4 doğa gücünün birleşmesi... Marsel okula gıderken bir taş bulur ve denıze atar sonraa.....

Başlangıç tarihi: 18.08.22 Yıllarca korunaklı bir binada ailesinden uzak yaşayan Aren, etrafında dönen olaylardan oldukça uzaktır. Neredeyse hayatının tamamını birlikte geçirdiği Kara tarafından kendine bir teklif sunulur.İçinde bulunduğu kuruluş olan Zifir,baş düşmanlarının planlarını çalması karşılığında Aren`e ailesine kavuşabileceği sözünü verir. Ancak bir gruba ajan olarak girmeyi kabul eden Aren`in bilmediği birçok şey vardır. En önemlisi ise Zifir`in baş düşmanı olan Alaca`nın bir zihin cambazı olmasıdır.Aren sadece bir ajan olacağını düşünürken kendini bambaşka bir evrende ve karmakarışık sırların ortasında bulur.Kimin iyi taraf olduğu ise oldukça meçhuldür. ... BU HİKAYE TAMAMEN KURGUDUR! VE TÜM HAKLARI SAKLIDIR!

Dört farklı krallık dört farklı varis

Kenini hem babasına hem de tüm krallığına kanıtlamya çalışan bir prensesin hikayesi...

Bir genç kızın ailesi tarafından zorla evlendirilmesi ve zor günler geçirmesi

İkiye bölünmüş bir dünya. Elementler ve yaratıklar. Peki buna neler sebep olmuş. Bu dünyaların farkı ne.? Peki bu diyarların ikiye bölünmesinin sebebi güven eksikliğimi yoksa ebedi bir kin mı?

-Savaşın asrı devrildiğinde herkesin dizleri yerdeydi. Dudakları mıh gibi mühürlü, gözleri en derin taşkınlarda boğulurcasına yaşlı, yüreklerinde ki acı artık onları ezmiş, yokmuşcasına hissiz. Devasa bir kalabalık. Canı acıyan bir kalabalık. Sızlayan onlarca kalp. Hayatları çalınan yüzlerce çocuk, savaşın içinde büyüyen binlercesi buruk. Yaradılanın yapı taşlarından en kuvvetli terimdi savaş. Bu geçici evrenlerin her köşesinde faniler tarafından oluşturulan kanlı eğlenceler, doğdukları anda çalınan çocukların hayatlarını hiç düşünmediler. Aptal, küstah kibirlerin güç savaşları, ölümden beterin olduğunu hiç mi anlamadı? Amaris, kendini bildi bileli sızlayan yüreğiyle hiç bir yere ait hissedememişti varlığını. Göğüs kafesinde hep bir sis örtüydü. Bağırsa gidecek gibi hisseder, ama her bağrışında boğazına kadar gelen, sadece orada takılı kalır, onu boğardı. Astım ataklarıda her zaman böyle başlardı. Büyük amcasıyla beraber Vinelmina`nın kasvetli ama serin havasıyla yaşamını sürdürürken eşi benzeri görülmemiş bir yalanlar silsilesiyle kesişti yaşamı. Hayatı, daha önceden görmediği bir yığın yabancıyla o gece İgor`un önünde tepetaklak olduğunda, bir daha hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını henüz anlamamıştı. Tarihin tozlu sayfalarının arasında aşılamamış korkunç bir katliam, Bir gün yeniden umut etmeyi öğrenmiş karanlık bakışların içini, yıldız tozlarıdır saran. Aidiyeti bir yalandan ibaret olan gücü mühürlenmiş bir varis, Dostluğun, inancın, gerçek bir direnişin, aşkın, umudun, yıkıntıların arasında yeşermeye çalışan saf sevginin çığlıklarıdır Orthandis. Hikâyemize hoşgeldiniz.

Rüyalarda dalarlar fakat gerçeyi artık onlar için bir RUYA oldu. ruyadan uyanmaya çabalayarak hayata devam ederler

Tanrı, Karan diyarını lanetine mahkûm etmişti. Buna rağmen insanların yaşadığı Boraya ile cinlerin yaşadığı Babil`de sıkıntılar devam etti. Bozgunculuğun bedelini iki halk da çekti; insanlar ömürleriyle, cinler ise aileleriyle ödedi. Bu laneti yıkacak bir kurtarıcının müjdesi verildi. Peki bu bir oyun muydu, yoksa gerçek bir kurtuluş mu? Karan`ın kaderi tamamen değişiyordu; lanet etkisini göstermeye başlamıştı.

