Bu kitap "l Still Don’t Know About My Favourite Character’s Unwavering Obsession" manhwa`sının çevirisidir. "Hayatımı en sevdiğimi desteklemeye adadığım için pişman değilim..." 30`lu yaşlarındaki bir öğretmen olan Asuka, bir aşk oyunundaki karakter olan Alexander`a kendini adayarak hayatının amacını bulur. Anime uyarlamasında Alex`in başka bir rotada öldüğünü keşfettikten sonra Asuka o kadar üzülür ki bayılır. Uyandığında ise, oyun dünyasında bir mafya soylusu olan Arianell olarak yeniden doğmuştur. Favori karakterinin ölümünü engellemeye kararlı olan Arianell, bir kötü kadın gibi davranır ve Alex`i oyunun kahramanıyla eşleştirmeyi planlar. Ancak Alex, bunun yerine Arianell`e takıntılı hale gelir! Daha da kötüsü, Alex`in küçük kardeşi Citrine de ona aşık olur... "Benim için varlığın bir mucizeden başka bir şey değil..." "Sözlerimi aklında tut, seni benim yapacağım."

Hira annesinin baskısına dayanamadığı için uyandığında kendini başka bir dünyada bulur.İlk zamanlar için iyiyken o gün gelir…

Japonya da geçen olaula.

Selam! Umarım yazdığım hikayeyi beğenirsiniz💖

DENGE - Başlangıç , evrenin varoluşuyla beraber dengede varoldu ve ardından evrenin içinde bir yerlerde dünya yaratıldı . Ardından insanlar yaratılıp dünyaya gönderildi . Tüm evrenin varoluşu için gerek olan denge dünya içinde gerekliydi lakin insanlar bir süre sonra keşfetmeye başlayınca açıklanamaz bir kibir ile doldular . Bu büyük kibir dengeyi bozdu . Lakin dünya tüm bunlara rağmen her gün kendini yok eden insanlara yuva oldu ,onları korudu. Denge insanların arasından koruyucularını seçti . Siyah ve beyaz , iyilik ve kötülük , varoluş ve yokoluş . Koruyucular bundan yüzyıllar sonra ruhları bir beden bulacak ve dengenin savaşını başlatacaktı ancak bu zamana kadar koruyuculara bahşedilen sonsuz güç bir yerlerde barınmalıydı . Denge sonsuz gücü dünyanın yapı taşlarına emanet etti . İyilik bir mağarada barındı lakin kötülüğün nerede barındığını iyilik bile bilemedi .Koruyucular gelene kadar insan ırkı kendi yarattığı yıkımda yok olmaya mahkum. __________________________________________________________________________ ~BENİ İSTEDİN VE ALDIN~ ~ŞİMDİ NİYE KORKUYORSUN~ ~SENCE BANA LAYIK OLMAMAN BENİM SUÇUM MU?~ ~LAYIK OLABİLMEK İÇİN NEYİ BEKLİYORSUN?~ ~OYUN BAŞLIYOR ROLLER DAĞITILIYOR~ ~KAYBEN MİSİN , KAYBEDİLEN Mİ?~ ~KAZANAN OLMAK İÇİN KENDİNİ FEDA EDER MİSİN ? ~ ____________________________________________________________________________________________________________ Krallıklarında hayat süren 6 kız bir gün krallıklarındaki bir efsaneye inanarak ormanın derinliklerinde bir mağaraya inerler hayatları artık o mağaradan kazandıkları güce layık olabilmek ve o gücü isteyenleri öldürmek zorunda kaldıkları bir mücadeleden ibarettir üç seçenekleri vardır . Ya ölürler ya ölürler ya da biri ölür . Karanlık ,ışık , ateş, su , bitki , yıldırım hayatları artık bu elementler arasındadır

Siz siz olun size ait olmayan şeyleri sahiplenmeyin..

Siz siz olun size ait olmayan şeyleri sahiplenmeyin..

Öz ailesi tarafından terk edilmiş bir çocuk olan Treful yaşayamadığı bir çocukluk ve kaderin ona sunduğu hayatın altında ezilmekter. Bir gün her şeye baş kaldırtıktan sonra ona açılan kapılar ile hayatı tekrardan şekil almaya başlar. Zifirin Kalbi kitabı kaderin Treful`a verdiği hayatı anlatmaktadır.

İlk defa kitap yazıyorum ona göre puan verin

Ngjkgkghkgkhkhhphhll

Geçmiş bir fısıltıyla başlar bu fısıltılar bizim geleceğimize yön verir hemde geçmişten ders çıkarır önemli olan Geçmişin Fısıltısını doğru okumaktır... Kadim olan üç kitaptan biriyle başladık sizleride bekliyorum serüvenime gelin birlikte öğrenelim😊😊

29 yaşında ki arkeolog Talia, bir kazı çalışmaları sırasında üstünde antik yazılar olan bir pusula bulur. Pusulayı temizleyip incelemeye aldıktan sonra yanlışlıkla pusulayı aktif eder ve kendini bilmediği bambaşka bir zamanda bir evrende bulur.

Korkunun karanlığın hakim olduğu bir diyarda yetişen insanlar ve canlılar 4 kateagoriye ayrılır. Melekler,şeytanlar,insanlar ve elfler. Bazı varlıklar bunların hiç birine sahip değildir. Eğer ki sahip değilse... İşte o zaman tüm halkın karşısında idam edilir ve hayvanlara yem olarak ikram edilir. Bir süre sonra cesedi yer yüzünden tamamen yok olur.

