devam ediyor 9s önce güncellendi
Anlayamazsın
@gurbet_ova
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
Oku bunu.. mutlaka.
Günlerden salı 04.02.2025 saat 02.58 gösteriyor.
Bu kitapta tamamen dürüst olacağım.
Bu kitap bir anı sosyal medyanın hiçbir alanında paylaşılmayacak. Okumanı istedim.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Bugün çok gergin kafası karışık biri olarak. Bu kitabı yazma kararı aldım. Ne kadar doğru yalnış bilemedim. Çünkü sonunda bu kitabı okuyacak kendisi.
OVA: Evet hazırım sanırım tüm dürüstlüğümle kendimi anlatmaya, Aradan beş sene geçti. Hala aklımın bir köşesinde duruyor. Tabi yanı sıra kalbim için de geçerli. Bazen diyorum ki kendime unut gitsin. Ama olmayan birşeyi zorladıkça kendimi kötü hissetmeye başladım. Unutmaya çalıştım. Çok çalıştım. Olmadı. Onu ilk defa okulda son defa ise takside görmüştüm. Bundan beş sene önce, ilk görüş çok manasız gelmişti. Bana son görüş de çok manalı gelmişti. İlk gördüğümde saçma sapan bir şekilde kalbim yerinden fırlayacak gibi karnında çok büyük bir boşluk hissi aynı zamanda kekleme, düşüncelerimi bile kekeliyordum. Kaçmak istedim. o an ama bi yanımda kalmak istedi. Tabi ben kaldım. Sadece izledim. Ha okulda gördüm. O zaman ben 10 sınıftım ve nöbetçiydim. Kapıdan girdi. Bende ara koridordaki masada oturuyordum. Uzaktan anlayamamıştım. Yakınlaştıkça kalp ritimlerim düzensiz atmaya başladı. Hemen elimde telefonu aldım. Beni fark etmemesi için kafamı deve kuşu gibi önüme eğdim telefona bakmaya başladım masanın altından ama tabi korkuyorum da bana soru soracak diye öğretmenler odasını müdürü müdür yardımcısının ama Allah`tan ki sormadı, sıradaydı herhalde bayılırdım o derece heycanlanmıştım. Sonra hemen yukarı çıktım yakın arkadaşımın, sınıfına ama ders vardı ne yapacaktım. Derken daldım içeri hocaya B.... V.. rehberlik ten p..... H... çağırıyor dedim. Öğretmen kağıt nerde dedi. Kalakaldım ama aklımda hala onda hemen gitmesini istemedim. Otursun bir yere beni göremeyeceği bir yer onu saatlerce izleyebilirdim. Çünkü ezberlemek istedim. Neyse -hocam P....... H..... Kağıt vermedi. Dedim. Ve hoca yakın arkadaşıma tamam hadi sen çık dedi. O kadar mutlu oldum ki. Kalakaldım. Sonra B... Aldım WC götürdüm ve ona anlatmaya başladım. Biliyor musun? O geldi. O geldi diye heycandan kafayı yemiş gibi anlattım. O kim diyip durdu bana B..... İşte O geldii. O kadar şaşırdı ki tepkisi aynen şöyle oldu.
-Neee nasıl burda mı? Ne işi var burda niye geldi. Gördü mü seni, diye beni soru yağmuruna tuttu. Ben heycanla hayır hayır ama ben onu gördüm. Derken, zil çaldı. B...... Eywallhh P...... H..... Yanına gid- demesine kalmadan dur, dur. Çağırması hoca seni onu gördüğümü söylemek için seni ben çağırdım. Dedim . Eee tabi birazcık kızdı. Bana, derken günün sonuna kadar aklımdaydı. Yurda döndüğümde nöbette en sevdiğim abla vardı. Ona baştan sonra anlattım. Bana güldü. Ha bu arada ben yurtta kalıyorum. Bu kısım biraz nefes kesici biraz ağır biraz da baskın bir yer. Annem ve babam yok. Beş kardeş yurtta kalıyoruz. (Kalıyorduk ben çıktım. Memur oldum)
Üç kardeşim hala yurtta kız kardeşim N..... 15.06.2025"te çıkıyor yurttan diğer ikisi erkek ve küçükler 14 ile 12 yaşındalar ve daha çıkmalarına çok var. Birinin yedi birinin 5 senesi var. Birde abim var o da yurttan 5 sene önce çıktı fazla görüşmüyoruz onunla neyse çok da önemli bir kavram değil. Ben 6 yaşından 18 yaşına kadar yurtta kaldım. Kardeşlerime berber. Anne baba kavramına tam hakim değilim. Çok da bildiğim bir duygu değildir. Anlamam aile ortamını fazla çünkü ben hep yurtta on beş kızla büyüdüğüm için ve hepimizin farklı farklı zorlu hayatları olduğu için bizim bildiğimiz şeyler o hayallerdi. Taki hepimiz dağılana kadar benim için kolay geçmedi. Son 