Baş döndürücü güzelliğiyle nam salmış Eva Edin ve uluslararası teşkilat ajanı Can Berk Buğalı. Karşılaşmaları bir tesadüften ibaret değildi. Planlanmış bir karşılaşma ve ardındansa öngörülemeyecek bir nefret. Nefret ile aşkın arasındaki o ince çizgiye dikkat etmek, zordu ancak üstesinden gelinebilirdi. Fakat iki şık vardı: Ya birbirlerine ölesiye âşık olacaklardı, ya da öldüresiye nefret edeceklerdi. 02.04.25

Tesadüf eseri karşılaşan Ece ve Burak bundan sonraki hayatlarında sizce ne yapıcaklar

Seda ikizine mesaj çekmek isterken yanlışlıkla bir yüz başıya denk gelir.

"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." -Gazi Mustafa Kemal Atatürk Albeyaz Yeminler Ceylan Savaş, 28 yaşında bir terörle mücadele savcısı ve geçmişin acılarıyla şekillenen bir kadındır. 1998`de terkedilen küçük bir kız olarak, Türk konsolosluğunun yardımıyla ülkesine döner ve onu büyüten kişi, evlat edindiği babası Albay Kaan Savaş`tır. Albay Kaan, sevgiyle büyüttüğü kızının ülkesine adanmış bir kadına dönüşmesine tanıklık eder. Alpkan Aslan, 29 yaşında Özel Kuvvetler Kıdemli Üsteğmeni, küçük yaşta ailesini kaybetmiş ve devletin kollarında büyümüştür. Zorlu görevleriyle tanınan Alpkan, Cizre`deki "Savaşçı" timinin komutanıdır. 2018`de bir kaza sonucu tanışan Alpkan ve Ceylan, yıllar sonra, 2025`te Cizre`de tekrar karşılaşır. Ceylan, babasının komutanlık yaptığı timle çalışmak için Cizre`ye gelir ve burada Alpkan ile yolları kesişir. "Albeyaz Yeminler", bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda bir kahramanlık destanıdır. Cesaret, kayıplar ve yeminlerle dolu bu yolculuk, onları yalnızca birbirlerine değil, ülkenin geleceğine ve büyük bir savaşa da sürükleyecektir. Eğer hoşunuza gitmişse kitabıma göz atmayı unutmayınn ❤️

Arkadaşının `Emir` ismiyle açtığı fake hesaba istek attığını sanan Mahperi, yanlış kişiyle konuştuğunu anlar ancak çok geçtir.

Savaşmaktan korkmayan bir adam, peki neden aşktan bu kadar kokar? Aşk, en sert savaşlardan bile daha korkutucu olabilir mi? İnsan, sevdikçe kaybetmekten korkmaz mı?

“Şu zamana kadar belki yüzlerce gol atıp zafer kazanmışımdır ama senin kalbini kazanmam Alin; işte o, attığım en özel gol, kazandığım en güzel zafer oldu benim için.”

Bilinmeyen numara : Tesadüflere ihtiyaç var , plansız ve zamansız gelen güzelliklere Bilinmeyen numara : Senden sonra ben de okudum kitabı ve bu cümlenin altını çizdim çünkü aynı bizi anlatıyordu aynen kitapta da geçtiği gibi plansız ve zamansız girdin hayatıma . Bilinmeyen numara : Benim güzel tesadüfüm var mısın benimle Şeker Portakalı okumaya .

"Aden o an bir şey fark etti: O da Gaye’yi Seviyordu; ikisi de aynı şeyi yaşıyordu, farklı acılarla, farklı anlarla, farklı kişilerle."

`Umarım birdaha bu adamla karşılaşmam` diğe geçirdim içimden Ama geleceğim bu dediğime kahkaha atıyordu

Yeni bir şehir, yeni bir okul, yeni yüzler… Dicle, Ankara`dan İstanbul`a taşındığında her şeyin bu kadar karmaşıklığını düşünmemişti. Yalnızlık hissiyle boğuşurken, okulun kantinde kahvesini alırken yaşadığı bir karmaşa, hayatı tamamen değişecekti. Barış... Soğuk, mesafeli, gizemli... Dicle`yi her zamankinden uzaklaştıran ama aynı zamanda daha fazla meraklandıran biri. Onun duvarlarının arkasında ne var? Neden bu kadar uzak duruyor? Dicle, yeni okulda ki arkadaşlık ilişkileri, dedikodular ve kıskançlıklar arasında yolunu bulurken, Barış`la aralarındaki mesafe giderek daralıyor. Ama bazı sırlar vardı. Bazen her şey yalnızca bir kahveyle hatta tesadüfle başlar… "Sadece Bir Kahve" Tesadüflerle başlayan, kahve kokulu, sıcacık, aşk, dostluk ve sırlarla dolu bir romantik komedi! Dicle ve Barış`ın kahve kokan hikâyesine hazır mısınız? Tesadüflerle başlayan, kahve kokulu, sıcacık bir romantik komedi!

Birbirine ait olan her zaman birbirini bulur mu? Siz: Kütüphaneden aldığın kitabı ne zaman getireceksin? (12.03) 0535: Efendim? Siz: Basit bir soruydu aslında. Neyse. Siz: Kütüphaneden aldığın Çalıkuşu kitabını ne zaman getireceksin? Alırken belirttiğin teslim tarihinin üzerinden bir hafta geçmiş de. 0535: İyi de ben kütüphaneden kitap falan almadım. Kimsin sen?

