceklerini tekrardan şekillendirmeye çalışıyorlardı. Peki başarabilecekler miydi? Kaç kişi başarabilirdi? Kurtuluş yolu gerçekten var mıydı? Tüm bu yaşananların içinde aşk, onun da penceresini aralıyordu… Ve aşk onu vurduğunda her şey için çok geç değildi ancak erken de değildi… “ Yaşamak zor, ölmek kolay. Bu yüzden yaşama meydan okumayı seçiyorum.” 🤍🌑🌕🩸

Herkes onu ‘Kartal’ diye bildi. Adını ise sadece geçmişi fısıldadı... Çünkü o isim, kanayan bir yaraydı. Kartal’dı o… Gökte süzülen bir yalnızlık. Adıysa toprağın altında bir sır gibi gömülüydü. Ve onu ortaya çıkaracak tek kişi, bir kadın… ve sadece bir geceydi.”

Hakkında infaz kararı çıkan Ülkem Atalay, bulunduğu topraklardan sınırın öteki tarafına hayatta kalmak için kaçmaya çalışır lakin hiçbir şey düşündüğü kadar kolay olmaz... "Sonra... bu insanların bir kıtayı paylaşamadıklarını gören Gök Tanrı, Devasa Ada`yı ikiye böldü. Yaşadığımız yere Uçmağ dedi, karşı tarafa ise Tamuğ. İki ırkı birbirinden uzaklaştırdı, hatta bir Selenit ile bir Safirin yan yana gelmesini dahi yasakladı. Böylelikle asırlar önce yaşanan o korkunç savaşlar son buldu. Artık herkes kendi dünyasında, ait olduğu yerdeydi." Lakin ben ait olduğum yerde değildim. Varlığım, bir savaşa bedeldi. Varlığım, bir kıyametti. Varlığım, onu ve beni cayır cayır yakacak yangınlardı. Ben, Ülkem Atalay... bir soyun başlangıcı ve sonuydum. Şerefim üstüne yemin ederim ki... insanlar beni asırlarca hatırlayacaktı.

Büyük sır Ailesi öldükten sonra liya büyük bir çıkmaza girmiştir ailesinin ölümünü daha araştırmamışken büyük Sırlar onu daha çok derinecekmiştir her gittiği yerde annesinin nefesini her baktığı yerde babasının gölgesini görmektedir ya hala onları unutamamışken bu Sırlar onlara çok ağır gelecekti Liya ailesinin sırrını çözebilecek miydi yoksa havada asılı mı kalacaktı bu sırlar

Bazen bazı şeyler yaşanması gerekir ve bu şeylerle hayatlar tamamen değişirdi. Kimi zaman iyi, kimi zaman ise kötü anlamda değişirdi. Yıllar önce Melis ailesinden koparılmasıyla çok şey değişmişti. Peki ya ailesine tekrardan geri kavuştuğunda neler değişecekti? Çok şey değişecekti. Onları bilinmezliğin içinde gizli bir oyun bekliyordu... ( DİP NOT : Gerçek aile kurgusu arayanlar, polisiye yani katil bulma tarzında arayanlar, lise kurgusu arayanlar ve aile içi ilişkileri okumak isteyenler buraya davet edebilirim sizi. Çünkü burada hepsi var.) INSTAGRAM : _knur_5_ İLK BÖLÜM YAYINLAMA TARİHİ : 21.02.2025 SON BÖLÜM YAYINLAMA TARİHİ : ??.??.????

Kader bizim peşimizde gezen bir gölgedir. Gözükmesi için bir ışığın, bir ateşin varlığı yeterlidir. Ben bunu her daim karanlıkta kalarak çözdüğümü sanmıştım. Işık yoktu benim dünyamda, aydınlık kavramı beraberinde acıyı, beraberinde unutulması gereken her anı ve keşkeleri getiriyordu. Ateş ısıtmazdı, sadece yakmak ve acı çektirmek için vardı. Bu da kader gibi, içine atıldığım oyunun kuralları gibi değişmeyecek sanmıştım. Oysa ki her şey çevresinde döndüğüm her sınır, onun bana yaklaştığı her adımda ardına bakmadan yok olmuştu. Ben Kül. Ama gerçekten bir ateş tarafından yakılıp sonrasında kalan harabe, o harabede en son ölen Kül.

"Düşmanlıkla başlayan bir yolculuk... aşk ve sırlarla tamamlanacak."

Bu kitap gerilim ve aksiyon içerir

Bir kasetin sürüklediği gizem…

Her zamanki gibi bir gün olacağını düşünmüştüm. Ama zamanın benim için durduğundan haberim yoktu. Bedenim de ürperti hissetim, ölüm benim için gelmişti. Arkamı döndüğüm anda bedenime saplanan acı ile yere düştüm. O acı ard arda daha da genişledi gözlerimi kapamadan önce katilim ile yüzleşmek istedim ama, yüzünü göremedim. Siyahlar içinde gelen yüzü görünmeyen adam.. Soğuk yavaşça bedenimi sararken giden katilimin arkasından bakıyordum...