2 yıl. Hala da öyle zor. Ama alışıyor. İnsan. Bahsedeyim, ben 18 yaşında yurttan çıktım gidecek yerim yoktu. Sonra ne yaparım derken yurttan bir arkadaşın ablası bana yurttan çıkmadan 6 ay önce konuşmuştuk. Çıkınca bana vana gel diye. Bende gittim. Çünkü zorundaydım. Korkuyordum. Ama keşke gitmeseydim. Bana neler yaptı adi psikolojik şiddet, hakaret herşey vardı. Memur olmama 9 Ay vardı. O dokuz ay içersinde olmayan kalmadı. Üzerime kredi çekti. Psikolojik şiddetin alasını gördüm. En son kovdu beni evden sebebi şu atanamadım. Ve zaten gitmemi istiyordu maddi olarak parayı çok boş savurduğu için ve bir masaya bir tabak konulunca bir süre sonra göze batar ya öyle bir şeydi aslında iyi de oldu. bende gitmek istiyordum. Sonra çıktım evden tabi beş kuruş param yok. Devletin verdiği bir harçlık var. Belli miktar O da her ayın 15"inde yatıyor. Ama ayın 15"ine çok var çünkü ben evden çıktığımda Ayın 19"ydu. Ve nerden baksan Bir buçuk ay vardı. Ee internetim yok dakikam yok. Sadece cebimde 20 TL para var. Gittim parka ama hava buz. Ocak ayındayız. Ve ben nasıl üşüdüm. Sonra oturdum. Bı sigara yaktım. Bavulumda bir baddaniyem var. Çok sevdiğim bir baddaniyem onu aldım üstüme bekliyorum. Sigara içtim kafamı dinledim. Sonra zaten uyumuşum sabah ezanın sesine uyandım. Dudaklarım yanaklarım buz gibi olmuş ellerim. Kar da yağmış. Baddaniyem saçlarım kar olmuştu. Asla aşağılamak degil niyetim onları en iyi anlayan benim ama evsiz gibiydim. Kendimi çok çaresiz buldum. Aynı şekilde dört gün kaldım o parkta parkın zar zor çalışan çeşmesinden suluğuma su doldurdum. Yemek yok zaten Ama baktım böyle olucak gibi degil. Sıcak bir yere gitmeye çalıştım. Elimde bavul baktım. Ve güldüm. Herkes beni bırakabilir. Çünkü buna kardeşlerim de dahil. Ama beni tek bırakmayan kişi Rabbim camiyi gördüm. Beni çağırdığını hisettim. Ve camiye gittim. Orda bir imam vardı. Ben kadınlar katına çıktım gizli saklı kalmaya başladım 2 inci günde yakalandım tabi ama ilk gün o kadar güzeldi ki sıcacıktı. Mutluydum açlığımı tamamen unutmuştum. Sonra yakalandım. İmam bana neden burda olduğumu sordu. Sessiz kaldım çok utanmıştım. Mahçup hissediyordum. Bavuluma baktı. Ve zaten anladı gidecek yerimin olmadığını beni takip et dedi. bavulunu da al diye ama korktum. Belimden bıçağımı çıkarttım. Elimin içinde sakladım. Ve bavulu alıp arkasından gittim. Bir kapı vardı.ilk kendisi içeri girdi. Bende kapının eşiğinde bekledim. Bana şunu dedi gidecek yerini ayarlayana kadar burda kalabilirsin. Şaşırdım. Teşekkür ettim. Burda ısıtıcı var. Rahat edersin arkadan kapı kilitleniyor. Kimse açamaz ve buraya kimse girmez rahat olursun dedi. Ve ben şaşkın bir halde izledim. Bir kaç adım geri attım. İmam çıktı. Sağlıcakla kal dedi. Ve gitti. İçeri girdim yeşil bir kanepe büyük bir ısıtıcı. Televizyon küçük masa ve sandalye ve desenli bir hali vardı. Ha birde sarı perde. Dört duvar arasında sadece düşündüm. Ben iyi biri miyim? Neden kendimi bu duruma soktum neden kendime iyi bakmıyorum. Bu haldeyim. Neden vana geldim. Derken iç sesim şunu mırıldandı. Çaresizlik Gurbet. İşte o zaman sessiz kaldım. Neyse ısıtıcıyı açtım. Üzerimi değiştirdim telefonu şarja taktım. Ve uyudum. Gözümü bir açtım. Ertesi gün öğlen 4.25 gibi uyanmışım. Tam tamına 17 saat uyumuşum şapkasız 17 saat çünkü çok üşüdüm. Yoruldum. Korktum. Ama hiç dermanım yoktu. Çok açtım. Çok fazla elime telefonu aldım beni arayan var mı? diye bı baktım o kız aramış 26 cevapsiz çağrı. Bir de SMS ten mesaj atmış. Gidecek yerin olsaydı bana gelmezdin. Nerdesin aç telefonlarımı umursamadan engelledim. Çünkü çok iyi biliyor. Gidecek yerimin olmadığını buna rağmen bana kötü davranmamalıydı. Sadece kötü davranmak değil. Kişisel özel hayatıma çok fazla müdahale ediyordu. 