"Ağam bırakın beni suçsuzum ben..." Zinar Ağa kolumdan çekip beni yere düşürmüştü.Barzanî konağında herkes bana üzülmüştü. Babam, Mardinin en büyük aşiretlerinden biri olan Barzanî aşiretine ihanet etmişti.Ben Zühre,22 yaşındaydım,ancak zorla 28 yaşında olan Zinar ağayla evlenecektim, ilerde çocuklarımın babası olan adamla...

Bu kitap bir lise aşkından bahsediyor karakterlerin fotoğrafları high school Musical adlı disney filminden alınmıştır bu sadece bir hikayedir gerçeklikle pek bir alakası yoktur ve kitabımda küfür bulunmaz iyi okumalar…

Hayır abim yüzünden bi mafiayla tanışıp onla evlenemem

Gerçek hayattan esinlenerek yazılmıştır iyi okumalar umarım beğenirsiniz.

"Ben Blair. Sera`yı öldürdüm, sadece intikam kaldı. "

Kaderlerini birlikte olmak yazan iki çocuğun hikayesi. Olaylar gerçek hayattan esinlenilmistir. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar.

Biri kalp cerrahı biri yeni atanan bir çoçuk doktorunun zorlu aşk hikayesi ni konu alan bir roman

Bu kitap benim için çok değerli lütfen okurken içtenlikle okuyunuz

Mafya olan Damien`in Sun jin`e olan düşmanlığının yavaşça aşka doğru ilerlemesinin anlatıldığı bir kitap

Alya genç yaşta babasının ölümünün ardından İstanbul yeraltı dünyasının en güçlü mafya liderlerinden olmuştur. Soğukkanlı acımasız ve zekidir.ancak en büyük düşmanları babasının eski dostlarıdır. *Onun ölüm emrini veren gizli bir konsey* Alyanın en güvendiği kişi ise Ateş,çovukluğundan beri yanında olan her sırrını bilen ve her tehlikede onu koruyan sadık korumasıdır. Ama Ateşin içinde bir sır saklıdır:o yıllardır alyaya aşıktır. Bir gün alya düşmanlarından intikam almanın zevkiyle odasında uyurken Ateş artık dayanamaz ve onu kaçırır. "PEKİ BUNUN SONU NE OLACAKTIR". "BENİ SENİ SEVMEMEKLE SUÇLAYAMASSIN SEN YATAKTA O KADINLA YATARKEN BEN SENİN İÇİN CANIMI VERİYORDUM"

"ONUNLA İLK BAKIŞIMIZIN KESİŞMESİ FIRTINANIN ÇIKMASI BUZLARIN ERİMESİ GİBİ BİR ŞEYDİ" ...

Benim yaşama sebebim buydu. Ben maelle Kendi şarkılarımı kendim yaratacaktım.

SON NEFES Ela taş > “Bazı yaralar görünmezdir. Bazı sevgilerse… bir ömrü yakar.” Ada, 16 yaşında. Sevgisizliğin ne demek olduğunu, daha çocukken öğrenmişti. Ne annesi sarıldı ona doya doya, ne babası "iyi ki varsın" dedi. Her sabah uyanırken eksik, her gece yatarken fazlaydı içinde taşıdığı acılar. Sonra Bora geldi. Sessiz, yaralı ama güçlü bir çocuk. Onu herkes sustuğunda dinleyen, düştüğünde arkasında duran… Ve sonra Berat geldi. Her şeyin karardığı o an. Antalya`nın ıssız sahilinde bir mağara… gözyaşları, fısıltılar, sarılmalar ve ilk defa "anlaşıldığını" hissettiği anlar. Ama hayat herkese mutlu son yazmaz. Bu roman, bir aşkın sadece kalpte değil, tenin en derin yerinde nasıl iz bıraktığını anlatıyor. Sevmenin ne kadar acı, acının ne kadar derin olabileceğini... “Son nefesini birine verirsen, yaşamak ondan ibaret olur.”

14 yaşındaki alisa okulun ilk günü bahçede otururken yanına Bartu adındaki okulun en yakışıklı çocuğu gelir ve alisanin yanına oturarak onunla tanışmak ister.... Daha fazla spoiler vermeden hikayeye gecelimmm. 💖🎀💐

