Gece gök gürültüsüyle uyandım ve camlar çatlamaya başladı

Oğulcan pınar yiğit umut beste irem 6 arkadaştır birgün gittikleri kampta başlarına gelen olaylarla hayatları bir anda alt üst olacaktır!!! ORMANLARIN GIZEMINE HOŞ GELDINIZ...

İnsan düşünmeyi bıraktığında hayallerine kavuşur. Ama o hayaller bazıları için kabusa dönüşebilir…

Defne ailesi tarafından terk edilmiş ve yetimhanede kalmış bir kız birgün yetimhaneden evlatlık alınır ve alındığına bin pişman olur...

Bir çocuk ve ailesi hava limanında kayboluyor kitabı okuuuu

Okuyunca daha iyi anlayacaksın.

Bu benim ilk kitabım umarım beğenirsiniz

İlk kitabım umarım beğenirsiniz

Oturduğum masanın karşısında bana tatmin olmuş bir gülümseme yolladı. Elindeki puronun dumanı her yere yayilsa bile bunu umursamıyordu. Üst üste attığı bacakalrini indirdiğinde bana doğru eğildi. "Aferin benim hırsızım şimdi artık yanımda yer almaya hazırsın." Hedefime ulaşmıştım. Kendimden emin bir baş selamı verdim. O da memnun bir şekilde arkasına yaslanıp purosunu tekrar çekip keyifli bir şekilde şanını üfledi.

okuldaki zorbalık

Harika, kitabını yayımlayacak olm --- Gerçeklerin Yüzü – Tanıtım Yazısı Geçmişin izleri, bugünün karanlığında yankılanırken… Gerçeklerin yüzü, en çok gözlerden saklanır. Duru, hayatını altüst eden bir sırrın peşine düştüğünde, karşısında sadece karanlık bir örgüt değil, kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır. Emir ise, geçmişin gölgesinden gelen bu cesur kadının yanında durmaya kararlı. İkisini birbirine bağlayan şey sadece tehlike değil… bir zamanlar yarım kalmış güvenin, yeniden doğan duyguların ta kendisi. Bir defter. Bir ihanet. Ve gölgelerin arasından gelen bir isim: Yusuf. Aşk, gerilim ve çözülmeyi bekleyen sırlarla örülü bu hikâye, sizi ilk satırdan son noktaya kadar soluksuz bırakacak. Gerçek bazen sadece bir bakıştadır... ama her bakış, her zaman doğruyu söylemez. Gerçeklerin Yüzü – Gözler aldatabilir, ama kalp asla yanılmaz. -

Bir topluluğa zorla sokulna Mila o toplumun çeşitli görevlerini yapma zorundadır bu görevlerden ilk görevini yapan Mila polisler tarafından aranmaya başlar.

Selam, ben Gece. Gece Kaya. Arkadaş çevresi çok geniş olan bir kızım. Yine her zamanki gibi bir okul günüydü. Arkadaş grubumla arka bahçede ki yerimize gitmiştik ama bir sorun vardı...

Kan ve paranın içinde yüzen bir aileden geliyorum, aynadaki yansımamda dahi hissettiğim kalpsizlik bana babamdan miras. Bu hikaye, benim kendi ellerimle alt üst ettiğim belki de en başından beri içinde hiç dürüstlük olmamış olan bir hikaye. İhmal edilmiş, parayla doyurulan çocukluğumu alkolle uyuştururum. Bazen gönlünü yeni arabalarla alırım bazen de sarhoş bakışlarla ağlamasını izlerim. Kalbini kaybetmiş, parasıyla insanları askeri yapan bir adamın kalpsizliğini miras bıraktığı aptal kızıyım. Kırıklıklarımı alayla örtbas eder, kötülerle eğlenirim. Ben Kainat Kızılkaya`yım. İstanbul gibi büyük bir şehrin en acımasız mafyasının kendisi gibi kendini kaybetmiş kızıyım. Benim hikayemde dram yok, elimde olmayan şeylere ağlamak benim kalemim değil. Hayatım boyunca çok senaryo kurdum kafamda, ailemden alamadığım ilgiyi bana verecek bir beyaz atlı prensti belki de aklımdaki. Sonralarda ümidimi kaybetmiştim, çünkü bu dünyada herkes çıkarla bağlıydı birbirine. Ve benim elimde herkesin isteyeceği kadar çok güç vardı. Benim bile kullanmaya zahmet etmediğim güç için yoluma halı olan, beni babamdan çalmak isteyen çok adam vardı. Fakat beni gerçek anlamda çalan hırsız hepsinden farklıydı. Yaman Haris Batıkan, o ilk gece bana silahını doğrulttuğunda ve ben onun kar maskesinin saklayamadığı mavi-yeşil gözlerini gördüğümde babamdan çaldığı tek şey milyon dolarların olduğu bir çanta değildi. O ilk gece, ben körkütük sarhoşken bile kalbimin bir kısmını ona bağlamıştım belki de. Bu bir beyaz atlı prens ve prenses masalı değildi. Kötü adam ve prenses masalı da değildi. Bizim hikayemiz; kazanmak için her yola kanını akıtmış bir hırsız ve düşmanından çalıp eğittiği, kalbine nefret tohumları ektiği sevgilisinin hikayesiydi.

