DÜNYADA YALAN OLMASAYDI NE OLURDU ADLİ ÇALIŞMA

Sohbet amaçlıdır

Korsanlar,kılıçlar,çiçekler…

Liseli ergenlerin sınıf kavgası+benim narsizm sonucu hikayeye kendimi eklemem

Bir gecede hayatım yerle bir oldu. Ailem yüzünden düştüğüm bir hapisanede ölmeyi beklerken yirmi altı yıllık hayatımda kimsenin inananmadığı kadar bana inanan ve beni cehennem ateşinden kurtaran bir adamla o gün bilmesemde bir kumar masasına oturmuştum Mantığım ve kalbim

Mafya gölge şehir

Barış adında birisinin ormanda gizemli bir kutu bulmasıyla başlar

Bazı cinayetler bağırmaz... sadece sessizce bekler." İstanbul`un gri sokaklarında, notalarla süslenmiş cesetler bulunuyor. Her kurban, bir klasik müzik parçasına, bir karanlık geçmişe ve bir sessiz çığlığa bağlı. Ve her cinayet... aslında yıllar önce işlenmiş bir suçun yankısı. Neva Arıkan, adli tıbbı ardında bırakmış bir kadındı. Ta ki onu geçmişe bağlayan "sessiz dosya" tekrar açılana kadar. Kurbanlar artıyor. İpuçları sanattan ve felsefeden geçiyor. Gerçekler bulanıklaşıyor. Ve Neva, sadece cinayetlerle değil... kendi karanlık hafızasıyla da yüzleşmek zorunda kalıyor. Adalet, bazen susarak aranır. Ama suskun kalan herkes... suç ortağıdır. Karanlık sırlar, notalara gizlenmiş adalet arayışı ve psikolojik çöküşe hazır ol... Bu roman seni içine çekecek, sessizliğin bile kan dondurabileceğini gösterecek.

Aden Kaya, çocukluğunu yaşayamayan insanlardan biriydi. Şiddetler, silahlar, bıçaklar artık onun yaşam sebebi gibiydi. Ve bunu yapan ise, yıllarca babası sandığı adamdı. Şimdi herkes, yaşadıklarının boşa olduğunu ve gerçek ailesinin onlar olmadığını söylüyorlardı. Aden, neye inanacaktı? Dünya`nın korktuğu kendisiydi. Ama biri vardı, Aden ile eşit değerdi, Demir Kanlıoğlu, kadınların hayran, erkeklerin hem düşman hem dost olduğu biriydi. Demir, ne kadar korkulu rüyaysa, Aden`de o kadar kâbustu. Bu ikisi arasında neler yaşanacaktı? Aden, gerçek ailesi ile neler yaşayacaktı?

Aksiyon Sevenlere kitap

Bütün dünya ağlasın istedim, çünkü ailemin arkasından benim dışımda başka kimse ağlamadı. Bende söz verdim bütün dünyayı bizim için ağlayacaktım ama benim dünyam oydu. O da ağlıyordu şimdi. Bütün dünya ağlamış sayılır mıydı?

İstediğim tek şey kendi yıkımıma doğru yürümekti, kendi enkazımın altında kalmak. Karanlığın beni içine çekmesini istiyordum çaresizce. Karanlık beni içine çekmişti ama bu siyah bir ekranın gözümün önünde belirmesi değil, sıcak iki kolun sarılmasıyla olmuştu bedenime. Adım Sarya Koraral, karanlığa inen bu basamaktan korkmuyorum. Korkmam gerekenin karanlık olmadığını öğreneceğim.

Ölüm tırmanışı yapan gençler.

