alıntı: çoktan öldüğümü zannederken bu gün ölümü gerçek anlamda ilk defa hissetmiştim ve önceki hallerime şükretmem gerektiğini kavramıştım. öyle bir histi ki bu dünyan renklerini yavaş yavaş acı vererek kaybediyordu gök mavisini yitirip siyah oluyordu. mutluluk hayallerinin yerini öfke ve intikam hırsı alıyordu. Masumiyetin kayboluyordu. Ellerine baktığında gelecekte yapacağın katliamların izini görüyordun. ve ben çok iyi biliyordum ki babam ölürse beni kimse tutamazdı. babasını hain bir suikast sebebiyle kaybeden prenses Efsun karyelinin intikam arayışına düşmesi ama efsunun kimsenin bilmediği bir sırrı vardı ve intikam ararken aşkı bulacak türlü zorluklarla karşı karşıya gelecek ihanetler peşini bırakmayacaktı

Snowen isimli bir krallık ve yüreğini saran büyü korkusu ile bir katliam başlatan Snowen Kralı. Bütün bunların üzerine ortaya çıkan büyücü Leyal ve dövmelediği çocuklar, işte bu Kader Mahkumlarının Hikayesi... Snowen isimli Krallığın genç kralı Lord Herman bir büyücü katliamı başlatır ve şüphelendiği kadınları teker teker ortadan kaldırmaya başlar. Bu vahşi süreç büyücü Leyal`in ortaya çıkması ve seçtiği çocukları "Dövmeleme" Adı verilen yöntem ile lanetlemesinin üzerine kesintiye uğrar. Tabii ki olaylar bu kadarla sınırlı kalmaz, bütün bu yaşananlara denekler de dahil olur. Kader Mahkumları`nın hikayesine hoş geldiniz.

Kendi bulundukları ada da kendilerince sakin bir hayat süren Lucy ve Louis kardeşler, bir gün adayı işgale gelen korsanlar yüzünden arkadaşları ile birlikte ailelerinden ayrılmak durumunda kalırlar. Bundan sonra arkadaş grubumuz ailelerini bulmaya çalışacaktır ama artık eski yerinde olmayan bir adayı bulmak hiçte kolay olmayacaktır.

Scarlett, hayatın kraliçesi, her şeyin merkezindeydi—ta ki yaptığı bir kötülük onu en sevdiği romanın kötü karakteri olarak hapsedene kadar. Lanetli Gece Loncası’nın içine hapsolmuş, büyünün yasaklandığı ama karanlık sırların hüküm sürdüğü bir krallıkta, hikâyenin sonunu değiştirmezse ölecektir. Başrolün gölgesinde yaşarken, kaderini tersine çevirip kendi hikâyesinin kahramanı olabilecek mi? "Scarlett Monroe," dedi yavaşça. "Kendi hikayenin kahramanı olduğunu mu sanıyorsun?" O an, her şeyin bir oyun olmadığını anladım. Kalbim deli gibi atarken, "Sen kimsin?" diye sordum. Kadın, tozlu kitabı elimden aldı. "Bu senin hikayen, ama artık başrol değilsin. Hikayende yalnızca bir kötü karakter var. Ve o da sensin."

"Karanlıkta Yükselen: Bir Mirasın Gölgesi" Reynor kıtasında savaşlar bitmek bilmez. Tanrıların ve kralların oyun tahtasında piyonlar gibi kullanılan halk, bir umut ışığı beklerken, fırtınanın merkezinde bir isim yükselir: Aries. Onun adı hem korku hem de umut fısıldar. Ancak kimse, taşıdığı sırların ve gücün dünyayı nereye sürükleyeceğini bilmez. Kaosun ortasında, kaybolmuş bir çocuğun masumiyeti ile dünyanın en karanlık sırları arasında sıkışmış bir adam… Kendi geçmişinin gölgeleriyle savaşırken, Aries, sadece kendisi için değil, tüm kıtanın kaderi için de bir yol seçmek zorunda kalacaktır. Kral mı, yoksa yok edici mi? Kurtarıcı mı, yoksa savaşın gerçek yüzü mü? Onun hikâyesi, yalnızca cevaplarla değil, çok daha derin sorularla başlar. Reynor’un kaderi, bir adamın ellerinde şekillenecek. Ama bu kader, kurtuluş mu yoksa çöküş mü getirecek?

Rou-Jian, zaman içinde yolculuk yapmayı bir yaşam biçimi haline getirmişti. Geçmiş ve gelecek onun için sıradan birer duraktı. Ancak bir gün, yolu Yu-Lan ile kesişti. Yu-Lan güzelliğiyle onu büyülemiş, yanında huzur bulmasını sağlamıştı. Fakat Rou-Jian bunun tehlikeli olduğunu biliyordu. Bir zaman yolcusu için aşk, her zaman hüsranla biten bir yolculuktu.

