[ Genel Kurgu ] - Kitap Listesi
devam ediyor 4s önce güncellendi 𝒪̈𝓁𝓊̈𝓂𝒹ℯ𝓃 𝒮ℴ𝓃𝓇𝒶𝓀𝒾 𝒴𝒶𝓈̧𝒶𝓂
@morgue
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
3
Komadaydı ama duydu.. İyi misin? İyiyim! Hatırladığı herşey gerçekti komadayken bunları nasıl duyabildi? Benimle birlikte doktorları izleyen biri daha vardı. Tanımıyordum onu doktorlar tüm Hadi dedi! Hadi artık gidelim.. Yemyeşil bir cennet bahçesi gibiydi geldiğimiz yer,işte yirmi üç senelik hayatımı izliyorum. Dev bulut ekranından… İyiliklerimin karşılıklarını görüyorum.. Kötülüklerimin karşılıklarını görüyorum..
devam ediyor 5s önce güncellendi bal çiçeği• yarı text
@heyyumaviris
Okuma
2
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
friendtolovers kurgusudur. tuğra; bal çiçeğini neden bu kadar çok sevdiğini öğrendim, tuğra; sebebi gerçekten hayran olunası bir sebepti, tuğra; çiçekleri çok severim, tuğra; ama şimdi bal çiçeklerini daha çok seveceğim, tuğra; umarım hep böyle kalır bal çiçeği :,) tuğra; iyi ki varsın bade, tuğra; hep iyi ki olarak kalacaksın benim için, tuğra; canım arkadaşımsın sen benim, dostum sırdaşım :-D görüldü√√ » Bir tarafta onu arkadaşı olarak gören Tuğra, bir tarafta ona delicesine aşık olan Bade. Bu iki taraf için her şey oldukça zorlu ilerleyecektir. Özellikle Bade Korhan için. Onun tek isteği sevgisinin karşılığını alabilmek ve onun sevdiği kadar kendisinin de sevilmesi. Bunlar olursa, Badenin aşamayacağı hiçbirşey yoktur bu hayatta. ¶ yayınlanma tarihi: 21 kasım 2025
devam ediyor 6s önce güncellendi ANTEPTE GÖRDÜM BİR GÜZEL
@serapkylp_47
Okuma
3.91k
Oy
165
Takip
30
Yorum
12
Bölüm
44
Hayatının en büyük değişimini o gün çarşıda gördüğü kıza ilk görüşte tutularak değişen Devran Kozanlı Hayatında hep bir çaba ve zorlukla baş etmeye çalışan mutluluğun kendisini hiçbir zaman bulamayacağını düşünen Meva Arslanlı
devam ediyor 7s önce güncellendi Abiler Mi?
@asabibirgitarsever
Okuma
1.86k
Oy
189
Takip
45
Yorum
86
Bölüm
10
~Klasik gerçek ailem kurgusudur~ Doğduğundan beri yetimhanede büyüyen Lavin tam umudunu kaybettiği sırada bir aile onunla tanışmak ister nereden bilebilir ki onunla tanışan ailenin öz ailesi çıkacağını? Yeni aile yeni okul yeni aşklar...
devam ediyor 7s önce güncellendi GÖNÜL DAVASI
@bozkirinkizi
Okuma
8.08k
Oy
1.22k
Takip
54
Yorum
3.52k
Bölüm
31
Eski dönemde Anadolu`da geçen merhametin sevginin gücünü gösteren bir aşk hikayesidir. Güzelliği diyara nam salmış köylü kızı Gazel, o güzelliğe evvelden beri sevdalı olan yiğit bir delikanlı Cemal. Birbirlerine sevdalı iki yürek. Gazel ve Cemal birbirlerine duydukları derin aşkla kavuşacakları günün hayaliyle yaşarlar engeller çıksa da vazgeçmezler. Gazel sevdası Cemal`le vuslata ermeyi beklerken hayat hiç ummadığı yerden vurur onu amca oğlu Süleyman`a gelin ederek. Hayatını yedi yaşında ki oğluna adayan Süleyman amca kızını kurtarmak için çareyi nikahına almakta bulur. İki sevdalı yürek, üç farklı hayat ve küçük bir çocuğun dokunuşuyla değişen hisler bu davada hangisi galip gelir?
