[ Roman ] - Kitap Listesi
devam ediyor 4a önce güncellendi YARIM BIRAKTIN
@meronungunlugu
Okuma
1
Oy
1
Takip
0
Yorum
1
Bölüm
1
Kurtuluş Savaşının izlerini taşıdığı yarım kalan bir aşk hikayesi
tamamlandı 4a önce tamamlandı Ölmek İstemiyorum
@savciyazartaskin
Okuma
2.33k
Oy
1.4k
Takip
33
Yorum
354
Bölüm
28
Önce kendini sonra sevdiklerini kaybeden bir hastadan bahsediyoruz; Leyla Altun. "Ölümün ucuna gelince öğrenilirmiş gerçekler. Çünkü sen yaşarken saklanırmış herşey, sen üzülme, kırılma diye. Ama gerçeklerin gözünün önünde tarihe dönüşmesi, incitir. İnsanı da,insanlığı da.. " Yazardan ilk kitap:)
tamamlandı 4a önce tamamlandı Küllerinin Gölgesi
@eylorath
Okuma
389
Oy
30
Takip
9
Yorum
1
Bölüm
24
Eyzem, ailesi katledildikten sonra, bir şirketin gençlere iş imkânı sunduğu bir projeyle ikinci bir şans elde ediyor. Peki, bu şans gerçekten ona yeni bir hayat fırsatı sunacak mı, yoksa sonu yine aynı mı bitecek? "Peki... ya siz? Siz daha önce hiç, sevdiğiniz birinin küllerinde boğuldunuz mu? Ya da sevdiğiniz biri, sizin küllerinizde boğuldu mu? Belki bu yaşanmıştır... Belki sessizce, kimse bilmeden. Ama ne kendinizi, ne de sevdiğinizi o hâlde bırakmayın."
devam ediyor 4a önce güncellendi Bir Serçenin Gözyaşı
@aselamayazarolan
Okuma
7
Oy
1
Takip
0
Yorum
2
Bölüm
3
Bir serçenin göz yasından ilham alınarak yazılmış düsmandan aşka aşk hikayesi
devam ediyor 4a önce güncellendi Hükümdarın Baş Tacı
@eksielmalisakiz
Okuma
3
Oy
2
Takip
1
Yorum
5
Bölüm
1
Hep filmlerde izlediği kitaplarda okuduğu gibi aksiyonlu bir hayatı olsun isteyen Tuğlem galiba isteği evren tarafındam kabul oldu..
devam ediyor 4a önce güncellendi Yarım kalmışlıklar
@f.selen
Okuma
4
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
4
> Bazı hikâyeler tamamlanmaz… Ne bir son cümle yazılır, ne de bir veda edilir. Sadece yarım kalır, insanın içinde kanayan bir boşluk gibi. Bu kitap; tamamlanmamış bir aşkın, sessizce bırakılıp gidilen bir kadının, “neden ben?” sorusuyla boğuşan bir yüreğin satırlarına dökülüşüdür. Sevdi, bekledi, affetti, görmezden geldi… Ama sonunda şunu fark etti: Bazen en büyük tamamlanış, bir “yarım kalmışlıkta” gizlidir.
