[ psikoloji ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 2s önce güncellendi
KIRIK YILDIZ
@mrvnkorkmaz
Okuma
419
Oy
38
Takip
10
Yorum
357
Bölüm
17
Sanki insanların ayakları altında ezilen, her adımda biraz daha değersizleşen bir araziydim. Kara topraklarım susuzluktan, en çok da değersizlikten çatlamıştı; ne bir yeşerme ümidi ne de uğruna uğraşılacak bir verim kalmıştı. Herkes ezip geçmiş, kimsenin ayak basmayacağı bir çöle dönmüştüm adeta. Ta ki bir gün, avuçlarında masumiyetin safiyetine sahip izlerle küçük bir erkek çocuğu gelene dek. Hiç tereddüt etmedi, avuçlarında gizlediği beyaz nilüfer tohumunu kurumuş kara topraklarımda sakladı.
Yıllardır çektiğim su hasreti, küçücük bir erkek çocuğunun küçücük elleriyle bana emanet ettiği o umutla son bulmuştu.
O umut bana o gece yağmuru getirdi.
O umut beni o gece bataklığa dönüştürdü
devam ediyor 4s önce güncellendi
SARYA ROSA: RUH CİNAYETLERİ
@sumeyyadsd
Okuma
12
Oy
9
Takip
1
Yorum
2
Bölüm
8
“Tek bir cinayet...”
“…bazen sadece ellerini değil, ruhunu da lekeler.”
Sarya Rosa, geçmişin gölgesinden doğmuş bir katil. Her kurbanıyla birlikte kendi karanlığından bir parça daha temizlediğine inanıyor. Onun için ölüm, bir son değil; bir arınma şekli.
Savcı Kerem Altay, sıradan bir cinayet dosyası sandığı bir olayın peşinden giderken, kendini bir ağa yakalanmış gibi hisseder. Gördüğü her iz, kendi ailesinin gömdüğü sırlar da gün yüzüne çıkmaya başlar. Adaletin terazisi artık sadece hukukla değil, vicdanla da sınanacaktır.
Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide, kim gerçekten suçlu?
Ve kim, masum kalmaya yetecek kadar temiz?
Geçmiş kanla yazıldı.
Gelecek kimin kalemiyle yazılacak?
devam ediyor 20s önce güncellendi
Beni Kim Duyuyor?
@zezeizim
Okuma
41
Oy
0
Takip
3
Yorum
0
Bölüm
5
Bazı evlerde gürültü olur.
Kapılar çarpar, tabaklar kırılır, nefesler bastırılır.
Ama en çok çocuklar susar.
Çünkü çocuklar korkunun kokusunu herkesten önce alır.
Atacan o evlerin birinde büyümedi.
O evlerin altında kaldı.
Bir çocuğun hiç çocuk olamadığı yerde büyüdü.
Kelimeleriyle değil, darbelerle eğitildi.
Ağlaması yasaktı.
Çünkü gözyaşı zayıflıktı.
Zayıflık ise cezayı hak edendi.
Bir gün susmayı öğrendi.
Ses çıkarmamayı.
Kendi içindeki çığlıkları boğmayı.
Her tokattan sonra derin bir nefes alıp sadece bakmayı.
Zamanla kimse ona "Nasılsın?" demedi.
Çünkü kimse cevabını merak etmedi.
Ve sonra dünya, onun için bir mezarlık gibi oldu.
Üstünde dolaştığı ama içinde hiç yaşamadığı bir yer.
Atacan, bir erkek gibi değil,
bir travmanın yürüyen hâli gibi yaşadı.
> "Ben çocukken çok sustum.
Ama en çok içimden bağırdım.
Bir gün biri beni duyarsa diye değil -
duymaya cesaret edemezler diye sustum."
Sonra bir kadın geldi.
Gökçe.
Sorular sormadı.
Cevaplar beklemedi.
O sadece yanında durdu.