devam ediyor 7s önce güncellendi Kuçu Kuçu mu?|Yarı texting
@denizzmavisi
Okuma
132
Oy
32
Takip
2
Yorum
154
Bölüm
6
Birbiriyle tamamen farklı olan iki kişi düşünün. Birisi kurt adam birisi vampir. Amaçları ve görevleri farklı olan iki farklı ırk. Bu iki düşman aniden yakınlaşırsa. ❗ Homofobik olanlar gelmesin❗
devam ediyor 7s önce güncellendi ÜÇ KURŞUN BİR GELİN
@kralitsa_
Okuma
6
Oy
2
Takip
1
Yorum
0
Bölüm
1
Bu hikaye, Berguhan Aşireti Reisi Birtan`ın, düşman aşiretin Hanımı Şahnur’a duyduğu, imkânsız ve saplantılı aşkın, bir ailenin üzerine nasıl kara bulut gibi çöktüğünün destanı...
devam ediyor 8s önce güncellendi Devrim gxg
@wwestcoastt
Okuma
311
Oy
2
Takip
2
Yorum
0
Bölüm
12
"Eğer bu ülke için savaşacaksan onların değil bizim için savaş, kadınlar için savaş." wattpaddeki kitabımı burada da yayımlıyorum.
devam ediyor 8s önce güncellendi AMADEYİ EMRİNE BERDEL
@aytengul
Okuma
9.65k
Oy
778
Takip
173
Yorum
90
Bölüm
16
"Bir kere ya, bir kere! Bir kere de ben dediğimi yapın lan! Bir kere! Dişimi kıracağım, sizin gibi lavuklar ancak bana rast gelir zaten. Şerefsizler." Asabım bozulmuştu. Neymiş efendim, şirket hisselerinin birçoğu evli ve çocukları olan abilerime verilecekmiş! Bok yerler... Ben sağ olduğum müddetçe, kimse benim olanı alamaz. O kadar! Sandalyeye daha da yayıldım, başımı ellerimin arasına alıp soluklandım. Daha şirketin yolunu bilmeyenler, bana ahbaplık kesilmekten başka bir şey bilmiyorlardı. Oysa ki ben canımı dişime takıp gece gündüz çalışmıştım. Onlar ortalıkta fink atarken, ben ter döküyordum. Onlar gece kulüplerinden çıkmazken, ben kendi çabamla yolumu çiziyordum. Onlar her gece bir kadının koynunda uyurken, ben iyi bir geleceğim olsun diye didiniyordum. Ben koskoca Kenan Azadoğlu’yum. Buraların hiçbirine yapmamıştım, yapmayacaktım da. Babam ağa olmasına rağmen, ben kendi şirketimi kurmuştum. Babamın şirketi iflas etmişken, benim şirketim her geçen gün biraz daha ihtişam kazanıyordu. İlaçlarımı içmeliydim. Doktor, ilaçlarımı ihmal edersem durumumun kötüye gideceğini açıkça söylemişti. Sakin olmalıydım. Daha 26 yaşındayken felç kalmak isteyeceğim son şeydi. Maazallah başıma bir şey gelse, beni ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yaparlardı. Hele o Kezban cadısı... Kimseye fırsat vermeden, ilk o beni cehenneme yollar. Şeref yoksunu bir insandan farksızdı. Kimseye bir hayrı dokunmayan, aile dağıtan bir kadındı. Kadın demek bile kadınlara hakaretken, bu kadın, ortada namuslu rolü kesip göz boyamaktan başka bir bok bilmiyordu. Yedi aylık hamile annemi merdivenlerden itmiş, annemin ölümüne sebep olmuştu. Üstelik kardeşim de o olay yüzünden erken doğmuştu. Kezban yüzünden, güzeller güzeli can parçam Canan’ım tekerlekli sandalyeye mahkûm kalmıştı. Telefonum titrediğinde aramaya baktım. Can parçam arıyordu. Derin bir nefes alıp hızla kendime geldim. Onu üzmek, isteyeceğim son şeydi. Telefonu açtığımda Canan bıcır bıcır konuşmaya başlamıştı bile. Canan: