Kitap tamaman kurgudan oluşur konusu( bir kızın ve kardeşlerinin hiç bitmeyen laneti ve ölümsüzlüğüve annesinden kalan miras ile kızın eski halkı geri getirmesi)

İntikam ve dram

Görünmeyen bir savaşın içinde, kaybolmuş çocukların sesi olmak kolay değildir. Sokaklarda yaşam mücadelesi veren küçük bir kız çocuğu bir gece aniden ortadan kaybolur. Gözlerini açtığında kendini, insan zihninin sınırlarını zorlayan deneylerin merkezinde bulur. Bu karanlık yerde, bedeninden çok zihni hedef alınır. Ama içindeki güç, beklenenden büyüktür. Kaosun ortasında bu gücü açığa çıkarır, kaçmayı başarır... ve baygın bir şekilde bir kitapçı dükkânının önüne yığılır. Onu bulan, orta yaşlı, içine kapanık bir kitapçı/yazardır: Reha. Görünürde sessiz bir hayat süren bu adam, aslında gerçeğin karanlık noktalarını yazılarına gizlemiş bir direnişçidir. Eliz`in hayatı, kitapların içinde yeniden başlar. Ancak geçmiş asla tamamen kaybolmaz. Reha`nın gizemli ölümü, Eliz`i kendi geçmişine ve büyük bir komplonun kalbine sürükler. Reha`nın geride bıraktığı mektuplar ve romanlar, Eliz`e sadece geçmişini değil, içinde bulunduğu dünyanın gerçek yüzünü de gösterir. Zihin kontrolü, deneyler, kayıp çocuklar... Her biri Eliz`in kaderini şekillendiren kırık parçalardır. Diğerleri gibi deneylerden sağ kurtulanlarla buluşur, sistemin karanlığına karşı bir umut örgütü kurarlar: YD "YD", yalnızca bir direniş grubu değil, hafızası bastırılmış bir toplumun aynasıdır. Eliz artık sadece hayatta kalmak için değil, özgürlük ve gerçek için savaşacaktır. Ancak her adımda daha büyük bir tehlike, daha karmaşık bir gerçek beklemektedir.

Ravenwood diye adlandırılan kasaba amerikanın en kenar mahalleleri arasında— sessiz, sıradan, kimsenin dönüp bakmadığı bir yer. Ama o gece, saat 03:17’de herşey değişti

​Komutan Shepard, kendi kopyası olan Klon`la yaptığı trajik yüzleşmeden sağ çıktı. Klon, Cerberus`un yalanlarından sıyrılıp, gerçek Shepard`ın hayatta kalması için son bir fedakarlık yaptı. ​Ancak bu kişisel zafer, daha büyük, galaktik bir komployu ortaya çıkardı. Klon, Illusive Man`in `Proje Kış Uykusu` adı verilen, yüzlerce manipüle edilmiş Shepard klonu ordusu yaratma planının yalnızca bir prototipiydi. ​Normandy ekibi, Pangaea İstasyonu`na sızarak bu dehşet verici planın kanıtlarını tüm galaksiye yayınladı. Ajan Brooks kaçmış olsa da, Cerberus`un sırları açığa çıktı. ​Reaper tehdidi ufukta beklerken, Shepard artık iki cephede savaşmak zorundaydı: Bütün yaşamı yok etmek isteyen kadim sentetiklerle ve insanlığın en büyük umudunun yüzünü çalan gölge bir orduyla. ​"Aynadaki Hayalet", hem Shepard`ın kişisel vicdanına hem de galaksinin geleceğine düşen kalıcı bir iz bıraktı. Savaş henüz bitmedi; sadece daha kişisel, daha karanlık bir hale geldi.

​"Oort Bulutu`nun ötesindeki ebedi gecede, `Dinleyici` Elias yalnızlığa değil, evrenin matematiğine aşıktı. Ares-9 istasyonundaki rutini, bilinen hiçbir frekansa uymayan mükemmel bir asal sayı dizisiyle bozulduğunda, insanlık tarihinin en büyük keşfiyle yüz yüze geldi: Duygulardan, egodan ve savaştan arınmış, saf mantıktan oluşan ölü bir medeniyetin kristal kütüphanesi. ​Bu hikayede tutkulu aşklar veya kahramanlık destanları yok. Sadece bir adam, soğuk uzay boşluğu ve bir türün kaderini belirleyecek, duygusuzca verilmiş bir karar var. İnsanlık, bu `Duygusuz Miras`ı taşımaya hazır mı?"

