Okurken Ağlarsın korkarsın ...

Amerika`nın en büyük Savunma sanayi şirketlerinden biri olan Brandlay şirketinin kurucusu olan Martin brandlay ve Deniz Brandlay çifti`nin ortanca çocuğu olan Demir brandlay azılı bir katildir. Ailesinden saklayan demir`in barda başına büyük bir bela gelecektir. Ama bu bela tatlı bir beladır. Demir, o tatlı beladan kurulmak isterken tatlı belasına aşık olacaktır. Yazım yanlışları için özür diliyorum 🙌

Helin 20 yaşında bir kız çoçudur bir erkek kardeşi birde abisi var 13 yaşındayken babasını kayp ettti. Annesi kanser hastalığı olduğu için küçük yaşta çalışmak zorunda kaldı. Helin kafede çalışyordu kazandığı paraları kendi ünüverstesi ve annesi hastalığı için harcıyordu. Abisi Alaz başka bir ülkede polisiye okuyordu. Kardeşi Ayaz ise yazılımcı lise üç okuyordu. Helin erkek ile büyüdüğü için biras erkek gibi davranıyor ama yinede çok hassas biri. Helin hayatını nasıl devam edeceğine beraber okuyalım

"Hani saklamıştın beni?"diye sordum hüsrana uğramış bir şekilde,omuzlarım çöktü."Saklayamadın beni." "Seni sakladım,seni ruhumda sakladım. Seni karanlığımda sakladım ki, Vefadar.." dedi bana doğru eğilip göz yaşlarımı silerken,"Beni hep aydınlatasın..."

"Beste yazmak çok zormuş asla olmuyor" Dedi Işık bitkinlikle kafasını kaldırdı ve onu gördü "Ekrana bakıcaksın Ayaz gözlerime değil" Dedi "Sana bakarak ilham alıyorum Işık" Dedi büyülenmiş tonundaki sesiyle...

"Beste yazmak çok zormuş asla olmuyor" Dedi Işık bitkinlikle kafasını kaldırdı ve onu gördü "Ekrana bakıcaksın Ayaz gözlerime değil" Dedi "Sana bakarak ilham alıyorum Işık" Dedi büyülenmiş tonundaki sesiyle

"Beni zorla aldılar.O, beni almak için herşeyi yapmaya hazırdı.Ama ben, ona asla teslim olmayacaktım." Zorla evlendirildik. Bir anlaşma.Bir aile çıkarı, bir yemin... Ve bir kadın,bir adam, birbirlerinden nefret ederken birbirlerine zorla bağlı kaldılar.Ama kimse, birinin kin tutarken diğerinin aşkı nasıl içinden geçecek hesaplayamazdı. O gün bana nefretle baktı. Ve ben ona her gün kırgınlıkla gülümsedim. Ama bir süre sonra , nefretin ne kadar yakın olduğunu farkettik. O gözlerdeki öfke, zamanla arzuyla karıştı Aşk bir tuzaktı. Nefret, bir savaş... Ama şimdi, birbirimizin içine düşmekten başka çağremiz yoktu. Bu bize oynan oyundu, Ve biz bu oyunda birer piyondu. Söyle şimdi sevdiğim, bu oyunu kim kaybedecek?

Śimdi hunu yazmicam

16 yaşında işlediği cinayet yüzünden yeraltı dünyasına adım atan Rümeysa Soykan, yıllar sonra karanlık bir örgütün lideri ve acımasız bir seri katile dönüşür. Devlet tarafından onu bulmakla görevlendirilen yüzbaşı Baran Ertürk, Rümeysa ile karşılaştığında emirlerle vicdanı, görevli duyguları arasında sıkıştı. Ancak bilmediği bir şey vardır: Rümeysa yalnız değildir. Baran`ın en yakın arkadaşı aynı zamanda Rümeysa`nın abisi olan Üsteğmen Barış Soykan ile. Rümeysa`nın çocukluk arkadaşı Astsubay başçavuş Melisa Sönmez de baran`a yardım ederken, karşılarına güçlü ve tehlikeli iki düşman vardır: Tugay Yıldırım ve Giray Kaçar. Bu ikili hem devletin hem de Baran`ın düşmanı; ama aynı zamanda Rümeysa`nın sadık müttefikleridir. Aşk mı galip gelecek, yoksa karne yazılan kader mi? İhanetle yoğrulmuş bağlar, geçmişten gelen sırlar ve kurşun gibi ağır kararlar arasında, her biri kendi sonuna biraz daha yaklaşmaktadır...

