Denizde yüzen arkadaşların bir taş ile hayaylarının değişmesi

ÖN SÖZ “Hayat kimi zaman acıların içinden geçerek bizi en beklenmedik yollara sürükler. Bu yollarda önemli kararlar vermemiz gerekir, çünkü bu yolda verdiğimiz kararlar aslında bizim kaderimizi en derinden etkileyen düşüncelerdir. Onur ve Asya’da bu yollardan geçen iki ruh… Farklı acılar yaşamış, ama birbirlerini bulduklarında hayatın anlamını yeniden keşfeden iki insan. İkiside en derinden gelen acılarıyla birlikte yaşama çalışırken geçmişte onların hayatına iz bırakan yaralarıyla birlikte bir şekilde büyümek zorundaydılar. Derin travmalar yaşadıkları anlarda ellerinden hiçbir şey gelmediği için olayların hepsinin üstü örtülür, ve elbet bir gün olaylar gerçekliğine kavuşur. Şuan hayatları gerçekten düzene girmiş oldukları için yaptıkları mesleklerde kesinlikle o travma yaşadıkları hayatı geride bırakıp o an ki hayata odakladılar. Yeri gelecek o yaralar onları kişiliklerini belirleyecek yeri gelecek hayatının en önemli kararını belirleyecek. Umarım bu satırlar size de okurken onların dünyasına bir adım atmanızı sağlar.”

Belki de artık bu sondu …

Bazen insan bir yalanın içinde olduğunu fark etmeden yaşar ve o yalanların kurbanı seçilir. Hiç bir suçu yokken bile...

Unutulmuş bir ev , kaybolan çocukluklar ,çalınan hayatlar ,terk edilen kalpler ... Her birinin tek bir ortak noktası vardı, kovulmuşların evi. Küçük kız anesine sordu , "Anne neden ben hep ölmeyi istedim biliyor musun? Ben sandım ki ölürsem giderim bu dünyadan , insanların kötülüğü dokunamaz bana . Hem cennet denilen yerde öyle güzel şeyler var mış ki benimde canım istedi , orada kovulmuşların evi varmış ,aynı benim gibi. Ama en çokta kavgalar olmaz diye ,bağırmalar , vurmalar olmaz diye istedim . Denedim anne .çok canımı yakıyo ,bidaha deneyemem ki . Benim canım hiç acımasın olmaz mı? "

Belli değilll daha belli değil ulan

Hayatım bir kitap olsaydı ilk cümlem ne olurdu? Biraz uyku insanı dinçleştirir ama çok kaçırdığında asalak gibi olursun uyanınca. Bu da benim rüyam. Uzadıkça tehlikeli hale gelen ama bölmeye kıyamadığım. Doğru zaman diye bir şey var mı gerçekten?

ben gece karatlı namı diğer siyah inci 24 yaşında bir deliydim, aslında kardenizin delgaları gibiydim dışardan bakıldığında sıradan biri ama özünde pis işlere bulaşmış bir mafya lideriydim ve aynı zamanda bir boksördum babamdan kalan költüğa ötürmüştüm. tabi daha başıma gelicek oyunları ve erkek versiyonumla tanışmayı beklemiyordum..........

İhanet en çok güvenilen kişilerden gelir… Ama her kalp yeniden atmayı öğrenebilir. Kıyıda Kalan, yaralanmış bir kızın acıdan umuda uzanan hikâyesi

İlk bölüm tanıtım olucak merak edenler oradan okuyabilir burayada kısa halini yazayım “Neden?” dediğinde gözlerine bakamıyordum. Çok soğuk bakıyordu sanki karşısında düşmanıydı oysa ben onun yanında olan tek kişiydim. Zaten en çok koyanda buydu değil mi? “Bana ihanet edeni yaşatmadığımı bile bile sen…” devamını getiremiyordu sanki, yeşil gözleri en koyusuna bürünmüştü.