Yıldızlardan enerji alan ve her insanın kendisine ait bir yıldızının olduğu bir dünyada başlıyor her şey. Bu dünya Daveran.Daveranda yıldızı 5 sene parlamayanlar toplum içinde köle olarak kabul edilir.On sene parlamayanlar ise yıldız askerleri tarafından öldürülür.Bu statüleşmeyi getiren yıldız etkisi,yıldızları çok parlayan insanların `Yeni Dünya` diye bir yere gitmesine sebep olur. Zenginler ise kimyasal yıldız tozu kullanarak yıldızlarını parlatıp oraya giderler.Bunun yanısıra yüzyıllar önce Daveran`la iletişim halinde olan büyülü bir dünya olan Fox diye bir dünya vardır.Ve Fox dünyasına sadece Pera soyundan gelenler gidebilir. Başrol karakterimiz Valeria Pera...Ve yıldızı 7 yıldır parlamıyor...Yani o bir köle..

Bu kitabı yazan kişi Berildir lütfen kopyalamayın. Defne zorla evlendirilen bir kızdır. Daha doğrusu bir mafya ya satılan 24 yaşındaki bir kız..

Okullar yaz tatilinden sonra yeniden açılır. Herkes, yeni dönemin heyecanıyla sınıflara döner. Ancak ilk günün sonunda her şey değişir. Okulda XV-NULL adında gizemli bir salgın baş gösterir. İlk vaka görüldükten saatler sonra okul karantina altına alınır , dış dünya ile bağlantıları keserler O gece öğrencilerden biri ölür... Salgın mı? Cinayet mi? Yoksa her ikisi mi? Ertesi gün, okula üç yabancı öğrenci transfer edilir. Sessizdirler, dikkat çekerler, ama kendilerini tanıtmazlar. Beş kişilik eski arkadaş grubuna dahil edilirler. Böylece sekiz kişi birlikte kalır. Ama sadece dışarıdaki virüs değil, içlerinde sakladıkları sırlar da yayılmaya başlar. Ve biri, kimsenin bilmediği şeyi biliyor: XV-NULL Sadece Söylentidir....

Kralların hükmettiği ama merhametin sürgün edildiği bir dünyada…Doxar`da kendi adaletini yaratan Vandrelis Suikastçıları... Monat Elvrein Nasova, annesi tarafından lanetlenerek terk edilen bir çocuğun, intikamla yoğrulmuş kaderine doğdu. Ailesi infaz edildi, geçmişi kanla yazıldı. Tek hatırası,inci bir bileklik ve yarım kalmış bir cümle...Tek amacı ondan nefret eden ailesinin intikamı... İnci masumiyeti temsil eder. İnfaz ise onun sonsuza dek kaybıdır… Peki sen bir hayal uğruna kaç kalp infaz ederdin?

Sonsuz bir büyülü hikâye

ağır şiddet ve korku vb küfür bulunuyor Lütfen küçükler okumasın

Üstün ırkın, insanların gezegenini ele geçirmesinin ve onları köleleştirmesinin ardından iki milenyum geçmişti. Sınır köylerine kapatılan insanlar, Üstünlere hizmet ediyor ve her türlü kötülüğe maruz kalıyorlardı. Canının hiçbir değeri olmayan insan ırkının nüfusu dünya genelinde milyonlu sayılara inmiş bulunmaktaydı. Bir insan köyünde yaşayan Sylpharien Morvelis, insanların yeraltına inşa ettiği isyancı birliğinin yedi liderinden birinin kızıydı. Şüpheli bir şekilde ortadan kaybolan arkadaşının izini ıssız bir sokakta sürerken, onu öldürmeye çalışan Gizemli bir Üstün ile karşı karşıya gelmesi onun için beklenmedik değildi ancak o gece o adamla beraber bir iblisin saldırısına uğramayı kesinlikle öyleydi. Gizemli Üstün, Taçsız Prens Ryvian Drakar için ise, krallığını geri almak için çıktığı yolculuğunda, bir iblis tarafından baygın hale getirilmek ve gözlerini bir isyancının bodrumunda esir olarak açmak umulmadık bir şeydi. Onlar için en beklenmedik şey ise bir Tanrıça’nın iki milenyum önce dünyaya ilettiği bir kehanetin peşine takılarak son Araf Büyücüsünün, Kutsanmış Olan’ın, kalbini sökerek bir dilek hakkına sahip olmak adına beraber bir yolculuğa çıkmak zorunda kalmalarıydı. Yolculuklarının sonu ise tüm dünyanın kaderini belirleyecekti.