Mevsim ve civanın bir aşk hikâyesi ama bu harika giden aşk civanın babası Ali Arslan işlediği günahlardan dolayı alt üst olur

"Yüzüğü takacak parmağı olmayan bir kadınla evlenmen imkansız." "Ben Baran Doğan, imkansızlara bayılırım." 🥊⏳🕯️ Çocukken babası tarafından tecavüze mağruz kalmış,şiddet görmüş,terk edilmiş,okuldan Alı konmaya çalışılmış,sürekli baskı görmüş bir kadın.Sizce ilerde ne olabilir?Büyük ihtimalle çoğu kişi çocuklara değer veren kendi çocukluğu olmadığı için diğer çocuklara iyi bir çocukluk vad eden bir öğretmen diye düşündü. Hayır. Adalet için her şeyi yapabilecek, gözü kara,korkusuz,vatan uğruna canını verebilecek bir Mafya.Yani hem mafya hem katil.İşte karşınızda size diğer seri katilleri unutturacak o asil kadın Elisa Sezen. Ve tabii birde sonrasında iş birliği için gelecek olan Baran Doğan var. İkiside aşka inanmayan çok zıt insanlar.Aynı "Ateşle barut gibi." Fakat onlar birbirlerini tamamlayan zıt insanlar. Hadi o zaman başlıyoruz. (Dikkat içinde fazlası ile kan,vahşet,tetikleyici sahne,küfür veya olabilir.Eğer bünyeniz kaldırabilecek ise okuyun.)

Okula yeni gelen genç vampir bir güzellikle tanışır ve macera devam eder

Ailesinin ölümünden sonra giyim fabrikası işlettiği ni sandığı dayısı ile yaşayan Ildız savcının Altay lâ bir kavga esnasında tanışmasıyla başlar . Fakat ıldızın bilmediği bir şey vardır tanışmaları bile planlıdır Altay sayısını araştırmak için gönderilmiş bir ajandır...

Asya adında bir kız ailesinden uzak ama içlerinde yaşayan biri idi

Bir hançer kadının kalbinde, hançerin sapı adamın elinde.

Kısacası açıklama yok.

umarım kitabı beğenirsiniz iyi okumalar

Saba Serçin tek başına bir aşk’ın pençesine düştü… Çırpınıyor çıkmak için. Peki ya o gerçekten aşk mı? Yoksa aşık olduğunu mu sanıyor? Ya başka biri varsa, onu bekleyen ve aşkı ile sarmalamak isteyen, gizliden gizliye yüreğinde sevdasını büyüten başka biri varsa? O zaman ne yapacak? Kimi seçecek? Peki ya seçimi o mu yapacak, yüreğimi? Bu yolculukta Saba her şeyini kaybedecek, kimliğini bile…

Alin`in hayatını kurtaran aşiret ağası Barlasın Aline aşık olması

Küllerden doğan bir aşk, yıkım getiren bir savaş... ve ikisinin gölgesinde yazılmış bir kader.

"Aynı Toprak, Aynı Ateş..." Asena, İstanbul`un karmaşasında büyümüş ama Karadeniz`in kanını damarlarında taşıyan inatçı, asi ve gururlu bir kız. Gözlerden uzak tuttuğu geçmişinde güçlü bir Karadeniz aşiretinin torunu ama kimse bilmiyor .Okulda sadece derslerle değil, kendisi gibi kendiyle savaşan biriyle de sınanıyor: Yiğit, genç ve karizmatik bir öğretmen. Sıradan başlayan sohbetler, bir anda ortak köklere, gizli hikâyelere ve bastırılmış hislere dönüşüyor. Herkes onlara "yasak" derken, kader "tam zamanında" diyor. Ama geçmiş, kolay kolay peşlerini bırakacak mı?

Aşkın ve imkansizligin caresizligin bir arada olduğu mendillerinizi hazilrayin

Ah bu sevdaluk AH BU SEVDALUK BE

Buenos Aires’in gece yarısı, Bir şehir ki, her köşesi gizem ve tutku kokar. Dar sokaklarda yankılanan ayak sesleri, Sadece dansın ritmini değil, saklanan sırları da taşır. Orada bir kadın vardı. Adını unutturmuş, geçmişini gömmüş, Ama kaçamadığı bir gerçekle, her adımında yüzleşen. Her bakışı bir bilmecedir; Her dokunuşunda ölümün soğuk nefesi. Ve sahneye çıktığında, hayatın en tehlikeli dansını yapar. Son Tango Suskunlukla örülmüş bir sır. Ve kaçışı mümkün olmayan bir ritim.

İki gencin birbirine yanlış bir şekilde bağlanıp felaket yasamasi