devam ediyor 4a önce güncellendi Yâre-i Fuad (kalp yarası)
@hakirbirkul
Okuma
3.44k
Oy
448
Takip
29
Yorum
224
Bölüm
27
Adam, titrek bir sesle konuştu: "Beni affetmeyeceğini biliyorum. Zaten huzurunda durmam dahi büyük bir hadsizlik. Lakin affetmezsen – ki buna hakkın var – tek bir kelam dahi edecek değilim. Yine de, her şeye rağmen, sen affetmeyecek olsan dahi ben senden af diliyorum. Ne olur, beni affet!" Sesi giderek kısıldı, gözleri buğulandı. Fakat karşısındaki kadın susuyordu. O suskunluk ki, kelimelerle anlatılamayacak kadar derin ve keskin… Adam bu sessizliğin yükü altında ezilirken, daha fazla dayanamayarak sordu: "Bir şey söylemeyecek misin? Sen sustukça, içimdeki azap katlanarak artıyor. Lakin, bu elemle ölmekten korktuğumu sanma. Beni asıl dehşete düşüren, beni asla affetmeyecek olman ihtimalidir." Kadın nihayet dudaklarını araladı. Lakin kelimeler, bir hançer gibi keskin ve bir o kadar da soğuktu: "Cam kırıkları gibidir kelimeler… Bazen insanın ağzına dolar. Sussan acıtır, konuşsan kanatır." Sonra, duraksamadan ardına döndü ve yürümeye başladı. Adam, çaresizce ardından bakarken, kadının son sözleri gece kadar karanlık ve sert bir hüküm gibiydi: "Bundan böyle karşıma çıkmayın. Bunun münasip olmadığını elbette ki siz de pekâlâ bilirsiniz. Zira siz, benim için artık namahrem bir yabancıdan ibaretsiniz." Ve kadın gözden kayboldu. Adam ise, o cümlelerin ruhunda açtığı derin yarayla, olduğu yerde öylece kaldı…
devam ediyor 4a önce güncellendi Azrail-Bir ölüm meleği-
@yagmurungokyuzu
Okuma
4.4k
Oy
2.66k
Takip
86
Yorum
2.99k
Bölüm
26
Hazan yıllardır acılarıyla başbaşa bir kızdır.Babası yıllar önce hayata gözlerini yummuş,annesi kanserle savaşıyordur. Kendisi ise koca bir evde üvey babasından şiddet görüyordur. Üvey babası aldığı tehditler sonucu kendisine bir koruma tutar ve Hazan`ın hayatı değişir.
devam ediyor 4a önce güncellendi ŞAHMARANLAR ( AŞIRET AILEM )
@yazarlan
Okuma
4.03k
Oy
469
Takip
92
Yorum
162
Bölüm
9
17 Yaşında olan ünlü boksör Defne Alya Öztürk `ün bir akşam yarısı mahalleye giren araçlarla bir anda hayatı tepetaklak olur . Çünkü Diyarbakır ` ın ünlü asiretlerinden biri olan Bodoroğullari asiretinin tek kız Torunu ve tek kız varisi olarak ortaya çıkar. Peki bundan sonrasında neler olacak. Defne Alya nelerle karşılaşacak okuyup öğrenelim.... <=> Çalınması , benzetilmesi veya kopyalanması durumunda gerekilen yerlere şikayet edilecek gerekirse kitap ortadan kaldırılacaktır. Bilginize..... Sadece burada değil Watpadde de yer almaktadır kitabımız . <>
devam ediyor 4a önce güncellendi Aşkın Savaşı / Anlaşmalı Evlilik
@anonimyazarmis
Okuma
1.5k
Oy
256
Takip
24
Yorum
82
Bölüm
13
Gökçe 26 yaşında idealist bir öğretmendir babasının baskısıyla aile şirketinin geleceği ve iki zengin ailenin ortaklığı adına sevgiye değil mantığa dayalı bir evlilik yapmak zorunda kalır Yavuz ise 28 yaşında disiplinli ve işine kapanık bir polistir İkisi de bu evliliği bir görevi gibi görür başlar aralarında yalnızca bir anlaşma vardır ancak zamanla zorunluluktan doğan bu birliktelik küçük anların ve paylaşmaların etkisiyle gerçek bir aşka dönüşmeye başlar Aşk bazen en beklenmedik yerlerde ve en pahalı anlaşmalarda bile filizlenebilir...
devam ediyor 4a önce güncellendi Sesimi Duyan Var mı?
@kalprafi
Okuma
11
Oy
6
Takip
0
Yorum
3
Bölüm
4
Bugün okulda kimse benimle konuşmadı. Yine . Ama ben, konuşan herkesi dinledim. Gülüşlerini, göz kırpmalarını, gizli bakışları. Ben görünmezim. Ama ben her şeyi görürüm. Ve şimdi... artık bu defteri sadece kendim için değil, sesimi duyması gereken biri için yazıyorum. Çünkü bir gün biri gelecek. Ve belki de o, arka sıralarda oturan sessiz bir kızı fark edecek.
