Elarion küllere karışmış bir İmparatorluk.... Ama eskiden böyle değildi. Barışın ve adaletin hüküm sürdüğü bu topraklarda her ırka kapısı açıktı burada periler, sirenler, cadılar ve insanlar hep birlikte yaşardılar birbirlerini korur ve saygı duyardılar yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi ta ki VIII İmparator Enrico kendi 3. kızı Zairayı bir kılıca dönüştürene kadar O gün bir yıkılışın günüydü İmparatorlukta ki güven yerle yeksan oldu ve ırklar 5 büyük krallığa bölündü herkes birbirine sırt çevirdi aralarındaki sevgi ve saygı tarihin tozlu sayfalarına karıştı. Zaira ise bu 800 yıl boyunca binlerce ölümü, binlerce savaş, binlerce ihanete tanıklık etti ama geri geldiğinde hiç bir şey eskisi gibi değildi. Ne o eski Zairaydı ne de eskisi kadar masumdu... Bu bir yeniden doğuşun bin yıllık ihanetin ve kanlı bir tarihin hikayesi bu Zairanın hikayesi...

O sisli hava gibiydi ruhum . Daha ne kadar her şey görünmez , görülemez olabilir sanki derken senin ruhunla çarpıştım . Daha karanlıktı geceden , bilinmezliğini merak etmiştim ama hiçbir zaman açıkça sana diyemedim . Özür dilerim ...

Sakinlik bazen en büyük suçtur...

İntikam ateşi ile yanıp tutuşan birini ancak intikam durdurur... Ya intikam alıcaksın yada kafana sıkıcaksın Lara herzaman intikam alan tarafta oldu kaybetmek ona yakışmaz. Kaybetmek eziklerin yapıcağı iştir ona göre. Savaşmak ve kaçmamak onun işidir. O Lara kılıç o kaçmaz..

Kimse onun ne zaman doğduğunu tam olarak hatırlamıyor. Sadece, gökyüzünün ayazdan çatladığı bir gecede, annesinin sessiz bir çığlıkla onu dünyaya getirdiğini anlatırlardı. Ve o gece, rüzgâr ilk kez bir ismi fısıldadı: Valestra. Valestra, büyüdükçe gülmeyi unuttu. Babasının ağır suskunluğu, annesinin hep yarım kalan bakışları arasında büyüdü. “İyi bir kız olmalısın,” dediler. “Görünme, ses çıkarma, yanlış yapma.” O ise her gün biraz daha içine kapandı, gözleri her gün biraz daha geceye benzedi. Ve bir gün — herkes unuttuğunda, o hatırlamaya başladı. Kim olduğunu. Ne kaybettiğini. Ve neyi asla affetmeyeceğini. Valestra artık sadece bir kadın adı değildi. Bir hayaleti taşıyan, geçmişin küllerinden yeniden doğmak isteyen bir ruhun adımlarıydı. Kimsenin bilmediği bir başka gerçek daha vardı: Valestra`nın babası, onun kendi kızı olduğunu asla kimseye söylememişti. Onu hep erkek gibi yetiştirmişti. Kasabada sadece birkaç kişi onun gerçek kimliğini biliyordu. Geriye kalan herkes, onu ya kaybolmuş bir oğlan çocuğu ya da adı olmayan bir gölge sanıyordu. Bu, onun kendini bulma hikâyesi. Ve kimsenin kurtarmaya cesaret edemediği bir kadının kendini kurtarma savaşı...

Mia ve arkadaşlarının beyni diğer insanların beyninden biraz farklıdır. Hepsinin birer yeteneği vardır. Tabii düşmanları da, Aşkları da... ~~~~~~~~~~~~~~ "Demek Bay James senin dayınmış ha?" Brendan`ın dalga geçmesine göz devirdim. Hadley "O halde sen tüm elementlere hükmedebilirsin." "Evet ama bunu istemiyorum. Güçten delirmek istemiyorum." Annem gibi.

