neşeli ama travmalı bir hayat geçiren melis,bir gün hayatının hatasını yaparak acımasız bir katilin yaptıklarına şahitlik eder ve hayatı bir daha asla normale dönmez.

Estella, Sylues krallığında doğmuş ve duygusallığı ile bilinen bir kızdı. Ama büyüdükçe ezeli dusmanlarının krallıktaki muhafıza karşı bir ilgi hissetmeye başlamıştı. Ama savaş, herkesi yerlebir etti. Aşk kimseyi beklemezdi.Hayatı dolu dolu yaşamak sadece eğlenmek değildi, aşk işte burda devreye girerdi. Ama aşk tek gelmezdi. Savaş da herkes tam değildi, işte bu hata herşeyi değiştiricekti.

Canımı yakıyordular. Sanki koca bir hiçmişim gibi... Yokmuşum gibi, kalpsizmişim gibi. Cansızmışım gibi. Doğruya duygusuzdum ben, duygusuz! Gebermesi gereken biri. Anlamıyordular, bugüne kadar sadece bir kişi anlamıştı. Onlar neden anlamıyordu, anlamak istemiyordular. Onların umurunda değildi, ama benim canım yanıyordu. Söyledikleri cümleler hiç çıkmıyordu aklımdan. Beni ben olmaktan çıkarmıştılar. Ben eski halimi istiyordum. Neşeli, umut dolu, hep mutlu, sürekli gülen o kadını istiyordum. Geri getirebilir miydiler? Hayır...

Babamın sag kolu nasıl beni sevebilir? (Haftada 4 gün 00.00 da yayında)

Cesur, güçlü vede kendine güvenen kızın yaşadığı olaylar anlatılıyor.

Astsubay Elif Yaman, geçmişi acılarla dolu ama görevine aşkla bağlı bir kadın askerdir. Vatan sevgisiyle yanar, ama kalbini yıllardır kimseye açmamıştır. Görev yeri değiştiğinde, Türkiye’nin sınır ötesindeki zorlu bir karakoluna atanır. Burada tanıştığı kişi, Yüzbaşı Fatih Güngör’dür. Soğukkanlı, disiplinli, ama içten içe yaralı bir komutandır. Fatih savaşta kardeşini kaybetmiştir ve duygularını kalbine gömmüştür. Ta ki Elif’i görene kadar. İkisi birlikte görev yaparken çatışmalar, operasyonlar ve zorlu görevler yaşarlar. Ancak en büyük savaş, kalplerinde başlar. Silah sesleri arasında doğan bir aşk, zamanla onları sadece asker değil, bir aile haline getirir. Aşkları askeri disiplinle sınanır, görevle, ölümle, yaralanmalarla sınanır… Ama asla boyun eğmez. Sonunda evlenirler ve oğulları Ali Yaman dünyaya gelir. Bu çocuk, onların aşkının ve yeminlerinin meyvesi olur. Aşkları, sadece bir savaşın değil, bir mirasın başlangıcı olur.

Ailelerinin zoruyla evlenen Ada ve Egemen ilk görüşte birbirlerine aşık olurlar ama bu onların en büyük hatası olur

Sırasıyla birbirlerini terk edenlere kurban gitti, onuda terk ettiler. Zordu hayatı ama en azından seviliyordu. En azından. Sevildi. Herkeste onu terk etti. 2. Kumar, 2. Kurban, Tek tabanca.

Bu eleştrilerden oluşan bir kitap ve son bölümdeki ilk yorumu sonraki bolumun elestiri konusu yapicam

Eskiden sevgili olan liseliler şuan hastanede Elfesya`nın doktor olması ve Asla`nın onun hastası olarak karşılaşmalarıyla devam eder.