9 Aydan sadece 2 ayı güzel geçmişti. Geri kalan diğer zamanlar sürekli ağlıyordum. Biraz böyle düşündüm. Ve hemen o modadan çıktım. Çünkü o anki hedefim. Ankara`ya dönmek. Kardeşlerimi görmek. Onları çok özlemiştim. Ayaklandım lavobaya gidecektim. Ama ya birileri içeride namaz kılıyorsa diye diye düşündüm. Ama saat çok geç kimse o saatte gelemzdi. Yavaşça kapıyı açtım. Çıktım. Tam kapatıcaktım. Kapıda asılı bir poşet aldım elime simit poğaça meyve suyu ve yerde bir poşet daha içinde pide ayran ve salata vardı. Kaldım öyle yemekleri içeri alır almaz. Koştum lavoboya elimi yüzümü yıkadım. Buz gibi suyla tekrar kimseye gözükmeden içeri girdim.Cünkü yemin ederim 4 gün sonra yemek yicem Tam benim olduğum odaya doğru gidiyordum bir teyze gördüm yanına çağırdı beni. Bana dedikleri çok dokundu aslında kızım herkes seni bırakır kimse sende sabit kalamaz. Kaşlarımı çatıp sadece dinledim. Neden diye sordum sonra kimse zor hayatın savaşçısı olmak istemez. Herkes kolaya kaçar. Dedi ama bak Rabbine sığınmışsın sen. Ona şükür et. Dedi. Ve kalktı gitti. Kendi kendime deli miydi? Acaba dedim. Neyse odaya gittim. Pideyi ve meyve suyunu açtım. Yerken aklımda hala kadının söyledikleri vardı. Ama o an ona vakit harcayacak kadar önemsemedim. Çünkü yemek vardı. Camide toplam 15 gün kaldım. 15 gün boyunca O imam bana yemek getirdi. Ve ben gizli saklı kaldım orda. Ama tabi mutlu son diye birşey yok. İmam geldi beni çağırdı ve bana şunu söyledi. Burdan artık çıkmam gerektiğini baya şaşırdım hatta o kadar üzüldüm ki çünkü alıştım sıcaktı. Orası ona dedim bana yemek getirme. Ama burda kalayım. O da üzüldü. Hayır ondan degil. Benim tahinim çıktı. Ben idare ediyordum seni ama yeni gelen imam kabul etmedi konuştum onunla dedi. Bende yarin çıkmak için müsade istedim. Ve imamdan birşey rica etmek için müsade istedim. Bavulum ile kalacak yer bulmam zor oluyor ağır ve her yer çamur. Kar bunu burda birakbilir miyim? Dediğimde kabul etti. Ben geri alacağım dedim. Yanıma bir sırt çantası telefonum şarj aletim. Sweet baddaniyem, ve 4 paket sigara aldım derken zaten yer kalmadı. Çıktım ama hava inan ki buz gibiydi. Kaldım böyle sonra hem elimde sigara hem de hava soğuk edremite kadar yürüdüm hava çok soğuk en son cebimdeki 20 TL ile birşey alınmaz ama bir sakız olsa bile alırım bahanesiyle bir parkete daldım çünkü çok üşüdüm. Parktte bekliyorum. Geziyorum reyonları. Çok güzel bir sürpriz yumurta gördüm. Biliyor musun? Onun içinden ejdarha ve trex çıkıyor dinozor setlisi yeni çıkmıştı...
Günler aynı salı sabah 07:26 evde derin bir sessizlik var. O gün markettqen çıktım. Karşıya geçecektim ama çok yağmur yağıyordu. Yağmuru çok severim bu yüzden montumun kapşonunu takmadım. Trafik çoktu. İnsanlar vardı denizin dalga sesleri bı an böyle anlamsızca dinledim etrafı daha sonra yola adım attım. Kırmızı ışığın yanmasını bekledim. İnsanlar geçiyordu. Bende koştum. Geçtim ama diğer tarafda arabalar devam ediyordu. Baktım geçen araba çok seyrek geçiyordu hemen karşıya geçerim diye yola atlamamla yola yuvarlanmam bir oldu. Gözümü hafif açtığımda tek yüzümde bir sıvı akıyor. İnsanlar bana doğru konuşuyordu. Sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü bir açtım. Işık var sadece her yerim ağrıyordu. Çok susamıştım. Etrafa baktım. Hastanedeydim. Derin bir nefes aldım. Ayağa kalkmaya çalıştım. Ama heryerim çok ağrıyordu. İçeri hemşire geldi panikle geri çıktı. Korktum. Ardından iki doktor ve hemşire geri geldi. Doktor gözlerime ışık tuttu. Ve sorular sormaya başladı. İyi misisn? Kendini nasıl hissediyorsun. Anlamsızca baktım. Ne oldu. Dedim. Hatırlıyor musun? Birşeyleri dedi. Ve sustu. Kafa salladım. Ve çok susadığımı söyledim. Ardından diğer doktor. Trafik kazası geçirdiniz. Dedi. Evet dedim en