Ağabeyim, nasılsın, iyi misin? Ben: Güzelim, can parçam, sen iyi misin? Canan: Abi, benim canım çiğköfte istedi. Geldikten sonra bana ellerinle çiğköfte yapıp yedirir misin? Ben: Can parçam, lafı mı olur? Ağabeyin değil miyim? Yaparım tabii. Sen iste, konağı ateşe bile veririm. Kıkırdadı Canan: Ağabeyim, sen iyi ki varsın yaa... Yine lafları uzatarak konuşuyordu. Biliyordu ki, en sevdiğim şeydi. Ben: Ağabeyin kurban olur kuzuma. Merak etmeyesin. Erken geleceğim. Sen şimdi git, bir iki bir şeyler ye. Aç kalma sakın. Canan: Ağabeyim, beni hiççç merak etmeyesin. Benim karnım yıla basa dolu. Sen gelene kadar da yerim. Ben: Yiyeceksin tabii. Ağabeyin boşuna çalışmıyor yaa. Canan: Canım ağabeyim, sen hiç merak etme. Ben senin kazandığın paraları çatır çutur yiyorum. Bugün de mağazaya gitmeyi düşünüyorum. Ben: Can parçam, hava sıcak. Sağlığın etkilenmesin. Canan: Ağabeyim, ben iyiyim. Hem tek çıkmayacağım. Korumalar da yanımda olacak. Ben: Elbette ki olacaklar. Boşuna para vermiyorum. Şöyle bir karı kız peşine düşmesinler de, yanında adam gibi dursunlar. Canan: Ağabeyim, sen hiç merak etme. Senin korkundan, bir milim bile benden uzak durmuyorlar. Ben: Can parçam, ben kartına para atacağım. Gönlünce harca, gez dolaş. Sağlığına dikkat et. Bu arada başka diyeceğin yoksa kapatmam lazım. Canan: Ağabeylerin bir tanesi, canım ağabeyim... Sen merak etme. Ben: Hadi sağlıcakla. Canan: Bye bye. Telefonu kapatır kapatmaz Cihan’ı aradım. Cihan ve Cahit… Aradığımda her zamanki gibi uzun süre çalmasını bekledim. Beşinci çalışta açılan telefonla bir an duraksadım. Normalde pezevenk onuncu çalıştan önce açmazdı, şaşırdım. Ben: Alo. Cihan: Buyur ağam, hayrola? Ben: Canan elbise falan alacak. Yanında durun. Cihan: Ağam etme eyleme... Canan Hanım mağazaya gitti mi çıkmıyor, bir de akşam olmadan dönmüyor, bilirsin. Ben: Cihan, oraya gelirsem topuklarından asar, yarım saatte bir kafanı suya sokarım. Dediğimi yap. Cihan: Ağam, emrin ola. Ben: Ha şöyle, adam ol. Ha bu arada, Cihan, kaşın gözün oynamasın. Cihan: Ağam, benim kaşım gözüm ne zamana oynamış? Tessüf ederim. Ben: Cihan, Cahit’i sana  düz getirip yan sokmadan dediğimi yap de. Cihan: Emrin olur ağam. Telefonu kapatıp işime odaklandım. Bu ayki kazançlar epey yükselmişti. Ancak boşa harcayacak zamanım hiç yoktu. Elimdeki dosyaları alıp teker teker okumaya ve imzalamaya başladım. Hiçbir evrakı gözüm kapalı imzalamazdım. Zamanında yaşadığım tatsız olaylar, bu konuda titiz davranmamın en büyük sebebiydi. Küçüklüğümden beri tek isteğim, biricik kız kardeşimin her isteğini yerine getirmekti. Annemin yokluğunda ona en iyi şekilde bakıp, iyi bir hayat yaşamasına olanak sağlamak için elimden geleni yapıyordum. Elimdeki dosyalara gömülüp projeyi incelemeye başladım. Dosyada, gelecek vadeden bir projeye gözüm takıldığında dudaklarımda hafif bir gülümseme oluştu. Tamamen doğa dostu ve düşük maliyetle hayata geçirilecek bu proje, epey para edecek gibiydi. Hemen