İçine kapanık ve yalnız biri olan Burak okulun ilk gününde gizemli bir kız olan Gizem ile tanışır ve ardından bir kaosun içine düşerler

"Nereye?" .. "Gabar dağında ki evime hocam"

Annesinin başkasıyla evlenmesi üzerine yasak aşk yaşayan kızımızı anlatan bu roman… Üvey abim…

4 yıl önce... Ödül töreninde sıra bana gelmişti ödülü almak için sahneye çıktım sunucu; Şimdi ödülünü takdim etmek için DURU ALACA`yı sahneye davet ediyorum Dedi ben ise sahneye çıkıp ödülünü aldım tam konuşmanın ortasındayken korumam olan Emir yanıma koştu Duru hanım abiniz Ayaz beyin yılda arabası patlamış şu anda hastanede Korumam bunları söyleyince gülüşüm bir anda yok oldu, beynimden vurulmuş döndüm, ayaklarımın altındaki zemin kaydı bir an. Abimin arabası mı patlamıştı? Ya ona bir şey olmuşsa, nasıl yaşardım ben? Hemen şah eden inip arabaya bindim şoföre Hızlı sür şu arabayı! Diye bağırdım. Biraz sonra hastaneye vardık abim ameliyathanedeydi ben ise çaresizce elim kolum bağlı ameliyathanenin kapısında bekliyordum hıçkıra hıçkıra ağlarken doktor çıktı hemen yanına koştum Doktor bey abim iyi değilmi? O yaşayacak degilmi? Bırakmadı beni degilmi? Diye sorularımı sordum ancak doktor üzgün bakıyordu, hayır olamazdı degilmi? Benim herkesim olanı elimden almamışlar dı?...

Kendini kitaplara adamış her kızın derinlerde bir yarası vardır zorlu bir hayat süren saye başından geçen zorlu tranvalardan sonra toparlanamış iyice içine kapanmış kendini kitaplara adamıştır oldukça asosyal olan sayenin ailesiyle birlikte boluya taşınmasıyla hayatı değişir.

Onur ile Aslı kuzenlerdir. Çocukluklarından beri birbirlerine aşıktır.

Benim en büyük cezam dövülmek , hor görülmek değil.. Benim en büyük cezam sevgisizlikti.

Ön Söz Her evin içinde sessiz kalan bir hikâye vardır. Dışarıdan bakıldığında sıradan gibi görünen dört duvarın arasında, bazen fısıltılar çığlığa dönüşür, bazen bir çocuğun suskunluğu her şeyden daha yüksek sesle konuşur. Bu hikâye, görünmeyen yükleri taşıyan bir kızın, Eylül’ün hikâyesi. Ağabeyi Baran, hayatla kavgalı… Ablası Derya, yürüyemese de hâlâ güçlü… Annesi Sevda, yıllar içinde tükenmiş ama çocukları için hâlâ ayakta… Ve bir baba… çoktan başka bir hayata yürümüşken, ardında kalanlara iz bile bırakmadan giden biri. Ama Eylül… O hep oradaydı. Bir sandalyenin ardında, bir kapının önünde, bir “hoş geldin”in içinde. Bu hikâye, dağılmış bir sofranın etrafında hâlâ umutla bekleyenlerin hikâyesi. Ve Eylül’de solmayan bir çiçeğin…

Özgürlük nedir ? Yaşamak nedir ? Peki ya sevgi,aşk, mutluluk? bunları bilmeyen bir genç kızın yaşam uğruna verdiği mücadeleyi hep birlikte göreceğiz...

Elisa, arkadaşından eski sevgilisinin numarası yerine yanlış numara alıyor ve bu yanlış numara sayesinde geçmişin sırları ortaya çıkıyor. Elisa: Sen bizi harcadın! Elisa: Bitirdin sen bizi. Elisa: Peki ben seni nasıl unutacağım? Elisa: Ne halin varsa gör! Elisa: Hiç mutlu olma, Allah belanı versin! 0551***: Yanlış numara . 0551***: Ben sandığın kişi değilim. Elisa: Ne!?

Kırmızı karanfil aşkı ve sıcaklığı temsil eder

babası asker olan asena cumurhiyet savcısı olur ailesini kaybettiğine bir türlü inanmayıp onları bulmaya çalışır kendisine bir ordu kurar ve aramaya başlar araken çok farklı hikayeler ve hayatlar bulur gökalp ordunun başı olarak yardım eder ama geçmişte bulunan bazı sırları çözmeye çalışarak farlı yerlere ulaşacaklar.

Yıldızlar Afra, yıldızlar gecenin sahibidir...

Hazan yıllardır acılarıyla başbaşa bir kızdır.Babası yıllar önce hayata gözlerini yummuş,annesi kanserle savaşıyordur. Kendisi ise koca bir evde üvey babasından şiddet görüyordur. Üvey babası aldığı tehditler sonucu kendisine bir koruma tutar ve Hazan`ın hayatı değişir.