son karşıya geçecektim. Sonrasını hatırlamıyorum dedim. Doktor bana dedi ki bir haftadır. Uyanmadınız. Ciddi bir iç kanma gecirdiniz. Sadece kaldım böyle dinledim. Burdan çıkmak istiyorum. Dediğimde önce kontrollerini yapalım gerçekten iyiysen yarın taburcu edelim sizi dedi. Kafa salladım ve telefonumu istedim. Hemşire hemen getireceğini söyleyerek doktordan müsade istedi çıktı. İki doktor anlamsızca bana baktı. Kimsen yok mu? senin dedi. Sessiz kaldım. Daha sonra yok dedim. Kafa sallayarak Sessizce çıktılar. Tüm kontrollerim yapıldıktan sonra telefonum da geldiğinde şaşırmıştım. Çünkü Para gelmişti. Ve 15, Şubat gelmişti. Ama anlamsızca kendimde şunu gördüm. Çok çaresizdim ve artık kalmak istemiyordum. Van`da biran önce gitmemek istiyordum. Bir hemşire ve bir doktor geldi. İki gün daha kalman gerek bir tehlihin henüz çıkmadı. ve önemli bir tahlih ama çıkmak ve gitmek istiyordum. Kafa salladım. Ve şunu söyledim. Serumu artık çıkartabilir misiniz? Oldukça canımı yakıyordu. Neyse ardından serum çıktı. Telefonu elime aldım. Hemşireye buranın interneti var mı? Diye sordum. Bana hastanenin doktor odasının wifisini verdi. Ve çıktı. Kimse yazmamıştı. Aramamıştı. O kadar kötü hissettim kendime şunu söyledim. Bak Gurbet Yalnızsın önemli olan iyi günde yanında olmak değil. Bak kimsen yok. Ne arkadaş ne kardeş. Daha sonra odadaki dolaptan esylarimi aldım üzerimi değiştirdim. Ufak bir kağıda not birakarak çıktım. NOT: HERSEY İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM. Dedim. Ve gizlice ordan çıktım yangın merdiveni ne gittim. Hemen mobil üzerinden ne kadar para yaptığına baktım. 7,345,89 TL yatmıştı. Hemen hastaneden çıkmıştı. Bir kafeye gittim. Hemen bir bilet aldım. Normalde uçak istedim ama gittiğimde kalacak yerim olmayacaktı. Otobüs bileti aldım en azından bir buçuk günüm yolda geçer. Diye düşündüm. Sonra camiye gidip valizimi aldım. Ve hemen ordan çıktım otogara gittim. Ve Ankara`ya sonunda gelmiştim. Ama gidecek yerim yoktu. Ne yapmam gerekiyordu. Bir arkadaşım var ona yazdım. Onda kaldım fln derken memur oldum. Ve borçlarımı kapattım evim olmuştu. Çok iyidi herşey yüzeysel olarak ama içim hala karmakarışık bir durumdaydı. Şimdi bambaşka duygularla böyle sağır dilsiz gibiyim. Herşey anlamsız yaşamak. Neyse şuan ki güncel hayatımdan bahsedeyim.
Memur oldum. İsim güzel hayat güzel ilerliyor. Her istediğimi alıyorum. Kimseye muhtaç olmadan. Güzel bir duygu. Ama bı yanım eksik gibi. Batu gerçekten üzerinden 5 sene geçmesine rağmen aklımın bir köşesinden bir türlü gidemedin gidemiyorsun. Denedim unutmak için olmadı olmayan birşeyi nasıl oldurabilirim ki. Büyük ihtimalle çok ciddiye almazsın. Bu söylediklerimi inan bana hepsi gerçek. Rabbim seni çok mutlu etsin. Sana güç kuvvet versin. Çünkü seni seviyorum sevdiğim kişinin mutlu olması beni mutlu eder. Sebebini bilmiyorum ama seni kendime çok yakın buluyorum. Seninle her konuyu paylaşabilirim cekinmeden normalde çekingen ve utangaç bir yapıya sahip bir kişiliğim var.
Şöyle de düşünüyorum bazen...
Evimdeyim, Ama evim gibi hissetmiyorum.
Neden evimdeyim, Ama evim gibi hissetmiyorum.
madem yalansın dünya Neden Verdiğin acılar can yakar.
madem yalan neden kahırların bitmez.
madem yalan neden duyguların gerçek
her satırda vermen gereken bir cevapla sana soruyorum. Neden?
söyle bana maziler hep acımıdır? insanız diye mi? yoksa insanoğlu hep kahır dert üzerine mi; yaratıldı. söylesene bana
Neden herkes senden şikayetci kötü müsün? yoksa iyi mi? Ah herkesi üzen Ama herkesin içine nefes veren de sensin..
ne yapmalıyız. seni öldüremiyoruz. kızamıyoruz bağramıyoruz. çünkü içinden sağ çıkan yok, isyankâr olmak acizlik midir? Neden peki…. Gurbet.
Bu kitabı sana attığım da ben tam anlamıyla olmayacağım. Hayatta.