devam ediyor 4a önce güncellendi Lavinia
@gozluklu_hayalettt
Okuma
39
Oy
13
Takip
4
Yorum
24
Bölüm
3
Beni saf sanıyordu fakat ben saf olacak en son kişi bile değildim. Nefret ve kinim beni güçlü kılan şeylerdi. Ben tilki kadar kurnaz olan zekamı babamdan almıştım, Ben manipülasyon yeteneğimi babamdan almıştım, Ben sadece dış görünüşümü değil her özelliğimi babamdan almıştım.. Fakat ailem dışındaki hiç kimse bunun farkında değildi. Ben kim miydim? Ben Simay Soykan, Kenan Soykan`ın biricik kızı, Ben Kenan Soykan`ın saf rolü yapan psikolog kızı, Ben Kenan Soykan`ın her şeyin içinden geçecek kızı, Ben Kenan Soykan`ın konu ailesi olduğunda sevdiği adamı bile gözü görmeyecek kızı...
devam ediyor 4a önce güncellendi Yanlış Zaman
@timurunnmervesi
Okuma
3
Oy
0
Takip
0
Yorum
3
Bölüm
3
Hayatım meğersem bir tesadüfmüş.
devam ediyor 4a önce güncellendi Adım Şahin
@ferhanduran68
Okuma
1
Oy
0
Takip
0
Yorum
1
Bölüm
1
Az yayın evinden basılan kitabım “Adım Şahin”
devam ediyor 4a önce güncellendi Sesiz çığlık
@ipekkitap
Okuma
14
Oy
2
Takip
1
Yorum
10
Bölüm
2
kadın susturuldu, kadın yaşatılmadı
devam ediyor 4a önce güncellendi Elma Ağacı
@tua_na.sky
Okuma
37
Oy
27
Takip
2
Yorum
31
Bölüm
4
Tuana diğer kızların aksine evlilik nişanlılık gibi sorumlulukardan kaçan 16 yaşında güzeller güzeli bir kızdır. Bilgiyi seven bir paşanın biricik ve tek kızıdır. Her sabah elma ağacının altında buluştuğu melodik sese sahip mükemmel görünümlü bir bahçıvanı vardır. İkisi de bu gizli buluşmaların zaman içinde büyük bir aşka sebep olacağını tahmin etmez.
devam ediyor 4a önce güncellendi İÇTİMA SAATİM SENDİN
@zeyo.gg
Okuma
122
Oy
108
Takip
2
Yorum
20
Bölüm
6
İçimizdeki savaş, dağların ötesinden daha zordur. Eflâl, geçmişin gölgesinden kaçarken, Akın’ın sessiz sevgisiyle sınanır. Birlikte aynı göreve çağrıldıklarında, kelimeler yerine suskunlukları konuşur; ama kalpleri hâlâ o gizli duyguların ağır yükünü taşır. Bu, sadece bir savaş hikâyesi değil; yıkılmış bir çocukluğun, söylenmemiş aşkların ve cesaretin öyküsü. ‘İçtima Saatim Sendin’ sizi, kalbin en kırılgan nöbetlerine götürecek."
tamamlandı 4a önce tamamlandı Okul çıkmazı-1
@muberraktrk
Okuma
2.79k
Oy
114
Takip
14
Yorum
26
Bölüm
18
Nazlı hafızasını kaybeder ve Hafızası ile birlikte çok sevdiği arkadaşını da kaybeder. Çabuk geçen iki yılın ardından arkadaşı ile karşılaşır ve olayları hatırlar.
devam ediyor 4a önce güncellendi Soluksuz Şut
@livewithrainn
Okuma
2
Oy
0
Takip
2
Yorum
0
Bölüm
1
Yıllar önce ailesiz kalmam hiç birşey ifade etmezdi çünkü ben şuan yeni ailemi kurmuştum. Evet evim yıkılmıştı ama o bana ev olmuştu. Çünkü bazen ev duvarlardan ve kolonlardan oluşan beton parçaları değil iki kelime dört heceden oluşan Yiğit Sonyaz`dı.. Bu evsiz kalan Yiğit ve Ahsen`in hikayesi. Bu hikaye evi başına yıkılan ama kendisi yıkılmayanlar için...