Ve ilk kez biri, Atacan`ın gözlerinin içine bakıp kaçmadı.
Orada ne kadar karanlık olduğunu bile bile...
> "Onunla konuşurken kelime kurmak gerekmiyordu.
Çünkü bazı acılar, dilden önce yüze yazılır."
- Gökçe
Bu hikâye bir aşk hikâyesi değil.
Bu, ruhu parçalanmış bir adamla, onun parçalarına dokunmaya cesaret eden bir kadının hikâyesi.
Birbirini iyileştiren değil, birlikte kanamayı seçen iki yalnızın hikâyesi.
Ve belki, bazen bu da yeterlidir.
Burada kahraman yok.
Ama hayatta kalmaya çalışan insanlar var.
Bir daha kimseye güvenememiş, kimseye içini açamamış,
ama bir gün "belki" diyebilen kırık kalpler var.
Ve sen, bu satırları okurken,
belki kendi sessizliğini de hatırlarsın.
> Çünkü bazı kitaplar anlatmaz.
Sadece senin içinden geçenleri yankılar.
Bu kitap...
Senin de sustuğun bir yerin aynası olabilir.
tamamlandı 2g önce tamamlandı
GECENİN KÜLLERİ
@melikemn
Okuma
15.23k
Oy
1.61k
Takip
169
Yorum
321
Bölüm
56
BİR ÖLÜM KAÇ SIR SAKLAR?
🕯️
“Alevsar.”
“Alev ve hasar kelimelerinin birleşimi.”
“Senin gibi. Senin yaktığın ateşle kalbime bıraktığın hasar gibi.”
🕯️
BİRİNCİ KİTAP: ALEVSAR
İKİNCİ KİTAP: İNKİSAR
Yaman Çakır, ailesinin geçmişindeki sırları çözmeye çalışan, intikamı, hırsı ve vicdanı arasında sıkışıp kalmış bir suç çetesi lideridir. Karısının ölümünden sonra etrafındaki herkese karşı güvenini yitiren Yaman’ın, beklenmedik anda, çocuk doktoru olan Gökçe’yle yolları kesiştiğinde ikisi birbirlerinin hayatında bir denge unsuruna dönüşür.
Yaman’ın adalet arayışı ve içindeki çatışmalar, Gökçe ile arasındaki duygusal bağa zarar verecek midir? Peki, Gökçe, Yaman’ı anlamaya çalışırken, zaman zaman onun karanlığına kapılma riskiyle mücadele edebilecek midir?
🕯️
Gökçe, hayata karşı direnen, kendi yolunu bulmaya çalışan bir kadınken, Yaman otoriter ve kontrolcü yapısıyla onun karşısına çıkar. İlk başlarda birbirlerine meydan okuyan bu iki karakter, zamanla hem kendilerini hem de birbirlerini keşfetmeye başlarlar. Gökçe, tutsak olduğunu düşündüğü yerde aslında özgürleşirken, Yaman da kalbinin duvarlarını yavaş yavaş yıkar. Tutkulu bir mücadele, derin duygular ve kaçınılmaz bir çekim, onları geri dönüşü olmayan bir yola sürükler.
devam ediyor 3g önce güncellendi
Kırık Adalet
@xzarius
Okuma
107
Oy
52
Takip
1
Yorum
41
Bölüm
15
İki polis, iki ebeveyn, iki candı ölenler. Sadece onların değil benim de ölümüme sebep olmuştu o kurşunlar. Yemin etmiştim onların isteklerini yerine getirmeye, öyle yaşamaya. Benim bildiklerimden fazlası olduğunu nereden anlayabilirdim ki? Onların katilleriyle empati kurabilmem normal miydi? Ona acımam normal sayılır mıydı? Daha önce benim verdiğim ifade yüzünden içeri giren bu adamı sekiz yıldır içinde olduğu bu hapishaneden kurtarmak için çabalamam normal olabilir miydi? Yaşananlar adaletin kırık olduğunun göstergesi değildi de neydi?
devam ediyor 4g önce güncellendi
İNCİ
@ozlemin_kalemi08
Okuma
5.96k
Oy
329
Takip
51
Yorum
38
Bölüm
48
“Çözülmesi zor koca bir sırsın İnci...Seni çözmek istiyorum...Seni istiyorum...”