Oku bunu.. mutlaka.
Günlerden salı 04.02.2025 saat 02.58 gösteriyor.
Bu kitapta tamamen dürüst olacağım.
Bu kitap bir anı sosyal medyanın hiçbir alanında paylaşılmayacak. Okumanı istedim.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Bugün çok gergin kafası karışık biri olarak. Bu kitabı yazma kararı aldım. Ne kadar doğru yalnış bilemedim. Çünkü sonunda bu kitabı okuyacak kendisi.
OVA: Evet hazırım sanırım tüm dürüstlüğümle kendimi anlatmaya, Aradan beş sene geçti. Hala aklımın bir köşesinde duruyor. Tabi yanı sıra kalbim için de geçerli. Bazen diyorum ki kendime unut gitsin. Ama olmayan birşeyi zorladıkça kendimi kötü hissetmeye başladım. Unutmaya çalıştım. Çok çalıştım. Olmadı. Onu ilk defa okulda son defa ise takside görmüştüm. Bundan beş sene önce, ilk görüş çok manasız gelmişti. Bana son görüş de çok manalı gelmişti. İlk gördüğümde saçma sapan bir şekilde kalbim yerinden fırlayacak gibi karnında çok büyük bir boşluk hissi aynı zamanda kekleme, düşüncelerimi bile kekeliyordum. Kaçmak istedim. o an ama bi yanımda kalmak istedi. Tabi ben kaldım. Sadece izledim. Ha okulda gördüm. O zaman ben 10 sınıftım ve nöbetçiydim. Kapıdan girdi. Bende ara koridordaki masada oturuyordum. Uzaktan anlayamamıştım. Yakınlaştıkça kalp ritimlerim düzensiz atmaya başladı. Hemen elimde telefonu aldım. Beni fark etmemesi için kafamı deve kuşu gibi önüme eğdim telefona bakmaya başladım masanın altından ama tabi korkuyorum da bana soru soracak diye öğretmenler odasını müdürü müdür yardımcısının ama Allah`tan ki sormadı, sıradaydı herhalde bayılırdım o derece heycanlanmıştım. Sonra hemen yukarı çıktım yakın arkadaşımın, sınıfına ama ders vardı ne yapacaktım. Derken daldım içeri hocaya B.... V.. rehberlik ten p..... H... çağırıyor dedim. Öğretmen kağıt nerde dedi. Kalakaldım ama aklımda hala onda hemen gitmesini istemedim. Otursun bir yere beni göremeyeceği bir yer onu saatlerce izleyebilirdim. Çünkü ezberlemek istedim. Neyse -hocam P....... H..... Kağıt vermedi. Dedim. Ve hoca yakın arkadaşıma tamam hadi sen çık dedi. O kadar mutlu oldum ki. Kalakaldım. Sonra B... Aldım WC götürdüm ve ona anlatmaya başladım. Biliyor musun? O geldi. O geldi diye heycandan kafayı yemiş gibi anlattım. O kim diyip durdu bana B..... İşte O geldii. O kadar şaşırdı ki tepkisi aynen şöyle oldu.
-Neee nasıl burda mı? Ne işi var burda niye geldi. Gördü mü seni, diye beni soru yağmuruna tuttu. Ben heycanla hayır hayır ama ben onu gördüm. Derken, zil çaldı. B...... Eywallhh P...... H..... Yanına gid- demesine kalmadan dur, dur. Çağırması hoca seni onu gördüğümü söylemek için seni ben çağırdım. Dedim . Eee tabi birazcık kızdı. Bana, derken günün sonuna kadar aklımdaydı. Yurda döndüğümde nöbette en sevdiğim abla vardı. Ona baştan sonra anlattım. Bana güldü. Ha bu arada ben yurtta kalıyorum. Bu kısım biraz nefes kesici biraz ağır biraz da baskın bir yer. Annem ve babam yok. Beş kardeş yurtta kalıyoruz. (Kalıyorduk ben çıktım. Memur oldum)
Üç kardeşim hala yurtta kız kardeşim N..... 15.06.2025"te çıkıyor yurttan diğer ikisi erkek ve küçükler 14 ile 12 yaşındalar ve daha çıkmalarına çok var. Birinin yedi birinin 5 senesi var. Birde abim var o da yurttan 5 sene önce çıktı fazla görüşmüyoruz onunla neyse çok da önemli bir kavram değil. Ben 6 yaşından 18 yaşına kadar yurtta kaldım. Kardeşlerime berber. Anne baba kavramına tam hakim değilim. Çok da bildiğim bir duygu değildir. Anlamam aile ortamını fazla çünkü ben hep yurtta on beş kızla büyüdüğüm için ve hepimizin farklı farklı zorlu hayatları olduğu için bizim bildiğimiz şeyler o hayallerdi. Taki hepimiz dağılana kadar benim için kolay geçmedi. Son 2 yıl. Hala da öyle zor. Ama alışıyor. İnsan. Bahsedeyim, ben 18 yaşında yurttan