devam ediyor 4a önce güncellendi Kırık Camlar Sessiz Kırılır
@favasttma_
Okuma
1
Oy
0
Takip
0
Yorum
2
Bölüm
2
Bu hikâyeyi anlatmak istemedim. Ama içimde susunca daha çok konuşuyordu.
devam ediyor 4a önce güncellendi İlk fısıltılar
@nermdl69
Okuma
1
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
1. Bölüm: İlk Fısıltılar Başta her şey sıradandı. Dersler, teneffüsler, koridorların bitmek bilmeyen uğultusu... Sınıfın en arka sıralarında oturur, fazla dikkat çekmeden günümü geçirirdim. Ne çok parlaktım, ne çok silik. Orta halli, sessiz bir öğrenciydim sadece. Ta ki fısıltılar başlamaya başlayana kadar. İlk kim söyledi hatırlamıyorum. Belki Zeynep’ti, belki Rabia. Yanıma yaklaşıp kıkırdayarak sordu: “Seninle Yasin Hoca arasında bir şey mi var?” Ne diyeceğimi bilemedim. Gözlerimi kaçırdım, “Ne diyorsun sen, saçmalama,” dedim. Ama bitmedi. Ertesi gün başka biri sordu. Sonra başka biri… Herkes aynı şeyi konuşuyordu. “Sen hocayla çok iyi anlaşıyorsun ha.” “Yasin Hoca sana ayrı ilgi gösteriyor farkında mısın?” “Seninle uğraşması hoşuna mı gidiyor?” Sınıfın havası değişmişti. Fısıltılar büyümüş, artık açık konuşmalara dönüşmüştü. Oysa ben sadece dersime giren bir öğretmendi o. Evet, fazla takılırdı bana. “Senin gibi bir öğrenci çok az var,” derdi bazen. Herkesten farklı davranırdı. Ama ben bunun sadece bir öğretmenin öğrencisine ilgisi olduğunu düşünüyordum. Ta ki herkes başka şeyler söylemeye başlayana kadar... 2. Bölüm: Öğretmen Masası Nöbetçiydim o gün. Sınıf sessiz, ben öğretmen masasındaydım. Kalem kutuları, defterler, küçük çatlaklarla dolu tahta… Her şey yerli yerindeydi ama içim karmakarışıktı. Kafamda dönüp duran şey sadece ödevler değildi artık, insanlar... Öğretmenler... O fısıltılar. Derken kulaklarıma bir şey çalındı. Kapı hafif aralıktı. Koridordan geçen sesler arasında tanıdık iki ses vardı. Yasin Hoca ile İngilizce öğretmenimiz… Alçak sesle konuşuyorlardı ama kahkahaları yüksekti. “Seninki yine sınıfta ha,” dedi biri. “Bugün biraz sessizdi, acaba bana mı kızdı?” dedi diğeri, gülerek. Donup kaldım. “Seninki”... Yani ben miydim? Kalbim hızlandı. Kulaklarım ateş gibi yanmaya başladı. Öğretmenlerin bile böyle konuştuğu bir yerde, ben kendimi nasıl savunabilirdim ki? Sanki adı konmamış bir etiket yapışmıştı üstüme. İstemediğim bir ilgiydi bu. Hem dikkat çekici, hem incitici. Herkesin bildiği ama benim kabul etmediğim bir şeyin ortasında gibiydim. Sınıfa döndüklerinde hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Ben de hiçbir şey duymamış gibi yaptım. Ama içimde bir şey kırılmıştı artık. Sadece arkadaşlarımın değil, öğretmenlerin bile diline düşmüştüm. Şaka yollu cümleler, göz göze gelişler, gereksiz ilgiler… Hepsi üst üste yığılıyordu. Yemekhanede Ömer Hoca, Yasin Hoca’ya “Seninki geldi,” dediğinde artık gözler yere kayıyordu. Öğretmenler bana sıradan bir öğrenci gibi değil, sanki küçük bir oyun malzemesi gibi davranmaya başlamıştı. Yasin Hoca sürekli beni çağırıyor, küçük görevler veriyor, bazen gözümün içine bakarak “Sen akıllısın, senden ricam,” diyordu. Ben de sadece başımı eğip “Peki hocam,” deyip geçiyordum. Ama içimden bir ses, “Biri seni izliyor,” diyordu. Her zaman, her yerde... 