İzmir şehrinde, artık bir mafya ailesinin damgalama yeteneği vardır. Alpan Ailesi. Seçilen kişiye bir "Gölge Nişanı" adlı damga vurulur; o kişi hayatı boyunca o ailenin, bir varisinin malı olur. Sayen Yelinç; kuzeninin Alpan Ailesinin bir varisiyle olan nişan törenine önceden hazırlık amacıyla gittiğinde Alpan Ailesinin en acımasız varisi olan Rayan Alpan`ın, ona olan uzun bakışıyla yetkililer tarafından damgalanır. Asıl seçilen kişi; Mireya Yelinç olmasına rağmen, `kırık taç` şeklindeki damga Sayen Yelinç`e vurulur. Sayen Yelinç, Alpan Ailesinin en acımasız varisi Rayan Alpan`a eş olarak verilir. Ancak iki ailenin geçmişten gelen sırları, Sayen`i ihanete ve aşka sürükler... "Şimdi," dedi alçak sesle, "sana sahip çıkmak zorundayım. Ölmek istemiyorsan... bana ait olduğunu öğrenmelisin."

kör Hüseyin`in hayatı

Normal bir hayatı olan kız 15 yaşında yaşadığı zorluklar nedeniyle zor zamanlardan geçiyordu sonra hayatına giren çocuğun gizemli hayatı ve geçmişi ona değişik gedi ve yolları kesişti Acaba bu bir tesadüfmüydu yoksa kader mi?

Kafasındaki karanlık düşüncelerden ne yapsa kurtulamayan bir genç kızın hayatı ...

Kafasının içindekinleri susturmayan bir kadın. Evlendirildiği bir adamla kendi kimliğini bulmaya başlar ama bu ikili birbirinden büyük sırlar saklarlar.Yada sakladığını sanarlar......

En çok güvendiği kişi tarafından ihanete uğrayan Helarya kendini daha güçlü kılıp gelişmek için viyana`ya yerleşir

Ludovica ve Marco birlikte cehennemi yaşayıp sağ çıktılar. Çocuklukları ellerinden alındı. Masumiyet. oyun alanları, kahkahalar onlar için çoktan uzak birer hatıraya dönüştü. Kardeşçe neşe yerine acımasız bir gerçekle erken yaşta yüzleştiler. Hayatları mutlu bir çocukluğun hayalini bile kuramayacak kadar karanlıktı. Ludovica Montanari ve Marco Montanari daha iki yaşındayken halaları ve enişteleri tarafından kaçırıldılar. Bu masum yaşta akıllara durgunluk veren işkencelere ve türlü istismara maruz kaldılar. Ancak Ludovica ve Marco geçmişlerindeki travmayı güce dönüştürmeyi başardılar. Şimdi dünyanın en korkulan suikastçileri ve en başarılı iş insanları arasında yer alıyorlar. Dışarıdan bakanlar için parıltılı bir başarı hikâyesi gibi görünse de bu başarının ardında karanlık bir geçmiş gizli. İtalyan mafyası “Montanariler” için her şey en küçük oğulları Marco ve tek kızları Ludovica düşmanlar tarafından kaçırılmasıyla altüst oldu. Ellerindeki tüm güce rağmen kendi çocuklarını koruyamadılar. Aile dağıldı—suçluluk yas ve umutsuzluk her yanı sardı. Yıllar sonra polis arayıp yıllardır kayıp olan ikizlerin bulunduğunu ve onları kaçıran hala ile eniştenin öldüğünü söylediğinde... Montanarilerin hayatı yeniden altüst olacak. Peki ikizler yıllar sonra aileleriyle yeniden buluşacak mı? Ne tür sırlar açığa çıkacak? Montanariler artık masum olmayan çocuklarının gerçeğiyle nasıl yüzleşecek?

Babası tarafından hep şiddete maruz kalmış, annesi tarafından hep yok görünmüş Kamelya`nın para karşılığında Atlas Salvator`la evlenip hayatı değişti.