Aşık olduğunuz kişiden vazgeçer miydiniz ? - BENİ TERK EDEMEZSİN ARYA. ***SUSMAK ZORUNDA OLMAK O AN CANINI YAKTI KADININ ARKASINI DÖNÜP GİTMEK SEVDİĞİ ADAMA SARILMAK VARKEN İNSAN NİYE GİDERDİ GERİDE BİR ENKAZ BIRAKTI KADIN GİDERKEN - SANA YEMİN OLSUN ARYA BAŞARAN GERİ DÖNDÜĞÜNDE MUTLU BİRİNİ GÖRECEKSİN ** YÜRÜYEN ENKAZ OLDUĞU KADININ ARDINDAN

"Ölmeden önceki pişmanlıklarını söylermisin" " evet söylerim" " seni dinliyorum" " keşke mutlu olmak için çabalamasaydım belki yorgun ve halsiz hissetmezdim" " peki bunlar olmasaydı ne dilerdin" " ne mi dilerdim tabikide bir çocuk sahibi olmayı" " şu an bunu gerçekleştirmek istermisin" "................................................................."

Önsöz Bazı mücadeleler sessizce verilir. Bir kadının kendini ispat etmek zorunda bırakıldığı bir dünyada, bazen en büyük savaş, en yakınlarımıza karşı verilir. Bu hikâye, güçlü bir kadının, Asu Nur Demirci`nin hikâyesidir. Bluewaves gibi büyük bir şirketin başında olmak kolay değildir; hele ki bir kadının adının gölgesinde bile sorgulandığı bir dünyada. Asu, başarılarıyla parlayan, ama ailesinin gözünde hâlâ “yeterli” olamayan bir kadındır. Babasının karanlık hesapları yüzünden, istemediği bir anlaşmanın içine sürüklenir. Bu anlaşma yalnızca bir imzadan ibaret değildir; bir hayatı, bir kalbi, bir kadının geleceğini değiştirecek kadar derindir. Anlaşmalı bir evlilik… İki yabancının kaderlerini ortak bir çıkar uğruna birleştirmesiyle başlayan bu yolculukta, Asu hem kendi iç dünyasında hem de çevresine karşı kıran kırana bir savaş verecektir. Onun mücadelesi; suskun kalmayan, kabullenmeyen, kendini arayan her kadın içindir. Bu roman, yalnızca bir aşkın, bir işin ya da bir ailenin hikâyesi değil; bir kadının kendi benliğini bulma, hak ettiği saygıyı kazanma ve kendi kaderinin iplerini eline alma hikâyesidir. Okurken belki kendinizi bulacak, belki de bir başkasının mücadelesini hissedeceksiniz. Ama en çok da, bir kadının yeniden doğuşuna tanıklık edeceksiniz. ❗❗❗❗❗❗❗❗❗❗❗❗❗❗❗ Not= kitabımın her hakkı bana aittir. Kopyalayan veya benzerlerini görürsem işlem yaptıracağım bilginize. Not= bu kadar alçalan olmaz umarım.

Güçlü bir kızın zorlu ve yorucu hayatı

Neva yıllar önce İstanbul`da bir yangında annesi ve ablasını kaybettiği için İstanbul`dan ve babasından hep nefret etmişti.Memleketi Bolu`da yaşarken aniden bir kararla İstanbul`a geri döner.Orada tanıştığı Batın ile bir ilişkiye sahip olur.

Yarım kalan Aşkın öyküsü

Bi kızın hayalleri yaşamak istedikleri ve yaşadıkları.

"Ve sana böyle uzakken,seni bir kez daha sevdim." Her zaman aynı kalır mıydı sevdiğimiz?Ya da yanımızda olur muydu? Her insan sevmemeliydi,anne olmamalıydı.Her adam da baba olamazdı. Efsun girdiği yeni aileye alışmaya başlamıştır lakin bazı şeyler patlak verir.O aileye gelmesi bir dönüm noktasıdır hayatında..Ve yıllar sonra acısını tamamlayan biriyle denk düşer.Fakat hayatında edindiği deneyimlerin boşuna olduğunu anlar.

Ben, Burcu Öztekin babasının kumara borcu yüzünden mafya Efken Karahan ile evlenmek zorunda kalan Burcu Öztekin... "Ya o borcu bize vereceksin yada kızın ile patron evlenir, eğer hiçbirini yapmam, yapamam dersen ölürsün seçim senin iki saatin var!" Dedi ve arkasını dönüp gitti. Bizede sadece arkasından bakmak kaldı. (Kitap tamamen bana aittir, hiç bir şekilde kopyalanamaz.)

Bir adım… Ya her şeyin başlangıcı, ya da sonsuz bir kayboluş. Selin, geçmişin acı yüküyle sırtı kamburlaşmış bir kadındır. On beş yaşında yaşadığı bir travma, yıllar sonra bile rüyalarına sızar. Artık yorgundur; ilişkiler, aile, hayat… hepsi üst üste binmiş bir enkaz gibi. Ama içten içe hâlâ bir şeyin yoluna gireceğine inanmak ister. Bir gün her şeyi bırakıp çıktığı kısa bir tatil, onu geçmişle yüzleşmeye, korkularıyla savaşmaya ve umutla yeniden bağ kurmaya zorlar. Bu yolculuk, sadece fiziksel bir kaçış değil; aynı zamanda bir kadının kendi karanlığıyla yüzleşerek yeniden doğuş hikâyesidir. Kimi zaman insanın en büyük şansı, kaçmak değil; kalıp savaşmaktır. Ve belki de en karanlık an, “Son Şans”ın doğduğu andır...

Yalnızlık insanları zehirleyen en büyülü parfümdür.. 2024 yılında arkadaşlarımla beraber yazdım yayınlamak istemedim ama arkadaşlarım çok istediği için yayınlıyorum.