önümdeki telefonu aldım ve asistanımı aradım. Sen: Alo, Sezin. Bana müdürü çağır. Sezin: Tamam efendim. Telefonu kapattım, gözümü tekrar dosyaya çevirdim. Kısa süre sonra Cemil Bey kapıyı tıklattı. "Gel," dedim. İçeri çekingen adımlarla girdiğinde, karşı koltuğu işaret ettim. "Fire Oranlarını Azaltma Projesi" başlıklı dosyayı önüne bıraktım. Gözümle “bak” der gibi işaret ettim. Dosyaya göz attığında ona döndüm. "Güzel iş," dedim. Bunu beklemiyor olacak ki, şaşırdı. "Efendim, beğenmenize sevindim," dediğinde, hafifçe güldüm. Yüzüne baktım. "Bir de sen açıkla bakalım projeyi," dedim. Bana bakıp hızla konuşmaya başladı: Cemil: “Bu çalışmanın amacı, üretim hattında meydana gelen firelerin sebeplerini analiz ederek, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve fire oranlarının düşürülmesine yönelik sistematik öneriler sunmaktır. Bu proje sayesinde: Maliyetler azaltılacak, Kaynak israfı önlenecek, Üretim verimliliği artırılacak ve Kalite standardı iyileştirilecektir.” Yüzüne baktım. "Aferin," dedim. "Efendim, beğenmenize çok sevindim. İnanın, güveninizi sarsmayacağım," dedi. "Bak," dedim, sesimi biraz alçaltıp sertleştirerek, "Bu proje iyi sonuç vermezse, bu belgeleri sana yediririm." Yutkundu. "Tamam efendim," deyip odadan çıktı. Saatler sonra gelen telefon aramasıyla hızla ayağa kalktım. Arayan Canan’dı ve sesi korkmuş gibiydi. Canan: Ağabey, hemen eve gel! Ben: Ne oldu canım? Bir şey mi oldu? Canan: Abi... Yaren Abla, Dağdelenlerin oğluyla kaçmış! O an yerimde donakaldım. "Osalak kızın böyle bir şey yapacağı belliydi," dedim dişlerimi sıkarak. Canan: Ağabey... Berdel kararı aldılar! Bu söz, kafamın içinde dönüp duruyordu. Bir an sustum. Canan’ın sesi beni kendime getirdi. Canan: Ağabey? Ben: Kime berdel istiyorlar?! Canan: Sana, ağabey... Boğazımdan öfkeyle gelen bir homurtu koptu. Ben: Nasıl olur bu?! Canan: Vallahi ağabey, Dağdelenlerden Burhan Ağa, kızını kolundan tutup evin önüne attı bile. Berdelin olmama gibi bir ihtimal kalmadı, herkes sus pus! Ben: Olmaz. Sertçe ve kararlı bir şekilde söyledim. Canan: Vallahi abim, gelmelisin. Hemen gel! Ortalık çok karıştı, çok! Hemen yerimden kalkıp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Odadan çıkıp asansörün önüne geldiğimde, düğmeye bastım. Asansör hızla geldi. Biner binmez dakikalar içinde aşağı indim. "Hemen arabamı getirin!" dedim. Dakikalar sonra araba gelirken hızla kapısını açıp bindim. Emniyet kemerini bile takmadan aracı sürmeye başladım. Ellerim titriyordu. Birinin benim adıma karar vermesi, en nefret ettiğim şeydi. Böyle bir kararın da ancak Kezban cadısının başının altından çıkacağı belliydi. Trafik ışığının kırmızıda yanmasına aldırmadan geçtim. Çıkacak ceza, gram umurumda değildi. Konağın önüne geldiğimde, arabayı hızla kenara çektim ve indim. Koşar adımlarla konağa girdim. Yerde ağlayan bir kız, görüş alanıma girdi. Üstü başı toz toprak içindeydi. Üstelik giysilerinde kan lekeleri vardı...
