Bazen elinde hiç bir şey kalmaz ve bir kalem yada müziklere sığınırsız... Ki inancım gereğinede herzaman Allah`a sığındım belki bazen o anda cevabı gelmez ama geçen saatlerde ,saniyelerde yada yıllarda o duanın, sığınmanın karşılığı olduğunu fark ederiz işte o an ki her zaman insanı ayakta tutuyor... Bır hayat meselesi...

dünyada binlerce güzel kokulu çiçek vardır,peki ya bataklık çiçekleri? doğduğunda ailesi tarafından yetimhaneye bırakılan bir kız çocuğu Nilüfer,her zaman kalbinde buruk bir sevgiyle büyümüştür. bir gün ailesini bulacağı umuduyla yaşadığı şehirden taşınıp başka yabacı olduğu bir şehire gelmiştir,kalbindeki yaraları hiç kapanmayacaktı. gerçeği öğrenmek , onu terkeden ailesini bulmak istiyordu, bu süreçte gerçek aşkı karşına çıkacaktı. kim bilir belki birisi ansızın karşınıza çıkar ve tüm yaralarınızı sarar...

Bazı duygular ölmez, sadece derinlere gömülür. Nisan, iç sesini susturmuş, hayatla arasına görünmez bir perde çekmiş bir genç kadındır. Hissetmekten çok düşünmeye, yaşamaktan çok izlemeye alışmıştır. Ta ki bir gün, kütüphanede tanıştığı küçük bir çocuk, kelimelerin arasından uzanıp onun sessizliğini çatlattığında... ‘Belki’ kelimesi, Nisan için sadece bir ihtimal değil; suya düşmüş bir umut, karanlıkta parlayan bir kıvılcım, kalbin en kuytusundaki yaşam belirtisi olur. Bu hikâye, yavaşça açılan kalplerin, geçmişin yükünden sıyrılarak geleceğe akanların ve en çok da ‘belki’lere şans vermeyi seçenlerin romanıdır.

Kitap kapağındaki resim kapak olarak değilde poster olarak söz ardı edilebilir🤗 Kitap tesadüften doğan bir aşk hikayesi iyi okumalar💗

Efsun, adım attığı yeni işinde, hayatını baştan sona değiştirecek biriyle karşılaşacağını bilmiyordu. Arven… Soğuk, ulaşılmaz, ama gözlerinden sakladığı karanlıklarla örülü bir adam. Efsun’un inadıyla Arven’in öfkesi çatışırken, aralarında doğan çekim ikisini de tehlikeli bir yola sürükleyecekti. Gerçekler ortaya çıktığında, aşk mı kazanacak yoksa sırlar mı?

Küçüklüğünde çocukluk aşkı onun yüzünden ölüme sürüklenen Elif Naz, gelecekte hiç düşünmeyeceği ve beklemediği birşeyle karşılaşır.

Hayal ile yaşayan bir gencin kafasından geçen seneryoları konu alır.

Bakıcı olarak işe alınan AsilAy, hayatında tahmin edemeyeceği şeyler yaşar. Sert patronuyla bir yandan uğraşırken diğer yanda minik bir canavarla baş etmek zorunda kalır. Macerası bir türlü bitmeyecek olan AsilAy, aksiyonlu ve aynı zaman da ufak komedilerin içinde de kendisini bulacaktır. Ve sert zalime olan aşkı da elbette…

Gerçek olaylardan esinlenerek yazılmıştır.

2 kardeş gibi olan yakın kız arkadaşın yaşadığı normal olmayan olaylar...

Küçük yaşta annesini kaybeden Sare hayata tutunmaya çalışırken karşısına belki hayattaki tek şansi belkide hayatının en berbat insanı ile karşılaşır bu adam hakan paladır

yol planladığın yere değil yazıldığı yere gider...

Ben 21 yaşında olan psikoloji bölümü üniversite 2. Sınıf öğrencisiyim.