3. Bölüm: Gizli Günlük Yazmak, benim için sessiz bir çığlıktı. Söyleyemediklerimi, korktuklarımı, kimseye anlatamadıklarımı kelimelere saklardım. Defterim, kapağı çizilmiş sade bir günlüktü ama içindekiler koca bir dağın sessiz ağırlığı gibiydi. Her sayfa, bana ait bir dünya demekti. O dünya kimseye açık değildi. Özellikle de öğretmenlere. Bir gün ders çıkışı sınıfta yalnız kalmıştım. Masama eğilmiş, defterime yazıyordum. Sessizce, içimden taşanları döküyordum sayfalara. O sırada bir gölge yanımda belirdi. Kafamı kaldırdım — Yasin Hoca. “Ne yazıyorsun bakalım?” dedi gülümseyerek. “Bir şey değil hocam, sadece karalama,” dedim. “Okutsana bana.” “Yok hocam, özel.” Ses tonu değişti. Hafif bir ciddiyetle, ama hâlâ o tuhaf gülümsemeyle konuştu: “Okutmazsan, arkadaşlarına sıfır veririm.” O an içimde bir şey koptu. Kalem elimde titredi. Ama gözlerim dimdik bakıyordu ona. “Beni ilgilendirmez hocam,” dedim kararlı bir sesle. “Ben kimseye gönlümü okutmam. Bu benim özelim. İsterseniz sıfır verin, hepsine. Bana da verin. Ama bu defter benim, içindekiler de bana ait.” Bir an sustu. Göz göze geldik. Sonra arkasını dönüp çıktı. Ama ben ilk defa o gün kendimi korumuş gibi hissettim. Kalbim hızlı atıyordu ama bir yandan içimde gururlu bir sessizlik vardı. Artık sadece yazan değil, yazdıklarının arkasında duran biriydim. O andan sonra, günlüğüm daha da değerli oldu benim için. Çünkü orada sadece duygularımı değil, sesimi de saklıyordum. O defter, kimsenin bana biçtiği rolleri değil, benim kendi çizdiğim sınırları anlatıyordu. 4. Bölüm: Dilime Düşen Sır İnsan bazen kelimelere dönüşür. Bir gülüşe, bir bakışa, bir fısıltıya… Benim adım da bir süre sonra sınıftaki herkesin dilinde dolanan, anlamı benden kopmuş bir kelimeye dönüştü. Kim olduğum değil, kim olduğum zannedildiğim konuşuluyordu artık. Koridorda yürürken omzuma eğilen arkadaşlarım, sıraya girerken arkadan dürten öğrenciler, teneffüs arasında kulaklarıma çalınan o cümleler... “Hee, seninki geldi.” “Hoca yine seni bekliyor.” “Sende bir şey var, boşuna değil bu ilgi.” Sanki ben de bu oyunun gönüllü bir parçasıymışım gibi. Bir gün, beden eğitimi öğretmenimiz Ömer Hoca’nın sesi yankılandı yemekhanede: “Seninki geldi Yasin!” Tüm başlar döndü bana. Gözler bana çevrildi. Ama ben dönüp bakmadım. Başımı eğdim. Çünkü ne söyleyeceğimi bilemiyordum artık. Ne kadar inkâr etsem de, insanların zihninde yazılmış hikâyeyi silmeye gücüm yetmiyordu. Rabia bir gün yanıma gelip şöyle dedi: “Yasin Hoca seninle ilgileniyor. Farkında değilsin ama herkes farkında.” “Hayır,” dedim hemen. “Ne ilgisi? Ne alakası?” Ama inanmıyorlardı. Çünkü artık benim ne dediğim değil, başkalarının neye inandığı önemliydi. “Sen farklısın. Hocalar seni seviyor, bizden ayrı tutuyorlar,” dediler. Sanki bu ‘farklılık’ bir ayrıcalık değil de, bir yük gibiydi omzumda. Ben sadece normal olmak, görünmemek, unutulmak istiyordum. Ama her gün birileri gelip beni bana hatırlatıyordu. Üstelik ben olmayan bir halimle… O sırada içimde yalnızlık büyüyordu. Dışarıdan bakan biri "ilgi" gören bir öğrenci sanırdı beni. Ama içimde, görünmeyen bir buz dağının tepesinde tek başımaydım. 