devam ediyor 1h önce güncellendi
VEBA
@misliinaa_
Okuma
1
Oy
0
Takip
1
Yorum
0
Bölüm
1
Bir yel vurdu dağların yamacından denizin kıyısına doğru. Bu yel, soğukluğuyla beraber bir veba da getirmişti yanında. Ama bu salgından çok daha öte bir Veba’ydı. Ancak tümü şeytan üçgeninin içinde bir masum mahsur kalmıştı. Kızın masumiyetini koruması için gelmişti Veba. Veba’ya bakmak yasaktı. Görmeyi bırakın, bunu arzulamak dahi yasaktı.
Ama kız, onun varlığını ilk hissettiği an, yasakların içini kazıyan bir sessizlik duymuştu. Sanki dünya bir an için duraksamış, bütün renkler solmuştu. Adam, gölgeden doğmuş gibiydi; ayak sesleri yok, nefesi görünmez. Yalnızca gözleri vardı. rüzgâr gibi kararsız, kış gibi keskin.
Adına “Veba” derlerdi. Çünkü onun uğradığı, bulaştığı insanlar bir daha eskisi gibi olmuyordu. Ama o, bu sefer geride ölüm değil, bambaşka bir şey getiriyordu: Koruma.
Kız, şehrin dışında, denize en yakın kulübede yaşıyordu. Gece çöktüğünde, bir ses duyardı hep. Ne bir kurt uluması, ne de fırtına uğultusu. O ses, kapısına kadar gelen bir adamın suskunluğu olurdu. Ve gerçeğin kırıntıları o sessizlikte saklıydı..
Adam konuşmazdı ama gece boyunca oradaydı. Her gece. Kız bilirdi orada olduğunu ama yanaşamazdı ona. Kulübesinde üşümezdi aslında, onu asıl üşüten deniz mavisi gözlerin hissizliğiydi. Uyuyormuş gibi yapar ama göz kapaklarının ardında onun adımlarını, yatağının başına yaklaşmasını, sonra küçük tekli koltuğa uzanışını izlerdi.
Kimse onun adını bilmezdi. Kız da bilmezdi. Ama bir gece, adam rüzgârla birlikte kapının eşiğine bir söz fısıldadı:
“Ben veba değilim. Sana zarar verecek olanlar için öyleyim.”
Kız, o gece ilk kez ona karşı duvarlarını göz ardı etti ve karşısında duran adamın içini gördü. Ne karanlıktı o bakış, ne de korkutucu. Sadece... tanıdıktı.