“Bu lanetin sonunda kan olacaktı. Çünkü benim hayatımı lanete mıhlayanların bedeni kan ile daha güzeldi.” 30 Ekim 2023 , kör gece. O gece lanet döngüsü başlamıştı. Hasret Devrim kardeşini kaybettiği kör gecenin ardından 2 sene geçti. Bir adam tarafından ansızın bir gece kaçırılıp ona ölümün cümleleri fısıldandığı kabul etmek hatta hayatını o sözler için feda etmek zorunda kalmıştı. O gece Hasret’ten istenen şey Yusuf Delibaş ile evlenmesiydi. Ona yalanlar söyleyip onu ikna etmiştiler. Hasret 30 Ekim 2025’te Asaf Delibaş ile kâğıt üzerinden bir evlilik yapmıştı. Asıl oyun, Şimdi başlıyordu…

lex adında 14 yaşında bir çoçuğun sihirin ve büyülerin olduğu bir dünyada yeni güçler keşfetmesi ve bu güçlerin gizemini bulmaya çalışması

Vloria Suikastçı Akademisi`nin üç vârisi vardı. Birinci vâris, varislerin en büyüğü olan Aires. İkinci vâris, varislerin en dost canlısı ve sevdiklerine değer veren vâris olan Kaiser. Üçüncü ve son vâris ise akademinin kurucusu olan Marius`un en değer verdiği vârisi olan, tek kız vâris Elyra. Daha küçük yaşta Vloria Suikastçı Akademisine getirilen ve orada eğitim görmeye başlayan Elyra, on sekiz yaşına geldiğinde varislerden biri olarak Akademisinde eğitim görmeye başlar. Akademide hayatta kalmak oldukça zorken, Elyra`nın akademinin sırlarını açığa çıkararak hayatta kalması gerekir. Fakat bu akademide hayatta kalmak sandığı kadar kolay değildir. Kendisinden saklanan sırlar ve gizlenen gerçekler karşısında savaşmak zorunda kalan Elyra, bu sırlarla dolu ve kanlı akademide hayatta kalabilecek mi? Suikastçı`nın Sesi serisinin birinci kitabı olan Suikastçı`nın Şarkısı, Elyra`nın Vloria Suikastçı Akademisine gidip orada eğitim görmesi ve akademinin sırlarını açığa çıkararak hayatta kalmaya çalışmasını anlatmaktadır

Zorbalık yapılan bir kız, her zaman gördüğü ejderhalar prensiyle tanışır... Ve ne kadar ayrı dünyanın insanları olduklarını bilseler bile yinede biribirilerini seveceklerdir.

Dünyada melezler çok yaygındır ve bu melezler sahipleri tarafından tutulur. Minra da bunlardan biridir. Ama onu diğer melezlerden ayıran şey nadir ve efsanelerde tanrıdan geldiğine inanılan altın kanı taşımasıdır.

Dalya Işık psikoloji öğrencisidir. Bu yüzden karşısındakini nasıl manipüle edeceğini çok iyi bilir. Hayatı normaldir ama o güne kadar... Ailesinin bir aileyle kan davasının olduğunu öğrenir. Gelen Aras Kayar ve adamlarıdır. İntikam ateşiyle geliyordur Aras Kayar. Korkan Dalya kaderine teslim mi olacak? ya da direnecek bu zorlu seçim Dalya ya neler katacak ...

... ..... ...

İrndnsnsvzhzbzbzbjzjsnsb

İnsanlık tarihin öncesinden beri hep açtı. Gözü asla doymayan bu varlıklar elbet bir gün kendi sonunu getirecekti. Son her zaman bir adım yakınken onlar sona koşardı. Keşfedilmeyene aç olan insan bir gün keşfetti ve bir daha keşfe çıkamadı çünkü son keşif onların hayatına mal olmuştu. Kıyamet gelmişti. Kıyametin ortasında tektim. Belki de değildim.

İlk kitabım umarım beğenirsinizzz💗 4 krallıktan oluşan( Ateş, Toprak, Su, Hava)Elementler kıtasında olan zalim imparatorun hikayesini ele alıyor. Ateş Krallığının imparatoru Zane işkence ettiği Toprak krallığından bir kıza aşık olur. Fakat kızın babası onun ezeli düşmanıdır.