devam ediyor 8s önce güncellendi Yarmagül
@matmazelayla
Okuma
3.19k
Oy
321
Takip
41
Yorum
788
Bölüm
17
Senden büyüğüm kızım! Abin sayılırım ben senin!" demişti küçük çocuk sinirle. "Değilsin lan! Değilsin işte?" diye cırladı küçük kız. "Lan mı?" gözlerini kocaman açarak şaşkınlıkla kıza bakıyordu çocuk. Ne kadar değişik bir kızdı bu böyle! Daha sonra kaşları hızla çatıldı. Boyundan büyük lafları vardı bu bücürün. Tam konuşacakken; "Kızım ayıp! Lan denir mi?" diye çıkıştı annesi, karşısındaki çocuğun annesine mahcubiyet dolu bir bakış fırlatırken. Emre abisi "Anne bir de kızına yarmagül diyoruz diye kızıyorsun" deyip bir kahkaha savurdu. Bunu duyan küçük çocuk da gülmeye başlamıştı! Küçük kız kaşlarını çattı usulca, sinirlenmişti onlara. Hemen bir şeyler düşündü ve basit planını o an uygulamaya koydu: hem abisi hem de o gıcık çocuk alınlarına birer taş yemiş ve kahkahaları, yerini tüm mahalleye yayılan, acı bir feryada bırakmıştı... 🖤Leyla Gül & Ömer 🖤 Yarmagül adında yayınlanan ilk ve tek kitappad kitabıdır... Tamamen şahsıma aittir!
devam ediyor 9s önce güncellendi Zümrüt Sırları
@hiraethly
Okuma
50
Oy
10
Takip
4
Yorum
3
Bölüm
2
Not: anlaşmalı evlilik, yaş farkı ve içerik vardır. Yaşı küçük okurların okumaması önerilir. Özgür olmak için verdiğim sözler babam için kendimi hiç tanımadığım bir adamla evlenerek kafese koymamla bozulmuştu. Hüznün kasvetine bulanmış bu kafesin anahtarı ise bakışları gibi keskin ve soğuk bir adamdaydı. Yüzüğümün eşi, hayatımı birleştirdiğim adam. Bu romantik bir hikâye değildi. Donuk, keskin ve renksiz bir evlilikti ve ben bu kafeste buzdan misali bir adamla yalnızdım.
devam ediyor 9s önce güncellendi ELİZA
@yzrsitare
Okuma
19.2k
Oy
1.19k
Takip
189
Yorum
120
Bölüm
58
"Yemin ederim meleğim... Aldığım her nefeste, özlemin kalbimi yakıyor..." "O cennetin kapısında bekleyen bir melekti ama şeytan kanatlarını yaktı..." BU KİTAPTAKİ KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR
devam ediyor 10s önce güncellendi Kaderin Yükü
@nurr.r_
Okuma
17.65k
Oy
1.48k
Takip
170
Yorum
924
Bölüm
28
Ben, Beritan… Töre evliliğinin, yani berdel geleneğinin kurbanı olan bir kadınım. Kendi isteğim dışında, hiç beklemediğim bir anda, bilmediğim bir hayata sürüklendim. Karanlık bir noktaya, soğuk bir yabancıya, hiç tanımadığım bir adama adım atmak zorunda kaldım. Ve o adımı atmamdaki sebep ne sevgi ne de istekti. Sadece bir kefaretti… Bir bedeldi. Bir borçtu. Ve benim kaderim, abimin hayatını kurtarmak için ödenen bir anlaşmaya sıkışıp kaldı. Bana öğretilen tek şey, bir kadının varlığının ailesinin borçlarını kapatmak için kullanılabilecek bir araç olduğuydu. Ve ben de o araç olmuştum. O adam… Tanımıyordum onu. Gözlerinde bana ait hiçbir şey yoktu. Ne bir tanıdıklık ne de bir sıcaklık… Sadece derin, uçsuz bucaksız bir soğukluk. Aramızda ne bir bağ vardı ne de bir ortaklık. Aynı çatı altında yaşayan, birbirine mecbur iki yabancıydık. Ve bu evlilik… Bir anlaşmaydı. Bir zorunluluk. Ama her geçen gün, her dakika, her nefeste… İçimden bir şeyler kopuyordu. Aşk yoktu. Sevgi yoktu. Aramızda yalnızca intikam