Kendini hep görünmez hisseden bir kadın… Güçlü görünmeye çalışırken içten içe dağılmış bir yürek… Ve onu hiç beklemediği bir anda gören bir adam…
İnci, geçmişin ağırlığını omuzlarında taşıyan, sessiz ama derin bir kadın. Hayat, ona pek az şefkat göstermiş. Yine de dimdik duruyor. Ta ki bir sabah, hayatının en önemli günü çamurlu bir tesadüfle altüst olana kadar...
Serkan ise iş dünyasının güçlü ama yalnız adamı. Kadınların, ilgi alakasından bıkmış, etkileme çabaları, onun gözünde sıradanlaşmış, ta ki karşısına öfkeyle bakan İnci çıkana kadar..
Bu "dağılmış ama vakur" kadına kayıtsız kalamıyor.
Bu karşılaşma bir başlangıç mı, yoksa her şeyin kırıldığı an mı?
"İNCİ", aşkın yalnızlıkla, geçmişin gelecekle, bir kadının sessiz çığlığıyla bir adamın içsel boşluğunun kesiştiği duygu yüklü bir roman.
Haydi var mısınız. Beraber okumaya ✨️🌹
🔒 Bu hikâyenin tüm hakları Songül Özlem Karamert’e aittir. İzinsiz kopyalanamaz, paylaşılamaz.
devam ediyor 5g önce güncellendi
YERDEN KORKUSUZ
@omerkara
Okuma
199
Oy
119
Takip
10
Yorum
3
Bölüm
15
Karanlık bazen para için başlar, ama sonunda ruhunu ister.”
Rain, geçmişiyle hesaplaşmaya vakit bulamadan babasını kaybetmiş bir adamdı.
Motor yağının, demirin ve sessizliğin içinde kendine yeni bir hayat kurmaya çalıştı.
Ta ki Nia’yı tanıyana kadar...
Fakat kader, Rain’in ellerini yeniden kirletmekte tereddüt etmedi.
Kızını yaşatmak için “Yerden Korkusuz” adında bir mafya örgütünden aldığı para, hayatının en büyük borcuna dönüştü.
Şimdi, o karanlık geçmiş geri dönüyor.
Aşk mı kazanacak, yoksa gölgeler mi?
Yağmurun altında, herkesin günahı aynı sesle yankılanır.
devam ediyor 7g önce güncellendi
GÜVERCİN
@sultanakr
Okuma
26.15k
Oy
1.38k
Takip
380
Yorum
200
Bölüm
82
Asker konulu bir kitaptır, kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.
Ruh, insanın dipsiz bir kuyusudur. Sen ruhunda dolaştığını sanırsın ama onun ne kadar derin olduğunun hiçbir zaman farkına varamazsın. Ta ki biri çıkıp orayı talan edene kadar.
"Yanacaksınız, yakacaklar. Canınızın acımasını önemsemeyecekler."
Parmaklarına sarılı urganı sertçe gerdi. Parmak boğumları giderek beyazlaşırken gözleri, alev topuna dönüşmüştü.
"Nefesinizi kesecekler."
İki farklı asker;
Asena Eyşan Boduroğlu ve Mete Mert Çakır.
Birbirlerinden haberi olmadan aynı göreve atanırsa en fazla ne olabilir ki?
"Bugün bir tehdit mektubu aldım MMÇ`den gelmiş."