17 yaşında olan Kübra Çolak ailesiyle birlikte Yakubiler Cemaat`ine bağlıdır. Cemaatin önde gelen ailelerinden birinin kızıdır. Bir gün, Kübra ve yakında cemaat şeyhi olacak adamla(25) evlendirilmek zorunda kalırlar. Fakat her şey çok karışık bir şekilde ilerler. Şeyh olacak kişinin ani ölümü, Kübra`nın evlenmesine engel olur. Kübra bir yandan, bağlı olduğu cemaatin sarsıntılı ölümüne üzülürken, bir yandan da evlenemeyeceği için mutlu olur. O sırada ölmeseydi şeyh olacak kişinin 22 yaşındaki kardeşi, Araf Dumlu, Kübra ile evlendirilmek zorunda kalır. Kübra, okuduğu liseyi evleneceği için bırakmak zorunda kalırken okulundaki öğretmenler bu durumdan hiç hoşnut olmaz. Ellerinden bir şey gelmeyen öğretmenler ve şeyhin ani ölümü bir ip gibi birbirine bağlıdır. İnancın ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Araf, Kübra`ya karşı acıma ve merhamet hissetmeye başladığında iş işten geçmiştir. Kimse, kimseye inanamıyordu. Herkes bir sırrı saklıyordu ve bazı şeyler yalanlanıyordu. Araf ise bunların ortasında birine inanmak zorunda kalır. "Ben Allah`a mı inandım, yoksa bana Allah`ı anlatanlara mı?"

Hello umarım bu kitabımı da beğenirsiniz

Deneme kitabıdir

Deneme kitabıdir

Güz aytuna hayatını aşka kapatmış ve kendini ressam olmaya adamış bir kızdı,hayatı hep aynıydı. ama bir gün hiç beklenmedik bir anda o taştan kalbinin kapılarını açabilecek bir adamla karşılaşabileceğini bilmiyordu...

Bir grup öğrencinin devlet okulundan özel okula geçmesi

Her iyiliğin içinde bir kötülük her kötülüğün içinde bir iyilik vardır.

İlk kurgum umarım hoşunuza gider iyi okumalar😻

“Beni unutma olur mu” derken sesim titriyordu ama bunu o duymadı.

Yaş farkı Üst komşu asker Alp soğuk sert Suzan sıcak yumuşak

Siz hiç, yıllardır arkadaşınız olan biriyle ayrılmak zorunda kaldınız mı? Efsun ve Alparslan, birbirleriyle geçirdikleri yedi yılın ardından mezun oldukları gün birbirlerinden ayrılmışlardı. Ya da onlar öyle sanmıştı; çünkü onların kaderleri çoktan birbirlerine yazılmıştı. Yıllar sonra tekrardan karşılaştıklarında, Efsun küçüklüğünden beri istediği mesleği kazanmış, asker olmuştu. Alparslan ise küçüklüğünden beri özenerek öğretmenlerine bakarken, kendisini müzik öğretmeni olarak bulmuştu. Araya yıllar girmesine rağmen kader, onları tekrardan aynı şehirde bir araya getirmişti. Eğer onların hikayesini merak ediyor ve kendi içinizden size hitap ediyorsa, sizi yazdıklarıma bir şans vermeye davet ediyorum. Bu, benim yazmış olduğum ilk eserim. Lütfen bazı mantık hatalarını ve yazımın basit oluşunu affedin. Yazdıkça dilimin gelişeceğine eminim. Ve bu kitabı yazmam için bana ilham getiren, ilkokul ve ortaokulu beraber okuduğum S.`ye... Seni hâlâ unutmadım. Mezun olalı iki yıl oluyor ama biz, başka bir evrende çok mutluyuz ve beraberiz. Hâlâ arkadaşız; yan yana olmasak, görüşmesek bile... Senin gibi bir arkadaşım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. İyi okumalar.

Bir düğünle başlayan kabus henüz çok küçükken zorla evlendirilen Elif kaderin suskun duvarlarında boğulurken tek çıkışı bir yabancının gözlerinde aradı ama her aşk özgürlük getirmez bazı aşklarda kanla yazılır bir konağın sessizliğinde yankılanan çığlıklar bir ölünün ardından kalan sırlar ve kurulan planlar Elif ve Yusuf`un hikayesi sadece bir kaçış değil bir hesaplaşmaydı çünkü bazen yaşamak için öldürmek gerekebilirdi