Farklı krallıklardan gelen prensler ve prensesler okullarının 4. yılında bir suikastçıyla karşı karşıya kalır,bu suikastçı 4. yıl yani okula yeni gelen öğrencilerden biridir.Okuldakiler ikiye ayrılır peri prens-prensesler ve normal prens-prensesler.Ve ana karakterimiz bir peri-prensestir.Acaba suikastçıyı bulabiliceklermi...

“Kara Küp: Başlangıç” serisi, evrenin yaratılışına, kadim güçlere ve insanlığın varoluşuna dair epik bir anlatıdır. Kara Küp, evrenin sonsuz karanlığına hapsedilmiş güçlü varlıkların ve yüce amaçları uğruna verdikleri mücadelelerin hikâyesini anlatıyor. Gizemli ritüeller, kadim sırlar ve yıkıcı güçlerle dolu bu fantastik dünya, okuyucuyu zamanın ve mekânın ötesine götürüyor. Efsanelerin ve gerçeklerin iç içe geçtiği bu evrende, güç için verilen mücadele aynı zamanda tüm varoluşun kaderini belirleyecek.

"Lunar Düşüşü", geçmişin karanlık sırları ve geleceğin belirsizliğiyle örülü bir dünyada, Ariella Moonshade’ın doğuştan gelen güçlerini keşfetmesiyle başlayan, kayıp bir taşın peşindeki tehlikeli yolculuğu anlatıyor. Işıkla gölgenin arasında sıkışan Ariella, dünyalarını koruma umuduyla yapacağı korkunç bir fedakarlığa doğru sürükleniyor. Ancak her seçim, daha derin bir karanlığa açılan bir kapı olabilir…

Zin adlı dünyanın yaratılış`ı ve nasıl yaratıldığı ve bu Zin diyarında uyanan ilk ata Dural`ın Çocuklarının hikayesi.

Savaş çanları çalarken, Nardusun başkentindeki ayaklanmalar yüzünden tarihinin en zayıf olduğu anda kraliyet ailesindekilerden sinsice kurtulma planları yapan ve tahta oturmayı amaçlayan Dük Pelez, kraliçenin ve kardeşinin gözünün yaşına bile bakmadan onları infaz ettikten sonra küçük oğlan ve bohçadaki bebeğe döndüğünde kraliyet ailesinin bu ikisiyle biteceğini bildiği için memnundur. Ancak bilmediği bir şey vardır. O da ailenin sessiz ve gizemli beşinci üyesi artık sonunda mühürlendiği gerçeklikten güçlü bir istek doğrultusunda uyanmıştır. Küçük Luliq, içindeki kendisinin bile bilmediği bu yeni güç ile tarihin kaderini tekrardan mı yazacaktır? Yoksa içinde uyanan güç onu tamamıyla kasıp kavurup boş bir kabuğa mı çevirecektir?

Runeterra`nın derinliklerine doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkın! Bu kitap, League of Legends evreninin uçsuz bucaksız köşelerinde geçen, tamamen hayran kurgusu olan öykülerden oluşmaktadır. Resmî hikayeden esinlenerek hayal gücünden beslenen bu serüvenler, Runeterra`nın büyülü dünyasını farklı bir açıdan keşfetmenizi sağlayacak. Ticari bir amacı olmayan bu eser, sadece League of Legends evrenine duyulan büyük bir sevgi ve tutkuyla oluşturuldu. Şampiyonların bilinmeyen hikayelerinden, gizemli diyarların keşfine kadar uzanan bu kitapta, kendinizi yepyeni maceraların içinde bulacaksınız. Savaşlar, dostluklar, ihanetler ve kahramanlıklarla dolu bu hikayeler, Runeterra`nın sınırlarını zorlayan bir hayal gücünün ürünü. Runeterra`ya adım atmaya ve bu benzersiz hikayeleri keşfetmeye hazır mısınız? Yazar: Niphrimit