*Tüm hakları saklıdır.*
tamamlandı 1h önce tamamlandı
Askerin Güncesi: Piyadenin Güncesi
@tuksukerdem
Okuma
67
Oy
53
Takip
0
Yorum
5
Bölüm
8
Piyadenin Güncesi:
2. Dünya Savaşı. Cephede, ölüm kalım mücadelesinin ötesinde, asıl yıkım askerlerin zihninde yaşanıyordu.
Bu kitap, 6 Haziran 1944 piyade Jack Edward ve yoldaşlarının savaşın fiziksel değil, psikolojik yükünü nasıl taşıdığını anlatır.
Aksiyonun keskin gerçekçiliği içinde, korkunun ve travmanın insan ruhunu nasıl yavaşça yok ettiğini göreceksiniz. Her saldırı, birliğin direncini değil, akıl sağlığını test ediyor.
Bu, kahramanlıktan çok, hayatta kalmanın dehşetini anlatan sarsıcı bir 2. Dünya Savaşı hikayesidir.
devam ediyor 1h önce güncellendi
Rüzgarın Sustuğu Gece
@fatmagulunkalemind
Okuma
5
Oy
1
Takip
0
Yorum
2
Bölüm
2
Bazen korkuların üzerine gitmek gerekir... Bazen korkularla savaşmak ve onları yenmek bizim en büyük zaferimiz olur. Ve bazen o korkuların arlasında büyük bir gizem vardır ve o gizem Rüzgarın Sustuğu Gece ortaya çıkar.
Riven Selari, çocuk yaşta zorla evlendirilmiş, hayatı elinden alınmış bir kadın. Kendi çocuğuna bile yetemeden, zorluklara katlanmış bir anne. İşte tam o anda, umudun ve adaletin simgesi Kara Pençe Özel Deniz Kurtarma Timi çıkar karşısına.
Yemen’in gölgesinde, masumları kurtarmak, çocuk kaçakçılığıyla savaşmak ve karanlık sırları ortaya çıkarmak için görev yapan altı kişilik bu tim; lider Kaptan Rüzgar Karayel ve onun gölge, beyin, kaos ve hayaletleriyle birlikte, hayatı değiştirecek bir operasyonun içinde bulur kendini.
Riven’in geçmişi, Amara’nın geleceği, timin cesareti ve karanlığın sırları bir araya geliyor…
Ve ortaya çıkan gizem, Rüzgarın Sustuğu Gece ile herkesin nefesini kesiyor.
Adalet, aşk ve hayatta kalma mücadelesi…
Masumlar için savaşmaya hazır mısınız?
devam ediyor 1h önce güncellendi
Kan Düğümü
@lunaris_nortem
Okuma
30
Oy
5
Takip
3
Yorum
79
Bölüm
6
Ölüm hepimizin bir adım arkasındaydı. Bir eliyle ağzımızı diğer eliyle gözlerimizi kapatmış, kendi karanlığı ile üzerimizi örtmüş, peşimizi bırakmıyordu.
Kitabın tüm hakları saklıdır. Kitabı çalmanız dahilinde yasal işlemler başlatılacaktır.
devam ediyor 2h önce güncellendi
MEVTA
@nazanates_
Okuma
15.81k
Oy
1.11k
Takip
485
Yorum
360
Bölüm
15
"Bu kadar işte, hepsi bu."
Annem cümleye girdi o kadar az konuşuyordu ki, sesini duymak bir mucizeydi. O konuştuğunda sesini zihnime bir çivi ve çekiçle asmak istiyordum. Bir daha ne zaman duyulacağı belli değildi çünkü. "Kızım sen neden böyle yapıyorsun? Bugüne kadar neyini eksik ettik? Ne istediysen almadık mı?" Duyduğum, duyduğun nice cümle...
"Biraz sevin..." sesim öyle kısıktı, bir ben duymuştum. Sesimi karşıya, anneme aktaramadım, babama aktaramadım. Bir ben duydum, hep.