açıklama sonra yazılıcak

Yıllar sonra birbirini bulan iki kalp birbirine yabancı olan iki insan

Merhaba arkadaşlar yeni bir kitap ile karşınızdayım £££££££££££££££££££££££££ Hayat bazen en sıradan bir sabahla başlar… O gün de öyleydi. İşe yetişmek için acele eden genç kadın, kalabalığın arasında yürürken farkında olmadan birine çarptı. Düşmek üzereyken güçlü bir kol onu kavradı, ayakta tuttu. Kız şaşkın bir teşekkür fısıldadı ve yoluna devam etti. Bu karşılaşmanın kaderin ilk düğümü olduğunu bilmeden… İş yerine vardığında karşısında, az önce onu tutan o adamı buldu. Gözleri onun gözlerinde kilitlendi, kalbinde tarif edemediği bir kıpırtı hissediyordu. Fakat bu etkileşim sadece bir başlangıçtı. Zira çok geçmeden ortaya çıkan sır, her şeyi altüst edecekti. Kız, öğrendiği gerçekle derin bir şaşkınlık yaşadı; kalbinin yönü ile aklının fısıldadığı uyarılar arasında sıkışıp kaldı. Onların arasında büyüyen bağ, masum bir heyecandan, ağır ve karanlık bir bağa dönüştü. Kız artık biliyordu: Bu bağ, sadece bir duygudan ibaret değildi; sırlar ve gölgelerle örülmüş derin bir zincirdi. Şimdi tek bir soru kalmıştı: Bu karanlık bağı aydınlığa çıkarabilecek miydi? Yoksa kendi yüreğini de içine çeken karanlığa boyun mu eğecekti?.. ✨ “Karanlıkla sınanmış bir bağ, ışığa uzanmayı seçerse gerçek olur.” ✨

Hayatın akışında kaybolan bir kız. Yakışıklı Prens`ini beklemezken ansızın hayatına girmesiyle her şey değişir. Aslında hep içten içe prensini bekliyormuş. Ama o bunu fark etmemiş. Eh ne demişler `En güzel aşklar ansızın olanlardır.` Liya Kandemir`in hikayesine hoşgeldiniz.

Her hücremle her uzvumla var olmaya devam ediyorum sadece. Ta ki ölümüm gerçekleşinceye kadar...

KİTAP KAPAĞINI BEN YAPTIM, KİTABI ,KOPYALAYIP, ÇALMAYINIZ PLEASE! Aşko kuşko, cıvıl cıvıl bir kız olan Rüya Şekerli, yurtdışından Türkiye`ye dönüp bir mahalleye taşınır. Mahallenin sahibi, Dağhan Çelikle karşılaşır. Ve işler onlar için hiçte normal gitmez. " Of of! Ne işimiz var burada? Yürüyemiyorum bile! " " O topuklularla zaten yürüyemezsin."

Bu kitap zor şartlara rağmen güçlü bir dağ olmaya çalışan güçlü ruhlara ithafen yazılmıştır.

Sedanın arkadaşı Asena gece dolaşmak için sedayı zorlar ve ikna eder onlar dolaşırken ara sokaktan sesler geldiğini duyarlar ve...