çıktım gidecek yerim yoktu. Sonra ne yaparım derken yurttan bir arkadaşın ablası bana yurttan çıkmadan 6 ay önce konuşmuştuk. Çıkınca bana vana gel diye. Bende gittim. Çünkü zorundaydım. Korkuyordum. Ama keşke gitmeseydim. Bana neler yaptı adi psikolojik şiddet, hakaret herşey vardı. Memur olmama 9 Ay vardı. O dokuz ay içersinde olmayan kalmadı. Üzerime kredi çekti. Psikolojik şiddetin alasını gördüm. En son kovdu beni evden sebebi şu atanamadım. Ve zaten gitmemi istiyordu maddi olarak parayı çok boş savurduğu için ve bir masaya bir tabak konulunca bir süre sonra göze batar ya öyle bir şeydi aslında iyi de oldu. bende gitmek istiyordum. Sonra çıktım evden tabi beş kuruş param yok. Devletin verdiği bir harçlık var. Belli miktar O da her ayın 15"inde yatıyor. Ama ayın 15"ine çok var çünkü ben evden çıktığımda Ayın 19"ydu. Ve nerden baksan Bir buçuk ay vardı. Ee internetim yok dakikam yok. Sadece cebimde 20 TL para var. Gittim parka ama hava buz. Ocak ayındayız. Ve ben nasıl üşüdüm. Sonra oturdum. Bı sigara yaktım. Bavulumda bir baddaniyem var. Çok sevdiğim bir baddaniyem onu aldım üstüme bekliyorum. Sigara içtim kafamı dinledim. Sonra zaten uyumuşum sabah ezanın sesine uyandım. Dudaklarım yanaklarım buz gibi olmuş ellerim. Kar da yağmış. Baddaniyem saçlarım kar olmuştu. Asla aşağılamak degil niyetim onları en iyi anlayan benim ama evsiz gibiydim. Kendimi çok çaresiz buldum. Aynı şekilde dört gün kaldım o parkta parkın zar zor çalışan çeşmesinden suluğuma su doldurdum. Yemek yok zaten Ama baktım böyle olucak gibi degil. Sıcak bir yere gitmeye çalıştım. Elimde bavul baktım. Ve güldüm. Herkes beni bırakabilir. Çünkü buna kardeşlerim de dahil. Ama beni tek bırakmayan kişi Rabbim camiyi gördüm. Beni çağırdığını hisettim. Ve camiye gittim. Orda bir imam vardı. Ben kadınlar katına çıktım gizli saklı kalmaya başladım 2 inci günde yakalandım tabi ama ilk gün o kadar güzeldi ki sıcacıktı. Mutluydum açlığımı tamamen unutmuştum. Sonra yakalandım. İmam bana neden burda olduğumu sordu. Sessiz kaldım çok utanmıştım. Mahçup hissediyordum. Bavuluma baktı. Ve zaten anladı gidecek yerimin olmadığını beni takip et dedi. bavulunu da al diye ama korktum. Belimden bıçağımı çıkarttım. Elimin içinde sakladım. Ve bavulu alıp arkasından gittim. Bir kapı vardı.ilk kendisi içeri girdi. Bende kapının eşiğinde bekledim. Bana şunu dedi gidecek yerini ayarlayana kadar burda kalabilirsin. Şaşırdım. Teşekkür ettim. Burda ısıtıcı var. Rahat edersin arkadan kapı kilitleniyor. Kimse açamaz ve buraya kimse girmez rahat olursun dedi. Ve ben şaşkın bir halde izledim. Bir kaç adım geri attım. İmam çıktı. Sağlıcakla kal dedi. Ve gitti. İçeri girdim yeşil bir kanepe büyük bir ısıtıcı. Televizyon küçük masa ve sandalye ve desenli bir hali vardı. Ha birde sarı perde. Dört duvar arasında sadece düşündüm. Ben iyi biri miyim? Neden kendimi bu duruma soktum neden kendime iyi bakmıyorum. Bu haldeyim. Neden vana geldim. Derken iç sesim şunu mırıldandı. Çaresizlik Gurbet. İşte o zaman sessiz kaldım. Neyse ısıtıcıyı açtım. Üzerimi değiştirdim telefonu şarja taktım. Ve uyudum. Gözümü bir açtım. Ertesi gün öğlen 4.25 gibi uyanmışım. Tam tamına 17 saat uyumuşum şapkasız 17 saat çünkü çok üşüdüm. Yoruldum. Korktum. Ama hiç dermanım yoktu. Çok açtım. Çok fazla elime telefonu aldım beni arayan var mı? diye bı baktım o kız aramış 26 cevapsiz çağrı. Bir de SMS ten mesaj atmış. Gidecek yerin olsaydı bana gelmezdin. Nerdesin aç telefonlarımı umursamadan engelledim. Çünkü çok iyi biliyor. Gidecek yerimin olmadığını buna rağmen bana kötü davranmamalıydı. Sadece kötü davranmak değil. Kişisel özel hayatıma çok fazla müdahale ediyordu. 