vardı. Kırılmış, kararmış kalplerin oluşturduğu dipsiz bir boşluk… O adamın varlığında kayboluyordum, gözlerindeki soğuklukta eriyordum. Onun da bana karşı bir hissi yoktu. Ne bir ilgi ne de bir beklenti. Sadece birbirimize yabancıydık. Ve bu yabancılık, her geçen gün daha da büyüyordu. Ama sonra fark ettim… Sessizlik, bazen kelimelerden daha fazlasını anlatır. Onun gözlerine her baktığımda, o buz gibi bakışların ardında bir şeylerin gizlendiğini hissediyordum. Acı mıydı, öfke mi, yoksa geçmişin küllerine gömülmüş bir pişmanlık mı, bilmiyordum. Ama orada bir şey vardı. Ve beni en çok korkutan şey şu: Ya o soğukluğun ardında saklanan şey, bir gün bana dokunursa… Ya ben de değişirsem? Bu bir oyun değil. Bir masal hiç değil. Kimse mutlu bir son vaat etmiyor. Ama içimde bir korku var. Ya bu zorunluluk, hislerimi benden çalmak yerine bana bilmediğim bir şeyi öğretirse? Ya nefretin içinde sıkışmış duygular, zamanla başka bir şeye dönüşürse? Ya o adam, bir gün bana gerçekten bakarsa… Ve ben de ona bakmaya başlarsam? Bilmiyorum. Tek bildiğim şey, içimde sessizce büyüyen bir ihtimal. Ve en çok korktuğum şey, o ihtimalin bir gün gerçeğe dönüşmesi…
devam ediyor 10s önce güncellendi Bi Umut
@kisakursunkalem
Okuma
7.51k
Oy
1.1k
Takip
40
Yorum
77
Bölüm
50
"Bilmezsin tabii! Nereden bileceksin ki? Anlamazsın o yüzden, boş ver!" diye kestirip attım. Ne yaşadığımdan zerre haberi yoktu. "Neyi bilmiyorum ben? Söyle de anlayalım!" dedi o da yakınarak. Şöyle bi baktım ona. Bazen kendime o kadar kızıyordum ki! Sanki dünyada insan kalmamış gibi neden gidip onu sevdim ki? Hiçbir zaman beni anlamayacaktı işte. Görmeyecekti beni hiç. Böyle uzaktan sorup duracaktı sadece. Sonrasında cevapsız sorularıyla beraber hayatına kaldığı yerden devam edecekti. İşte bu kadar umurundaydım onun. "Neyse ne. Gidiyorum ben." dedim umursamazca. Artık ona açıklama yapacak kadar takatim kalmamıştı. Madem umurunda değilim, o zaman benimle vaktini boş harcamasındı. Arkamı dönüp kapıya ilerledim. Birkaç adımdan sonra tam kapıyı biraz aralamıştım ki duyduğum ayak sesi ve hemen ardından az açılan kapının sertçe kapatılmasıyla olduğum yerde kaldım. Kapının sert sesi yüzünden ve onun ani hareketlerinden dolayı biraz yerimde sıçramıştım. Daha ne olduğunu anlayamadan kolumdan tuttuğu gibi beni kendine çevirip dibime kadar girdi ve tam olarak gözlerimin içine baktı. "Hiçbir yere gitmiyorsun!" diye tısladı adeta. "Bu mesele hemen şimdi çözülecek! Başka bir alternatifi yok!" Yakınlığından dolayı elim ayağım titremeye başlamıştı bile. Her ne kadar kocam da olsa bu yakınlık fazlaydı benim için. Alışkın değildim bi kere. Yine de yutkunup gözlerimi kaçırdım. "Halledecek ne var ki sanki?" diye konuştum kendi kendime. O ise biraz daha yaklaşıp beni iyice kapıyla kendi arasına sıkıştırmıştı. Kendimi kapıyla bütünleştirmeye çalışırken o hala gözlerimin en içine bakıyor beni çok daha zor bir duruma sokuyordu. "Bu tavırların sebebini öğrenmeden seni bırakmaya niyetim yok. Ya bana neler olduğunu anlatırsın ya da bu şekilde sabaha kadar seni bekleriz. Seçim senin karıcığım."
