Sıradağların ardında olan, gücün ruhu ve sevginin şefkatiyle harmanlanmış Perilya Krallığı, insanlarla olan savaşın ardından iki tarafın iyiliği için de barış antlaşması imzalar. Hesaba katmadıkları şey, iki gencin birbirini sevip çocuk dünyaya getirmeleriydi. Bu çocuk, Prenses Linda`ydı. Savaş, aşk , gurur ve intikam. "Belki de asla kavuşmaması gereken ve kavuşamayacak olan gece ile gündüzden ibarettik."

Ffjsjdjd shjdjdjd

Bir lise genç kızı olan Sayori Hoshikawa, en yakın arkadaşıyla birlikte sıradan bir günde kütüphaneye gider. Ancak keşfettikleri gizemli bir oda ve içinde buldukları antik bir kitap, onların kaderini sonsuza dek değiştirecek bir kapıyı aralar. Sayfaların arasından geçerek, başka bir evrene düşerler: büyü, güç ve kadim sırlarla dolu bir dünya.

İlk kitabım umarım beğenirsiniz bismillah hadi bakem🤍

Cedrid , herşeyi hesap ederek yapmıştı ve onun hesabı şaşmazdı. Ancak hesaba katmadığı bir konu vardı . O gün orada sadece Collins ailesinin kayıbı olmamıştı ve o gün orada bir intikam kıvılcımı kopmuştu . Wizard ailesinin öldürülen küçük kızının intikamı... Tıpkı Iris Wizard ` ın ölmeden önce dediği gibi . O intikam elbet alınacaktı

Elifin sokağında onu izleyen bir adamla yaşadıkları (foto bulmaya usendiiim)

Buyucu bir kız mı.

“Bazı insanlar gölgeleri ile yaşar bazıları ise gölgelerinden yoksundur. ” Draven bir Gölgesiz. Nerathis’e bağlı, ruhları nesnelere mühürleyen bir loncanın sessiz yürütücüsü. Her takı bir geçit. Her geçit, bir ruhun parçası. Ve her parça, Nina’ya uzanan büyük bir enerjinin taşıyıcısı. O, emir alır. Uygular. Duygusuz, sadık, hesaplı. Ta ki Kadın içeri girene kadar. masum bir müşteri. Sadece özel tasarım bir takı ister. Ama Draven, onun içindeki rezonansı fark eder. Ve emir gelir: Onu da mühürle. Draven bu kez farklı davranır. Onu öldürmek yerine, sadece Nina’ya yetecek kadar güç aktaracak bir lanet uygular. Ancak bu “kırılmış” lanet zamanla onu içten içe tüketmeye başlar. Draven pişman. Ama sadakati hâlâ ağır basıyor. Henüz… Sokaklarda bir şeyler değişiyor. Kadın her geçen gün daha çok hasta düşerken, Nina’ın inşa ettiği sistem sarsılıyor. Gölgeler yer değiştiriyor. Ve Gölgesizler… artık yalnız değil.

yyyyyyyyyyyyyyyy ggggg

Asena sıradan biri değil. O, duygularını içinde değil, boynunda taşıyor… Her bir renkli taş, bir duygusunu simgeliyor: sevgi, öfke, korku, sevinç, merhamet… Ancak bu özel kolyenin bir bedeli var. Asena kolyeyi çıkardığında, duygularını tamamen yitiriyor. Ne acı hissedebiliyor, ne mutluluk, ne de pişmanlık… Ve en tehlikelisi: kendini kontrol edemiyor. "Duygularımı çıkarırsam, geriye kalan sadece sessizlik değil… yok edici bir fırtına."

Aydınlık ve Karanlık... Yüzyıllardır birbirini yok etmeye çalışan iki güç. Ve aralarındaki tek kural: Birlikte olanlar ölür. Doğan çocuklar lanetlidir, nefes almadan yok olurlar. Ama bu kural bir istisna tanır: Eğer iki taraftan gelenler soyluysa, çocuklar yaşar ve güçleri tanrılara bile diz çöktürür. İşte o yasak birleşmeden dört çocuk doğdu. Üçü ya aydınlık ya da karanlığa benzerken, bir kız çocuğu her ikisini de taşıyordu. Melez. Uyanırsa dengeyi yıkacak, kehanetin lanetini uyandıracak kız. Sırlar ortaya çıktığında, tüm aileye ölüm emri verildi. Anne, çocuklarıyla birlikte yok edildi. Ama melez kız annesi tarafından lanetli sanılıp ormana atılsa da bir avcı tarafından bulunup büyütülerek hayatta kaldı. Yıllar sonra, o kız kim olduğunu bilmeden büyür. İçindeki güç yavaş yavaş uyanmaya başladığında, geçmişin sırları da birer birer açığa çıkar. Ne Aydınlık onu kabul eder, ne Karanlık. Çünkü o, ikisine de boyun eğmeyecek bir geleceği temsil eder. Bu kızın uyanışıyla birlikte, eski kehanet yeniden alevlenir. Ve dünya bir kez daha sarsılmak üzere...

Bu da geldi başıma okuduğum romanın kötü kadını oldum

Küçük yaşta annesini kaybeden Afet`in, annesini öldüren katili ve babasının üzerine iftira atanları bulmaya söz vermesi. Ajanlık şirketine girip hayatının değişmesi.

