Karanlığın içinde doğan sırlar Onlar, aynı kaderin iki yüzüydü... Cam kırıkları arasında parlayan tek gerçek "ADENA"

Zaman, yalnızca ilerleyen bir nehir değildir; bazen insanı beklenmedik girdaplara da sürükler. Ben Rosa. On sekiz yaşındayım. İnsanlar bana zeki olduğumu söyler, ama zekânın bile zamanı alt edemediğini acı bir şekilde öğrendim. Bir zaman yolculuğu denemesi sırasında, açıklayamadığım bir aksaklık yüzünden kendimi kendi çağımın altı yüzyıl öncesinde buldum. Gitmek istediğim yer burası değildi, ama kader beni tarihin en güçlü krallıklarından biri olan Orion’un kalbine savurdu. Ben Hydra İmparatorluğu’nun bir vatandaşıyım. Bu zamanda Hydra ve Orion birbirine düşmanlar; kan, savaş ve ihanetin hiç bitmeyeceği bir mücadeleye sürüklenecekler. Ama ben şimdi buradayım. Düşman toprağında. Zamanı geri almanın, kendi dünyama dönmenin yollarını ararken; kalbim beni hiç beklemediğim bir çıkmaza sürüklüyor. Aşk, yasaklandığı yerde daha güçlü yankılanıyor, savaşın gölgesinde daha çok yakıyor insanı. Geçmişi değiştirmek mümkün mü, yoksa ben yalnızca geleceğin acımasız kaderini hızlandırıyor muyum? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bu hikâyenin kanla, aşkla ve bedellerle yazılacağı. Ve ben, o satırların tam ortasındayım.

"Sana hiç söylemedim ama sen bana merhem olmak yerine yara oldun. Varlığınla yara, yokluğunla merhem... Kalbimle beynim savaş verdi;kalbim yenildi beynim ilk defa haklı çıkmaktan memnun olmadı. Konuştun, baktın,dokundun her seferinde yeni bir yara açtın ya da zaten var olan yarayı deştin. Gittin,tuttum kendi ellerimle geri getirdim seni her seferinde. Ellerim kesildi bu seferde sonra heryerim yavaş yavaş ama acıta acıta kesildi. Ama çok yeni fark ettim bu yaralar bedenimde değil ruhumdaymış."En çok acıtanda buydu zaten... ... O an ilk defa kafama dank etti. Hayat, tam olarak bu anda , yeniden başlattı kendini ve doğumla ölümü aynı güne yazdı bu sefer.Doğumla yaşamın hikayesi çoktan bitmişti ve ben bunu yeni fark etmiştim.Tam bir aptaldım.Ya da... ... "Yeter, yeter artık ölmek istiyorum! " Hıçkırarak iç çekti ve devam etti. "Allah`ım lütfen, lütfen al beni yanına çok yoruldum. " Tekrar hıçkırdı ve gözünden düşen damlalardan sadece bir kaçını sildi. "Bedenim kaldıramaz daha fazlasını diğelimki bedenim kaldırdı ruhum dayanamaz. Abla lütfen bırakta öleyim." Ona normalde hiç bağırmazdım ama şimdi sesimi biraz yükselticektim. Çünkü bizim birbirinden başka kimsemiz yoktu ve o bunu bile bile ölmek istiyodu. "Sus, sus artık! Bi daha ölmek lafını senin azından duymiycam. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok tamam mı x? Sen yaşa ki benim yaşamak için sebebim olsun." Sesimi alçaltıp devam ettim. "Tamam mı ablacım? Yaşa, yaşamayanlar içinde yaşa birtanem. Lütfen, lütfen yaşa ben yaşamasam bile yaşa benim birtanem."...

Aybüke Zemheri Okyanus & Nikolai Ivanov ``Gördün... her şeyi gördün.`` ``Polise gideceğim!`` ``Gitmeyeceksin.`` ``Gözlerimin önünde üç kişi öldürüldü. Sen bir katilsin.`` ``Evet, ben bir katilim.`` ``Hayatın bitecek... hapiste çürüyeceksin. Katil!`` Bu beş kelimenin ardından silahını Aybüke`ye doğrulttu. Ama tetiği çekmedi. Kız polise gidecekti, onu öldürmeliydi. Ama yapmadı. Üç rakibini elemişti ancak Rusya`ya dönmeden önce hayatında ilk kez gördüğü birinin katili olmak istemedi. Ateşte yanan herkes okyanusa muhtaçtır.

