Karanlığın hüküm sürdüğü bir evrende, zaman neredeyse unutulmuş bir efsane gibi akar. Gecenin hiç sona ermediği bu topraklarda, ne güneş doğar ne de sabahın serinliği hissedilir. Burada ışık bir hayaldir; gökyüzü, ebedi bir geceyle mühürlenmiştir. Ay yalnızca gözlemlenir, asla gülümsenmez. Yıldızlar ise fısıltılarla konuşur, görenin değil, duyanın kalbine dokunur. Bu hikâyenin kalbinde bir tanrıça vardır — ama bildiğiniz tanrıçalardan değil. Onun gelişiyle çiçekler açmaz, dualar kabul edilmez. O bir lütuf değil, bir yankıdır; geçmişin, pişmanlığın ve kadim gücün yankısı... Gece onunla nefes alır, karanlık onunla vücut bulur. Güzelliği büyüleyici, ama yaklaşanı sarıp sarmalayan bir keder de taşır. Ne tam bir kurtarıcıdır, ne de bir yok edici. O, sınırda duran bir denge; hem yaratır, hem tüketir. Yanında bir koruyucu vardır. Onunla yeminle bağlı, ama içinde hâlâ insanlıktan bir kıvılcım taşıyan biri. Belki bir zamanlar sıradan bir ölümlüydü; belki bir sözle, bir bakışla sonsuza dek değişti kaderi. Ama şimdi, gözlerinde hâlâ bir geçmiş saklı. Tanrıçanın gölgesinde yürürken, aslında en çok kendi iç karanlığıyla savaşıyor. Ve bu dünya... Suskun şehirler, zamanın unuttuğu sokaklar, taş duvarlara hapsedilmiş anılarla dolu. Her kapı ardında başka bir sır saklar. Bu evrende hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ve bazen, en parlak parıltılar bile en derin karanlığın içinden gelir. Bu hikâye orada başlıyor. Karanlığın kalbinde. Unutulan bir evrende. Ve belki... seni de içine alacak.

A boy enters the basement of home , which is forbidden for him , and the mythical adventure starts…

Kendi kaderini değiştirmeyen biri, başkasının kaderini nasıl değişti değiştieirebilirdiki

Güneş, ismine nazaran esmer teni ve kahverengi gözleri ile neşe dolu gülüşü ile insanın ruhunu canlandıran 23 yaşında

Belkide yaşadığımız her şey rüyadan ibarettir.

RAPKOLİK VE HAYRAN

HARİKA BİR ROMAN

Suların altındaki maviliklerde de bir gökyüzü saklıdır. O gökyüzünde kimisi boğulur kimisi nefes alır. Ben nefes aldım. Kimisi yaşar kimisi ölür. Ben yaşadım. Ben suların kızıyım damlaların arasında kaybolan masmavi bi gökyüzüne aitim. Ben, boğulmayı yaşama sebebi yapmış biriyim.

Prenses Saye, Alev Şatosu`nun ihtişamlı ama soğuk duvarları arasında büyümüş bir genç kızdır. Göz alıcı sarayın ardında, ilgisiz bir anne ve otoriter bir kral babanın gölgesinde yalnız bir hayat sürmektedir. Tahtın kızı gibi görünse de, kalbi hep bir kafeste olmuştur. Ancak Saye`nin yıllardır bilmediği bir şey vardır: Onu küçüklüğünden beri izleyen, gölgelerden koruyan biri - Miran. Yetimhaneden evlatlık alınarak prenses yapılmasında bile rolü olan bu adam, Saye`yi hiçbir zaman terk etmemiştir. Çocuk yaşta tanıyıp büyüttüğü Saye`nin koruyucusu olmak için, yıllar sonra saraya dönüp işkencelere bile katlanmıştır. Sadece onu korumak için. Saye 18 yaşına bastığında Miran, onun resmi koruması olur. Ancak bu yakınlık, yıllardır bastırılan duyguların da uyanmasına neden olur. Çünkü Miran`ın yemini nettir: "Saye`yi koruyacaksın. Ama asla ona dokunmayacaksın." Bir suikast girişimiyle başlayan kaçış, ikisini de geçmişin sırlarıyla, sarayır `anetleriyle ve yasak bir aşkla yüzleştirir.