devam ediyor 12s önce güncellendi Gerçek ailem Esra
@elifviyanyilmaz13_
Okuma
611
Oy
70
Takip
8
Yorum
23
Bölüm
14
Bu ilk kitap yazisim umarım beğenirsiniz konusu gerçek ailem kurgusu okudum ama beğenmedim umarım güzel bir kitap çıkar
devam ediyor 13s önce güncellendi Motorcu| Yarı texting
@denizzmavisi
Okuma
4.3k
Oy
654
Takip
67
Yorum
652
Bölüm
18
Sosyal medya hesabından ünlü bir motorcuyu takip eden Gazel, o motorcunun maskeyle gizlediği yüzünü çok merak eder ve motorcuya yazmaya karar verir. Motorcunun bakmayacağına o kadar emindi ki içinden geçen her şeyi yazmıştı. Ama nerden bilebilir ki motorcu onca mesajın içinden o mesajlara bakacak?
devam ediyor 14s önce güncellendi HAYALDİ
@dr.mert
Okuma
3.35k
Oy
2.05k
Takip
40
Yorum
390
Bölüm
41
Hayalle gerçek arasında bir rüya... Bu benim yaşamım değil; bana emanet edilen trajik bir sonla hapishanede ölen eski bir hocanın, bir mahkumun sigara kağıdına yazıp biriktirdiği notlardan....
devam ediyor 14s önce güncellendi Kâğıt Yıldızlar | Texting
@justieuranus
Okuma
74
Oy
26
Takip
5
Yorum
15
Bölüm
7
Hayat, bazen kâğıttan yapılmış birkaç yıldızın içine sığdıralacak kadardır. ☆ 06.09.2025`
devam ediyor 14s önce güncellendi Yanlış Bey| yarı texting
@denizzmavisi
Okuma
1.56k
Oy
190
Takip
18
Yorum
493
Bölüm
18
Okulun h*m*fobik çocuğuna aşık olan Bulut arkadaşına yazmak yerine Alaz`a yazarsa ne olabilir ki? ❗H*m*fobik olanlar gelmesin❗
devam ediyor 15s önce güncellendi Bir Damla Kan
@nurrunuuz
Okuma
19.05k
Oy
2.29k
Takip
274
Yorum
426
Bölüm
32
Bir damla kan uğruna birleşen iki hayata intikam yemini dahil olursa. *** Düşman aşiretin kızıyla bir dama kan uğruna evlendiği için kızın konağa geldiği gün Mardini terk eden adam.. Düşman aşiretin oğluyla bir damla kan uğruna evlendiği gün evlendiği adam tarafından terk edildiği için intikam yemini eden kadın.. *** Başlama tarihi; 09.04.2025
tamamlandı 15s önce tamamlandı GERÇEK AİLEM
@dongussss
Okuma
24.11k
Oy
1.86k
Takip
144
Yorum
1.59k
Bölüm
21
17 yıl sorna Nilsu Taşın Gerçek Ailesini bulması.
devam ediyor 15s önce güncellendi KANLI KALP
@dongussss
Okuma
445
Oy
80
Takip
11
Yorum
9
Bölüm
11
Siz hiç evlendiğimizde Evet dedikten sorna ne düşündünüz? Mutluluk? Aşk? Hayatını geçireceğin adam? Peki ya hiç evet der demez sizi korumak için kendini öne atan kanla kaplı olan kocanızın sizin kucağına düşmesi? "Hayat bazen hiç istemediğin anda istemediğin şeyleri yaşatır ya Hejam belki ben senin istemediğin kişiyim ama sen benim istediğim istediğim zaman bana gelen en güzel lütufumsun."
devam ediyor 18s önce güncellendi Ölüme Çeyrek Var
@delysandal
Okuma
560
Oy
76
Takip
36
Yorum
20
Bölüm
9
Ben o uçurumdan atlayalı çok oldu,düşmeyi bekliyorum sadece.
