Gecenin hayatının bir anda değişmesi eski ailesinden şiddet tecavüz giren bir kız üvey abisi arda üvey ailesinin çocuğu değilmiş albayın çocuğuymuş. Asker olmak istiyor

herşey bir künyeyle başlarmı Başladı işte

Onlar bir aile hatta daha ötesi olmuşken ayrı düşen savasçılardı. Hayat, bir kader kaderinden silinmemiş insan öyle yada böyle çıkarmış karşına çıkarmış "Kor" işte bu karşılaşmada...

İki asker tek amaç.....

Bu bir son değildi yeni bir başlangıçtı...

Savaşmaktan korkmayan bir adam, peki neden aşktan bu kadar kokar? Aşk, en sert savaşlardan bile daha korkutucu olabilir mi? İnsan, sevdikçe kaybetmekten korkmaz mı?

Yıllar önce "BARUT TİMİ " kurulurken babasının masasındaki dosyada alaz üst teğmenin fotoğrafını görüp aşık olur bir yıl sonra babasının tüm itirazlarına rağmen askeri üniversiteye katılıp bitirir daha sonra ilk aşkı için barut timine katılır ..!

Ben Berfin Kıraç Diyarbakır`da doğup büyüdüm aslen Diyarbakırlıyım 15 yaşındayken babam yani Hasan Kıraç bi görevde şehit düştü Annem ben küçükken babam`dan ayrılmış şimdi 24 yaşındayım ve Yüzbaşı Berfin Kıraç olarak hayata devam ediyorum

24 yaşında genç bir doktor olan Leyla Kara tıp fakültesini bitirdikten sonra doğu görevi için Hakkari`ye atanır. Askeri bir lojmana taşınır fakat karşı komşusunun kim olduğunu henüz bilmiyordur. Karşı komşusu 26 yaşındaki heybetinden dağları titreten Kıdemli Üsteğmen Alpaslan Bozkurttur. Ve ikisinin hayatına birbirini almasıyla güzel bir hikaye başlar.

Vatanın gölgesi olup bizim için canını veren gizli kahramanlarımıza biz isimlerinin anılmasını bile çok gördük. Ünlüler için aylarca veya yıllarca yas tutulurken bizim için mücadele eden kahramanlarımızın yaşadığı acılar birkaç dakika bile aklımıza gelmedi. Önceden 45 saniye anılıyorlardı. Şimdi o kadar bile değil sadece bir altyazı. En acınası durum da onları katledenlerin onlardan daha çok anılıyor olması. Yine de VATAN SAĞOLSUN.

deli dolu bir kız düşünün. düşündünüzmü? şimdi birde o deli dolu kızın hayatına hiç ummadık bir şekilde giren bir üstteğmen düşünün. işte burda onların bu garip karşılaşmalarına ve hayatında yaşayacakları bir yandan eğlenceli bir yandan yürek burkan hikayelerine bakıcaz. herkese iyi okumalar dilerim kitabı düzenlemeye aldım bu yüzden yavaş yavaş bölümleri atıcam attıktan sonra eski bölümleri silicem çünkü nedense okunması az olan kitaplara kimse 1 şans vermiyor