Bir yıldızın patlaması ile key of shadows imparatorluğuna dağılır. Ve herkese belirli 5 kategori verirler. Melekler,şeytanlar,vampirler, insanlar ve elfler. Melekler kendi aralarında mutlu yaşarken, şeytanlar tam tersi hergün bir kategoriye karşı bir saldırı düzenlerler amaçaları ise vampirlerin özelliklerini almaktır. Onların güzelliğini ve kendilerine olan bağımlılıklarını delicesine isterler. Ne yazık ki bunu 1000 yıldır beceremezler. Ancak vampirlerin soyundan gelen bir kızın vampirlikle alakası yoktur abisi ise tam tersi şeytandır bunun için her seferinde kardeşini öldürmeye çalışır.

Büyücü okuluna giden kız

Bir anne, baba vardı ve onların dört oğlu vardı süpriz bir şekilde ikiz çocuklarının olacaklarını öğrendi çok sevindiler, ikizlerden biri kız diğeri erkekti, kağanerler sevinmişti çünki kız kardeşleri olacaktı, doğumda ilk kız olan çıktı kapıdan bütün aile üyesi oraya gitmişti sonra ikinci çocuk doğdu ama çocuk erkek değil kızdı, ama ilk doğanı daha çok sevmişlerdi çünki ilk doğan mavi ile yeşil karışımlı gözü, sapsarı saçları vardı ama ikinci olan simsiya gözleri vardı sanki gözlerine sürme sürmüş gibi siyahtı ama bir işe yaramıyorlardı çünki kız yüzde 60 gömüyordu, kestane balı saçları vardı ne kadar soğuk olsada içi çok kırılgandı, ama o lanetli doğmuştu çünki kaderleri zove adlı başka bir evrende yaşıyan birine bağlıydı laneti on yaşında ortaya çıkmıştı Gerçek ailem kurgusu ama karıştırılan ana karakterimiz değil

~Her insan bir element taşır. Ama bazıları... uyanmak için yaratılmıştır. Mira ve Yıldıray`ın kaderi sıradan değil. Karma`nın uyanışı başlıyor. Ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Güçlerini kontrol edemezlerse yok edecekleri ilk şey : kendileri Ateş yanarsa, Su boğarsa, Hava koparsa, Toprak yutarsa... Peki ya beşinci bir element varsa?

Yayınladığım ilk kurgum...

Yok.. yani şimdilik;))

Işıkla karanlık arasında bir adım. Opia Kim olduğunu bilmemek... Kendinle ve dünyayla savaşmak... Işıkla karanlığın keskin sınırında yürümek... Lavinia, ailesinin kaybıyla sarsılmış genç bir kız. Yanında sevgi dolu görünüşlü ama gizemli bir teyze var. İçinde uyandığını hissettiği güçler, onu kontrol edilemez bir girdaba sürüklüyor. Dünyası, iyilik ve kötülüğün, aşk ve ihanetin kesiştiği bir noktada şekilleniyor. Kaderle özgür iradenin çatıştığı bu dünyada, Lavinia’nın seçimleri sadece kendi hayatını değil, tüm şehri etkileyecek. O, bir “Opia” – ışık ve karanlığın beden bulmuş hali. Peki ya gerçek benlik ne zaman ortaya çıkar? Ve bu güç, kurtuluş mu yoksa yıkım mı getirecek? Sınırların silikleştiği, sırların derinleştiği bu hikayede, gerçek ile hayal arasındaki çizgi belirsizleşiyor.

Tanrılar hiçbir zaman gitmedi. İsimleri sadece kitaplarda geçmiyor. Onlar tahtlarında oturuyor, savaşlara hükmediyor, insanları yönetiyor. Ama içlerinden biri... o hiçbir panteona ait değil. Onu hiç kimse çağırmadı. Yine de o geldi. Gölgelerle yürüyen bir kadın: Seraphia Lunaris. Tanrı değil, insan değil. Kehanette adı bile geçmiyor fakat tüm tanrılar ondan korkuyor. Kimileri ona "adalet", kimileri "katil", kimileriyse "dengeyi bozan bir sapkın," demekteydi. Yalnız, gerçek şu ki... Seraphia bir hatırlatma ve hatırlayan herkes, sonunda bir şeyini kaybeder.

İnsan nefret ettiği birisine aşık olabilir mi? Tabiki olabilir sonuçta içinde aşk vardır değil mi? Peki aśık olduğu insan hayatını zindana çevirebilir mi? Tabiki evet! Sonuçta aşk var aşk ! Bende öyle sanıyordum taki o güne kadar.........

Bir kızın etmiş olduğu hayallerin canlanması.

umarım kitabımı seversiniz ilk kitabım olucak keyifli okumlar

Kara Ay belirdiğinde Taş Melekler yeryüzünde hayat bulur. Kara Ay`ın beliriverdiği bir gecede yakılmak için avlanmaya çalışılan bir cadı köy halkından kaçmayı becerir ama Kara Ay`dan kaçamaz. Ve bir Taş Melek`e dokunur. Onun ruhunu çalar... Melek`in ruhunun anahtarı artık Cadı`nın ruhuna işlenmiştir.