Aşk, tesadüfleri mi sever, yoksa tesadüflerden mi doğar? İki insanın yolları yeniden kesiştiğinde, bu sadece bir rastlantı mı, yoksa kaderin ince bir oyunu mu? Kırgınlıklarla, yarım kalmış hikâyelerle yol alan iki ruh, kendini bir anda aşkın ortasında bulur. Korkularından kaçarken, aslında hep aşkın kanatlarına sığınıyor olabilirler mi? Bu kitap, geçmişin izleriyle şekillenen ve kaçışın bile aşkın çıkmaz sokaklarında son bulduğu bir hikâyeyi anlatıyor.

Bilemezdim en güzel sakarlığımla ona tutulup, kalbine doğru yolculuğa çıkacağımı.. *** "Dilruba bittin sen kızım, çocuk şöformuş ve şuan tam arkasında kim var bil bakalım." Son mesajı okurken sanki beynimden aşağı kaynar sular dökülüyordu. Önce mesajı doğru okudun mu diye tekrar gözden geçirdim. Doğru okumuştum. Kalbim hızla atarak başımı telefondan kaldırdım. Ağır çekimde ama öğle hızlı değil. Gözlerim dikiz aynasına kaydı ve şimşekler çaktı. Az önceki ateş saçan gözler aynıydı. Afeti devran meğersem şöformüş hemde kimin şöforü? Bahtsız bedevi Dilruba`nın. Peki o şoförün tam arkasında kim oturuyordu tabiki bahtsız Dilruba...

Ev arkadaşı hatay`a taşınınca arkadaşının isteği üzerine yıllık izninde hatay`a arkadaşının yanına giden Sîma beklenmedik olaylarla karşılaşır...

Bir grup arkadaş ve karmaşık ilişkiler... Herkes doğru seçim yapamaz bazıları yanlış seçim yapar ve sonucuna katlanır Sonu ya güzeldir ya da felaket!!!

Defne, üniversiteye devam eden, yirmili yaşlarında genç bir kızdır. Bir restoranda part-time çalışarak geçimini sağlamaktadır. Hayalleri büyük olsa da, günlük yaşamın telaşından ve sorumluluklardan fırsat bulup da kendi yolunu çizmek zor bir hal almıştır. Ancak o, kalbinin derinliklerinde sanatla ilgilenmek ve bir gün büyük bir şey başarmak ister. Günlerinin çoğu restoranda müşterileri güler yüzle karşılamak ve onların siparişlerini almakla geçmektedir. Her şeyin sıradan olduğu bir gün, kapıdan bir grup girdiğinde her şey değişir. Alvin, dünyaca ünlü bir rock grubunun solistidir ve konser turlarıyla sürekli olarak farklı yerlerdedir. Bir gün, grup üyeleri bir konser öncesi son hazırlıklarını yapmak için şehre gelirler. O sırada, sıkıcı bir gündemden kaçmak isteyen Alvin, grubun menajerinin ısrarlarına rağmen, yalnızca bir şeyler yemek ve dinlenmek için Defne`nin çalıştığı restorana gelir. Bir tesadüf sonucu, Defne, grubun solisti Alvin ile karşılaşır. Onun yakışıklılığı ve kendine has karizması, Defne`nin hiç beklemediği şekilde ilgisini çeker. Ancak, Defne bu durumu normal bir şekilde karşılar. Çünkü o, ünlü biriyle ilgilenmenin fazla karmaşık ve gereksiz olduğunu düşünür. Ama Alvin, onun sade ve doğal tavırlarına hayran kalır ve yavaşça ona yaklaşmaya başlar.

Çocuk ve kız aynı pastanenin kapısından aynı anda içeri adım attılar. Yan yana durup ve yine aynı anda camekânlı yerde duranı işaret ederek “ tiramisu ” dediler. Tesadüfün böylesi ki tek bir dilim tiramisu kalmıştı. ******** Tek bir dilim tiramisu ile gelişen aşk hikâyesi..

Arkadaşlarıyla doğu turuna çıkan Özüm, kötü bir tesadüfle karşılaştığı insanın hayatını tümüyle değiştireceğini nereden bilebilirdi ki?

(Argo ve olumsuz kelimeler içerir.) Bazı şeyler tesadüf değildir olması gerekir ve olur. Senin başıma gelmen gibi, belasın. Tamam tatlı.... Bir şans ver lütfen kurguma🐥💖🎀 *Tüm hakları saklıdır.

Düşüncelerin özgürleştiği mısralar Esmer ve eserin tesadüf tanışması sonucunda doğan duru bir aşk hikayesi.

Bazı tesadüfler hayatınızı isteğiniz dışında değiştirebilir. Duru henüz 14 yaşında annesini kaybetmiş ve annesinden sonra tek dayanakları olan babası ve abisiyle yaşayan bir kız ve amacı sadece okulunu bitirip hayali olan mesleğine kavuşmak, bir gün aşık olmak ve aşık olduğu insanla hayatına devam etmek isterken ailesi için istemediği biriyle evlenmek zorunda kalır ve hayatı hiç beklemediği bir anda değişir.

Dedektif Kaan Arel Altun ve dünyaca ünlü seri katil Hera`nın tesadüfler üzerine kurulan ortaklığı.

Ailesi dağılmış ve insanlardan befret ede bir kız ama hiç ummadığı bir zaman karşısina çikan bir yakışiklı..

Hemşire olmak isterken karşına çıkan zorlukları aşmaya çalışan bir kızın hikayesi... " Ne var!!" " Bune kaba bir üslup böyle..."