YD özgürlük için doğdu. Kurucu özgürlüğe mahkûmdu. YD Adalet istiyordu. Kurucu adalete bağlıydı. YD intikam istiyordu, kurucunun damarlarında intikam kanı akıyordu. YD hayat istiyordu, yaşam istiyordu. Kurucu bu yolda kendini bile feda edecekti. YD insanlık için büyük bir şanstı. Fakat bunu göremeyecek kadar kör, sağır ve dilsizlerdi. YD ölüm istiyordu, kan istiyordu, savaş istiyordu. YD özgürlük istiyordu, adalet istiyordu.. Bu uğurda ölecek bile olsa ölüme yürümüyor, koşuyordu... YD Küllerinden Doğanlardı, Yeniden Doğuştu.. Bir gün tüm düzen değişecek ve bu YD sayesinde olacaktı. Tüm dünya bilecek, akıllarına kazıyacaktı.

O ki, himayesine aldığı kimsesiz çocuklarla beraber kağıt arabasıyla tutunmuştu yaşama. Sonrasında yaşayacağı aşktan, büyük imtihanlardan habersiz olsa da... Asilce sürdürmeye çalıştığı hayatın zorlu kapılarından geçen Süheyla`nın, her zerresinin etkisinde kalacağınız bir hikayesidir bu. İnstagram : @kadinvarice 29.07.2024

Spiritüel açıdan tüm detaylara hazır mısınız?

Nasıl ki yeni bir spora başladığınızda vücudunuz buna hazır olmadığında ağrı yapıyorsa düşüncede böyledir. İlk defa tanıştığınız bir düşünceye çok sert şekilde tepki verebilirsiniz. Aklınız buna hazır olmayabilir. Yeni açılımlara kapalı olmanız ilerlemenizin önündeki en büyük engeldir. Uyumlanma süreci sancılı olabilir. Bir zaman sonra da aklınız temizlenir, temizlenen akılsa her yeniliğe açıktır. Hakikat de bu şekildedir, kirlenmiş akıllar akledemez, idrak etmeniz için kendinizi feda etmeniz gerekir. DERVİŞ Aşkın Yolculuğu

üçükken Tanrının erkek olduğunu zannederdim, çünkü sürekli erkeklerden yanaydı, hatta erkekse onunda bazı ihtiyaçları olmalıydı diye kendimce sorularım bile oldu. Tanrının nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiğiyle ilgili hikayelerle büyüdüm, yeterince acı çektiğimdeyse dinlerdeki gibi bir Tanrı olmadığını idrak ettim. Yeryüzü varoluşundan beri ataerkil enerjinin etkisi altındadır. Yakın gelecekte dişil enerjinin hakikatine uyanışıyla alem yeniden şekillenecektir. Kadın ataerkil dünyanın kendine biçtiği rolden özgürleşebildiğinde kan ve gözyaşına hakim insanlığa barışı getirecektir. Bu kitabı sessizlik içinde okumalısınız. Derin ruhsal hakikatlerin ruhunuza işlemesine izin verin. Eğlenceli mistik bir maceraya çıkacak hakikatlerin sırrına vakıf oldukça derinleşecek, bazen gözyaşlarınıza, bazen de aklınızı ele geçiren şehvete kapılacaksınız. Aklınızda kırılmalar oldukça, konfor alanlarınızdan çıkacak ve ruhunuz özgürlüğüne doğru yol alacaktır. KADIN Veyis Sarıkaya

Benden bana akışta

Ne kadar beğenildi tarifsiz sözleri ve ne kadar hissedildi o sözleri anlayan mecbur yürek. Şimdi normalin çok ötesinde olanla tanıştırıyorum seni... İlham.

‘Siz hiç bir gecede büyümek zorunda kaldınız mı?’

Sevgili dostumla aramıza kaderin gidebileceğini tahmin bile edemezdim.

Sık sık ruhsal bunalımlar yaşar,kendimizle içsel çatışmalar yaşarız. Peki sahiden kendimizle mi? Hayır. Ona toplumun beklentileri,ego gibi çeşitli isimler verebiliriz. Ben “Canavar” demeyi tercih ediyorum. Canavar, bir zamanlar masum bir çocuğun hayal gücünde doğar, sonra büyür, kuvvetlenir ve sonunda biz farkında bile olmadan onun esiri oluruz. O, bir gölge gibi peşimizden gelir, her adımda bizi takip eder, ama onu görmeyi reddederiz. Bu kitabın amacı, o gölgeyi nihayet fark etmek ve ondan özgürleşmek için gereken adımları atmak. Ama unutmayın, bu yolculuk kolay olmayacak. Çünkü, en büyük düşmanımız, çoğu zaman kendimiziz.

Kitabımın kaynağı rüyalarımdır....

Halilin yürek yangını

Kam Kurtay Odkan Şamanizm

Selam bu ilk kitabım destek olursanız sevinirim kendimi gelistiricem

Seren Arel, karanlık bir dünyada kaybolmuş bir genç kızdır. Gerçek dünyadan kaçmak için hayalindeki evrenlere yolculuk yapmaya başlar ve burada gerçek aşkını bulur. Ancak hayal ile gerçek arasındaki sınır bulanıklaştıkça, Seren bir seçim yapmak zorunda kalır: gerçek dünyaya dönmek mi, yoksa sonsuza kadar hayalini yaşamak mı? ---

Narma kitabında ki hafsa ve zeydin geçmişte yaşadıkları şeyleri konu almaktadır.

"İlkinde yanlış anlaşıldım. Bu sefer öyle olsun istemiyorum. Seni seviyorum Zümra. Sen, yüreğime düşen inci tanesi. Dudaklarımdaki duamsın. Benimle evlenir misin?" Şok olmuş bir şekilde yüzüne bakıyordum. Tepki vermeden donmuş gibi yüzüne bakakalmıştım. Beni seviyordu. Bana olan bakışları, ağladığımda çaresizce bakması her şeyi açıklıyordu. Güven, benim için en önemli duyguydu. Ve Mirza`ya fazlasıyla güveniyordum. Beni düşmanının kızı diye görürken bile zarar vermeyen adam severken hiç zarar vermezdi. Beni seviyordu. Daha da önemli olan ben de onu seviyordum. Bedenimin bu olaya ilk tepkisi gözlerimin dolması olmuştu. Onun dudaklarında olan gülümsemenin bir benzeri benim dudaklarıma da yayılırken başımı salladım. "Evlenirim" diyen sesimi ben bile zar zor duymuştum.

Benim, Serra. Ya da değilim, bilmiyorum. Kim olduğumu bilmiyorum, neden buradayım, neden burası? Neden, niye ben? Dünya bu kadar küçük mü, hissediyorum. Bekle, atışları duy. Atışları hisset. Beni hisset. Her şeyi hisset. Evreni anlamak için, gezegenleri, içinde bulunduğun gezegeni önce. Hisset.

İhanet edecek herkes Senin için yaptım diyecek İnanma onlara sakın Seni böyle böyle alt edecek