Bir şehir… Hafızanın satıldığı, duyguların kiralandığı ve kimliğin bir meta olduğu karanlık bir gelecek. Ariana, sıradan bir kadınken, “Anı Bankası”ndan gizlice Drac’a ait aşk anılarını kiralar: şehrin en tehlikeli ve en güçlü adamının yasak geçmişini, aşklarındaki tutkuyu ve kayıplarını kendi zihnine yükler. Ama kiraladığı bu anılar, sadece hikaye değil; Drac’ın hâlâ yaşayan yaraları, sırları ve acılarıdır. Ariana’nın kendi kimliği silinirken, Drac anılarının izini sürer… Çünkü bu anılar sadece aşk değil; onun gücünün, hayatının ve karanlık sırrının anahtarıdır. Drac, Ariana’yı bulduğunda ona dokunamaz: Aralarındaki bağ artık tehlikeli ve geri dönüşü olmayan bir çekimdir. Peki Ariana’nın hissettiği aşk gerçek midir, yoksa başkasının geçmişine mi aşık olmuştur? Hafızanın, kimliğin ve aşkın sınırlarının silindiği bir oyunda ikisi de kendi gerçeğini bulmak zorundadır. “Memora”, aşkın hafıza üzerinden yeniden yazıldığı, tehlikeli bir psikolojik gerilim… Ve bu hikâyede, kimsenin hatırlamak istemediği şeyler en çok hatırlanandır.

Başlangıçta sadece 6 kişiydik. 3 kız, 3 erkek. Korku videoları çekiyor, geceleri terk edilmiş evlerde, hastanelerde, ormanlarda dolaşıyorduk. Kameralarımız gerçekleri kaydediyordu... ya da biz öyle sanıyorduk. Ama zaman geçtikçe fark ettik ki asıl korku... hissetmeye başladığımız şeylerde saklıydı. Bir bakışta gizlenen kalp atışlarında, sessizliği paylaşırken doğan bağlarda. Bu kanal artık sadece paranormal olayları değil, gerçek duyguları da anlatıyor. Karanlıkta fısıldayan ruhların yanı sıra, birbirine fısıldanan aşkların da hikâyesi burada. Her video, sadece tüyler ürpertmiyor... kalpleri de hızlandırıyor. 💡 Birlikte korktuk. 💡 Birlikte kaçtık. 💡 Ve fark etmeden... birlikte sevdik. Hoş geldin. Burada her sesin bir anlamı, her bakışın bir hikâyesi var. İzlemeye cesaretin varsa... bu sadece bir korku kanalı değil. Bu, beklenmeyen bir aşk yolculuğu.

Erkek doğduğu için atılan 3 erkeğin kadınlarla tanışması ve maceralı

~Hassiktir lan hamileyim "NEEE" "KNK SEN NAPTIN" ~aa ..... "ANNELİK BUMU LAN 6 AYLIK ÇOCUĞU O SOĞUKTA KAPIMA BIRAKMAKMI LAN SENİN AMACIN NEYDİ " ~ZORUNDAYDIM "YAPMA ELAY KİMSE ZORUNDA DEĞİLDİ SEN BANA SÖYLESEYDİN BEN SANA ÇOK İYİ BAKARDIM"

Karanlık bir gecede yaşanan bir vahşet bir katliam sonucu ölen kötü bir baba vardı ve şimdi aradan 10 sene geçmiş cinayetin gizemi araştırılmaya başlanmıştı...

Anna adında bir kız gece dışarı çıkar fakat olacaklardan habersizdi...

