devam ediyor 1g önce güncellendi
ARAFTAKİ IZDIRAP
@mrs.rose
Okuma
44
Oy
12
Takip
8
Yorum
2
Bölüm
3
Eğitim bittiğinde hepimiz dışarı çıkmıştık. Soğuk rüzgâr yüzüme çarpıyor, nefesim yanaklarımda buhar oluyordu. Eğitmenler kendi aralarında konuşuyor, bazıları notlarını gözden geçiriyor, bazıları da bitkin hâlde kenara çömelmişti.
Sonra bir anda herkes sustu.
Aslan gelmişti.
Sanki hava bir ton daha ağırlaşmıştı.
Eğitmenlerin önünde durdu, ellerini cebine sokmadan, kollarını bağlamadan… hiçbir güç gösterisine ihtiyaç duymadan sadece varlığıyla ortamı ele geçirdi.
“Bugünkü performansınız…”
Sesi soğuk bir metal gibiydi.
“…sahada hayatta kalmanız için yeterli değil.”
Kimse konuşmadı. Nefes bile alınmıyordu.
“Asıl eğitim bittiğinde,” diye devam etti, “her birinizi suç oranı yüksek, yozlaşmış bölgelere gönderecekler. Bilgi toplamak, yerel bağlantılar kurmak, bazılarını buraya çekmek için.”
Eğitmenler bile hafifçe irkildi.
Aslan bakışlarını kalabalığın üzerinde gezdirdi ve gözleri bir anlığına benle kesişti.
O bakış, “sen devam etmeyeceksin” diyen bir bakıştı.
"Göğsümde bir şey sıkıştı ama geri adım atmadım. Direkt konuştum:
“Eğer bulmam gereken kişi buna değiyorsa, cehennem bile olsa oraya gitmeye razıyım.”
O an… Aslan’ın çenesindeki kas öyle bir gerildi ki, bunu yüz metreden görebilirdiniz. Bir adım attı. Yakındı. Tehlikeli yakın.
“Yine başladın,” dedi nefesini kontrol etmeye çalışır gibi.
“Ada Karasoy Konuşma şeklin var ya… sanki ‘bir an önce gebermek istiyorum’ demenin edebi bir versiyonu gibi
Tüm kalabalık gerildi. Eğitmenler bile geri çekildi.
Aslan devam etti, sesi bu kez daha düşük, daha keskin, daha kişisel bir tona kaymıştı:
“Gerçekten oraya gitsen bile onu göreceğini mi sanıyorsun?”
Gözleri gözlerime kilitlendi.
“Yüzünü bile görmediğin biri için fazla iddialı sözler bunlar.”
Bir adım daha yanaştı, sesini biraz daha alçalttı:
“Emin ol… kocan tam karşında dursaydı, ruhun bile duymazdı.”