Zamanın akmadığı, kelimelerin kokularla ifade edildiği bir diyar: Utrucce. Bu büyüleyici dünyada Aşkın ve Sevgice, yasaklı bir adanın sırrını çözmeye çalışırken; kendilerini konuşmanın bir hastalık olduğu; kelimelerin insanları esir aldığı; karanlık bir savaşın ortasında bulurlar. Konuşma bir virüse dönüşebilir mi? Kelimeler insanları hasta edebilir mi? Peki ya sessizlik özgürlüğün anahtarı olabilir mi? Dil, iletişim ve gücün kesiştiği bu sürükleyici macerada dostluk, merak ve hayal gücüyle örülmüş bir hikâyeye şahit olacaksınız. Utrucce yalnızca bir yer değil; düşünen, sorgulayan herkes için bir yolculuk. Gerçek iletişim konuşmadan da mümkün müdür?

⚠️‼️Bu kitap tamamen kurgudan ibarettir, gerçeklikle ilgisi yoktur. ⚠️‼️Bu kitapta rahatsız edici unsurlar (küfür,şiddet vb.) bulunabilir rahatsız olanların okumaması rica olunur Yüzyıllar önce zorla ele geçirilen bir krallık. Kadınlara eziyet eden krallar. Ve buna göz yummaya devam edemeyen bir erkek avcısı. Sakura yüzyıllar önce başlatılan, sadece erkeklerin katılabildiği Boserat’a katılır ve iki yüz erkeğin içinden Xavier Cesric Wilder ile aynı odada kalmaya başlar. Nefretten, ölüm savaşından ve gerçeklerin acımasızlığından doğan bir aşk. “Sen erkek avcısı olabilirsin, onları öldürüyorda olabilirsin ama beni kalbimden avladın, Kiraz Çiçeği.”

Dünyadaki tüm insanların bir gücü olduğunu düşünün ve sizin gücünüz dünyadaki en işlevsiz güç peki bu durumda önünüzdeki bu yolda sizi bekliyon zorlukları nasıl geçeceksiniz... ~~KEMİKLER~~ Art`ın yolculuğunu konu alan bu kitapta sizce ne gibi zorluklar görücez

Dünyadaki tüm insanların bir gücü olduğunu düşünün ve sizin gücünüz dünyadaki en işlevsiz güç peki bu durumda önünüzdeki bu yolda sizi bekliyon zorlukları nasıl geçeceksiniz... ~~KEMİKLER~~ Art`ın yolculuğunu konu alan bu kitapta sizce ne gibi zorluklar görücez

Lanetinden kaçamayan kızın gölgelerle yazdığı bir hikaye...

Hiçbir şeye sahip olmayan biri olduğunuzu düşünün sizi hayata bağlıyan tek şey kimsenin kapağını bile açmadığı bir internet romanı Art dünyada kimse tarafında değer görmezken bir anda dünya okuduğu kitabın evrenine dönüşüyor ve bu yeni yıkılmış dünyada olayların nasıl gelişeceğini bilen tek kişi Art ve o Kitabın gizemli yazarı...

1950 yılında gerçekleşen LURİNA savaşı 2006 yılında bir yabancı tarafından tekrar başladı.Fakat bir sorun vardı bu savaş için ajanlar gerekiyordu..Onlardan biri SİLVER VİCTORİA idi.Ailesini kaybettikten sonra ona amcası baktı.Ülkenin sihir güçlerinden haberi bile olmayan Silver her şehiri temsil olarak 29 kişi LURİNA savaşının parçası olanlara "Ağaç kakan" görevini yapmaya koyuldu.

Dolunay kırmızılığı ile bütün şehri sararken, bir uluma duyan Alaric merakına yenik düşer ve sese doğru yürümeye başlar. Ses ormanın derinliklerinden gelir . Alaric okadar odaklanmıştır ki kafasını kaldırıp arkasına baktığında çok uzaklaştığını fark eder ve geri dönmeye karar verir, geri dönerken bir ses duyar ve sesin geldiği tarafa doğru baktığında ay ışığında bir ceset görür...

“Her element bir sır saklar. Her sır, bir savaş başlatır.” Lina Evern sıradan bir lise öğrencisiydi… ta ki gözlerinin rengi değişene, duyduğu fısıltılar gerçek çıkana kadar. Bir kan testiyle başlayan arayış, onun doğanın varislerinden biri olduğunu ortaya çıkardı. Artık kaçmalıydı. Toprak, su, ateş ve havanın kudretiyle damgalanmış gençler… Kimileri koruyacak. Kimileri yok edecek. Ve hepsinin tek amacı, Lina’yı sonuna kadar korumak. Doğa konuşuyor. Ve sessizliği ölümden beter.

Bir kızın yaşamak istemeyeceği şeyler yaşattıran bir aile zorla evlilik ve daha bir çok şey peki Kumsal bunlara katlanabilecek mi???

"ÖLÜM İKSİRİ SENİN ELİNDE VE KUM SAATİ DOLMAK ÜZERE!"

Her yaz olduğu gibi bu yaz da köyde geçecekti... Deva için köy şenlikleri, kalabalıklar ve yapmacık eğlencelerden ibaretti. Ta ki, bir çarpışma anıyla hayatı tamamen değişene kadar. Taylan adında gizemli bir yabancıyla yaşadığı küçük bir kaza, onu tahmin edemeyeceği kadar büyük bir tehlikenin ortasına sürükledi. Kendini bir anda kim olduğu bile belli olmayan adamların hedefinde bulan Deva, Taylan ve arkadaşlarıyla birlikte kaçmaya başlar. Ama bu sadece bir başlangıçtır. Çünkü Taylan’ın geçmişi, peşlerindeki adamlardan daha karanlık sırlar barındırmaktadır. Deva artık sadece yaz tatilini değil, hayatını da bambaşka bir şekilde yaşamaya mecbur kalacaktır. "Bazen bir adım, seni geriye değil; sonsuz bir sırra doğru sürükler."