Aşk ölüm suç

Herkes huzur içinde uyuyordu. Onlar hariç. Onlar, Ölüm Oyunu. Önlerine çıkan tüm engelleri, tuzakları ve akıl almaz zorlukları aşmayı başarıyorlardı. Peki, kimdi bu Ölüm Oyunu? Neyin peşindeydiler? İnsanlardan ne istiyorlardı? Asıl amaçları neydi? Ve en önemlisi, neden kimse onları yakalayamıyordu? Onlar sıradan insanlar değildi. Tüm dünyadaki kadınların güçlü, yenilmez ve neler başarabileceklerini göstermek istiyorlardı. Ama işler çığırından çıktı... Bu oyun, onların tüm hayatına mal oldu. Kuralları basitti ama bir o kadar da zordu: Kimseye güvenme, en yakınına bile. Konuşmaya başladığında durmayı bil, yoksa ezilirsin. Ve en önemlisi: Hastana asla âşık olma. Aksi hâlde, bu kumarda kaybedersin. Ve bu, hiç de iyi sonuçlanmaz. Şimdi sana bir soru soruyorum. Evet mi, hayır mı? Hayır diyenler gidebilir. Biz yolumuza yalnızca “evet” diyenlerle devam edeceğiz. Artık geri dönüş yok. Bir oyuna girdiniz ve bu oyunu kazanarak kadınların gücünü göstermeniz gerekiyor. Bakıyorum da... Hazırsınız. O hâlde 1... 2... 3... Ve oyun başlasın. Hepinize kolay gelsin. Unutma! Sakın ama sakın hastana âşık olma... Yoksa oyunu kaybedersin.

"Ne oldu?" diye sordum korkuyla. Son dakika birşey çıkmıştı işte... Al başına belayı... "İstemediler mi Fatma`yı?" diye sordum. Esma abla kapıyı kapattıp yatağa doğru yürüdü yanıma oturduğunda, "İstemesine istediler de Fatma`yı değil seni istediler!" dedi karşısında ki kapıya boş boş bakarak. "Ne..." dedim boş bulunup ama gerisi gelmedi. Ne demek beni istediler? Adam yüzümü bile görmedi nasıl beni isterler. "Şaka? " dedim olmadığını bile bile... Kapıdan içeri bir hışım giren yengem ile şaka olmadığına emin oldum. "Kalk bakalım gelin hanım!" dedi sinirinden alaya vuruyordu "Koskoca Karacahanlar`a gelin gidiyorsun şu haline bak!" dedi üstümü başımı düzeltmeye çalışarak.

İnsanlar rüyalarında başka birinin zihnine geçebiliyor ama bu geçiş bazen geri dönülemeyecek kadar karmaşık hâle geliyor.

Ülkenin en tehlikeli mafyasıyla zorla evlenen Derin acaba şimdi ne yapacak?

𝒀𝒂𝒏 𝒐𝒅𝒂𝒅𝒂𝒌𝒊 𝒌𝒂𝒗𝒖𝒔𝒎𝒂 𝒉𝒊𝒌𝒂𝒚𝒆𝒔𝒊...

Ailesi tarafından ders baskısı ve şiddet gören Hafsa bir gün boş yere hiç olmadığı kadar canı yanınca kendine gülümsemeyi yasaklamıştır. Bu olaylardan etkilenmiş ve dört farklı iç ses oluşturmuştur, oluşturduğu iç seslerle konuşmaya başlamıştır. Peki yeniden gülümseyebilecek miydi?

kendisini satın alan adam dan kaçarken kendini bir ormana atar ormanın derinlerine doğru koştuktan sonra biraz daha ilerler ve dolunay ışığında ilerde bir şey olduğunu fark eder... S-sen de kimsin D-D-Dokun maaaa Gene aynı ıslık. Allahım kurtar. Keşke ölmeseydin radnayaa seni seviyordum ben. Bu kitap aşk,intikam,katliam,cinayet, gerilim, gizem ve korku gibi şeyler yer almaktadır

Oya ve Kaan. Aynı sınıfta olan farklı öğrenciler. Oya sert, asi ve kararlı, Kaan dürüst, sadık ve ileri görüşlü özellikleriyle tanınır. İki karakter aynı sınıfta ama, ya birbirlerinden yeni haberdar olurlarsa? 4.kurgum Ay Yüzlüm- Yarı Texting sizlerle. Bu sefer Son Yaz dizisine bağlı değil merak etmeyin. Diğer iki kitabımda kurguyu Son Yaz ve Baht Oyunu dizisinden esinlenerek oluşturmuştum o yüzden derin nefes alabilirsiniz, bu kurgu bir diziden değil. Aksine benim hayatım boyunca yanımda kalacağına inandığım birinden yola çıkılarak yazıldı, yazılıyor. O kendini biliyor, burada söylememden belki rahatsız olur fakat onu sevdiğimi asla unutmamasını diliyorum. (🌕) Diğer ilk üç kitabım: Ölmek İstemiyorum Son Yemin -Aşk Hikayesi- İsimsiz Gözler -Texting- Kitaplarıma da göz atmanızı dilerim. Onlardan gelenlere de hoşgeldiniiizzz. İYİ OKUMALAAARRRRR

aşk tesadüfleri sever

Gerçek ailem kurgusudur, Kızımız bir 5 kişilik bir kız grubuna dahildir.Bu kızlarımız hem pop tarzı şarkılar çıkartır hemde şarkılarla dans eder. Loressima

2 yaşında geçirdiği havale sonrası, dünyayla arasına bir sandalye değil; bir sessizlik örüldü. 22 yaşına geldiğinde, hayat ona aşkı da, dostluğu da hep uzaktan gösterdi. Okumayı kendi öğrendi. Yazmayı kendi çözdü. Ama kimseye "ben de sevebilirim" diyemedi. Çünkü aşk onun için hep… imkânsız gibi görünüyordu. Ta ki bir gün, onu gözleriyle değil, kalbiyle gören biri çıkagelene kadar.