9 Aydan sadece 2 ayı güzel geçmişti. Geri kalan diğer zamanlar sürekli ağlıyordum. Biraz böyle düşündüm. Ve hemen o modadan çıktım. Çünkü o anki hedefim. Ankara`ya dönmek. Kardeşlerimi görmek. Onları çok özlemiştim. Ayaklandım lavobaya gidecektim. Ama ya birileri içeride namaz kılıyorsa diye diye düşündüm. Ama saat çok geç kimse o saatte gelemzdi. Yavaşça kapıyı açtım. Çıktım. Tam kapatıcaktım. Kapıda asılı bir poşet aldım elime simit poğaça meyve suyu ve yerde bir poşet daha içinde pide ayran ve salata vardı. Kaldım öyle yemekleri içeri alır almaz. Koştum lavoboya elimi yüzümü yıkadım. Buz gibi suyla tekrar kimseye gözükmeden içeri girdim.Cünkü yemin ederim 4 gün sonra yemek yicem Tam benim olduğum odaya doğru gidiyordum bir teyze gördüm yanına çağırdı beni. Bana dedikleri çok dokundu aslında kızım herkes seni bırakır kimse sende sabit kalamaz. Kaşlarımı çatıp sadece dinledim. Neden diye sordum sonra kimse zor hayatın savaşçısı olmak istemez. Herkes kolaya kaçar. Dedi ama bak Rabbine sığınmışsın sen. Ona şükür et. Dedi. Ve kalktı gitti. Kendi kendime deli miydi? Acaba dedim. Neyse odaya gittim. Pideyi ve meyve suyunu açtım. Yerken aklımda hala kadının söyledikleri vardı. Ama o an ona vakit harcayacak kadar önemsemedim. Çünkü yemek vardı. Camide toplam 15 gün kaldım. 15 gün boyunca O imam bana yemek getirdi. Ve ben gizli saklı kaldım orda. Ama tabi mutlu son diye birşey yok. İmam geldi beni çağırdı ve bana şunu söyledi. Burdan artık çıkmam gerektiğini baya şaşırdım hatta o kadar üzüldüm ki çünkü alıştım sıcaktı. Orası ona dedim bana yemek getirme. Ama burda kalayım. O da üzüldü. Hayır ondan degil. Benim tahinim çıktı. Ben idare ediyordum seni ama yeni gelen imam kabul etmedi konuştum onunla dedi. Bende yarin çıkmak için müsade istedim. Ve imamdan birşey rica etmek için müsade istedim. Bavulum ile kalacak yer bulmam zor oluyor ağır ve her yer çamur. Kar bunu burda birakbilir miyim? Dediğimde kabul etti. Ben geri alacağım dedim. Yanıma bir sırt çantası telefonum şarj aletim. Sweet baddaniyem, ve 4 paket sigara aldım derken zaten yer kalmadı. Çıktım ama hava inan ki buz gibiydi. Kaldım böyle sonra hem elimde sigara hem de hava soğuk edremite kadar yürüdüm hava çok soğuk en son cebimdeki 20 TL ile birşey alınmaz ama bir sakız olsa bile alırım bahanesiyle bir parkete daldım çünkü çok üşüdüm. Parktte bekliyorum. Geziyorum reyonları. Çok güzel bir sürpriz yumurta gördüm. Biliyor musun? Onun içinden ejdarha ve trex çıkıyor dinozor setlisi yeni çıkmıştı...
Günler aynı salı sabah 07:26 evde derin bir sessizlik var. O gün markettqen çıktım. Karşıya geçecektim ama çok yağmur yağıyordu. Yağmuru çok severim bu yüzden montumun kapşonunu takmadım. Trafik çoktu. İnsanlar vardı denizin dalga sesleri bı an böyle anlamsızca dinledim etrafı daha sonra yola adım attım. Kırmızı ışığın yanmasını bekledim. İnsanlar geçiyordu. Bende koştum. Geçtim ama diğer tarafda arabalar devam ediyordu. Baktım geçen araba çok seyrek geçiyordu hemen karşıya geçerim diye yola atlamamla yola yuvarlanmam bir oldu. Gözümü hafif açtığımda tek yüzümde bir sıvı akıyor. İnsanlar bana doğru konuşuyordu. Sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü bir açtım. Işık var sadece her yerim ağrıyordu. Çok susamıştım. Etrafa baktım. Hastanedeydim. Derin bir nefes aldım. Ayağa kalkmaya çalıştım. Ama heryerim çok ağrıyordu. İçeri hemşire geldi panikle geri çıktı. Korktum. Ardından iki doktor ve hemşire geri geldi. Doktor gözlerime ışık tuttu. Ve sorular sormaya başladı. İyi misisn? Kendini nasıl hissediyorsun. Anlamsızca baktım. Ne oldu. Dedim. Hatırlıyor musun? Birşeyleri dedi. Ve sustu. Kafa salladım. Ve çok susadığımı söyledim. Ardından diğer doktor. Trafik kazası geçirdiniz. Dedi. Evet dedim en son karşıya geçecektim. Sonrasını hatırlamıyorum