"Hayatım onunla değişmişti. Bir bataklığın içinden elimi yavaşça tutarak çıkarmıştı ve yine düşsem sıkılmadan çıkarırdı." Babasına yapılanlardan sonra başına büyük sıkıntı ve olaylar gelen Lara Akay bir gün onu takip eden adamları yakalamak için operasyon kuran örgüt ve güvenlik lideri olan Giray Dinçer ile tanışır. Ve başına gelen olumlu ya da olumsuz olaylarla birlikte başa çıkmaya çalışır. "Her göz yaşın benim kalp ağrım."

Arakdışın gazıyla okuldaki bi çocuğa yazan mine ilk arkadaş olduğu çocuğa sonra aşık olcağını hiç tahmin etmezdi….

Okulun son günü tatil planları yapan 4 yakın arkadaşın yaz tatili için gittikleri Antalya da yaşadıklarını konu alıyor. Aşırı eğlencel maceralar yaşayan bu 4 arkadaşın anılarınıokuduğumuz bu kitapta oldukça güleceksiniz.

Bir tatil planı… Yanlış bir adres… Ve kaybolan bir günlükle başlayan entrika dolu bir serüven. Lina ve Kaan’ın yolları beklenmedik şekilde kesişir. Peki, bu karşılaşma onları nereye götürecek?

Her şey bir “merhaba” ile başladı. Mariya, 16 yaşında, Bursa’da yaşayan sessiz ve içine kapanık bir genç kızdır. Evinin soğuk duvarları arasında kaybolmuş, annesiyle babasının kırık dökük ilişkisi arasında sıkışıp kalmıştır. Onu ayakta tutan tek şey, kimseyle paylaşamadığı defterine döktüğü gizli satırlardır: sessiz notlar… Derken Alex gelir. Yeni bir şehirden, yeni bir hayatın içine düşmüş bu yabancı, Mariya’nın sessizliğine dokunan ilk kişi olur. Kahkahalarıyla, sözleriyle ve hiç beklenmedik şekilde açtığı yaralarıyla. Ama her yakınlık yeni korkular getirir. Sessiz notlar gün yüzüne çıktığında Mariya, yalnızlığını, dostluğu ve kalbine düşen ilk aşkı yeniden keşfedecek; belki de hayatındaki en büyük sırrıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Sessizlik bazen bir sığınak, bazen de en yüksek çığlıktır.

Eylülün herşeyden habersiz çıktığı bu yolda, yeni yeni olaylar bekliyordu. Eylülün İstanbul`a gelişiyle herşey yeniden başlayacaktı. 23 yaşındaki Eylül ve Eylül gibi babası yada annesi ajan olan bazı kişiler ,23 yaşlarına gelince ortak düşman tarafından öldürüle cektiler. Bunun nedeni ise Eylülün babası ve Eylülün babasını arkadaşları düimanın 23 yaşındaki ikiz erke çocuklarını öldürmeleriydi. Düşman ise oğullarının ölümünden sonra bunu bir can borcu bilip . `benden can gittiyse sizden de bir can gidecek `diye haykırmış ajanların çocuklarını öldüreceğine söz vermişti.

Kimdim Ben Siyah Melek diye bağıran kana susamış insanların önündeki ringde rakibini vahşice ölesiye döven o asi kız mı Yoksa zengin iş adamı Yavuz Bey`in güzeller güzeli şımarık prenses kızımı Sahi kimdim ben

Bir yara bu kadar anlamlı olur

Melis normal sayılabilecek bir hayat yaşayan bir kızdı. Üniversite de istediği bölümde okuyordu, harika arkadaşlıklara sahipti, tatlı bir kafede çalışıyor ve kendince bir düzeni vardı. Yani kısaca huzurluydu. Bir insan başka hayattan ne isteyebilirdi ki? Ama sonra gelen bir arama ve duyduğu haber, Melis`i karmaşık bir olayın içine sürüklemişti.

Gece, okul hayatı ve yoğun yüzme antrenmanları arasında gidip gelirken son günlerde yorgun ve halsiz hissetmeye başlıyor. Peki ya bu halsizlik sıradan bir halsizlik mi?

Sedef İstanbuldan Ankara`ya hem çok özlediği kuzenini görmeye hem de yeni ve yeniden temiz bir sayfa açmaya gider. Orada yeni bir okula başlar ve yeni arkadaşlar edinir. Fakat yolunda gitmeyen şeyler olur.

Aden Sarıca , güçlü, cesur ve korkusuz bir kadındır. Doğduğu aileden koparıldı, üvey bir evde büyüdü, ama hiç pes etmedi. Gerçek ailesi ve abileriyle yüzleştiğinde, geçmişin sırları, ihaneti ve kayıplarıyla baş etmek zorunda kalır. O artık sadece bir anne değil, “Kızıl Afet” olarak anılan, yıkılmaz bir savaşçıdır. Hayat, aşk ve aile bağlarının ortasında şekillenen hayatında nasıl savaşlar verecek.

Bazen camdan baktığında sadece kendini görürsün.

Herkesin bir sırra ihtiyacı vardır. Görünenle gerçek arasında ki farkı, en güvendiğin yerde saklanır. Popülerlik, güzellik, zenginlik hepsi sadece birer maske. Peki ya maskenin ardında kalan gerçek?