Zaman, zamanımın en hızlısıydı. Önce bir sabahı kaçırdım. Sonra bir mevsimi. Sonra birini. Sonra kendimi. En çok da kendimi.

12 yaşında yavaş yavaş görmeyeceğini ve konuşamayacağını öğrenen Irmak`ın hayatına nasıl alışacak?Neler olacak?

Türkiye`ye dönen Sena Aydemir babasına işlere yardıma gelir ve gidemez yeni aşk kapıları açılır yeni ortaklarla tanışır

İçinde bulunan konular; -Zoraki Evlilik -Annesi tarafından şiddet ve baskı -Mafya ve Edebiyat öğretmeni Konusu;Lavin annesinin zoru ile bir davete gider.Bu davetin düğün olduğunu sonradan öğrenir fakat Lavin`in bilmediği bir şey daha vardır.Bu düğün aslında onun düğünüdür. Alıntı, “Karanlıktan korkan kadın ve karanlığa aşık olan adam birbirlerine tutulmuşlardı.Peki karanlık kimden yanaydı.Aşktan mı yoksa Ölümden mi?" Alıntı, "Gerçek dediklerimiz aslında yalanlara tutsak değil miydi?"

Zakkum çiçeğinin gölgesinde filizlenen yasak bir aşk… Lara, sıradan bir üniversite öğrencisiyken, hayatı Leo’nun karanlık dünyasıyla çarpışır. Leo, ülkenin en güçlü mafya ailesinin lideridir; tehlike ve güç onun etrafında dönse de Lara’nın masumiyetine karşı koyamaz. Ancak bu aşk, sırlar, ihanetler ve ölümcül oyunlarla sınanacaktır. Aşk, onları kurtaracak mı, yoksa zakkum gibi yavaşça zehirleyecek mi? Bu tehlikeli yolculuğa hazır mısınız?

Okula yeni gelen sıradan bir öğrenci işte.Ne ilgisi olur benle?Oda diğerleri gibi sıradan biri.Diğerleri gibi okul bitene kadar yüzüne bakmayacağım kişilerden(!) “İyi de sen saç örmesini bilmessin ki”dedim dudağımı büzerek. “Geç otur önüme deneriz bişeyler” Verdiği cevapla gözlerim dolmuştu.Beni kendi ailem bir kere bile saçıma dokunmamışken o saçımı örmek istiyordu. Bu zamana kadar hiç kimseye dokundurmadığım saçlarımı örmesi için önüne oturdum.

Bir kızın lisede yasadıkları

Bir kızın başka bir okula gitmesiyle başlayan hikaye

Hayatın tüm zorluklarına karşı güçlü duran Güneş ve sevdiği adam Ali Asaf. Güneş yaşadığı olaylar sonucu huzuru Ali Asaf da buluyorken onun aşkından habersiz olması canını fazlasıyla yakar. "Bak bana, eğer bir gün birbirimiz ile ayrı düşersek Güneş`e fısılda." "Ya Güneş`im beni duymazsa." "Sana söz veriyorum Güneş`in seni her zaman duyacak." Ellerim yüzünde nefesimiz adeta birbirine karışır haldeyken kendimi çekip hızla odayı terk etmiştim. Göz yaşlarım göz pınarlarımdan tek tek intihar etmişlerdi. Bu hikaye Ali Asaf`ın Güneş`e fısıldama hikâyesi.

Kuşlar da düşer bazen özellikle kalbine hapsolduğunda bende düştüm tıpkı o kanadı kırık yaralı kuş gibi. Onunda kafesi vardı kapısı açık kalan benimde evim vardı ama ikimizde özgür değildik birlikte uçamıyorduk Gökyüzüne doğru. İkimizinde kanadını kırıp elimize vermişlerdi. Ben sevdiğim adama kavuşamadım o kuşta karganın esiri olup uçamadan hapsoldu. Ben Ateş Alkan`a o kuşta kargaya hapsoldu. İkimizde yeminliydik küllerimizden yeniden doğup özgür olacaktık..