Merhaba arkadaşlar yeni bir kitap ile karşınızdayım iyi okumalar 🪴🪴🪴🪴🪴🪴🪴🪴🪴🪴🪴🪴 Batman’ın köklü aşiretlerinden birinin tek kızı olan Meryem, sert kurallar ve ağır sorumluluklarla büyümüştü. Güçlü, gururlu ama içinde fırtınalar kopan bir genç kadındı. Hayatı boyunca ailesinin namusunu ve şerefini korumak için eğitilmişti; ancak kalbinin en derinlerinde, zincirlenmiş bir özgürlük arzusu taşıyordu. Bir gün ailesinin isteğiyle İstanbul’a, büyük şehrin karmaşasına adım attı. Amcasının yanında işlerin yürütülmesine yardım edecekti. Ancak kader, onun yolunu bambaşka bir şekilde çizecekti. Bir tesadüf anında, hiç tanımadığı bir genç kızı kurtararak kendisini istemeden kanlı bir güz savaşının ortasında buldu. Kurtardığı kız, İstanbul’un en güçlü ailelerinden birine aitti. O ailenin düşmanları ise Meryem’in adını, aşiret bağlarını ve onurunu savaşın içine çekmekte gecikmedi. Bir anda Meryem, hem Batman’ın köklü geleneklerinin hem de İstanbul’un karanlık güç dengelerinin ortasında sıkışıp kaldı. Kalbinin duvarlarını yıkmayı başaran, ona güveni ve sevgiyi yeniden hatırlatan bir adamla yolları kesiştiğinde ise işlerin rengi tamamen değişti. Çünkü o adam, aslında savaşın tam merkezindeydi. Meryem, bir yanda ailesine olan sadakati, aşiretinin gururu ve kendi özgürlüğü arasında parçalanırken; diğer yanda kalbinin esiri olduğu duygularla sınanacaktı. Sevgi, ihanet, sadakat ve kanla yoğrulmuş bir mücadelenin ortasında; kalbinin zincirlerini kırmaya cesaret edecek miydi, yoksa aşkı uğruna her şeyi göze alacak mıydı? Üstelik son yolculuğu olan Karadeniz`e düşerken ✨ “Kalbin Esareti, gücün ve aşkın, geleneklerin ve özgürlüğün çatıştığı bir hikâye... Kalbin zincirlerini kırmaya cesareti olanlar için.” ✨

Bizler ailelerimizi şeçemeyiz tıpkı herkes gibi bazıları şanslıdır ki güzel bir çocukluk geçirir bazıları ise kendi her zaman değersiz hissedilmeye zorlanır bende onlardan biriyim sevgiye muhtaç halde hemde bu aileden insanlardan uzaklaşmalıydım hedeflerim olmalıydı bunu başarabilecek giydim?

Mardine en yakın arkadaşı ve ailesini görmek için giden Alaranın başından geçen olaylar...

Ankara`ya grafik tasarım bölümü okumak için gelen Defne Çiçek,en yakın arkadaşı Bartu Kaya`nın basketbolcu abisi Emin Kaya`ya aşık olacağını bilmiyordu.

Kaykaycı olan asena Atalay yediği boklar yüzünden polis olan Atlas gül asenayı uyarır ve hikaye böyle başlar

O, 12-B’nin en deli kızıydı. Kuralları yıkmaktan, öğretmenleri çileden çıkarmaktan hiç çekinmedi. Ama ya kalbini çileden çıkaran biri çıkarsa?

Merhaba arkadaşlar yeni bir kitap ile karşınızdayım bu kitap tek olmayacak toplam on karekterin ayrı ayrı hikayesini tek bir kitapta yazacağım umarım seversiniz gelin birlikte keşfedelim 💐🥀💐🥀💐🥀💐🥀💐🥀💐🥀 Bu hikâye, verilen yeminlerin hiçbirinin gerçekleşmemesiyle başlar. Çünkü yemin sadece dudaktan dökülen bir söz değildir; bazen bir nikâhta, “iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta” denildiğinde de, bazen de Allah katında kıyılan imam nikâhında edilen dualarda da gizlidir. Peki ya verilen sözler? “Seni hiç üzmeyeceğim.” “Güvenini asla kırmayacağım.” Bu sözler neden tutulmadı ? Sevgin mi bitti, kalbin mi yoruldu? Yoksa vicdanın da mı tükendi? Ama hikâyemizin asıl gücü, yıkılan yeminlerde değil, onların ardından doğan direnişte saklıdır. On kişi... Hayatları değişti, evet. Ama yıkılmadılar. Üzüntülerini, öfkelerini, kırılmış kalplerini geçmişte bıraktılar. Her biri küllerinden doğdu, daha güçlü karakterlere dönüştü. Kimini uyandırdı bu yıkımlar, kimine örnek oldu. Ve anladılar ki; “Bazen en büyük yemin, başkasına değil, kendine verdiğin sözdür: Ne olursa olsun yeniden ayağa kalkacağım” Kırık bir Yemine kurban giden Bora Alp Türkerin Hikayesi dir...