Kendi hâlinde genç üniversite öğrencisi Defne Su Akay ve suç örgütü lideri mafya Baran Keskin’in bir gece, bir barda karşılaşması sonucu olanlar. Genç kız Defne Su o gece ki genç adamın kim olduğunu öğrenince ne yapacaktır. Ona iki seçenek sunulacaktır; ya kardeşi ölecektir ya da bir ömür boyu tutsak olacaktır…

Liseye giden herhangi bir kız olan Mira okulun zengin, popüler çocuğuna aşık olur. Ve yıllar sonra tekrardan karşılaşırlar.

“Yağmur, toprağını terk ettiğinde geriye sadece suskunluk kalır.” Ona güvenmek, yavaşça çürüyen bir toprağa adım atmak gibidir. Ona inanmak, her şeyin yok olacağına inanmak gibidir. Ve belki de asıl korktukları, birbirlerini sevmenin, onları öldürmesidir. İki kalp arasında bir savaş var ama ringde değil. Bir yumruk, bir dokunuş, bir bakış kadar ince olabilir. Ve ne zaman ki dünyalar birbirine çarpar, fark edersin ki; Toprak, her zaman yağmurunu bekler.

Bir gec in ruyasi

Aşkın, asfaltın ve ihanetin hikayesi...

Defne, elinde kahvesiyle kampüsün önündeki bankta oturuyordu. İnsanlar koşturuyor, çantalarını topluyor, birbirleriyle sohbet ediyordu. O da telefonuna bakıp yarım bıraktığı notlarını kontrol etti. Yanından geçen birkaç öğrenci gülüşerek yanından geçti. Defne, kahvesinden bir yudum aldı ve kafasını salladı: “Tamam, her şey normal.” Ama işte bazen, normal günler tam olarak öyle kalmazdı.

İnsanlar arasında zamanı aşan bir kavuşma mümkün mü? İki farklı çağın insanları olmaları nedeniyle kavuşamamaları, özlem duygusunu derinleştirir mi?... Hz Peygamberin ikizi olacak kadar ona çok benziyor çok uyumlular ama aralarında 1400 senelik fark var. Hadisler okuyunca aa bana ne kadar benziyor diye keşfeden tasavvuf yolcusu bir genç kız karakter başrol. Bu kız peygamberlere benzediğini hadis okuyarak fark etti ve peygamberlerin eşlerini kıskandı. Ben senden daha çok eşi gibiyim ayrı olduğumuz halde dedi. Onlar ayrılsınlar diye dua etti Rabbi de sabret diye mesaj gönderdi. Bu kızla peygamberin görüşleri aynı. Birinin beğendiğini diğeri de beğeniyor. Kız bir gün benim hakkımda ne düşünüyor peygamberim diye merak ediyor sonra kendi hakkında ne düşündüğü aklına geliyor. Kendimden memnunum diyor. Diğer gün rüyasında peygamberini memnuniyet içinde görüyor. Kız izlendiğini ve rüyada mesaj gönderildiğini anlıyor Kız benim hayatım cennetten daha güzel diyor. Peygamber efendimizin hayatını yaşıyorum diyor. Daha dünyadayken cennetteyim diyor. Peygamber efendimiz içeride değilse cennetin ne anlamı var diyor Musanın yanındaki sihirbazlar Musaya benzedikleri için Rablerinin çok hoşuna gitmişler ve Rableri de onları imanlı öldürmüş ve cennete girdirmiş. Peygamber efendimiz Hz Muhammede diğer yarısı kadar benzeyen bu kız nereye girer?

Küçük yaşta ailesi tarafından terk edilen Lidya bir yurda verilir. Yurtta herkes tarafından dışlanan Lidya kendini çok yalnız hisseder ta ki bir çocukla tanışana kadar yeşilin en güzel tonuna sahip olan bu çocuk Lidya gibi çok yalnızdır. Birbirlerini tanıdıkça dahada yakınlaşırlar ve bir kaç arkadaşları daha olur bunlar, Meyra, Sonat, Valerin, Sanaç ve Meyranın kardeşi Melek`tir birbirleriyle kardeş gibi olan bu çocuklar bir gün ayrılırlar ve yıllar sonra tekrar karşılaşırlar kader onları tekrar birleştirir ama işler epey karışır

Herşey o kızın Annesinin zoruyla o okula gitmesiyle başlamıştı .

