"Bazı yolculuklar, insanı gitmek istemediği yerlere götürür." Yedi genç, aynı listede yer alacaklarını bilmiyordu. Aynı otobüste oturacaklarını da... Ama kader, bazen hiçbir sorunun cevabını vermez. Sadece seni içine çeker. Karlarla kaplı bir dağın ortasında başlayan yolculuk, Yavaş yavaş her şeyi sorgulatmaya başlar: Kendilerini. Birbirlerini. Ve geçmişte unuttuklarını sandıkları gerçekleri. Bu hikâye; hayal ettiklerinle, yüzleşmekten kaçtığın gerçeklerin savaşını anlatıyor. Ve bu savaşı... herkes kazanamaz. "Bazen hiçbir şey hatırladığın gibi değildir. Bazen de... hatırladığın her şey yalandır."

Açıklamaların en iyisi

Çok klişe bir lise aşkı hikayesidir ona göre okuyunuz asklarrrr 💞💗🎀💗🐹

ajfiwkdjskjxkwskkwkoks idiwkdj

İşinde iyi bir aile doktoru, istanbula korku salmış bir mafyanın hikayesi

Hukuk okuma hayaliyle yaşayan ve bunun hayal olarak kalmaması için elinden geleni yapan Ayperi`nin zor ama her genç kıza örnek olması gereken hikayesi. Anne babası o ilkokula başladığında boşanmıştı ve babasını o günden sonra hiç görmemişti. Baba kısmı yarım bir kalple büyüyüp o kalple bile bir erkeği sevdi, Berat... Ona dokunmaya kıyamayan sevgilisi ondan mesafeleri bahane edip ayrılmaya kıyabilmiş ve Ayperi`nin çöküşüne sebep olmuştu. Ayperi onu her hatırladığında derslerine daha sıkı sarılmış, hukuk fakültesi hayaline odaklanmıştı. Dersleri dışında hiçbir şey düşünmez hale geldiği bir gece gelen mesajla ise tüm çabaları adeta çöpe gitmişti. Berat`tan 9 ay sonra gelen düğün davetiyesi fotoğrafı Ayperi`nin bütün dünyasını başına yıkmıştı. Kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş fakat o yüzün güzelliğini de bahtının çirkinliğiyle ödeyen bir kızdı Ayperi. Ya da öyle zannediyordu... Berat`ın düğününe gittiği akşam yaşayacakları onun tüm acılarının mükafatına açılacak bir kapı olacaktı. Peki Ayperi o kapıdan içeri adım atacak mı? Bu sorunun cevabını ve Ayperi`nin hikayesini beraber dinlemek için, başlayalım :)

Neredeyse bütün karakterlerin ince elenip sık dokunarak hazırlanmış bir hikayeye sahip olduğu bu kitap, her bölümde yeni bir boyut kazanıyor. İyi okumalar dileriz.

Yağmur damlası yavaşça camdan kayarak giderken radyodan o ses yükseldi... “Unutmak mümkün mü liselim seni? Hayatım varlığım canımdın benim...” Ural başını camdan kaldırdı,babasının dinlediği eski şarkılardan biriydi ama bu kez daha da anlamlıydı, yol uzayıp giderken Ural başını tekrar cama yasladı, arkasında bir şehir,bir çocukluk,bir lise aşkı ve binlerce anı bırakıp gitmişti,o gün yağmur dinmedi,o gün tüm şehir Ural`a ağladı...

"Bazı bakışların üstünden yıllar geçse bile kalpteki izler gitmezdi..."

Saint Éloïse Lisesi… Ayrıcalıklı olanların bir numaralı okulu.... İhtişamın, hırsın, sınıf farkının ve sırların hüküm sürdüğü, her adımın dikkatle atılması gereken seçkin muhteşem bir dünya. Burada bazı dostluklar sarsılmaz bir güçken, bir anlık yanlış güven tüm hayatı altüst edebilir. Zenginliğin büyüleyici cazibesi ile kıskançlığın yıkıcı gölgesi arasında, kuralların yalnızca güç sahipleri tarafından yazıldığı bu okulda; akıllı olmanın yetersiz olduğunu ayakta kalmak için cesur olmanın gerektiğini sana tüm acımasızlığıyla gösteren okul. Ve aşk… Kimi zaman sığınılacak tek liman, kimi zaman ise en tehlikeli tuzak olduğunu bizlere anlatan karakterler. Peki, bu hikâyede sen kimin tarafında olacaksın?

Saf acıdan oluşan iki ruhun birbirini iyileştirme hikayesi.

Gerçek ailem ama aşkda var😁 *Bu kitapda geçen her şey kurgudur.*

“Türlerin Akademisi’ne hoş geldin. On yedi yaşındaki [kahramanın ismi] sıradan bir lise öğrencisiyken, bir imzayla hayatı sonsuza dek değişir. Akşamüstü gelen siyah okul minibüsü onu, duvarları gökyüzüne uzanan karanlık bir şatoya götürür. Burası, insanlarla birlikte vampirlerin, kurt adamların, perilerin, meleklerin ve daha nice varlığın aynı çatı altında eğitim aldığı bir okuldur. Ama akademinin gizemli atmosferi kadar, tel örgülerin ardında kalan düşman okulun gölgesi de öğrencilerin üzerinde dolaşmaktadır. Şimdi [kahramanın ismi], hem kendi sırlarını çözmek hem de bu yeni dünyada hayatta kalmak zorunda…”