Lise üçüncü sınıfa başlayan Mehir, hayatının her zamanki gibi sıradan geçeceğinin kanaatindeydi. Ancak zengin ailesi ve sosyeteyle mücadelesi yaşıyla beraber büyümüştü. Şimdi de başında bu bela vardı. Hacker... Onun kim olduğunu bulabilecek miydi?
-LİSE KURGUSU-
Kitap kapağını tasarlayan Sevgili: bataklikyakamozu` na teşekkürlerimi sunuyorum.
devam ediyor 2h önce güncellendi
Vicdanın Paslı Kancası
@bluberii
Okuma
2
Oy
0
Takip
1
Yorum
0
Bölüm
1
Küçük bir sahil kasabasında yıllar önce örtbas edilmiş bir suçun gölgesi dolaşır. Bir zamanlar hayatı yıkılmış üç kişi, farklı yollarla birbirine bağlanır: biri eski yara ve hırs içinde adalet arar, biri karanlık sırlarını korumaya çalışır, bir diğeri ise istemeden bir tetikleyici olur. Geçmişin unutturduğu değil, bekleyip biçen bir şey olduğu ortaya çıktıkça, kasaba sakinleri karma ile yüzleşir, bazıları ödüllendirilirken bazıları kaybeder.
tamamlandı 3h önce tamamlandı
Kızıl
@macabre
Okuma
118
Oy
101
Takip
15
Yorum
0
Bölüm
7
Sahilde karşılaştığım kız, ateş kırmızısı saçlarıyla dikkat çeken Öykü, gizemli bir hayatın izlerini taşımaktadır. Aldatılmışlıkları, kayıpları ve karanlık sırlarıyla örülü hikayesini bana anlatırken, her kelimesi ruhumu hem büyüler hem de sınar. Ama bir gün Öykü ortadan kaybolur; ardında sadece sessiz sahil ve çözülmemiş bir sır bırakır.
Zaman geçtikçe, onun kayboluşu zihnimi ele geçirir. Öykü’yü bulma umudum, giderek artan bir çaresizlikle karışır. Cinayetle sonuçlanan bu kayıp, akıl sağlığımın sınırlarını zorlar; geçmişin gölgeleriyle yüzleşmek ve onun izini sürmek, her adımda bana hem korku hem de çaresizlik getirir.
Sahillerde yürüdüğüm her an, Öykü’nün hala burada olabileceğine dair bir umut taşırken, her boş adım onun artık geri dönmeyeceğini hatırlatır. Travmanın, suçluluk duygusunun ve belirsizliğin içinde, onun yokluğu zihnimde yankılanır; geriye sadece arayış, belirsizlik ve karanlık bir yalnızlık kalır.
Bu roman, kayıp, suçluluk ve travmanın insan ruhunda yarattığı derin izleri, bir yandan da güven ve dostluğun iyileştirici gücünü anlatan karanlık ve sürükleyici bir psikolojik yolculuk.
devam ediyor 3h önce güncellendi
DENİZ KIZININ İNTİHARI
@itsmeilemz
Okuma
4
Oy
3
Takip
1
Yorum
0
Bölüm
1
Atlas Tenebris ülkenin en iyi psikiyatri hastanesinde çalışan stajyer bir psikiyatristtir. Bu yolu insanlara değil, kendine yardım etmek için seçmiştir. Çünkü Atlas`ın bir laneti vardır. Yaşadığı bir travma sonucu sekiz yaşından öncesine dair hiçbir şey hatırlamazken sekiz yaşından sonra hissettiği, duyduğu, gördüğü hiçbir şeyi unutmaz. Bu travmayı böyle çözemeyeceğini anlayınca okulu bırakma kararı alır.
Bir gün hastaneye Elizya Koz adında intihar etmiş bir genç kız yatar. Elizya, kimsesiz ve yalnız biridir ve hissettiklerini öldürmek için sürekli intiharı deneyen bir depresyon hastasıdır. Hastane yönetmeliği Elizya`nın bu hastalığını ancak hastaneye yatmakla çözüleceğine kanaat getirir ve Elizya`yı hastaneye yatırmaya karar verir. Ama bu hastaneye yatmak için bir refakatçi lazımdır. Elizya`nın ise kimsesi yoktur. Kimsenin bilmediği sır ise hastanenin başhekimi olan Yücel Yankı`nın Elizya`nın babası olduğudur.