“Aşk ya seni öldürür… ya da kendini unutturur.” Kaitlyn Taş’ın sıradan görünen hayatı, babasının yıllardır yanından ayırmadığı gizemli bir pusulayı ona emanet etmesiyle altüst olur. Pusulanın peşinde karanlık bir dünya, ölümcül düşmanlar ve geçmişten gelen sırlar vardır. Bir yanda aşık olduğu Oğuz, diğer yanda nefret ettiği halde kalbini karıştıran tehlikeli adam Timur Kandemir… Kaitlyn, dostluk ile ihanet, nefret ile aşk, ölüm ile yaşam arasında en zor seçimini yapmak zorundadır. Bir öpücük kadar yakın, bir kurşun kadar uzak… Seçenek basit görünüyor: Kill or Kiss. Kitap kapağı @yazarinbahcesi tarafından tasarlandı.

"kırca... Beni sınama," dedi tane tane. Her bir kelimesinde nefesi tenimi okşayıp odağımı şaşırtıyordu. kendi kendine kuduruyordu köpek. Benim bu zamana kadar kime kötülüğüm olmuştu allasen? "kartal abi," dedim usul usul. Dudaklarımı dişledim. Gözleri kısa bir an dişlerimin arasında ki dudaklarıma kaydı. Hangi bahaneyi öne süreceksin acaba? "Benim bir suçum yok valla bak." Ben mi istemiştim karakollara düşmeyi. hangi kaçık isterdi öyle değil mi? "Abime söyleme kurban olayım." Abimin öğrenmesi demek amel defterimin kapanması demekti. Kendi mezarımı bana kazdırırdı Allah korusun.

Zorlu görünen bazı süreçler, aslında beklenenden daha kolay aşılır. Birde o süreçte her daim yanı başında olan bir destekçin varsa… Göz açıp kapayıncaya kadar tüm acılarını unutturur insana. Sadece gözlerine bakman yeter aslında. İşte bu hikaye de bir Platin ile başlamıştı. Poyraz’ın çıktığı boks maçında aldığı darbeyle, bir Platin takılmıştı bacağına. 4 senedir tanıdığı, lise arkadaşı Bade ise hiç kuşkusuz yanında durmuştu. Senelerin biriktirdiği anılar yerini çok daha güzel sahnelere, çok daha anlamlı dakikalara bırakmıştı. Onlar 4 sene boyunca aynı bahçeyi paylaşan arkadaşlardı, şimdi ise birbirlerinin hayatlarında en güvenilir liman olmuşlardı…

Agah, onu ilk görüşte sadece bir anlık bakışla süzdü. Fazlasına gerek yoktu. Yabancıydı. Yabancı demek mesafe demekti. Ama hayat, planladığı gibi tek düze gitmeyecekti. Çünkü bazen en sağlam tahtalar bile en beklenmedik yerinden çatlar, bazen en sert kalpler en küçük gülüşle kırılıverirdi.

Bir okulun ilk günü. Bir sarsıntı. Ve karanlıkta kalan sesler. Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Bir anda hayat değişti. Şimdi geriye kalanlar, açlıkla, korkuyla ve vicdanlarıyla baş başa. KAT-1,bir felaketin ortasında hayatta kalmaya çalışan gençlerin değil, insan kalmaya çalışanların hikâyesi.

Siz: Gönül gözüm kapalı bilerek sana yazılıyorum (09:38) Burak:? (09:40) Siz: A penceresi aralı her yerine bayılıyorum (09:40) Burak: Kimsin bilmiyorum ama pencerem açık değil (09:41)

İktisat öğrencisi olan Alev Karadağ, sabah öğrenci geceleri ise ünlü bir yarışcıdır. Bir gün herkesin dilinden düşmeyen o yarışçı Deniz Soykan`la yarışır ve düşmanların güçlü çekişmesi başlar. Bakalım neler olacak❤️‍🔥 Hızlı ve öfkeli sevenlere gelsin❤️‍🔥🚘🏍

“Sen… sen kimsin?” Bir anlık sessizlik oldu. Sanki tüm dünya nefesini tutmuştu. Arden’in dudaklarında yavaş bir tebessüm belirdi. Gözlerini onun gözlerinden ayırmadan, alçak ama kesin bir sesle söyledi: “Kalbinin sahibiyim.”

Karakterimiz gelişmiş teknolojinin olduğu bi çağda sıfır noktasından başlayarak kendi hikayesini yazıcak bunu yaparken sıradanlığını korumak ise felsefesi

Kitabıma çokça destek olun lütfen💌💌

Geçmişimizden kaçmaya çalışırız bazen ama kaçamayız işte Alp gibi geçmişimizin içinde kaybolur gideriz.Kimisi de umursamaz geçmişini her şeye rağmen sever seni Asel gibi.Alp aşık olmaktan korkar Asel yanında olur ve sonunda geçmişinden korkan Alp aşık olur.Hayatında ilk defa bir kıza bu kadar aşık olur ve güvenir gözlerinde hayatı bulur.Asel sevmem dediği Alp`i sevmeye başlar elbette ama Alp`in geçmişi bazı sorunlar ortaya çıkarır gelin birlikte okuyup olayları çözelim...