Solunda duran adama baktı kadın bahar gözlüm diye sevdiği bu hayata sevgiyi öğreten adama aynı gözler ile bakıyordu yıların ondan olamadı aynı duygular ile bakıyordu kendisine ama pişmanlığı da katmıştı o gözlere uzatmış elini tut bitsin hasret ile bakıyordu gözleri " Tut Dilam tut ki yetsin bu hasret dindir kabimdeki ağırı " Dilan`ın yıllarca bekledi an gördü rüya değil miydi her gece eti duva her sabah düşledi an şimdi niye acıyordu canı, olmuştu istedi sevdi uzatıyordu elini her gece cennetim diye gördü gözler her zaman bir umut bekledi ışık değil miyidi Dila sağında duran adama baktı kendisine yuva olmuş sahip çıkmış korumuş ve sevmiş olan gözlerinde hep gördü korku ile bakıyordu hep giderm diye korkan mavi gözler ile bakıyordu bana ama gitmemem için yalvaran gidersen kızmam ama çok canım yanar diyordu ağızında dökülmeyen ama gözlerden okunan "Gitme Zeynep`im bana geldin çok bekledim ben " Solunda sevdi adam her düşünü kurdu her gece duva eti Alparslan Sağınd karşlık beklemeden onu seven minnet borçlu oldu Hazar Ben Dila ben Alparslan`ın Dilası kalp ağrısı olan Dila Ben Zeynep Hazar`ın Zeyneb`i ona yuva olan Zeynep Ne Alparslan Sevda ola bilen ne Hazar yuva ola bilen ne Dila ola bilen ne Zeynep ola bilen arafta kalmış Zeynep Dila

Harika, şimdi anladım tam olarak ne istediğini! Kitabın tamamını değil, konusunu anlatan, okuyanı içine çeken ama gizemi bozmayan bir tanıtım metni hazırlıyorum. İşte “Sarı Çizgi” için doğrudan konuyu özetleyen, duygusal ve çekici bir açıklama: --- Sarı Çizgi Lina, hayatını sakinlik ve doğruluk üzerine kurmuş genç bir kadın. Aşkı masallarda bırakmış, duygularını ise kalbine gömmüş biri. Aras ise dışarıdan bakıldığında her şeyin sahibi; başarılı, ünlü ve herkesin tanımak istediği o adam. Ama iç dünyasında, kimseyle gerçekten bağ kuramayan, yorgun bir kalp taşıyor. İkisi de kendi isimlerinden, kimliklerinden uzak; sahte hesaplar üzerinden tanışıyorlar. Gün geçtikçe mesajlaşmalar derinleşiyor, kelimeler yakınlaştırıyor. Ve tanımadan tanımanın verdiği o tehlikeli çekim, bir gün gerçeğe dönmek zorunda kalıyor. Ama sahte isimlerle başlayan bir bağ, gerçek duygulara dayanabilir mi? Peki ya hayatları birbirine hiç beklemedikleri kadar bağlıysa? "Sarı Çizgi", iki yabancının satırlar arasında başlayan tanışıklığının, gerçeğe ve aşka evrilme hikayesi. Kimi zaman eğlenceli, kimi zaman yürek burkan… Ama her cümlesi içten, her duygusu gerçek.

Efsu`nun hikayesi her şeye istanbulda doktorluk görevine devam etmesiyle başlamıştırr. İYİ OKUMALARR..

Geleneklerle modernliğin çatıştığı doğu topraklarında, güçlü bir aşiret ağası Boran ile özgür ruhlu Ahu’nun tutkulu aşkı başlar. Zorlu engelleri aşmaya çalışırken, kalpleri gerçek sevginin gücünü keşfeder.

Asmin hayatın da tüm erkeklerden nefret eden bir kız. Ama bir gün beklemediği bir anda birine aşık olur....

Serserim mi? Zorbam mı?

Sosyal fobisi olan bir kadın, ona dokunmaya korkan bir adam. Ondan sürekli kaçan bir kadın, soluğu sürekli onun yanında bulan bir adam. Hikayeleri en fazla ne kadar derine inebilir? Dışarıdan ne kadar aydınlık görünsede, içinde karanlıkla boğuşan Ahu, karanlığa sürgün edilir ve o karanlıktan istese de çıkamaz. Yine karanlık bir gecede, tüm çaresizliğiyle denizin kenarında oturan Ahu, hiç tanımadığı bir adama kendini açar. Adam o günü unutmak istemez ve kadını araştırmaya başlar. Aylar sonra tekrardan bir araya gelen, Ahu ve Kaan`ın hikayesi en fazla ne kadar ileri gidebilir? ________________________________________ "Ben yaralı bir kızım! Kendime bile iyi gelemiyorken, sana cehennemi yaşatmaktan başka hiçbir şeye yaramam... " "Ben seninle cehennemi bile yaşamaya varım, Ahu. "

Açıklama sonra gelecek

Bir kaçırılma hikayesi

Nurbanu gürles ve sadece şunu söyledi "Ölümden korkmak insanlara göre zayıflık ama Yaşamak insanlara korku" dedi

Öldürmek için kızın peşine adamlarını takan Uğur Aytaç sonradan öldürmeye çalıştığı kadına aşık olur