devam ediyor 4h önce güncellendi
OFİSTEKİ GİZEMLİ OLAYLAR
@umut_3747
Okuma
2
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
1
**OFİSTEKİ GİZEMLİ OLAYLAR**
Ben Colt. Bugün yine yorucu bir gün olacak çünkü mesai günü. Kahvaltımı yaptım, ceketimi giyip evden çıktım. Ofise vardım ve günlük işlerimi bitirdim. Normal çalışanlar evlerine giderken, ben, Robert ve James mesaiye kaldık. Mesai bittiğinde saat gece 1:30`du. Patrona çıkarken haber verdik ve Robert`ın odasına gittim. Robert`la beraber James`i çağırmak için odasına gittiğimizde James yoktu.
Patrona sorduk ve kameralara baktığımızda, James`in odasına saat 10:00`da girdiğini ve bir daha çıkmadığını öğrendik. Üstelik odasında çıkabileceği bir pencere bile yoktu. Eve gittik ama o gece James`i düşünmekten uyuyamadım. Onu sabaha kadar aradım ve 19. arayışımda sonunda telefonu açtı. James sanki ağzı bağlıymış gibi konuşuyordu. Anladığım kadarıyla, **"Yardım edin! Beni kurtarın! Casuslar beni kaçırdı!"** diyordu.
Hemen yatağımdan fırladım ve doğru karakola gidip her şeyi anlattım. Komiser, **"Bir arama yapacağız, sen de bizimle geleceksin,"** dedi. Hiç düşünmeden kabul ettim. İlk olarak James`in odasında ipucu aradık. Dolabı çektiğimizde, ardında **kocaman bir tünel** ortaya çıktı!
Komiser ekibi çağırdı ve beraber tünele girdik. Tünelin sonunda kilitli bir kapak vardı. James`in çığlıklarını duyabiliyorduk—ona işkence ediyorlardı! Bir polis kilide ateş etti ve kapak açılır açılmaz içeri daldık. Çatışma sırasında komiser bana, **"James`in ipini çöz!"** diyerek bir bıçak verdi.
James`in yanına koştum ve ipini kestim. Komiser, **"Siz tünelden kaçın, biz hallederiz!"** dedi. James`le birlikte tünelden çıktık ve kendimizi **yeşil dağların** arasında bulduk.
**"James, burası da neresi?"** diye sordum.
**"Bilmiyorum..."** dedi korkuyla.
İlerde bir kulübe gördük ve içeri girdik. Duvarlarda **bilinmeyen bir alfabeyle** yazılmış yazılar vardı. Çeviri yapmak için telefonumu aradım ama cebimde sadece kimliğim ve komiserin verdiği bıçak vardı. James`e baktığımda, gözlerinin kızardığını fark ettim.
**"Sana ne oluyor?"** diye sordum.
Bana döndü ve **tanımadığım bir dilde** bir şeyler mırıldandı.
**"İyi misin?"** diye tekrar sordum.
Aynı şeyi tekrarladı ve aniden **koşmaya başladı!** O kadar hızlıydı ki ona yetişemedim. Dinlenmek için durduğumda, bir de baktım ki—**James`in kolları, bacakları ve vücudu anormal şekilde uzamıştı!**
Bana saldıracağını düşünerek bıçağı çıkardım. James üzerime atladığında, savunma amaçlı hamle yaptım ve yere düştü. Son sözleri, o yabancı dilden bir cümleydi. Sonra hareketsiz kaldı—**ölmüştü.**
Kulübeye geri döndüm ve bir sözlük buldum. James`in söylediği şeyin anlamını çözdüm:
**"Böyle olmasını istemedim... ama seni öldürmek zorundayım."**
Tam o sırada James **ayağa kalktı** ve beni kovalamaya başladı! Koşarken bir kapı gördüm ve içeri atladım. Kapı arkamdan kapandı ve
**Gözlerimi hastanede açtım.**
Meğerse tünelde kaçarken vurulmuşum ve komaya girmişim. Yanımda Robert vardı. Uyandığımı görünce çok sevindi. Doktora James`i sordum. **"Ağır yaralı, uyanırsa muhtemelen felç kalacak,"** dedi.