Herşey nova` nın yeni bir eve taşınmasıyla başladı peki bundan sonra ne oldu

Herşey nova` nın yeni bir eve taşınmasıyla başladı peki bundan sonra ne oldu

Bir kalbi engellemek mümkünmü? Kalp aşık olduğunu mu tercih eder yoksa yakın arkadaşınımı ? Kalp ihanet edemezmi?

Her şey düğün de göz göze gelmeyle başlar

Miray`ın Ayaz ile tanışması

Çöp adam Ali`nin okuldaki maceraları... _okulda eğlence olarak yazdığım hikayemi sizlerle paylaşıyorum keyifli okumalar_

İki kadın...geçmişte yapılan bir seçim... Bir ihanet , Bir zorunlu aşk Geçmişten gelen bir kadın.... Bütün dengeleri değiştirir Bütün hayatlar alt üst olur İnci Berrak , Ateş Alyazı ve arkadaşları sırları çözüp bu intikamı durdurabilecek mi ?

Uzun yıllar sonra yarım kalan bir hikâyenin birleşmesi mı denir bu hikayeye, yoksa asla yarım kalmamasına rağmen devam ettirilmeye çalışılan bir aşk mı? "Sadece bir oyun, en fazla ne olabilir ki?" Can sıkıntısıyla bir oyun yükllersiniz ve o oyun size görevler verir Söz üstünde onlara da kolay gelir ama yaşaması o kadar kolay olmayacaktır Bu hikâyede kazanılanlar fazla ama kaybedilenler de bir o kadar fazla olacaktır Bu yaşanılanlar bir başlangıç değil İlk veya son da değil Sadece tüm yaşanacakların bir fragmanı... Giderek iyileşen Görev serisi karşınızda...

Kim bilirdi ki taşınacağın yerdeki mucizeyi Kim bilirdi ki öğreneceklerini ............ Deniz ve ilkayın hikayesi mezara dolu genç kurgu iyi okurlar.

Ankara`nın gri taşları, gençliğin umut dolu ayak sesleriyle çatlıyor... ODTÜ kampüsünde geçen bu hikâyede, barikatların gölgesinde filizlenen bir aşkı adım adım takip edeceksiniz. O, sessiz ama kararlı bir devrimci; gözleri her şeyi anlatan, kelimeleri dikkatle seçen bir genç adam. O ise kalabalığın içinde kendine yer arayan, cesur ve korkusuz bir genç kız. Bir polis müdahalesiyle başlayan tanışma, çatışmaların, afişlerin, gece yürüyüşlerinin ve soğuk Ankara sabahlarının arasında büyüyor. Bu sadece bir aşk hikâyesi değil. Bu, gençliğin, direnişin, kaybolan hayallerin ve hâlâ umudu taşıyanların hikâyesi. Bazen bir bakış, bir dokunuş bir slogandan daha çok şey anlatır... (Tamamen kendi ütopyam ve hayal dünyamdır.)

Dilruba Mardin`de istenmeyen bir aşiretin kızı olarak dünyaya gelir annesi doğumda öldüğü için babası tarafından sevilmez seven tek abileri Dilruba temuroğlu büyüyüp güzel bir genç kız olduğunda kendinden 5 yaş büyük olan Tufan zâlimoğlu aşiretine gelin gider ama Tufan`ın evli olduğunu ve kuma olarak gittiğini bilmez

Hiçbir şey, düşerken aldığın son nefes kadar gerçekçi değildir. Ne ihanet kadar keskin, ne sevda kadar derin. Suskun kalmış bir çığlık, yanılsamış bir zafer, ve asla yazılmamış bir kaderdir. O an ne varsa inkar ettiğin, gözlerinin önünden değil, boğazından geçip gider. Sessizlik bir kurşun gibi saplanır göğsüne ve adını anmadığın her şey çığlık olur diline. Ve son nefesin… bir vedadan çok, hiç yaşanmamış bir hayata duyulan geç kalmış öfkedir. İnsan ölmeden önce sadece kendine yenilir...

Çocuklara hayvan sevgisini aşılamak, sokak hayvanlarının yaşam tarzını, çektiği zorlukları anlatarak, çocuklara empati duygusunu, sevmeyi, yaşam hakkına saygı duymayı ve korumayı öğretebilmek için kaleme alınmış bir kitap. İyi okumalar dilerim.

Hem hakim hemde katil olan Deniz her iki türlüde zor kararlar vermektedir buda bir karmaşaya sokacaktır Deniz`i. Bakalım nasıl olaylar yaşıyacak?

genç bir kızın zorlu hayat hikayesi

aciklama suanlik yok