"Uyanmak, bazen sadece başlangıçtır. Bazen de kaçınılmaz bir sondur." Sayra, en güçlü Kraliyet Şövalyeleri`den bir ailenin tek kızıydı. Ama diğer Şövalye Veliahtlarının aksine, Sayra henüz Uyanmamıştı. Güçlerinin her biri kısıtlı ve kilitliydi. O, herkesin beklediği uyanışı yaşayamamış, büyükbabası ve akrabaları tarafından yeteneksiz bir gölge olarak görülüyordu. Ancak Sayra’nın kaderi, tek bir kişinin arzusuyla değişmek üzereydi. Veliaht Prens Rafael. Güçlü Ejder soyunun mirasçısı olan Rafael, Yıllardır Sayra’ya uzaktan âşık olmuş onunla birliktelik kurmak için sessizce bekliyordu. Kılıçların ruhlarının birleştiği bu savaşta, Sayra, kendi kaderini çizmek için hem gücünü hem de kalbini ortaya koymak zorundaydı.

Kasabada kayıplar artıyordu,her hafta en az bir çoçuk ortadan kayboluyor ve bulunamıyordu.ve çevrede yaşanan bu garib olayın peşine düşen bir grub genç grublarına katılan sıradışı bir arkadaşla tanışıp olayları sonuca götürmek isteyince asıl serüven başlamış oldu

Hafızasını kaybetmiş birisi ne ister ? İNTİKAM --Şimdi unut istersen.Ama unutursan bende unuturum, hatırlarsan bende hatırlarım.Karar senin ... --Eğer unutmazsam yaşamak isterim , yaşamanı isterim...Eğer unutmazsam yaşamak için bir sebebim olur ,sebebin olur... Eğer unutmazsam sana tekrar bir sebep veririm... Bize mutlu son yakışmadı ki.Herkese gülen hayat bize bakmamıştı bile.Sadece acı vermek için bakmıştı bize.Acı Çektirmek İçin...

​Reaper Savaşı yeni bitti, ama galaksi bedelini ağır ödüyor. Komutan Shepard, en büyük düşmanı Sovereign`i yenerken, hem sevdiklerini feda etti hem de nihayetinde kendi bedenini Reaper Yapay Zekası ile birleştirerek Galaktik Bilinç haline geldi. Artık bir hayalet olan Shepard, hayatta kalan tek aşkı, Kaptan Liara T`Soni`yi, Uzay Boşluğu`ndan gelen ve Reaper`ların bile bilmediği kadim bir tehdide karşı uyarır. ​Bu epik destan, sekiz sezon boyunca Liara`nın Kaptan olarak yükselişini, Cerberus`un intikamını (Ashley ve Kaidan`ın trajik dönüşleri), Wrex`in kahramanca fedakarlığını ve Citadel`den Omega`ya uzanan zorlu mücadeleyi anlatıyor. Liara, Shepard`ın bilincini zihninde taşıyarak, Kaosun Tohumları`nın son oyununu durdurmak zorundadır. Bu, Galaksi`nin varoluşunun ve bir komutanın sevdikleri uğruna ölümsüzlüğe yükselişinin hikayesidir

Ayaz o bir öğrenciydi sene 2016 annesi ve babası hep gurur bekledi Ayaz o gururu onlara veremediği için üzgündü Ayaz eskisi gibi çalışkan değildi ve bir gün sene 2017 aralığın soğuk geceleri hikaye başladı

Anne ve babası öldürülen Efsun büyüdüğünde polis olmuş ve bir suçluyu kovalarken 2001 yılında bulmuştur kendini. Anne ve babasının katiline aşık olmak ise hesapta olmayan tek sorundur. Zaman Vuslatı:"çok özlenen bir zamana, döneme ya da beklenen bir ana kavuşma....

Bet, bir sabah uyandığında kimsenin onu tanımadığını fark eder. Kimlik karti yok, sosyal medya hesapları silinmiş, her gün karşılaşıp konuştuğu insanlar "Siz kimsiniz?" diyorlar. Ama o aynaya baktığında hâlâ kendini görüyor. Tek bir farkla… Gerçeği ararken öğrenmemesi ve görmemesi gereken şeylere şahit olur. Gizli bir deney. Saklanan bir suç. Ve o, bu deneyin ilk kurbanıdır. 

Yavuz aksoy kendi tarlasını biçerken yan tarlanın az bir kısmına zarar verırbu tarla sahibi de parasına ve malına kedinden daha çok değer veren Vedat arslana ayit olduğunu öğrenir.Bu konu ile ilgili konuşmak için Veda beyi arar. Vedat bey bunu duyunca deliye döner ve Aksoyların evine gider,Vedat Arslan sinirine hakim olamaz ve silahlar patlar. O olaydan tam 13 yıl geçmiştir ve bu mevzunun hayla bir sonuca varamamış,Vedat Arslan ona atılan suçu kabul etmemiştir. Bu olayların hepsi İstanbul’da ve bir çok ilde adı geçen Mert Arslanın kulağına giderse adananın Sarıçam ilçesinden bulunan Yeşiltepe gelir.