Ana karakterleri, Nilüfer Yıldız ve Ada Akarsu olan iki genç kızın Moon Coffee adına sahip olan bir kafeyi işletmesini ele alıyor bu kitap. Nilüfer, anneannesinden kalan bu kafeye çok bağlanmış, müşterileriyle arasında derin bir bağ kurmuştur. Her masa bir hikâye, her fincan bir sırdır burada. Ada ise mutfağın sıcaklığında kendine yeni bir hayat kurmaya çalışırken, Nilüfer’in yıldızlara uzanan hayalleriyle kafenin duvarlarını umutla örer. Moon Coffee sadece bir mekân değil; geçmişin izlerini taşıyan, iyileşmeyi fısıldayan ve insanların en savunmasız hâlleriyle kendilerini buldukları bir yerdir. Bazen eski defterler açılır, bazen yeni dostluklar doğar. Ama en çok da, sessizce atılan kalplerin sesidir bu kafe. Çünkü bazı yerler vardır… Oraya giren herkes, bir şekilde değişir. Moon Coffee de tam olarak öyle bir yer.

Bazı sabahlar yokluk bile varlık gibi gelir insana. Sanki biri hâlâ oradaymış gibi. Sanki seslensen dönecekmiş gibi. Ama bilirsin, dönmez."

Yıllar önce yaşadığı ihanetler, yalanlar ve kötülüklerden intikam için gelen Efsun Karadağ eskiden nazik ve iyi birisi iken şimdi acımasız ve kötülere kötü olan birisine dönüşmüştür. Listesi neredeyse bitmişken şimdi sırada son kişi vardır; Listedeki 7. Kişi... Koruması ve en yakın dostu Alptuğ ile beraber bu kişiden alacakları intikamı ile uğraşırken hiç beklenmedik bir anda Efsun kaçırılır ve onu kaçıran kişi intikam alacağı kişi ile ortak düşmanlarıdır. Aynı evde kalmak zorunda kaldığı kişi ile bakalım ne olacak? Eskiler gün yüzüne çıkacak. Sonucunda af mı yoksa kan mı olacak?

Kurs hayatımı anlatıyorum gülelim biraz

birbirinden alakasız iki kişinin hataları sonucu bir birini tamamlaması

Bir gece kuzeninizle konuşurken bir istek gelir ve kabul edersiniz daha sonra bir mesaj selam bakalım hikaye nasıl devam edecek

Her insanın içinde yaralar vardır ve o yaralar geçsin diye uğraşır ama yaralar geçsede izleri kalır...

hep dizilerde erkek karakteri mafya veyaa,kötü adam olurya `tch,çok gülünç`

Kitap değildir.Sadece sevdiğim alıntıları yazacağım.Alıntıların olduğu kitapların bazıları uygulamada var bazıları yok.Heberiniz olsun

Stray Kids`e shiftingle gelen kız, gelmeden önce birşey yazmayı unuttu; "Kimse shifting yaptığımı bilmeyecek"

Okula ilk geldiklerinde onları zorlayan ve daha sonra aşık olan kişiler

İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde hemşire olarak çalışan Neslihan Yıldırım, hayatı disiplinli ve sakin akarken, narkotik şube başkomiseri Poyraz Çevik’in acil müdahalesiyle beklenmedik bir şekilde sarsılır. İlk karşılaşmaları sert ve kavgalı olsa da, zamanla aralarındaki çekim tutkuya dönüşür. Hayatın getirdiği zorluklar, tehlikeler ve mücadelelerle sınanan bu aşk; yoğun bakımın soğuk koridorlarından, Bornova’nın hareketli sokaklarına, sonunda dillere destan bir düğünle taçlanır. İki güçlü kalp, aşkın ve hayatın tüm sınavlarını birlikte aşarken, Aycan ve Gamze adında iki güzel kızlarıyla mutlu bir yuva kurar.

Her şey istediğimiz gibi olamıyordu demekki... Kader her şeyi değiştirebiliyordu....

“Bazı yaralar gözle görülmez. Bazı savaşlar, sessizce verilir.” Geçmişinden kaçan Asel, yeni bir hayata sürüklenir. Annesinin seçtiği adam ve onun oğluyla tanışır: Ayaz. Soğuk bakışlar, keskin cümleler, bitmeyen gerilim. İstemediği bir hayat, istemediği bir ev… Ama en çok da, istemediği bir çocuğa çarpan kalp.

Sessiz,karanlık ve gaddar kısacası karanlık lord ama kim bilir belkide o kadar gaddar değildir