Elizya`nın hastanede yattığını öğrenen Yücel, Atlas`ı yanına çağırır ve ikisi şeytanın da ortak olduğu bir anlaşmaya imza atarlar.
"Elizya`yı iyileştirip tamamen depresyondan çıkarmam gerekiyor. Bu sürecin kendi hastanemde olması durumu daha güvenli yapar. Ama yönetmelik gereği refakatçi lazım. Bu durumu kimseye anlatamazdım. Sadece yardımı için Levent`e anlattım." Atlas, duyduklarını hala sindirememişti ama görmezden gelme taktiğini kullanmayı seviyordu. Yücel, devam etti. "Kızıma refakatçi olup onu iyileştir."
"Kabul ediyorum..." dedi Atlas. "Ama bir şartım daha var. Yücel`in gözleri parladı ama Atlas konuşmasına izin vermeden devam etti. "Ben Elizya`yı tedavi edeceğim ve aynı zamanda refakatçisi olacağım. Sen de sekiz yaşımdan öncesini bana hatırlatacaksın."
*
Kitap Türü: Psikolojik, Romantik, Dram
devam ediyor 3h önce güncellendi
Doğum gününden itibaren
@h.yalnuringo
Okuma
1.26k
Oy
660
Takip
25
Yorum
1.73k
Bölüm
25
"Adını ben koydum, çünkü kader bile susmayı seçti.
Okulun ilk gününden başlayan bu macera, doğum gününe dayanır mıydı?peki,bu yolculukta yanıma beş kişiyi alır mıydım, bu yolu seçer miydim bilinmez...
Ama benim tek seçeneğim buydu.
Belki de ben seçmiştim bu kitabı.
Adını ben koydum ama sonunu sen yazdın."
devam ediyor 3h önce güncellendi
MAVİNİN RESİTALİ
@gokcelly
Okuma
83
Oy
9
Takip
19
Yorum
1
Bölüm
10
"Bazen bir karar sadece bir hayatı değil; adaleti, kimliği ve aklı da yerinden oynatır..."
Yıllar önce alınan bir mahkeme kararı, bir annenin hayatını söndürdü.
Ve o kadın, intikamını sessizce doğurdu.
İki bebek...
İki hayat...
Ve ters yüz edilmiş bir gerçek.
İzlerini bir balıkla süsleyen katil, artık susmuyor.
Her cinayet, bir sırrı kazıyor yerin altından.
Mavi`nin Resitali başlıyor.
Bileklere kazınan her çizim, kimliklerin, ailelerin ve vicdanların maskesini düşürüyor.
Bu sadece bir cinayet romanı değil...
Bu, yerinden edilmiş bir hayatın kendi yerini geri alma hikâyesi.
"İntikamın rengi bazen Mavi olur."
devam ediyor 3h önce güncellendi
NAYİNO
@mimoza_yaziyor
Okuma
68
Oy
45
Takip
3
Yorum
34
Bölüm
2
Karadeniz’in sisli tepelerinde verilen bir söz… İstanbul’un kalabalığında gelen tek kelimelik bir mesaj: “Bitti.”
Berfin ve Ali’nin çınar fidanına bağladığı eşarp hâlâ rüzgârda savrulurken, Gülfem bir gecede bütün geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Sevda mı, sır mı, yoksa yıllar öncesinden gelen bir hesap mı?
Bir fırtınanın ortasında, iki şehir, iki zaman ve tek bir kelime; hepsi birbirine düğümleniyor.
Sevmenin cesareti mi kurtarır insanı, yoksa gerçeğin ağırlığı mı bitirir?