Dört krallık ve bir imparatorluk... Binlerce yıl boyunca süren savaş, nefret ve kan. Ejderhaların göğü yaktığı, kurtadamların ayla uluduğu, zehirin fısıltı olduğu ve büyünün okunmuş her dua gibi kabul gördüğü bir toprak parçasıydı burası. Hepsi tek bir düşmana karşı birleşmişti: Büyük Arkana.

16 yaşındaki Arya, sıradan bir kasabada yaşarken bir gece gördüğü rüya, onu geçmişi unutturulmuş kadim bir sırra sürükler. Rüyadaki gizemli semboller, bir zamanlar büyüyle yönetilen kayıp bir krallığın parçası olduğunu ortaya çıkarır. Arya’nın içindeki güç uyanırken, hem aşkı hem de ihaneti tadacak, karanlık ve ışığın savaşında kaderini seçmek zorunda kalacaktır.

“Soyunu bilen, gölgeden doğar…” Kehanetler konuşulmaz. Yasak büyüler öğretilmez. Alt sınıflar asla yükselmez. Astra bu üç kuralı da çiğnedi. Şimdi büyü, onu değiştirmek yerine onun tarafından değiştiriliyor. Saray düzeni sarsılıyor. Ve eski tanrılar fısıldamaya başlıyor.

Soğuk bir gece... Bir tarafta yağmur damlalarının oluşturduğu kırmızı nehir ve kılıç sesleri, bir tarafta odanın içinden gelen bütün cihanı inletecek bir çığlık. Bir taraf hayat alırken, bir taraf hayat veriyordu. Bu ilginç dünyada savaş , yıkım , kaos kol gezecek . Carol ve arkadaşları bunun üstesinden gelebileceklermi ? Herkes kendi hikayesini yazar , bu da onların hikayesi...

Birbirine düşman olan seung ile minho kumar masasında ödül olan jisung u kazanmak için savaşır, bu savaş jisung ile minhonun aşkını başlatır....

Sıradan piskoloji okuyan bir genç kız, aslında çok önemli biriyse şeytanlar melekler yakışıklı adamlar arasında sıkışmış dünyası altüst olmuş kendini anlamlandıramamış olaylar olduğunda, doğa üstü varlıkların gerçek olduğunu ve kendinin doğa üstü varlık oldu... Devamı kitabımda şans vermeniz gereken bir kitaptır

KENDİSİNDEN YILLARDIR BİR SIR SAKLANAN İLAYDA ADEL DOLUNAY BİR MAFYA KIZIDIR AMA BU SIR BAMBAŞKA BİR EVRENDEDIR VE İLAYDANIN BUNU BİLMEMESİ GEREKİYORDUR PEKİ YA BU SIR NE İLAYDA BUNU BİLİYOR MU

İçindeki karanlık, uzun zamandır sessizdi. Sessizlik, taş gibi ağır ve hareketsizdi. Ama artık o sessizliğin ne kadar yanıltıcı olduğunu biliyordu. Bu karanlık, sadece bastırılmış bir tehdit değildi; aynı zamanda istenmeyen, dışlanan bir parçaydı. Varlığı bile tiksinti uyandırıyordu. Ve ilk defa, bu içsel güce karşı bir öfke doğdu içinde. Bu öfke, kendine yönelmiş bir nefret değildi. Hayır. Daha çok, içinde yaşayan ama kendisine ait olmayan o gölgeye, o tanımsız "şey"e karşıydı. İsmi olmayan ama her gece gözlerini kapadığında nefesini ensesinde hissettiği, sessizce izleyen, bekleyen bir varlık. Belki de, dedi kendi kendine... Kaçmanın bir sonu yoktu. Ne kadar uzağa gitse de, ne kadar bastırsa da, bir gün kendi gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaktı. Çünkü içindeki o şey, o karanlık... belki de en sonunda kendisiydi. Ve ondan kaçış yoktu.

Lona küçük bir çocukken ailesi ölmüş ve sokakta büyümesi gerekmiştir tamı tamına 13 yaşında ise bir gurup usta suikastçılar tarafından kaçırılmış daha sonra ise ona kardeşinin hala yaşadığını söylemişlerdir. Onu eğitip kendileri gibi bir suikastçı yapmışlardır görevi ise önce basit sonra alev almaya başlayan bir volkan gibidir. `Wren suikastçı akademisine gidip bütün bilgilerini öğrenmek ` ama lona nın bilmediği bir şey vardı baş eğitmeni kurnaz, zeki ve oldukça soğuktu...