dedim. Doktor bana dedi ki bir haftadır. Uyanmadınız. Ciddi bir iç kanma gecirdiniz. Sadece kaldım böyle dinledim. Burdan çıkmak istiyorum. Dediğimde önce kontrollerini yapalım gerçekten iyiysen yarın taburcu edelim sizi dedi. Kafa salladım ve telefonumu istedim. Hemşire hemen getireceğini söyleyerek doktordan müsade istedi çıktı. İki doktor anlamsızca bana baktı. Kimsen yok mu? senin dedi. Sessiz kaldım. Daha sonra yok dedim. Kafa sallayarak Sessizce çıktılar. Tüm kontrollerim yapıldıktan sonra telefonum da geldiğinde şaşırmıştım. Çünkü Para gelmişti. Ve 15, Şubat gelmişti. Ama anlamsızca kendimde şunu gördüm. Çok çaresizdim ve artık kalmak istemiyordum. Van`da biran önce gitmemek istiyordum. Bir hemşire ve bir doktor geldi. İki gün daha kalman gerek bir tehlihin henüz çıkmadı. ve önemli bir tahlih ama çıkmak ve gitmek istiyordum. Kafa salladım. Ve şunu söyledim. Serumu artık çıkartabilir misiniz? Oldukça canımı yakıyordu. Neyse ardından serum çıktı. Telefonu elime aldım. Hemşireye buranın interneti var mı? Diye sordum. Bana hastanenin doktor odasının wifisini verdi. Ve çıktı. Kimse yazmamıştı. Aramamıştı. O kadar kötü hissettim kendime şunu söyledim. Bak Gurbet Yalnızsın önemli olan iyi günde yanında olmak değil. Bak kimsen yok. Ne arkadaş ne kardeş. Daha sonra odadaki dolaptan esylarimi aldım üzerimi değiştirdim. Ufak bir kağıda not birakarak çıktım. NOT: HERSEY İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM. Dedim. Ve gizlice ordan çıktım yangın merdiveni ne gittim. Hemen mobil üzerinden ne kadar para yaptığına baktım. 7,345,89 TL yatmıştı. Hemen hastaneden çıkmıştı. Bir kafeye gittim. Hemen bir bilet aldım. Normalde uçak istedim ama gittiğimde kalacak yerim olmayacaktı. Otobüs bileti aldım en azından bir buçuk günüm yolda geçer. Diye düşündüm. Sonra camiye gidip valizimi aldım. Ve hemen ordan çıktım otogara gittim. Ve Ankara`ya sonunda gelmiştim. Ama gidecek yerim yoktu. Ne yapmam gerekiyordu. Bir arkadaşım var ona yazdım. Onda kaldım fln derken memur oldum. Ve borçlarımı kapattım evim olmuştu. Çok iyidi herşey yüzeysel olarak ama içim hala karmakarışık bir durumdaydı. Şimdi bambaşka duygularla böyle sağır dilsiz gibiyim. Herşey anlamsız yaşamak. Neyse şuan ki güncel hayatımdan bahsedeyim.
Memur oldum. İsim güzel hayat güzel ilerliyor. Her istediğimi alıyorum. Kimseye muhtaç olmadan. Güzel bir duygu. Ama bı yanım eksik gibi. Batu gerçekten üzerinden 5 sene geçmesine rağmen aklımın bir köşesinden bir türlü gidemedin gidemiyorsun. Denedim unutmak için olmadı olmayan birşeyi nasıl oldurabilirim ki. Büyük ihtimalle çok ciddiye almazsın. Bu söylediklerimi inan bana hepsi gerçek. Rabbim seni çok mutlu etsin. Sana güç kuvvet versin. Çünkü seni seviyorum sevdiğim kişinin mutlu olması beni mutlu eder. Sebebini bilmiyorum ama seni kendime çok yakın buluyorum. Seninle her konuyu paylaşabilirim cekinmeden normalde çekingen ve utangaç bir yapıya sahip bir kişiliğim var.
Şöyle de düşünüyorum bazen...
Evimdeyim, Ama evim gibi hissetmiyorum.
Neden evimdeyim, Ama evim gibi hissetmiyorum.
madem yalansın dünya Neden Verdiğin acılar can yakar.
madem yalan neden kahırların bitmez.
madem yalan neden duyguların gerçek
her satırda vermen gereken bir cevapla sana soruyorum. Neden?
söyle bana maziler hep acımıdır? insanız diye mi? yoksa insanoğlu hep kahır dert üzerine mi; yaratıldı. söylesene bana
Neden herkes senden şikayetci kötü müsün? yoksa iyi mi? Ah herkesi üzen Ama herkesin içine nefes veren de sensin..
ne yapmalıyız. seni öldüremiyoruz. kızamıyoruz bağramıyoruz. çünkü içinden sağ çıkan yok, isyankâr olmak acizlik midir? Neden peki…. Gurbet.
Bu kitabı sana attığım da ben tam anlamıyla olmayacağım. Hayatta.
Oku bunu mutlaka
📝🕯️