devam ediyor 3h önce güncellendi
Yâre-i Fuad (kalp yarası)
@hakirbirkul
Okuma
1.9k
Oy
363
Takip
21
Yorum
169
Bölüm
24
Adam, titrek bir sesle konuştu:
"Beni affetmeyeceğini biliyorum. Zaten huzurunda durmam dahi büyük bir hadsizlik. Lakin affetmezsen – ki buna hakkın var – tek bir kelam dahi edecek değilim. Yine de, her şeye rağmen, sen affetmeyecek olsan dahi ben senden af diliyorum. Ne olur, beni affet!"
Sesi giderek kısıldı, gözleri buğulandı. Fakat karşısındaki kadın susuyordu. O suskunluk ki, kelimelerle anlatılamayacak kadar derin ve keskin… Adam bu sessizliğin yükü altında ezilirken, daha fazla dayanamayarak sordu:
"Bir şey söylemeyecek misin? Sen sustukça, içimdeki azap katlanarak artıyor. Lakin, bu elemle ölmekten korktuğumu sanma. Beni asıl dehşete düşüren, beni asla affetmeyecek olman ihtimalidir."
Kadın nihayet dudaklarını araladı. Lakin kelimeler, bir hançer gibi keskin ve bir o kadar da soğuktu:
"Cam kırıkları gibidir kelimeler… Bazen insanın ağzına dolar. Sussan acıtır, konuşsan kanatır."
Sonra, duraksamadan ardına döndü ve yürümeye başladı. Adam, çaresizce ardından bakarken, kadının son sözleri gece kadar karanlık ve sert bir hüküm gibiydi:
"Bundan böyle karşıma çıkmayın. Bunun münasip olmadığını elbette ki siz de pekâlâ bilirsiniz. Zira siz, benim için artık namahrem bir yabancıdan ibaretsiniz."
Ve kadın gözden kayboldu. Adam ise, o cümlelerin ruhunda açtığı derin yarayla, olduğu yerde öylece kaldı…