*BÖLÜM 1: Sessizlikten Önce* Yağmur yağıyordu. Ne çok ne az. Tam da Ali Demir’in sevdiği gibi; kimseyle konuşmadan yürüyebileceği, gözlük camlarına çarpan damlaları bahaneyle insanlara bakmadan geçebileceği bir akşam. Ankara Garnizon Komutanlığı`ndan çıkalı on dakikayı geçmişti. Adımlarını sert basıyor, yere her bastığında geçmişin yankısını duyuyordu. Beş yıl olmuştu. Hâlâ her şey dün gibiydi. Ailesini kaybettiği saldırı, sadece bir terör eylemi değildi. İçinde ihanet, istihbarat zafiyeti ve saklanan gerçekler vardı. O günden sonra hiçbir görev ona zor gelmemişti. Çünkü içinde taşıdığı acı, tüm savaşlardan daha ağırdı. Cebindeki kırmızı zarfı hâlâ açmamıştı. Üzerinde sadece iki kelime yazıyordu: *“Kod: 54”* Zarfı açmak, artık geri dönüşü olmayan bir yola girmekti. Özel Kuvvetler’in bile üstünde, devlete bile kaydı olmayan bir birliğe adım atmak demekti. Ama belki… Belki bu görev ona sadece savaş değil, cevaplar da getirecekti. Telsizi cızırdadı. “Yüzbaşı Ali Demir. Harekât karargâhı sizi bekliyor. Tekrar ediyorum…” Telsizi susturdu. Gözlerini gökyüzüne kaldırdı. Damlalar yüzüne çarpıyordu. Sessizce mırıldandı: Süper! O zaman *Asya* karakterini bu bölümün sonuna dahil ediyorum. İşte *güncellenmiş* haliyle *Bölüm 1’in son sahnesi*: --- *BÖLÜM 1 – Sessizlikten Önce (Devamı)* Kağan Miraç karargâha vardığında gece iyice bastırmıştı. Gizli geçitlerden geçerek ulaştığı bölümde, ona eşlik eden yüzlerce görevli vardı ama hiçbirinin yüzü görünmüyordu. Herkes sessiz, hızlı ve profesyoneldi. Kapısı özel şifreyle açılan bir odaya alındı. İçeride onu bekleyen biri daha vardı. Siyah üniforması, çenesine kadar çekilmiş kapüşonu ve gözlüğüyle silueti zarif ama sert görünüyordu. Kadın hafifçe başını kaldırdı. Bakışları buluştu. “Binbaşı Kağan Miraç, değil mi?” Sesi ne soğuktu ne sıcak. Tam olması gerektiği gibiydi. Kağan gözlerini kısıp sordu: “Sen kimsin?” Kadın gözlüğünü yavaşça çıkardı. Gözleri gece kadar koyuydu. “İstihbarat Yüzbaşısı Asya Karaca. Kod: Mavi Gölge.” Kısa bir sessizlik oldu. Asya konuşmaya devam etti: “Bu görevde yanınızdayım. Ama şunu bilin… Herkes her şey olmayabilir.” Kağan başını hafifçe salladı. “Benim güvenim bir defa verilir. Ya sen o şansı hak edersin… ya da hiç konuşmayız.” Kapı kapanırken odada yalnızca göz temasları kaldı. Henüz hiçbir şey yaşanmamıştı, ama bir şeylerin başlayacağı belliydi.

Zeynep İstanbul’dan doktorluğu yüzünden şehrin diğer ucuna Diyarbakır’a gidince orada mert kurt ile karşılaşmıştır

Yeni geldiği şehirde kardeşinin komutanıyla karşılaşınca beklenmedik birşey oldu.yapmam dediklerini yapmaya başladı,peki neydi bunun sebebi aşk dedikleri bu mu oluyordu yoksa?

Bu savaşta çok kan dökülüyor, çok masum hayatını kaybediyor ama yılmak yok! Kapan kimi tuttuysa onun canını almadan bırakmaz.

Kendi restoranında şeflik yapan İlay Sürmeneli, geçirdiği ufak mutfak kazasıyla elini yakar. Bu ufak kaza ise onun hayatını tamamen değiştirir. Hastane koridorunda bir künye bulur ve o künyenin sahibini bulmak artık onun için bir görev niteliğindedir.

Avukat olan Başak Deniz Abisinin arkadaşına Aşık oldu ve ayrıca abisi ve arkadaşı askerdi ve ilk konusmalari askeriyede olmuştu. Başak abisine kıyafet götürüyordu timin odasına girmeden hemen önce karşılaşmışlardı.

Kısacık bir video hayatımın özetiydi aslında. Kavgalar, ölümler ve kabullenişler... Hümay Karayel`in hayatı bunlardan ibaretti.

"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." -Gazi Mustafa Kemal Atatürk Albeyaz Yeminler Ceylan Savaş, 28 yaşında bir terörle mücadele savcısı ve geçmişin acılarıyla şekillenen bir kadındır. 1998`de terkedilen küçük bir kız olarak, Türk konsolosluğunun yardımıyla ülkesine döner ve onu büyüten kişi, evlat edindiği babası Albay Kaan Savaş`tır. Albay Kaan, sevgiyle büyüttüğü kızının ülkesine adanmış bir kadına dönüşmesine tanıklık eder. Alpkan Aslan, 29 yaşında Özel Kuvvetler Kıdemli Üsteğmeni, küçük yaşta ailesini kaybetmiş ve devletin kollarında büyümüştür. Zorlu görevleriyle tanınan Alpkan, Cizre`deki "Savaşçı" timinin komutanıdır. 2018`de bir kaza sonucu tanışan Alpkan ve Ceylan, yıllar sonra, 2025`te Cizre`de tekrar karşılaşır. Ceylan, babasının komutanlık yaptığı timle çalışmak için Cizre`ye gelir ve burada Alpkan ile yolları kesişir. "Albeyaz Yeminler", bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda bir kahramanlık destanıdır. Cesaret, kayıplar ve yeminlerle dolu bu yolculuk, onları yalnızca birbirlerine değil, ülkenin geleceğine ve büyük bir savaşa da sürükleyecektir. Eğer hoşunuza gitmişse kitabıma göz atmayı unutmayınn ❤️

