Hazırlanmakta olan kitap Plix Production tarafından yapılmıştır. geçmişi ve geleceğiyle, yaşadıkları ve yaşayacaklarıyla, travmaları ve mutluluklarıyla kendi benliğini sorgulayan bir ana karakterin iç dünyasına odaklanmaktadır. Zihninde yaşanan çatışmaların giderek derinleşmesiyle birlikte karakter, varoluşunu ve kimliğini sorgulayan bir bunalımın içine sürüklenir. Roman, bu içsel yolculuğu ve ruhsal çözülmeyi çarpıcı bir şekilde ele almaktadır.

Bütün ailesini kaybeden Rana lise son sınıftaki düşmanı olan umut ile üniversitede tekrar karşılaşır ve birden tüm umutsuzluklar birer umuta dönüşür

Bireyin iç dünyasında yaşadığı yanlızlık hakkında ufak bir metindir.

“Ben sevilmedim… Ama ayakta kaldım.” Alara hiçbir zaman ait olamadığı bir evde, sevgisizlikle büyüdü. Ailesi onu görmedi, çevresi onu ezdi, geçmişi ise üzerine çöktü. En çok güvendiği insanlar onu sırtından bıçakladı, en çok sevdiği kişi annesi bile onu reddetti. Ama Alara, yıkılmadı. Güçlendi. Sessizliğin içinde yeniden doğdu. Terk edilmişlik, ihanet ve karanlığın içinden geçen bir genç kızın; intikama, güce ve yalnızlığa uzanan hikayesi… Gözyaşlarıyla yoğrulmuş, yumruklarla kazınmış bir dönüşüm öyküsü. Herkes ondan korkacak. Çünkü o artık "ezilen" değil. O artık karanlığın içinden çıkmış bir yıldırım. Ve bu kez diz çöken, o olmayacak.

Soğuk gece, ay ışığını bir sır gibi yere döküyordu. Dağların ardında, karla kaplı ağaçların arasında, bir kız sessizce yürüyordu. Ayak sesleri yumuşak toprağa karışırken, içinde garip bir huzursuzluk büyüyordu. On sekiz yıldır tanıdığı her şey , onun "insan "olduğunu fısıldamıştı. Oysa içinde, adı konmamış bir şey uyanıyordu artık. Vera... Zalim bir üvey annenin evinde, yasaklarla büyütülmüş, her aynaya bakışı ceza olmuş bir kız. ama o gece... ay tam tepedeyken...içinde bir şey kırıldı. Aynı anda ,başka bir yerde başka bir gökyüzü altında ... karanlık ormanın kıyısında duran adam başını gökyüzüne kaldırdı. sarı gözleri parladı, ayın enejisini içine çekti . Duydugu çağrı tanıdıktı ama yersizdi. onu arıyordu. onu... onu tamalayacak olanı. Ve bu dünya- büyülü, eğlenceli ama kaotik bu dünya-onları bir araya getirmeye hazırlanıyordu. Sırlar açılacak, maskeler düşecek, aşk... aşk ya karanlığa gömülecek ya da karanlığı aydınlatacaktı.

Aile baskısıyla yaşayan bir kızın telefonuna bir gün gizli bir numaradan mesaj gelmesi ve bu mesajın okuldaki sesiz çocuktan olması

Kendisine ve karnındaki bebeğine bakmak için yaşayan bir anne Sevgi görmemiş bir anne Dövülen yıpranan bir anne… Ölü bir anne Kitap bana aittir (ç)alınması durumunda yasal işlemler uygulanacaktır

"Verdiğin kararın acı vermesi o kararının yanlış olduğu anlama gelmez" Yaşlı kadına baktım. "Ama o ölüyor. Yalvarırım engel olun"

Gerçek ailem kitaplarına konu olarak benzer fakat olayların akışı çok farklıdır. Aden ,Cennet bahçesi demektir peki yanmış veya mahvolan bir Cennet bahçesi nasıl olur? Hikayede Aden ve ailesinin arasında gerçekleşen olayları anlatmaktadır. Karıştırma hikayelerine benzemektedir.

Hayatta yaşama cazibesi bu zamana kadar sadece ailesi olmuş bir kız düşünün. Annesinin kokusu hep onunla. Babasının güvenli gögüsü, güven verici bakışlari hep onunla. Hayatta her zaman arkasında annesi ve babası olan bir kız, o güvenli dağları kaybederse ne olur? Görelim mi?

Merhaba arkadşlar öncelikle bu benim ilk kitabım bu yüzden çok tejrübeli deyilim takipçilerim artıkça yeni bölümler daha fazla gelmeye başlıyıcak .Hepinizi çok seviyorum şimdiden iyi okumalar dilerim

Bir mahalle düşünün... Birbirlerine sıkıca bağlı... Birbirlerine sahip çıkan... Pekiye aralarına sonradan biri katılırsa? Hadi gelin birlikte okuyalım.

Aile,ihanet,yanlızlık,sevgisizlik DİKKAT SONU KÖTÜ!!! mutlu sonla bitmiyor hikaye Kızın adı lara 15 yaşında 10. Sınıfa gidiyor ancak piskolejisi bozuk çünkü ailesi tarafından azarlanıyor ve işkence yaşıyor birgün lara dayanaymayıp evden kaçar sonrada arkadaşı esilada kalır kendi ihtiyaçlarını karşılıyabilmek ve onlara yük olmamak için ile girmek ister ama üç gün boyunca iş bulamaz sonradan neuseki bir iş bulur kuaförde eleman olarak girer yerleri sil süpür çay getir su getir kahve yap şunu ve bu ve gibi falan filan aradan bir hafta geçer ama ne yazikki arkadaşı ona ihanet eder ve ailesi onu evden kovar bir hafta boyunca sokakta yaşar sonrasında bir ev bulur ama terk edilmiş,çok eski,korkunç ve kötü bir ev içeri girer su yok elektirik yok soba bile yok ama en azında sığınacak bir ev bulur sonra bir hafta sonrabirazcık düzenlenir evi bardak tabak çatal alır bitane yatacak bindel yastık bataniye alır öbür hafta başka şey alır tam düzen kurar işten atılır evde yılan sokar sonra evi alırlar boyle şeyler yaşar

Gece geç saatte evden kaçtım! En fazla nolabilir ki?

Kitabıma bir göz atın derimm☺

Veyna, iki dünyanın çocuğu. Bir yarısı ejderha; yıkımı, ateşi ve geçmişi temsil eden. Diğer yarısı kurt; sadakati, düzeni ve kabullenilmeyi isteyen. Ama o, hiçbirine tam anlamıyla ait olamadı. Sevildi ama sevmedi. Saklandı ama yakalandı. Korumaya çalıştı ama en çok zarar verdiği kişi kendi soyu oldu. Kimi seçebilirdi? Sürüsünü mü, geçmişini mi? Yoksa hiç var olamayacağı bir hayatın hayalini mi? "Bazen bir sır, sadece kaderini değil... bir soyun sonunu belirler."

Mutsuzluk ruhun ne kadarı.

Ben kendimi tanımadan kendimden beni anlamdan vende vazgeçilmiş meğer...