IŞIĞIN ALEVİ SERİSİ 1. KİTAP "Nixavis, 11 krallığa hükmeden imparatorluğun prensesi ve tahtın gelecekteki varisiydi. Annesinin ölümünün ardından tek sarıldığı kardeşi Via ile denizin ortasındaki adada, büyük sarayda yaşıyordu. 21 yaşına geldiğinde tek bir hayali vardı: Sagua Krallığı`na giderek kadim büyücülüğü öğrenmek. Ancak imparator babasının onun için planları farklıydı. Yirmi birinci yaş gününde Nixavis, Txerria Krallığı`nın kralı, Korkusuz Zonan tarafından evlilik teklifi alacak ve hayatı hiç tahmin etmediği bir yola girecekti. Aşk, onun hayalleri arasında yoktu. İmparatorluğun en güçlü büyücüsü olarak tek yapmak istediği, daha iyisi için çalışmak ve tahta geçtiğinde gerçek bir imparatoriçe olmaktı. Ancak Zonan, Nix`in hayatını değiştirmiş, bu yeni evli çift, dünyayı kurtarmak için Işık tarafından seçilmişti..." *** Zonan`ın ellerinin hareketleri hızlanmıştı. "Sen, Txerrea Kraliçesi olacaksın, Nixavis. İnsanlar bakışlarından korkacak, ayak bastığın yerler titreyecek, sesin herkesin başını öne eğmesine sebep olacak. Sen benim kraliçem olacaksın." Bir elini kızın saçlarına kaydırıp yutkundu. "Gücünü görmeni istiyorum, Nixavis. Kendinin Farkında olmanı istiyorum. Sen Korkusuz Kral Zonan`ı, korkak bir hale getirdin. Her an beni sevemeyeceğin, bu evliliğe karşı çıkacağın korkusuyla nefes almak seninle birlikte nefes almaktan çok daha zor. Ve ben korkuyorum." Güldü. Sinirlenmiş gibi güldü. "Korkusuz Kral, korkuyor."

Hayatınızı adadığınız görev ve aşk arasında kalsaydınız , hangisini seçerdiniz ?

İnsanlar yeryüzünün kıyametiydi, o yeryüzünün bir parçası olmak istemedik. Kendi dünyamızı gökyüzüne inşa ettik.

Ne cennet ne cehennem, ne de Araf.... Dünya ve Zolos... Ölümlüler ve ölümsüzler... Zolos varisini istiyordu, vârisi ise 18 yıldır bir ölümlü olarak dünyada yaşıyordu... Bilinmedik gerçeklerle kendini farklı bir evrende bulan nora artık kendisi hakkındaki bütün gerçekleri öğrenebilme umuduyla ne kadar ileriye gidecekti.... "Zolos asla dünya gibi bir yer olmayacaktı... Dünya iğrenç bir bataklıktı."

Büyünün sıradan olduğu neredeyse her faninin büyü yapabildiği bir evrende geçen olağanüstü karakterlerin öyküleri anlatılmaktadır. Sınırsız gücün insanı nasıl yozlaştıracağını ve hesap vermemenin nelere yol açabileceği alegorik olarak anlatılmıştır. Siyah- Beyaz kitabımın son kısımlarında geçen birkaç olay bu evrenin yaratılışı hakkında birkaç ipucu içerir. Evrenin içerisi ve evrenin kendisi çok yüksek miktarda fantastik öge barındırır.

Yıllar önce kontrolsüz bir büyü yüzünden köyünü kaybeden Kael`in büyücülere duyduğu nefret hiç dinmedi. Yıllar sonra Leyhist (büyü polisi) olmayı başardı ve zengin Miriva Şehri`nde yıllarca büyücü avlayarak güvenliği sağladı. Ancak zamanla, içindeki öfke yerini derin bir boşluğa bıraktı. Aldığı emirler giderek ahlak sınırlarını aşmaya başladığında ise vicdanı ve görevi arasında sıkışıp kaldı. Uzun zaman önce yollarını ayırdığı yeraltı çetesinin patronu, ondan gizli bir görev için yardım ister. Görev, Kael`in köyünü yok eden büyücüyle aynı soydan gelen, kızıl saçlı bir büyücüyü Miriva Şehri`ne getirmektir. Doğrunun ve yanlışın bulanıklaştığı bu gri dünyada, Kael hem kendi iç çatışmalarıyla hem de imparatorluk ve Miriva Meclisi arasındaki politik oyunların arasında kalacaktır. Kael geçmişiyle yüzleşip kendi doğrularını çizebilecek mi?

🔅 Kitapda yetişkin içerik unsuru, argo, şiddet ve psikolojik şiddet içermektedir ona göre okumanızı tavsiye ederim. Kehanetler başlansın. Saklı sırlar ortaya dökülsün. Bir büyücünün gazabı bulsun kadını. Bilinmeyen lanet Marino ailesini yok etmeye başlasın. Ölülerin rahminden filizlensin küllerinden doğanlar. Ruhlar birleşsin kader bağı ile sonsuza dek. Perdeler açılsın, oyun başlasın. 🔮 Yeni yaşının uğur getirmesini beklerken lanet getireceğini bilemezdi Fiorella, geçmişte yapılan hatanın bedellerini de kaderine işlenip yaşayacağını da. Doğum günü balosunda tanıştığı dedektif ile hem babasının ölümünü hem de şehrine inen bu garip yaratıkların peşine düşerler. Ama bilmedikleri bir şey vardı ki bu yolda sadece gizli sırlar yoktu, birbirini katletmeye hazır büyücülere ve cadılara rastlayacak, aslında kendisininde onlardan biri olduğu ortaya çıkacaktı. Nereden bilebilirdi ki dedektifle geçmişiyle kaderinin bağlantılı olduğunu. Belki de bu yolculuk sadece lanet için değildi?