devam ediyor 19s önce güncellendi Kartalar yüksek Uçar töre
@wattapadmardinliki
Okuma
87
Oy
15
Takip
7
Yorum
6
Bölüm
5
Ezo (Ezelê Ronî), henüz 16 yaşındayken kalbini dinledi, gençliğin cesaretiyle sevdiği adamla Mardin’in taş sokaklarından kaçıp evlendi. Rezanê Berfîn (Rezan Şevdar), onun ilk aşkıydı… Kavuşmalarıyla hayatları cenneti andıran bir yuva oldu. Küçük kızları Bukre, 2 buçuk yaşında, evin güneşi, annesinin nefesi, babasının gururuydu. Ezo ikinci çocuklarına hamileyken evde bir misafir belirdi: kocasının yengesinin doktor kardeşi Rezanê Nîhalî Aram (Nîhalê Aram). Ailesine iyilik ve şifa taşıyan bu kadın, Ezo’nun yuvasında fırtınaya dönüşecek kıvılcımı ateşledi. Rezan’la Nîhal’in göz göze gelişi, zamanla yasak bir ilişkiye kapı araladı. Bir yanda kan bağıyla örülmüş töre duvarları, diğer yanda tutkunun alevi yükseldi. Doğumuna yardım edilen gece… Ezo, kendi yatak odasında kocasının iç çamaşırını görünce, içindeki sarsılmaz güvenin yerle bir oluşunu anladı. Gerçek, göğsüne bir hançer gibi saplandı: İhanet sadece aşka değil, namusa edilmişti. Kucağında Bukre, karnında bebeği… Ezo gitmek istedi. Ama töre gitmesine izin vermezdi. Çünkü o artık bir kadındı, bir anneydi; ama aynı zamanda bir aşiretin görünmeyen zincirleriyle bağlı geliniydi. Aşk nefrete, nefret yangına dönmeye başladı. Çaresizliğin doğurduğu cesaret onu kaçmaya iterken; Rezan da töre de onun önünde katı birer kartal gölgesi gibi yükseldi. Ezo’nun tek suçu sevmesiydi… Nîhal’in tek suçu tutkuyu seçmesiydi… Rezan’ın suçu ise kalbiyle töre arasında sıkışıp kalmasıydı. Mardin’de bir kadın iki şeyle sınanır: Aşk ve Töre. Bazıları yenilir, bazıları küle döner… Ama bazıları kanadı kırık olsa da yüksekten uçmayı öğrenir. Bu roman, törenin gölgesinde doğan bir aşkın değil, törenin ateşinde doğan bir kadının hikâyesidir. gerçek hayat hikayesi
devam ediyor 19s önce güncellendi Gurbet kadın
@wattapadmardinliki
Okuma
130
Oy
9
Takip
9
Yorum
2
Bölüm
7
Maraş’ın sert coğrafyasında kök salmış Zalimoğulları Aşireti’nin başında, gücü ve gölgesi bile korku salan Kadem Ağa vardır. Kadem, toprak, para ve silahla hükmünü yürütse de yüreğinde kapanmayan bir yara taşır: çocuksuzluk. Sekiz yıllık evliliğine rağmen Kadem Ağa ile eşi Meryem Hanım bir evlada kavuşamaz. Aşiret büyükleri ve halk, Meryem’i “kısır ocak” diye damgalarken, Kadem bütün baskılara rağmen karısının arkasında durur. Fakat gururu ve sabrı bu sözlerle her geçen gün daha da sınanır. Bir gün Meryem Hanım, kocasının soyunu sürdürmesi için, kendi elleriyle Gurbet’i bu ocağa getirir. Gurbet, dağların kızı gibi asi, sert ama bir o kadar saf ve güzeldir. Meryem’in iyi niyeti, Gurbet’in kaderi ve Kadem’in ihtirası bir araya geldiğinde konağın dengesi altüst olur. Kadem, önce öfke duysa da zamanla Gurbet’in iradesi ve güzelliği kalbine işler. Gözleri Meryem’i görmez olur; gönlü Gurbet’e akmaya başlar. Bu durum Meryem’i içten içe tüketirken Gurbet’in kendi vicdanı da alev alev yanar. Üçünün de yüreğini dağlayan bu imtihan, aşiretin töresi, dağların sertliği ve kaderin çizdiği yollarla sınanacaktır. Kadem Ağa’nın gücü, Meryem’in sabrı ve Gurbet’in acısı, bir gün hepsini geri dönüşü olmayan bir karara sürükleyecektir. Zalimoğulları, güç, aşk, ihtiras ve acının Maraş’ın dağları kadar sarsıcı hikâyesidir.
Loading...