Barda çalışan ekin ve pek iyi işler ile uğraşmayan serkayın ona olan bir yanlış anlaşılmadan sonra ona olan takıntısı...

"Kızı öldürmen için son beş saniyen var."dedi kiralık katilin kulağındaki , kullaklıktan gelen ses . kiralık katil, "Emredersiniz efendim."dediği gibi içinden beş saniye geri saymaya başladı kız hedefindeydi beş. dört. üç. iki . bir. ve 0 tam tetiğe kızı oldürmek için bascaktıki beklenmedik birşey oldu . Kiralık katilin kasına giren bir kurşun oldu. Genç adam öldürdüğü kiralık katilin yanına gelip eğildi ve kulağındaki kullaklığı alıp konuşmaya başladı . "Benim olduğum yerde kimse o kızın saçı`nın teline bile zarar veremez anladım mı beni amcacığım."dedi genc adam kulaklıktaki gür ses biyan "Pamir!" diye bağırdı ve konuşmaya devam etti . "Demek bana ihanet edersin . Bana ihanet etme`nin bedelini sana çok ağır bir şekilde ödeteceğim . O kızı da seni de geberticeğim ama bana o kız için ihanet ettiysen bedelini seni öldürmeden önce ödeteceğim."dedi kulaklıktaki gür ses "Beni öldüremesin . Bence kendini hazırla çünkü ; Savaş daha yeni başlıyor , kartlar yeniden dağıtılıyor, oyun kuruluyor ve oyundaki karakterler seçildi."dedi pamir elindeki kullaklığı yere atıp ayağıyla ezdi . Pamir için herşey yeniden başlıyordu intikamsa intikam , oyunsa oyun.

Bilinmeyen numara ile konuşan çiğdem hiç bir şeyin farkında değildi. Zamanla konuşup kim olduğunu öğrenir.

Yeni okulunda yeni bir başlangıç yapmak isteyen defne, okulun korkulan çetesinin dikkatini çeker

Genç bir kız olmanın tek yükü güzellik algısı, aşk, toplumun cinsiyetçi tavırları ya da aile olmadığı zaman, seçimlerinin hayatını yönetemediği bitirdiği bir dönemde sıradan bir genç kız gibi hayatını sürdürmek istemek saçmalık mı? Hissetmek mi, yanlış kişi mi bizi öldürür yoksa hissedemediklerimiz mi?

Komiser`in kızı İnci Salkım... Asker Ege Yiğit Tozlu... Bir yurt odasında tanışırlar ve maceraları başlar.

Serinin ailesini bulma hikâyesi

18 yaşındaki Derinin ilk kez bakıcılık yapacağı bu hikayeye bir şans verin derim😁 !!!yaş farkı var ve birazcık cinsellik içeriyor!!! bu kitap eğlence amaçlı yazılıyor, ciddiye almayın cringe:`)

Ailesi ile yaşıyan Aylin, kapıya gelen Özdemir ailesini erkekleri ile biyolojik ailesinin farklı bir aile olduğunu öğrenir. Biyolojik ailesi okuduğu okulun sahibiydi. Aynı zamanda eski arkadaşı, ona ihanet eden eski arkadaşıyla karışan Aylin

Gece 16 yıl sonra gerçek ailesini bulursa...

Bir yemek bana nasıl aşkı getirebilir ki?

Unutmak değil ama belki hatırlamamak mümkün. Hatırlarsak kanar yaramız yada tekrar tekrar aynı yerden yaralanırsak. Anne , baba ve küçük kardeşini yangında kaybeden Nalan koca bir hayatta tek başına kalır. Geçmişten ve yaralarından kaçarak geçirdiği sekiz senenin ardından geçmiş bu defa onu kaçınılmaz bir ağ ile yakalar. Nöbette olduğu acil servise gelen bir yaralı geçmişin iyileşmeye yüz tutmuş yaralarına dokunur. Açık yaralara dokunursan izi kalır, iz geçmez hep yaranı hatırlatır.

İş başvurusu niyetiyle gittiği şirketten böyle ayrılacağımı, böyle bir hayata adım atacağımı nereden bilebilirdim ki... Yeni hayatımda bana eşlik etmeye ne dersinizz?

O benden gitmişti ama kalbim hâlâ ondaydı ...

Gecenin loş ışığında sessiz bir sokak... Bir çift el ele tutuşarak hayatta en değerli şeyin sevgileri olduğunu hatırlatıyor. Sokak lambalarının gölgeleri arasında erimeye başlayan bir mum, zamanın geçiciliğini ve her anın ne kadar kıymetli olduğunu fısıldıyor. Yanlardaki şamdanların titreyen alevleri, geçmişin pişmanlıklarını ve geleceğin belirsizliğini aydınlatıyor. Bu hikâye, iki kalbin birbirini bulma yolculuğunu, aşkın zamanla nasıl değişip derinleştiğini ve her şeye rağmen birlikte olmanın gücünü anlatıyor. Dram dolu geçmişleri, bugünü yaşamalarına engel olmaya çalışırken, bu çift karanlığın içinde birbirlerini ışık olarak görüyorlar. Bir mumun eriyişinde bile aşkı bulabileceğiniz bu romantik ve dramatik hikâye, okuyuculara hayatın değerini ve sevginin sonsuzluğunu hatırlatacak.

