devam ediyor 2g önce güncellendi
Kokulu Defter
@_hamzaucar_
Okuma
10
Oy
5
Takip
0
Yorum
2
Bölüm
5
Önsöz: Kokulu Bir Defterin İçinden
Bu defter, ilk kez ilkokul sıralarında açıldı.
Bir öğretmenin uzattığı, el yazısı gibi sade, çocuk yüreği gibi kırılgan bir kitaptı ilk olan. İlk defa bir sayfa kokusuyla değil, düşün ve duygunun kokusuyla temas ettiğim andı ve o günden sonra, yazmak yalnızca kelime üretmek değil, ruhun gölgesini ve ışığını kâğıda düşürmek oldu.
Kokulu Defter, bu yolculuğun yeniden açılan bir kapısı dır, ama bu defa çocuk değilim, bu defa içimde bir sis, bir giz, bir melankoli konuşuyor ve her sayfa, biraz iç döküm, biraz iç çekiş, biraz da gizli bir yankıdır.
Bu kitapta yer alan şiirler ve kısa parçalar, Gizdökümcü Edebiyat dediğimiz o özel iklimin damgasını taşır. Bu sadece bir tür değil, bir varoluş biçimi; yüzeye değil, derine konuşan, ışığa değil, gölgeye bakan bir anlatım biçimi.
İlhamımızı Anne Sexton’un itiraf eden iç sesinden,
Sylvia Plath’in kırılgan ama yoğun iç dünyasından,
Robert Lowell’ın boğulmuş hatıralarından,
ve Nilgün Marmara’nın göz alıcı karanlığından alıyoruz.
Ama bu bir taklit değil, sadece onların fısıltılarını kendi yankımızla yanıtlamak.
Kokulu Defter, bir günlüğün iç sesiyle, bir gölgenin şiirle konuşmasıdır. Her dize, bir çatlağın kenarında yürür ve aydınlanır, her kelime, ya bir hatıradır ya da hiç yaşanmamış bir an.
Bu kitabı okurken, belki kendinize ait gizli bir defterin kokusunu duyacaksınız ve belki, en çok da yazmadığınız cümlelerin ağırlığını hissedeceksiniz.
Çünkü biz, yazarken aslında sadece anlatmıyoruz…
Biz, içimizden düşen karanlığı kokulandırıyoruz.