Hattuç zümra ve kimbumehmetcan çok zorlu yollardan geçmişlerdir

.rfedvdscdcccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccccc

Bir çocukluk… bir savaş… ve bilinmeyen bir evrende yeniden yazılan kader. Sofia Rose, altı yaşında kasabası yerle bir edildiğinde hayatının sonsuza dek değişeceğini bilmiyordu. Kaçırıldı, eğitildi, bir savaşçıya dönüştürüldü. Ama hiçbir zaman ait hissedemedi. Ne kadar güçlü olursa olsun, hep dışlandığını hissetti. Ta ki gizemli bir büyücü, kaderine müdahale edene kadar… Şimdi Sofia, tanımadığı bir evrende yapayalnız. Ne dostu var, ne düşmanını tanıyor. Tek bildiği şey; burada da hayatta kalmak zorunda olduğu. Ve belki de bu kez yalnızca hayatta kalmak değil… Kendini yeniden bulmak zorunda. Sofia’nın sırlarla, güçle ve karanlıkla örülü yolculuğuna hazır olun. Bilinmeyen bir evren çağırıyor…

Bölüm 1: Uyanma Yıl 2047 ailesi ile birlikte haberleri izleyen hayattan çok sıkılmış eğlenceli bir şeyler isteyen Reniel haberleri gerçekten şok içerisinde ve bir yandan mutlu bir şekilde izliyordu çünkü şöyle diyordu sunucu kadın - Yapılan araştırmalara göre son 8 yılda kimse rüya görmedi. Ama Reniel her gece çok gerçekçi bir rüya görüyordu. Bu gördüğü rüya çok gerçekçiydi ve hepsi hemen hemen aynıydı. Sunucu kadın araya girdi -23:00 haberleri sona erdi hepinize iyi geceler dilerim. -Hadi Reniel doğru yatağa. Reniel akşam haberlerinden sonra her zaman yatmaya giderdi. -Acaba bu akşamda o rüyayı görücekmiyim. Reniel yatağa uzandı gözlerini yumdu ve uykuya daldı. Evet yine aynı rüya karanlık bir gece, kan kırmızısı ay ve ilerde bir kasaba. Reniel sanki başka bir dünyaya gidiyordu her şey çok gerçekçiydi. Reniel bu sefer o kasabaya gidip neler olduğunu öğrenecekti. Kasabada normal dünyaya göre biraz daha garip insanlar vardı, bir adam geldi -Biz de seni bekliyorduk Zareth. -Zareth kim? Benim adım Reniel. -Öğreneceğin çok şey var Reniel. Adam Reniel ile bir masaya oturdu ve başladı konuşmaya -Ben Drahm bir savaşçıyım, Yedra adında çirkin bir yaratık hepimizin rüyalarını yedi ve sıra sonunda sizin dünyanıza geldi -Peki bana neden Zareth dedin? -Zareth bizim için seçilmiş demektir. Zareth her 20 yılda bir gelir ve 100 yıldır hiç bir Zareth Yedra`yı yenemedi. -Peki senin hikayen ne Drahm? Yani niye Yedra`yı yenmek için bu kadar can atıyorsun? -Ben aslında eskiden de Yedra`ya karşı savaşıyordum ama... -Ama ne? -Eskiden yanımda Myros vardı. -O kim? -Myros benim çok yakın arkadaşımdı... -Sonra ne oldu, öldü mü? -Sözümü kesme. -Tamam. -Myros`la ben Yedra`ya karşı savaşıyorduk sonra bir gün Myros Yedra tarafından esir alındı daha sonrasında ölmemek için karımı ve iki çocuğumu Yedra`ya götürdü Yedra hepsinin önce rüyalarını aldı daha sonra Myros dahil hepsini öldürdü. O günden sonra bende ailemin intikamını almak için daha hırslı bir şekilde çalışıyorum. -Anladım. -Eğer Zareth olmayı kabul ediyorsan şunu bilmelisin ki eğer Yedra`ya karşı başarısız olursan ne cennete ne de cehenneme gitmeyi bekleme gideceğin yer hiçliktir ama bu somluluğu üstlenmek istemiyorsan seçtiğin kişinin elini tutarak uyu ve onunla beraber buraya gel ve onu bana getir bende senin gücünü ona vereyim ama gücünü vermek istemesen bile birisini bu yolla buraya getirebilirsin ve Zareth olmayı kabul edip Yedra`yı yenmeyi başarırsan herkesin rüyaları geri döner ama bu yolda çok kayıp vereceksin ve ölenler geri gelmeyecek bir de aslında Yedra buranın kalbi yani Yedra ölürse buradaki her yer ve her şey yok olacak eğer galibiyet alırsan normal hayatına ger döneceksin. Kabul ediyormusun? -Aslında çok riskli ama zaten sıkılmıştım hadi insanların rüyalarını geri alıp biraz eğlenelim. Reniel büyük bir sorumluluk üstlenmişti herkes mutlu mutlu rüya görsün isterken belkide kabusa çevirecekti

Tüm perilerin içindeki cadı Lyra neler yaşayacak? Arkadaşlık,Sevgi ve Kader üzerine yazılmış, fantastik bir hikaye...

