Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlandı Gülfidan. Yakıcı, yıkıcı belki de kimilerine göre dramın en ağırı dahi sayılabilecek bir türde aynı zamanda. Kurgusunu okurken bile isyan edeceğiniz hayatın başrolü olan gerçek bir insan. Şimdiden kolaylıklar :) Bu platformda ilk yayınım olacak ama toplamda 17 eserin sahibiyim. Aranızdan bazıları beni; BAHTIŞEN`in yazarı olarak bilir. Mimoza Çıkmazı ve Dilemma da oldukça olumlu geri dönüşler alan kitaplarımdır. Ama yaptığım anlaşma gereği bu kitapları okumak için uygulamayı indirip, yönergeleri takip ederek jeton birirktirmeniz, eğer bekleyemem diyorsanız da uygulama içi eseri satın almanız gerekecektir. Gülfidan; sonsuza dek herkesin erişebileceği bir yerde olacak, garantimdir :)

Bir insan herkesten ve her şeyden kaçabilirdi, kaderi hariç. Kader, insanın kaçamayacağı tek gerçekti. Beren, Aren`in dönüşüyle yüzleşirken, kaderin ne kadar kaçınılmaz olduğunu derinden hissediyordu. Aren`in gözlerinde gördüğü tanıdık bir parıltı, onu hala sevdiği adamın geri döndüğüne inandırıyordu, ama içindeki bir his, gerçeğin bambaşka olduğunu fısıldıyordu. O gece, İtalya`nın karanlık sokaklarında yankılanan siren sesleri, her şeyi değiştirmişti ve artık dönüşü olmayan bir yoldaydılar.

24 yıl önce ailesini terk eden Gökhan, iflas edip her şeyini kaybedince kızı Ekin`le beraber ailesine geri döner ve her şey bir anda değişir. Gökhan ailesiyle barışabilecek mi? Ekin akrabalarıyla iyi anlaşacak mı? Bu soruların cevabını almak istiyorsanız kitaba bir göz atın derim! 🎀

Boş bir odada yankılanan kendi seslerin mi daha korkutucudur, yoksa o odada yalnızlığın ta kendisiyle baş başa kalmak mı? Bu duruma nasıl geldim ben? Nasıl bu denli umursamaz olabildim? Neden herkes hayatımı normalmiş gibi gördü? Neden ben cehenneme koşarak giderken etrafımdakiler sadece seyirci kaldı? Kehf Suresi’nde buyurduğu gibi: “Ve anlarsın; Allah’tan başka sığınacak kimse bulamazsın.” Bu ayet, hayatımı çevreleyen karanlıkta bir ışık oldu ve sonunda anladım; Rabbimden başka sığınacak kimsem olmadığını. Ben ondan başka sığınak bulamadım. Her şey bitti derken büyük mucizem dahil oldu ömrüme. Lakin ne ben ona layık biriyim ne de bu kalbim bunu anlayacak kadar mantıklı… Soluk soluğa okuyacağınız bir hikayenin garantisini veriyorum… Merve’nin dünyası kaç parçaya bölünecek? Furkan, onun yaralarını sarabilecek mi, yoksa o yaraları daha da mı derinleştirecek? Bu, kendini bulmanın, kaybolmanın ve hayatta kalmanın hikayesi… Şimdi Merve’nin dünyasına adım atmaya hazır mısınız?

Beni kim incitebilir sevmediğim çocukmu, yada aile içi bağlarım mı belki bunlar asıl beni inciten şey başarısızlıklarım. Bu dünyaya kadın olarak 1-0 yenik başlamak ayrı bir olayken başaramamak insanın dahada dibe batmasını sağlıyor. Biz kadınlar başarı elde edebilmek için tırnaklarımızla kazıyarak geldiğimiz bu yere ne bir erkeğin gereksiz sözleriyle nede bir dış baskıyla başarıdan vazgeçecek değiliz. Dediğim gibi buraya gelmek için tüm sözlere ve baskılara göz yummuşuz. Peki biz Kimiz? Sadece ismimizdenmi ibaretiz? Yapamazsın diyenlere yapacağımızı , sen kadınsın evde otur diyenlere gücümüzü göstereceğiz biz KADINIZ 7 harften oluşan basit gibi duran ama tek bir kelimeyle hayatınıza renk katan o kadınlarız. Bir kadının hikayesine ortak olmaya ne dersin?

Asya, bir zamanlar tüm hayallerini bu kasabaya bırakıp gitmişti. Şimdi, yıllar sonra o kasabaya geri dönüyor. Peki, yılların biriktirdiği acılar, kırıklıklar ve kaybolan zamanla geri dönen Asya, geçmişiyle barışabilecek mi? Yoksa geçmişin yankıları onu sonsuza dek esir alacak mı? Bu hikâye, kaybolan bir hayatın ve kaybolan bir benliğin yeniden doğuşunun hikayesidir. Her adımda, geçmişin gölgesini ardında bırakan Asya, kasabanın taş sokaklarında, yıkık duvarlar arasında, kendi iç yolculuğunu yapmaktadır. Ancak bir kasaba ne kadar değişebilir? Bir insan ne kadar değişebilir? Asya`nın dünyasında her şeyin yerli yerinde olmasını istediği anılar, bu kez sadece bir hayal olabilir. Ve geriye kalan tek şey, o hayalin peşinden gitmek… Peki ya o hayalin içinde, kaybolmuş bir parça bulursa? "Geride Kalanlar", kaybettiklerimizin ardında ne kaldığını, eski yaraların peşinden nasıl koştuğumuzu ve geçmişin izlerinin bugüne nasıl yön verdiğini anlatan, duygusal derinlikleriyle sarmalayan bir hikaye. Yüzleşmelerin, keşiflerin ve bazen de kaçışın öyküsü. Geriye kalanları keşfetmeye hazır mısınız? ------------ türü gerilim yaptım ama psikolojik dramdır.

Pişmanım. Pişmanım. Pişman olmaya hakkım var mı? Özür dilemek, affedilmek istiyorum. Özür dileyebilir miyim? Özür dilesem beni affeder misiniz? Özür dilerim. Keşke, keşke bir şansım daha olsaydı.. Bir şansım daha olsaydı, her şeyi daha iyi yapar, sizi mutlu ederdim. Kendi mutluluğum için sizi ihmal etmezdim. Lütfen.. Lutfen.. Özür dilerim. Sizi özledim. Kalbim ağrıyor, ağlamak istiyorum. Sizi görmek istiyorum.

Sevdiğiniz herkesin ölümüne tanık olsanız ve size son bir şans verilseydi ne yapardınız  ? Benim için cevap çok basit, aldığım her nefeste düşmanlarımı tek tek kor gibi yanan intikam ateşiyle yakacağım.  Ben Eva Türemen göklerde ki Tanrı  şahidim olsun ki sizi  öldürmem için bana yalvaracaksınız...

Teras katta vardığımda dördümüzün sandalyeleri çekip manzarayı izlediğimiz yere geçtim. Eskisi gibiydi hala burası. Bizim için yaptığımız her şey duruyordu. Birlikte vaktimizin çoğunu burada geçirirdik. Şimdi ise Kerim ile yedi yıldan sonra bittiği yerde tekrardan karşılaştım, yarım kalsaydık tamamlanabilirdik fakat o gitmeyi tercih etmişti, biz yarım kalmadık bitmiştik. 🦋🦋