“Küçük bir köyün sessizliğinde, tek bir mektep ve umutla dolu genç bir yürek vardı. Neva, 16-17 yaşında, hayalleri ve azmiyle köyün çocuklarına ışık olmaya çalışırken, kader onu ilk kez Emir’le karşılaştırdı. 22-23 yaşında bir asker, ordunun görevi gereği köye gelmişti. Emir’in dikkatini çeken bu genç kız, ona hayallerini anlatmış, ‘Bu köyün mektebinde öğretmen olmak istiyorum’ demişti. Yıllar sonra, Emir komutan olarak köye döndüğünde, Neva artık hayalini gerçekleştirmiş bir öğretmen olmuştu. İki farklı yol, zamanın ve kaderin ördüğü ince bir bağla yeniden kesişti; geçmişin masumiyeti ve geleceğin tutkusu, yavaş yavaş kalplerinde yeşeren bir aşka dönüştü.”

Çocukluk aşkı Kaan ASLAN YÜZBAŞI Deniz KARACA DOKTOR

Bu bir kaçırılma hikayesi. Bir gecede bir kızın hayatı mahvolur. Albay kızı kaçırılır. Albay kızını bulması için bir tim görevlendirir. Peki tim kızı bulabilecek ve eve dinebilecekmi...

Ahıl Nur Çevik, yıllar boyunca kalbinin derinlerinde taşıdığı duygularla yüzleşmeye hiç hazır değildi. Lise yıllarında, hastane stajındayken tanıştığı Akgün Akkurt hayatına tesadüfen girmiş, aynı hızla da çıkıp gitmişti. Birkaç kelime, birkaç anı, sonra ayrılık… Aradan geçen yıllarda yolları farklı yönlere savurdu. Ahıl, çocukluk hayalini gerçekleştirip askeri doktor olmayı seçti. Akgün ise vatanı için üniforma giymeyi… İkisi de bambaşka yollarda yürürken kader, onları yeniden aynı noktada buluşturdu: Askeriye. Ahıl, yıllar önce kalbine dokunan o genci unutmaya çalışsa da artık karşısındaydı. Akgün ise gözlerinde hâlâ saklı duran o ışığı görmezden gelemiyordu. Görev, disiplin ve mesafe… Ama aynı zamanda yarım kalan bir hikâyenin ikinci perdesi. Peki, yıllar önce yarım kalan bu bağ, askeriyenin katı kuralları arasında yeniden filizlenebilir mi? Yoksa geçmişin izleri, geleceğin önüne bir kez daha duvar mı örecek?

Hayallerle başlayan bir yolculuk, acı bir kazayla son bulduğunda, Zehra Nefes`in dünyası bir gecede altüst olur. Babasının ani ölümü, onu ve annesini, hayatlarını baştan sona değiştiren, bilinmeyen bir gerçeğin gölgesine mahkûm eder. Bu gölgenin içinde, Zehra`nın tek sığınağı, kalbi ailesinin beklentileri altında ezilen Kerem olur. Zehra`nın masumiyeti Kerem`in kalbindeki yükü hafifletirken, Kerem`in ilgisi de Zehra`nın yaralarını sarar. ​Yıllar geçer ve çocukluk aşkı, sessiz bir sevdaya dönüşür. Zehra, geleceğini parlak bir doktor olarak şekillendirirken, Kerem de vatanına adadığı hayatının peşinden gider. Ama bir doğum günü gecesi, iki genç arasında yaşananlar, tüm yeminleri ve hayalleri altüst eder. Kerem, arkasında yalnızca bir pişmanlık bırakarak ortadan kaybolur. ​Dört yıl sonra, başarılı bir doktor ve bekâr bir anne olarak hayatını kuran Zehra, görev yeri olarak Hakkari`ye atanır. Kader, onu geçmişinden kaçtığı o adamla, yıllar sonra ilk kez, bir araya getirir. ​Geçmişin Gölgesi, çocukluk aşkının fedakârlıkla, umudun ise derin bir pişmanlıkla harmanlandığı dokunaklı bir hikaye. Zehra, Kerem`in gölgesi altında kaybolan hayatını yeniden inşa edebilecek mi? Ya da Kerem, yıllardır taşıdığı yükün altında ezilirken, Zehra`ya olan aşkı için savaşa dönebilecek mi? Bu gölgeli yolda, kalpleri hâlâ birbirine ait olan iki aşığın kaderi yeniden yazılacak.

Benim tek sevdam vatanımdı ama sen tüm ezberlerimi bozdun Lavantam (H. VE N. ❤️‍🩹 )