Büyük bir aşerit ailesinin kızının hikayesi

"Ölmek, yaşamaktan daha cazip geliyor."

Karanlığa teslim olmuş bir dünyada, adları kanlı harflerle yazılmış katiller. Bir yanda işinin ehli olan bir adam, diğer yanda kimsenin izini bile süremediği gizemli bir kadın Adı, geçmişi, kimliği ve benliği karanlıkta kalan L ve onu öldürmesi için görevlendirilen Gece. Bu kez yalnızca kurbanını infaz etmek için değil, kendisiyle olan iç savaşının cevabını bulmak için çıktığı bu yolda daha önce kalmadığı durumlarla karşı karşıya kalıyor. Gördüğünüz her yüz bir sır, duyduğunuz her ses bir yalandır. Gece için tek gerçekse ölümün kaçınılmaz olduğudur ve bu kez eski dostu ölümle uzun bir göreve çıkmaya hazır...

Aşık olduğun kişiyi o kadar iyi tanıyor musun?

Bir yanda yakışıklı ama sorumluluklardan kaçan bir çapkın... Diğer yanda güzelliğiyle baş döndüren, kuralları olan bir genç kadın... Aileler, kankalar, yanlış anlamalar ve bolca kahkaha... Peki bu karmaşadan gerçek bir aşk çıkar mı? Hazır olun, çünkü bu hikâyede kimse göründüğü gibi değil! uzun Eğlence, sürpriz ve merak bu sayfalarda sizi bekliyor! ÇAPKINLIĞA TÖVBE 📌 Sınır yok. 📌 Her gün yeni 1 bölüm. 📌 Eğlence katlanarak geliyor! Hazır mısınız?

Orta Çağ’da geçen bu hikâye; aşk, ihanet, sırlar ve savaşlarla örülü bir yolculuk olacak. Duygulara ve zihninizin en derinliklerine inmeyi hedefliyoruz. Büyük hanedanların yönettiği altı diyar, bazı isyancıların başkaldırısıyla şiddete ve zulme maruz kalır. Bu karanlık günlerin sona ermesi için verilen fedakârlıklar, üstlenilen sorumluluklar ve gösterilen kahramanlıklar; hikâyenin temelini oluşturacak. Bu yalnızca bir savaşın hikâyesi değil, aynı zamanda kalplerin ve karakterlerin sınandığı bir destandır.

Yıldız sadece 23 yaşında bir kızdır. Öğrendiği şeyler ise onu tam anlamıyla sarsar. Çünkü yıllarca yanında yaşadığı ve ailesi olarak bildiği kişiler aslında Yıldız`ın gerçek ailesi değildir.

Kim isterdi ki bile bile yanacağı bir ateşe atlamak? onu bıçaklamak için her zaman arkasında duran bir kadına hangi adam gözü kapalı güvenirdi? Akıl karı mıydı? Ama o istedi... Onu yakacağımı bile bile, içimdeki nefretin sönmeyeceğini, aksine zamanla ikimizi de kül edeceğini bile bile. Kendini yakmıştı, ama yanarken beni de beraberinde götürecekti. Bu ateşten ne o ne de ben kaçabilecektik. Küllerimiz savrulacak ve biz huzur bulacaktık.

Babasının ölümünden sonra hayatı alt üst olan Elda başına geleceklerden habersiz bir boşanma davası alır.

Anne ve babası yakılarak katledilen bir gencin intikamını anlatmaktadır

“Kim olduğunu unuttuğunda… kimliğini bilinçaltın yazmaya başlar.” Gökay sıradan bir gençti—en azından dışarıdan öyle görünüyordu. Ta ki bir gece, kendi yansımasına yabancı bir gözle bakana dek. Şimdi kimse emin değil: Uyanan hâlâ Gökay mı, yoksa bastırılmış karanlığın ete kemiğe bürünmüş hâli mi? İçsel parçalanmalar, bölünen hafıza, kırılgan aile bağları ve geçmişin suskun çığlıkları arasında, kimlik denen aynanın çatlaklarında yürüyen bir karakterin psikolojik çöküşüne tanık olmaya hazır mısın? Hayat, görünenden ibaret değil. Ve bazen… en büyük yabancı, kendi zihninde yaşar.

“Ben pazarlık masasına oturtulacak bir değer miyim? Babamın son zarına yazılmış, üzerine viski dökülmüş bir ismim sadece? Benim adım Alara Derun… Ama artık bir ismim bile yok, çünkü o gün beni bir anlaşma zarfına mühürlediler.”

Adamın sözünü bitirmesine izin vermeden dudağına yapıştım.Allah`ım ne yapıyordum ,sarhoşluğun etkisiyle.Ama bırakamıyordum,çünkü öyle bir hazzı vardı ki bırakmak elde değil.Adam beni itti,bende hemen koşup kaçtım.