Kitap 2013 te basılmış tir çocuk yetiştirmede başarısız bir ailenin oğlu olan İsa gençlik yıllarında yaptığı hataların bedelini bir ömür boyu öder İsa ya hem kızacak hem üzüleceksin insanoğlunun iyi yada kötü olarak tanimlanamayacaginin aslında ikisini de içinde barındırdıgini göreceksin......

Burak ve arkadaşları babasının tehlikeli ve gizli deneyler yaptığı klinikten kaçarlar ve yurtdışına yerleşirler... --- Her sessizlik bir çığlığa, her karanlık bir gerçeğe gebedir... Lise sıralarında tanışan beş genç. Dört erkek, bir kız. Hepsinin taşıdığı bir sır, sustuğu bir geçmiş ve kaçamadığı bir gerçek var. Masum görünen anılar, zamanla birer kâbusa dönüşüyor. Ve karanlık, onları yavaş yavaş içine çekiyor.Burası bir lise değil. Burası sessizliğin yankılandığı bir labirent. Dört erkek, bir kız. Aynı sınıfta ama birbirinden kopuk hayatlar. Sessiz bakışlar, susturulmuş çığlıklar ve saklanan geçmişler… Her şey sıradan görünüyordu. Ta ki, kliniğe yatırılan o arkadaşlarının dönüşüyle her şey değişene kadar. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Geceleri kâbuslar, gündüzleri boşluklar sarıyor etraflarını. Biri gözlem altında. Biri geçmişini unutmak istiyor. Biri kendi karanlığında kayboluyor. Ve biri... sessizliğin ardında başka bir şey saklıyor. Gerçek, kliniğin duvarları arasında mı kaldı? Yoksa hepimiz sustukça karanlık mı büyüyor? Burak, neyin doğru neyin yalan olduğunu ayırt edemez hale gelirken, çevresindeki herkes maskesini düşürmeye başlıyor. Arkadaşlık, ihanetin gölgesinde sınanıyor. “Sessiz Karanlık: Kaosun Gölgesinde”, geçmişin izlerini silmeye çalışan gençlerin, içsel çatışmalarla örülü yolculuğunu anlatıyor. Gerçeklerle yüzleşmeye cesaretin var mı?

Baslangiçtan önce hiçbir sey yoktu ne toprak vardi ne de gökkube ne yildizlat vardi ne de gökyüzü

26.06.2024 Simal Ada Korkmaz, babasının işkolik birisi olması ve annesinin üzerindeki yoğun erkek baskılarından ötürü başta kendisi olmak üzere herkese ve her şeye karşı güvenini yitirmiştir. Üstelik yeni değil çocukluğunda başlamıştır bu duygu tükenmeye. Yeni bir şehre taşınmadan önceki akşam gizlice açtığı Tumblr hesabından tanıştığı birisine ne kadar güvenmelidir? Ya da şöyle soralım : Kendine bile güvenmeyen biri sosyal medyadan tanıştığı birisine ne kadar güvenmelidir? Bu kişi Simal Ada`ya iyi gelecek midir? "Ben Simal. İsminin anlamı olmayan Simal. İsminin anlamı gibi kendine olan güveni de olmayan Simal. "

Yalnızlık ve mutsuzlukla yoğrulmuş karanlık iç dünyasını ve zayıf aile bağlarını derinlemesine keşfeden Zehra, kendini bir çıkmazda bulur ailesi ile olan ilişkisi içsel çöküşünü hızlandırır ve bu çıkmazdan kurtulmak için bir yolculuğa sürüklenir. Bir kaçış noktası olarak gördüğü aşk hayatı ise bu yolculuklardan bir tanesidir. Onu günden güne tüketen narsist kurban ilişkisine dönüşen bu ilişki de kendini bir anda takıntılı ve yıkıcı bir kurban üçgeni içerisinde bulur. Bu kurban üçgeni zehranın varlık mücadelesini ve kimlik arayışını daha da zorlaştırır. Peki sence Zehra bu kurban üçgeninden kurtulabilecek mi ? Ya da bu sadece bir kurban rolü mü ?

Eski zamanlardaki bir prenses ve şövalyenin aşkı…

Yeniden başlayış