5. Bölüm: Benim Sınırlarım Bazı insanlar görünmeden büyür. Görülmemeyi isterken, herkesin gözü üzerindeyse... Kendini korumak için, önce kendini tanıman gerekir. Ben, ortaokulun o karmaşık yıllarında, istemediğim bir ilginin ortasında kaldım. Dost bildiklerimin bakışları değişti. Öğretmen dediğim insanlar bazen çizgiyi aştı, bazen sınır bilmedi. Ben ise o çizgilerin tam üstünde yürümeye çalıştım; düşmeden, kaybolmadan. Ama en sonunda şunu anladım: Ben kim olduğumu biliyorum. Ben ne yaşadığımı, ne hissettiğimi, ne istemediğimi biliyorum. Ve bu bilgi bana güç verdi. Kimseye bağırarak anlatmam gerekmedi. Yalnızca durarak, dik durarak, “hayır” diyerek anlattım. O gün günlüğümü okutmadım ya… İşte o, belki de hayatımda ilk kez “kendi sınırlarımı” çizdiğim gündü. Ve o çizgi, o kadar netti ki… kimse artık beni oradan geçemedi. Zamanla sesler azaldı. Fısıltılar kayboldu. Arkadaşlar başka konulara yöneldi. Öğretmenler başka öğrencilere… Ama ben, içimde bir şeyle kaldım: Kendimle. O çocuk halimle ne kadar gurur duysam az. Çünkü o günlerde biri bana sınır koymadıysa, ben koydum. Biri beni korumadıysa, ben korudum kendimi. Ve şimdi, yıllar sonra o günlere dönüp baktığımda, “Keşke yaşanmasaydı” demiyorum. Çünkü o günler beni ben yaptı. Ve ben, o çocuğun sessiz ama kararlı sesiyle büyüdüm. --- SON
devam ediyor 4a önce güncellendi Mayıs Sinekleri-Ölü Adalet
@mayis_sinekleri
Okuma
4
Oy
2
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
Yıllar sonra kehribar bir çift göz eski yaraların yeniden açılmasına neden olur. Zaman iyileştirici olmaktan çıkar, sadece mazinin üzerine örtülen bir örtü olarak kalır. Ama ne kadar maziyi saklarsak saklayalım kalp bazı şeyleri unutmaz, unutamaz. Bu yüzden derler ya: “Acıların zaman aşımı yoktur.” Pera Güneş Boz bir sonbahar gününde yıllar önce ona tek bir açıklama bile yapmadan onu terk eden çocukluk arkadaşıyla karşılaşır. Fakat bu karşılaşma arkası kesilmeyen cinayetleri beraberinde getirir.
devam ediyor 4a önce güncellendi Kan Lekesi
@lenoralita
Okuma
92
Oy
40
Takip
5
Yorum
1
Bölüm
6
1145 tek amacı olan kardeşini ve sevdiklerini korumak için bir yola çıktı bu yolculukta yeniden sevdiği adamla karşılaştı.İntikam için çıktığı bu yolda bakalım 1145`in başına neler gelecek.
devam ediyor 4a önce güncellendi Geçmişten izler
@asminyldrm.21
Okuma
4
Oy
1
Takip
1
Yorum
1
Bölüm
2
Acının ve kaybın gölgesinde bir genç, geçmişin yüküyle yüzleşirken kendi gücünü keşfeder. Mardin’in mistik sokaklarında yaşanan bu hikâye, aile sırları, kayıplar ve yeniden doğuşun öyküsünü anlatıyor. ‘[Kitap Adı]’, yası, umutla harmanlayan ve okuyucuyu derin bir duygusal yolculuğa çıkaran unutulmaz bir hikaye
Önceki
115/26
Sonraki
Loading...