olmazsan olmaz büyümez çiçeklerim

Adım Defne ve sıradan bir üniversite öğrencisiyim. Hayatım, annem ve babamın ani ölümüyle alt üst oldu. Yetim kaldığımda, uzak bir akrabamız olan teyzem beni yanına aldı. Teyzemin yaşadığı eski ve gizemli konakta, geçmişin gölgeleri peşimi bırakmadı. Bu konak, karanlık sırları ve trajik olaylarıyla ünlüydü. Teyzemin oğlu Bora, gizemli ve çekici bir genç adamdı. O, konaktaki gizemlerin peşindeydi ve ben de onun yanında yer aldım. Bora ile geçirdiğim zamanlarda, kalbimde filizlenen aşk ve konağın karanlık sırları arasında sıkışıp kaldım. Bir yandan kalbimdeki aşkı keşfederken, diğer yandan geçmişin gölgeleri ve korkularıyla yüzleşmem gerekiyordu. Konakta yaşanan garip olaylar, ailemin ölümüyle ilgili sırlar ve Bora`nın gizemli geçmişi, beni her adımda daha da derine çekti. Aşk, korku ve gizem dolu bu yolculukta, ailemin ölümünün ardındaki gerçeği ve konağın karanlık sırlarını çözmek zorundaydım.

Otopsi uzmanı olan Kızıla çok önemli bir ceset verilir ve bu cesedin otopsisini çıkarması için gece gündüz çalışırken bir gün gece vakti garip olaylar yaşanır ve Kızılın hayatı karanlık bir boyuta ulaşır ve Kızılın artık alması gereken bir intikam oluşur.

“Bazı adaletler mahkeme salonlarında değil, kalbin en karanlık köşelerinde aranır.” Lara Yüce, genç yaşta ailesini kaybetmiş, hayata tek başına tutunmuş bir savcı. Sert, cesur ve asla taviz vermeyen yapısıyla istanbul adliyesinde adı sıkça anılan bir isim. Ama hayatı, David Kandemir adlı gizemli bir mafya liderinin dosyasıyla kökünden sarsılıyor. David… Eski bir binbaşı. Şimdi karanlığın içinde kendi adaletini sağlayan biri. Gölgelerde büyümüş, hayatta kalmak için merhametini çoktan gömmüş biri. Ve Lara`nın karşısına çıktığında, kader yeniden yazılmaya başlıyor. Kan bağıyla birbirine bağlı ama habersiz yaşayan aileler… Gizlenen gerçekler, saklanan sırlar… Ve her satırı tehlikeyle yazılmış bir aşk… Lara ve David, aynı kanunun iki farklı yüzü. Biri adaletle korur, diğeri gölgede hükmeder. Ama bazı yollar, en zıt uçları bile aynı sona götürür. Bu sadece bir hukuk hikayesi değil. Bu, kalbini susturamayanların hikayesi.

23 yaşındaki nergis…

Hejebwjwnwbsjsnsjsnsksnsjsnsjsnsndnsnmsmmmdm

Yaşlı bir seri katille aynı çatı altında bulunduğunuzu hayal edin. Hayal etmenize gerek kalmayacak, bu hikayeyi okuyacaksınız. Eliz yaşlı bir adama yardım etmek isterken aklının almayacağı şeylere tanık olur, ve büyük bir çıkmazın içine girer... En önemlisi seri katilden kurtulacak mı? Bu hikayenin içine giren bir adamla daha Eliz kendini yanlız hissetmez. Bu adamla karşılaşınca hayatına yeni şeyler girer...

Kıyamet`in içinde doğmuş bir nesil... Yaşamla, ölüm arasında ince bir çizgi... Ya hayatta kalacaklar yada o yaratıklardan birisine dönüşecekler... Kaderleri ne olacak? Yeni Nesil`in gözünden bir hayatta kalma mücadelesi...

"Bunlara katlanıyorum çünkü oyunun sonunda onlar da aynı acıyı çekicek Stephan, merak etme. Onun korkularında saklanan kişi benim."

"Bağrımda yetiştirdiğim umut çiçeklerimin üzerine yağan kanlı gözyaşlarım, çiçeklerimin üzerinde donsa ne olur?" dedi kadın. Derin bir nefes aldı adam. Elleri dizlerinin üstünde kadının önünde diz çöküyordu. "Konuş! Kırağı tutmuş çiçeklerimin üzerindeki kanı neyle silebilirsin? Sana verdiğim güveni geri getirebilir misin? Sana verdiğim her şeyi bana geri verebilir misin? Neden susuyorsun? Konuş!" Adam sadece pişmanlıkla bakıyordu. Belki de pişman değildi, sadece bakıyordu. Kadın suskun, adam suskundu...

Bir mafyanin ana karakterimize olan takintı ve aşkının korkutucu bir hale gelmesi