Milena, Prens Kuntay `ın prensesi olmak için türlü türlü denemeler yapar. En sonunda olamayacağını anlayıp pes eder. Vazgeçmişken, bir anda önündeki bütün engeller kalkar ve amacına ulaşmaya başlar.

Küçük yaşlardan beri futbolcu olmak isteyen Berat, kalbindeki delik yüzünden kaleci olur. Gittiği kursta onu destekleyen bir kadınsa onun hayatına yenilikler katar.

Gerçek aşkı bulmaya çalışan karakterimiz yanlış yola düşer fakat onu bulmaya edecektir.

Seri katil,aksiyon, aşk,

Emir, Nehir ve Arda ile birlikte ipuçlarını çözmeye çalışan Mira, her adımda hem okulun bilinmeyen sırlarını keşfedecek hem de kendi duygularını daha yakından tanıyacaktır.

Gecenin sessizliği bozan tek bir şey vardır ya bi fırtına vada kovalamaca sırasında yaşanan aşktır

"Zamanla... Her şey düzelecek. Buna inanıyorum."

Kara Para Asena Duman işlemediği bir cinayet yüzünden cezaevine atılır. Hayatta kalmak ve özgürlüğünü geri almak için tek bir yol vardır: Gerçeğin peşine düşmek. İzler onu ülkenin en güçlü mafya ailesine götürür. Ailenin başı, acımasız Feride Karakan’dır. Asena, masumiyetini kanıtlamak için kamera kayıtlarını ister… ama Feride’nin başka planları vardır. Mafya hanedanının geleceği için oğluna bir gelin arayan Feride, Asena’da istediğinden çok daha fazlasını bulur. Şimdi Asena, iki seçenek arasında sıkışıp kalır: Özgürlüğünü almak için şeytanla dans etmek… ya da sonsuza kadar mahkum hayatı yaşamak.

Lavin aldığı davanın sadece avukatı değil bu sefer acının sahibide olucaktı

Tarihi bir kurgudur. İzmir`in işkali sırasında geçer. Aynı zamanda savaşın bir aileyi ne kadar etkilediği anlatılmakta. Romantizim, dönemin şartları ile harmanlanmış ve oldukça duygu dolu bir kitap.

“Amerika’nın sessiz bir kasabasında, uçsuz bucaksız papatya bahçelerinin arasında büyüyen genç bir çiftçi… Onun tek sırdaşı, annesinden yadigâr atı ve yıllardır sakladığı papatya bahçesi. Fakat şehirden gelen yabancı bir kız, hem çiftliğin düzenini hem de kalbinin duvarlarını yıkmak üzere. Peki bir bahçe, gerçekten bir periyi saklayabilir mi? Yoksa ‘Bahçe Perisi’ adı yalnızca bir lakap değil, kaderin ta kendisi midir?”

Kendi halinde yaşayan köylü kızı ile her gün başka kızın kalbinde dolanan zengin oğlanın aşk hikayesi...

KONUSU DAHA BElli değil

Bazen ne istesende olsada olmuyor

Ellerini tutunca diyorum dans etmeliyiz

Bu kitap onca şeye rağmen kavuşmak için uğraşan sevdalıları temsil eder:))

Çok büyük bir kitap geliyor Hayalet ıslıgı kayra ve farazi ile fnaf ilk kitaptan esinlenerek yapılmıştır

yazacağım daha sonra

13 yaşındayım, fazla bir şey beklemeyin. İlk kitap girişimim ve günümüz insanlarını ele almak istiyorum.

Motorcu=Biz... birbirimizin her şeyi olabilir miyiz Hanımefendi?

Bir Pencere; Insanın kendi içine açtığı bir kapı, dışarıdan görünen dünyayla içeride saklanan duygular arasındaki ince çizgiyi aralayan bir yolculuğu anlatıyor. Ana karakter, alışılmış hayatının dar duvarlarından bir pencere açarak; korku, cesaret, merak ve değişim gibi duyguların izini sürüyor. Her sayfa, bir adım daha atılmış bir yol; her karşılaşma, karakterin ruhunu yansıtan bir ayna… Bu kitap, kendini bulmak için önce bakmayı, sonra görmeyi ve nihayetinde kendi hikayeni yeniden yazmayı konu alıyor.