... Inancin gucu selenin onune gecmesine bedel...

Amaris abisi ve annesini öldüren aşçıdan ve onu kovmayan babasından intikam almak için Akay`ın yanına kaçar.

18 yaşını doldurmasıyla hayatının değişeceğinden bir haber Güneş, yeni okuluna gitmek zorunda kalır. Bu okulda kendini yeniden keşfedecek ve yeni bir benlik oluşturacaktır. Peki aradığı aşk onu bulacak mı?

17 yaşında gerçek ailesini öğrenirse ne olur

Bu kitapta Reniel adlı bir çocuk 2047 yılında herkesin kaybolan rüyalarını geri almaya çalışır.

Yunusların diyarı, kötülüğe direnirken, okyanusun karanlığına kapılır

Zora Starr ablasının maddi durumunu daha fazla zorlamamak için is aramaya başlar .O zamanlar da Mialand Krallığı 9 tane genç kızı iyi bir gelecek vadiyle bir yarışmaya davet eder . Krallık tarafından belirlenen bir binada 9 ay kadar yaşayıp ödüle kavusacaklardir Ancak hiç kimsenin beklemediği bir şey olur."İsimsiz" takma adlı bir ruh onlarla oyunlar oynamaya,notlar bırakmaya başlar...

Sâye arkadaşı sandığı lakin fantastik bir yerden geldiğini ve onu o yere götürmeye çalışınca aslında arkadaşı değil düşmanı olduğunu anlar. Dört krallık vardır ve bunlar içinden çıkılmaz bir savaştalardı devamlı olarak lakin bu savaşı sadece iki varis durdurabilir. Umarım seversiniz en kısa sürede yayında olucak. YAKINDA YAYINDA

•|Fantastik Okurlar İçin Harikulade Bir Seri|• Kitap her ne kadar burada yayınlanansa da asıl Wattpad’de yayınlanıyordu ve okuyucu bulamayınca buraya ışınlandım. (⁠≧⁠▽⁠≦⁠) NOT: Kitabın ismi “İDIN’IN KIZLARI” diye okunuyor, direk yazıldığı gibi okuyanı görürsem katliam çıkarırım. (⁠눈⁠‸⁠눈⁠) İKİNCİ BİR NOT: Seri dört kitaptan oluşuyor ve dört kitabıda burada yayınlanacak.

Tanrıların sesi sustuğunda, bir kadının gözyaşı göğe yükselir ve ışık olur. Bu ışık masum bir kalbe saklandığında ya dünyayı kurtarır ya da onu üzerindekiler ile birlikte yok eder. “Bütün şehir karanlıktı, ama onun kalbinden bir ışık sızıyordu. Herkes onun ışığına koştu, ben gölgesinde kaldım…”

Karanak Körfezi’nin en korkulan ve saygı duyulan korsanlarından biri olan Diana, sadık mürettebatıyla birlikte ganimet peşinde çıktığı bir deniz seferinde azgın bir fırtınaya yakalanır. Gemileri hasar alır ve rotadan saparak daha önce haritalarda görülmemiş, sisle örtülü gizemli bir adaya sığınmak zorunda kalırlar. Avlanmak için ormanın derinliklerine ilerleyen Diana, bir anda kendini terkedilmiş gibi görünen ama büyülü bir sarayın bahçesinde bulur. Burada karşısına çıkan kişi ise genç ve gizemli Prens Arthur’dur. Saray ve ada, zamanın ve kaderin unuttuğu eski bir lanetin esiridir. Arthur’un sırrı ve adanın geçmişi, Diana’nın yalnızca denize değil, kalbine de yön çizecektir. Diana`nın hedefi sadece mürettebatına geri dönmek değil, aynı zamanda sarayın ve adanın üzerindeki sırrı çözerek bu büyülü diyardan sağ çıkmaktır. Ancak bazen bir fırtına, insanı kendi içindeki savaşa sürükler...