Bazı dostluklar ölümün kıyısında başlar. Ve belki de bu dostlukların en güzel yanı, her şeyin sonlandığını sandığımız anda bile bir iz bırakmasıdır. Bu oyunu bozmak için kurallarını anlamamıza gerek yoktu. Sadece kararlılık, cesaret ve ne olursa olsun birbirimize sonsuz güvenimizin olması gerekiyordu... __________________________ Kitaptan bir kesit: “Belki… Onları umursamayıp, zarflardaki görevleri hiçbirimiz yapmazsak bu işten vazgeçerler ya da her kimse vazgeçer.” Başımı kaldırdım ve kollarını önünde buluşturmuş Rengin`e “Haklısın” dedim. Çınar “İyi de…” diyerek ortaya atıldığında “Zaten bir görev yapılmadığı için Batu bu halde değil mi?” Diye sordu. O da haklıydı… “Bilmediğimiz görevleri nasıl yapacağız ki?..” Oğuz imâlı bir şekilde bu cümleyi kurduğunda herkesin dudaklarında sinsi bir gülümseme belirdi. “Birazcık oyunbozanlığın kimseye zararı olmaz…” diye fısıldayarak onlara baktım. Gerçekten de öyleydi, eğer gelen zarfları okumazsak kimse zarar görmezdi. Sonuçta görevi bilmeyen, tehdit edildiği kişiyi de bilmezdi ve bundan sorumlu da olmazdı… Plan basitti. “Ee?” diye sordum gülümsememi durduramadan. “Kimler benimle bu oyunu bozacak?” ___________________________ DİKKAT! BU KİTAP FAZLASIYLA KAN, ŞİDDET (VB.) İÇERMEKTEDİR. LÜTFEN HASSAS OLANLAR OKUMASIN! TELİF HAKKI BANA AİTTİR, ÇALINMASI HALİNDE RESMİ İŞLEM BAŞLATILACAKTIR!

Twitch`te yayınlar açan genç bir çocuk ve ona aşık olan ünlü bir fenomen. Peki ya bu fenomen kendini gizleyip, çocuğun yayınlarına mesaj atarsa ne olur?

Bir gün Gezegen bir hayal kurar. Uzun yıllar geçtikten sonra hayali gerçek olur. Gezegen baş savcılığı kapmış ve işkolik bir şekilde işine başlar. Ta ki o güne kadar. Evine hırsız girer. İş mahkemeye kadar uzar Gezegeni bekleyen Emir karşısında ki kişinin savcı olduğundan habersiz hareket eder. "Oysa o benim güzel gezegenim di." Başlıyor muyuz?

Yalnızca bir okul gezisine gittiğini düşünen kahramanımız korkunç cinayetlerin esiri olur...

"Senin odan burası Dilşah." dedi karşımdaki adam bıkkınca. Kafamı iki yana sallarken, "Bana Dilşah demesene!" dedim kızarak. "Benim adım Dilşah filan değil." Adamın gözlerindeki bezmişliği an be an seyrederken, gözlerim bana soru sormak üzere aralanan dudaklarına kaymıştı. "Neymiş peki senin adın?" Cevap kafamda anında belirdi. İsmimi tabii ki de biliyordum. "Marilyn Monroe." dedim hiç düşünmeden. Adam kocaman bir kahkaha attığında, "Öyle mi?" diyerek alayla güldü. "Benim adım da Leonardo Dicaprio." Türk işi Leonardo Dicaprio buydu demek. Sorgulamadan inanırdım. Çok yakışıklıydı. Gülerek boynuna sardım kollarımı. "Leonardo.." dedim kendi kendime tekrar ederek. "Güzel isim." Gözlerimi kehribar gözlerine çevirdim. "Öp beni Leonardo."

Şehzade Fatih Sultan Mehmed , bir savaşta yaralandığı için ormanda olduğu söylenen bir şifacıya gitmek zorunda kalır. Yaşlı bir ihtiyar çıkmasını bekleyen genç şehzade, aslında hayatının aşkıyla karşılaşacağından bir haberdir. Efsun Osmanlı zamanında aşkı anlatan entrika, aşk ve arkadaşlığı konu alan bir kitap.

Hayaller... Hayalleri çocuklara özel sanır herkes. Oysa bu onlar için geçerli değil. Onlar hayalperest, maceracı, kuşkucu, meraklı, heyecanlı, aşık, gururlu... onlar her şey. Onlar büyüyememiş çocuklar, çocukken büyümek zorunda kalmışlar. Şimdi diğer çocuklara yardım etmek için geliyorlar. Farkında değiller ama hepsinin tutkusu ve amacı aynı. Çocuklara hayal kurmayı öğretmek için birleşiyorlar. Onlar hayal kuran müzisyenler, hayalperestler! Evet, hayalperestler! Sadece çocuklara değil, aynadaki aksini kaybetmiş diğer insanlara da umut olmak için geliyorlar. Henüz birbirlerinden haberleri yok. Ama onların kaderleri, sarı kurdelelerle birbirine bağlı. Onlar bunun tesadüf olacağını düşünecek ama biz bileceğiz ki bu onların kaderler. Bu beş harika hayalperestin hikayesi. Onlar umudun ta kendisi! Birbirlerinin farkında olmadıkları kadar, kendilerinin de farkında değiller. Kendilerini bulmak için çıktıkları bu yolda hayal kurmayı tekrar öğrenecek, öğretecekler ve bu hayal yolunun sonunda birbirlerini bulacaklar. Bu yolun sonunda sizin de kendinizi bulmanız dileğiyle...

Lütfen duyuruyu okumadan ilk bölümü okumayınız!

İclal, annesinin ölümünün ardından ailesiyle depresif bir hayat yaşamaya başlamıştır, ta ki isimsiz birisinden notlar almaya başlayana kadar. İtinayla sayfanın köşesine bir leylak iliştiren bu kişiye karşı ne yapması gerektiğini bilemeyen İclal, bu durumun içinden çıkmaya çalışır.

"Yeşil gözlerinde, Hayatı buldum Novaria`m."