Hayatta ışık/umut yok diye vazgeçen bir kız ve ona ışığı bulabilmeyi, varedebilmeyi öğreten erkek… Hikayeye hoş geldiniz! Karakterimiz Christen, 17 yaşında. Evet bu size küçük gelebilir, gelmeyedebilir. Christen oldukça olgun bir kız. Herkese soğuk davranan ve hiç bir şeyden korkmayan biri, ne olursa olsun hep böyleydi. Babası krallığın sahibi, yani kraldı ancak annesi Christen çok küçükken vefat etmişti babası da ona sadık kalıp yeni biri ile evlenmeyi reddetmişti bu yüzden bu krallığın bir kraliçesi yoktu. Christen’ın babası hastalığından ötürü oldukça yaşlanmış ve çökmüştü. Yani yakın zamanda kral olamayacak gibi görünüyordu. Bir akşam kral Christen’ı yanına çağırıp ona “İstediğim biri ile evleneceksin ve o kral olacak, sense kraliçe.” dedi. Christen her ne kadar istemese de babasının son günleri olduğunu ve bununda babasının ondan son isteği olduğunu biliyordu. Bu yüzden istemese de kabul etti. Babası onun için ülkede ki en yakışıklı erkeği seçmişti. Ancak Christen bunun başlarına ne kadar büyük bir bela olacağını henüz bilmiyordu…

Aksksnslslxhshwkslkshsjendx

Bir diyar düşünün, herkes rengine göre rütbelendiriliyor, ona göre değer görüyor ve canlılar hayvanlar-bitkiler-insanlar olarak değilde sihirliler-sihirsizler-yaratıklar-ruhsallar-bitkiler-hayvanlar olarak ayrılıyor. İşte o diyar Sayra... Veyra annesi mavi, babası yeşil olmasına rağmen kırmızı olarak doğan bir kızdır. Kendini bildi bileli hep aynı rüyayı gören ve herşeyi daha önce yaşadığını hisseden bir kızdır. Bir gün güya "deli" olarak nitelendirilen Matubi adlı yaşlı bir adamın diyar salonuna çıkıp "Aynı zaman döngüsü içinde dolanıp duruyoruz" dedikten sonra acaba haklı olabilir miyim? diye düşünerek bu işe bir el atmaya karar verir. İşte siz de onun hikayesini okuyacaksınız:)

Beyge babası tarafından sevilmeyen çocuk olmuştur. Ancak bir gün kader sarmalı açılır ve Beyge`yi içine çekerek, onu çıkışı olmayan geçmişine götürür. Ya bu cılız kız kaderini ve tarihi değiştirecek bir şey yapıp, kader sarmalının yasaklarını bozarak geçmişinden daha da geçmişe giderse. Ve içine giren herkesin çıkmak istediği ama çıkmanın imkansız olduğu sarmaldan çıkmaya hiç çalışmadan çıkarsa.

Gizemler dolu bir dünya...🔎

Suikastçı okulu ve bir casus ne kadar harika olsada onun yalanlarına inanma çünkü arkandan bıçaklamak için can atıyor Bir suikastçı akademisinde sıradan bir öğrenci gibi duran lona ölüm kokan bir akademide bir casus olarak gelir. Görevi ilk başta oradaki sırları öğrenmek olsada sonradan bir mektupla akademinin en korkulan eğitmenini baştan çıkarmaya çalışır...

Günahkar ve lanetli lord. Varisçileri olmak isteyen beş aday. Bu mücadelenin bir galibi yok.

“Ezlera’nın kaderini değiştirecek ateş, intikamla alevleniyor.” Ataerkil bir krallığa baş kaldırmış olan Diana bir adam uğruna tacından vazgeçer. Fakat ihanete uğrar. Uğradığı intikamın bedeli ağır olacaktır. "O an karşımda iki yol vardı. Ya küllerimden doğacaktım ya da savrulup gidecektim. Ve ben yine ilk yolu seçtim."

Bu kitap "l Still Don’t Know About My Favourite Character’s Unwavering Obsession" manhwa`sının çevirisidir. "Hayatımı en sevdiğimi desteklemeye adadığım için pişman değilim..." 30`lu yaşlarındaki bir öğretmen olan Asuka, bir aşk oyunundaki karakter olan Alexander`a kendini adayarak hayatının amacını bulur. Anime uyarlamasında Alex`in başka bir rotada öldüğünü keşfettikten sonra Asuka o kadar üzülür ki bayılır. Uyandığında ise, oyun dünyasında bir mafya soylusu olan Arianell olarak yeniden doğmuştur. Favori karakterinin ölümünü engellemeye kararlı olan Arianell, bir kötü kadın gibi davranır ve Alex`i oyunun kahramanıyla eşleştirmeyi planlar. Ancak Alex, bunun yerine Arianell`e takıntılı hale gelir! Daha da kötüsü, Alex`in küçük kardeşi Citrine de ona aşık olur... "Benim için varlığın bir mucizeden başka bir şey değil..." "Sözlerimi aklında tut, seni benim yapacağım."