Ruhları birbirime bağlanmış iki düşmanın hikayesi... İkisi de aynı anın çocuğu. Aynı göğün altında, aynı nefesle, aynı kalp atışıyla dünyaya düştüler. Parmak uçlarında kaderin kırılmaz ipliğiyle birbirlerine bağlandılar. İkiz bağı. Öyle bir bağ ki, biri kanadığında diğeri de sızlıyor; biri düştüğünde ötekinin de dizleri kanıyor. Sevinçleri tek bir damarda dolaşan kan gibi, acıları aynı yarada toplanan irin gibi. Ama işte, bağ ne kadar güçlü olursa, nefret de o kadar derinleşiyor. Birbirlerine dokunduklarında iyileşmek yerine kanatıyorlar. Birinin gülüşü diğerinin yüreğini kesiyor; bakışları yara gibi, sözleri bıçak gibi. Sanki evren, onları aynı saniyede yaratırken aynı cezayı da yazmış: Birlikte acıyacaklar. Ve bu acının içinden, sevgi değil, daha koyu, daha keskin bir şey doğmuş. Nefret. Öyle bir nefret ki, bağlarını koparmaya çalıştıkça daha da sıkı sarılıyor onlara. Öyle bir nefret ki, her biri diğerinin canını yakarken, kendi canını da yakıyor. Çünkü ikiz bağı, hem kurtuluş hem lanet. Ve bu iki insan, kurtulmak yerine yanmayı seçmiş. Wattpad: chansroomep15

Eğer bir not geldiyse ölüm senle dans ediyor demektir... Dikkat et ölme, öldürme, öldürülme yada... Öldürülmesinler

Belki bir şey olur, yada olmaz.. bilemezsin. Kadere inanır mısın? Yoksa her şey tesadüf mü? 17 yıl boyunca evde hep yalnız kalmış Deliver, amcasından aldığı bir e-posta ile ilk defa dışarı çıkar fakat olacaklardan habersizdir..

Kısık bir sesle "Kardeşim yaralandı, lütfen yardım edin." dedim karşımdaki adama. "Kimsin? Neredensin?" "Türk`üm" Elindeki yayı yere doğrulttu "Ne idensin?" "Kardeşimin yarası çok ağır lütfen önce ona bakalım." Tutku Mahlas, gittiği gezide yuvarlanarak kendini 16. yüzyılda bulur. Yanındaki kardeşi ile ne yapacağını bilmeyen Tutku, tanıştığı gizemli kişi ise hem güvendiği hem güvenemediği tek kişi olur. Kardeşini bulmalı zamanı kullanmalı.

Uzak gelecekte insanlar, içsel ruhlarını yansıtan robotlarıyla savaşır. Bu robot savaşçıların (araba, drone, tank vb.) tek amacı, ruhsal direnç seviyesi olan Kavut`u yükselterek Kavut Arenası`nda galip gelmek ve büyümektir.

En yakın arkadaşı ile ondan hoşlanan çocuk arasında kalan kız

Serinin 2. kitabıdır. İlk kitap burada yayımlanmamıştır.

-Hadi ama tüm belalar beni mi bulur?

Dünya artık eskisi gibi değil. Sığınakların karanlığında, güven duygusunun yerini kuşku almış durumda. Aras ve Selin, gizemli bir cihazın etrafında şekillenen bu karanlık oyunun içine sürüklenirler. Gerçeklik değişir, zaman bükülür ve her kararın bedeli ağır olur. Bir yanda güven, diğer yanda ihanet… Her adımda gölgeler derinleşirken, Aras ve Selin hem kendileriyle hem de geçmişin bıraktığı karanlık mirasla yüzleşmek zorundadır. Cihaz, onların kurtuluşu mu olacak, yoksa sonları mı? "Gerçeklik bir kez kırıldığında, artık hiçbir şey eskisi gibi kalmaz."

Bu kitap ilk kitabın devamıdır

-12.11.2075 Arden...Arden...Arden Uyan artık Arden. Ben çok sıkıldım. Kimse anlamıyor beni. Anlamaları için illa konuşmam gerekiyor sanki. Senin gibi ben daha konuşmadan anlamıyorlar. Sonra ise suçlu ben oluyorum. -13.11.2075 Arden uyan artık özledim. Sana sarılmak istiyorum. Tüm insanlıktan nefret ediyorum. Beni anlamayan tüm insanlıktan. -14.11.2075 Arden seni özledim. Gitmesen olmaz mı? Ben seni çok seviyorum. Arden...Ben seni gerçekten çok seviyorum. -27.12.2075 Bugün yine yağmur yağıyor.Ama sanki diğer yağmurlara benzemiyor. Çok yağıyor.Çok fazla yağıyor.Sanki boğulucakmışız gibi yağıyor. Kimsesizim,yanlızım. Seni istiyorum.. Uyan artık.Uyan.Çok yoruldum...