Dünya, ışığını yitirmeye başlamıştı Topraklar kanla, gökyüzü dumanla, insan kalpleri kinle doluydu. Tanrı, yükseklerden baktığında sadece şehirleri değil; insanların içini de görebiliyordu artık. Gözleriyle görmese bile; çocukları ağlatanları, açları unutanları, doğayı parçalayanları, savaşları başlatanları, kendine tanrı rolü biçenleri hissediyordu. İnsanlık; kendine verilen cenneti bir çöplüğe çevirmişti. Gölgeler, kalplere sinmişti. Sevgi yerine açgözlülük, şefkat yerine nefreti seçmişlerdi. Erkekler parayla, kadınlar güzellikle, çocuklar ise şiddetle büyüyordu. Ve Tanrı, son bir uyarı için sevdiği bir kulunu huzuruna çağırdı "Ey kulum... Seni çağırıyorum. Yeryüzüne yeniden ineceksin. Gözlerinin önünde şekillenen insanlığa bakacaksın. Doğruyu, yanlıştan ayıracak iradeye sahip olanlara, son bir şans vereceksin." İnsan sordu "Beni neden seçtin? Ben kimim ki, insanlığa kıyameti getireyim ya da engelleyeyim?" Tanrı yanıtladı "Çünkü sen, onların içinden geldin. İnsanları tanıdın… Umudu da gördün, nefreti de. Sana bir beden verdim — güçlü, dayanıklı. Ruhunu nur ile yıkadım. Ama unutma... bu bir sınavdır." İnsan sordu "Peki, bu sınavın sonu ne olacak?" Tanrı tekrar yanıtladı "Dünyaya ineceksin. Onları izleyeceksin. Her yıl bana rapor vereceksin. Üç yılın sonunda seni bulacak bir melek, Eğer dünya günahla yoğrulmuşsa mühür çözülecek. Ve kıyamet... seninle başlayacak." İnsan sordu "...Ve ya kötülüğe kapılırsam?" Tanrı sustu. Cevap vermedi. Zira Tanrı bazen en büyük cevapları sessizlikle verirdi. Tanrı insanın vücudunu yeniden şekillendirdi. Kemikleri yeryüzünün en sert dağlarından dövüldü, ciğerleri göksel dumandan örüldü. Ve kalbine, Tanrı`nın bile dokunmak istemediği karanlık bir tohum yerleştirildi. Zamanla büyüyecek, şekillenecek ve dünyayı dize getirecekti. James normal biriydi, kendisi bir makine mühendisiydi. 24 yaşındaydı. Çok fazla şakacı olmasa da şaka yapmayı severdi. James, yetim olarak doğup büyümüş biriydi. Tek akrabası, 30 yaşındaki kuzeni Tommy’di. Tommy, illegal işlerle uğraşan, genellikle uyuşturucu madde satarak geçimini sağlayan biriydi. O da hem ciddi hem de sert biriydi ama sevdiği kişilere iyi davranırdı. James’in, iki küçüklük arkadaşı ile birlikte aynı evde yaşıyordu. Onlardan biri Nord’du. Nord bir polisti, kendine özel bir tabancası vardı. Nord ise daha çok sert biriydi, şakaları çok fazla sevmezdi. Diğer arkadaşı ise Tony’di. Tony isminden dolayı, James’in kuzeni Tommy ile çok kafa karışıklığı olduğu için ona “Dark” lakabını takmışlardı. O da bir markette kasiyerdi ve işini hiç sevmezdi. Sadece parası iyi olduğu için seviyordu. Market, ona ruhsatlı bir tabanca vermişti. Dark, ciddiyeti olmayan, sürekli küfür eden biriydi. Ayrıca James’in, Chloe isminde 3 yıldır devam eden bir ilişkisi olan bir sevgilisi vardı.

Seren o gün hayatının en kötü günü diye düşünürken yaşadığı olayın daha kötü olacağını aklının ucundan bile geçirememişti...

Eylül ile Berk`in 4 yıllık bir ilişkileri vardır.Berk ansızın evinde öl* bulunur.Eylül hayatı içerisindeki en büyük şoku yaşar.4 yıl boyunca öle* sevgilisinin katilini arar.Fakat başka birine aşık olur...Aşık olduğu kişi ise Berk`in katili olan Ulaş Yılmaz`dır... Asıl Berk ölmemiştir,yıllar sonra ortaya çıkar ve Ulaş`la tartışır.Bu kaza çok büyük bir şeye sebep olmuştur....

Mafya kurgusu iki kişi izde mafya olcak Allah bilir nasıl olaylar olcak birlikte görcez

Ateşti o... İsmi gibi ateş gibiydi. Yakıyordu heryeri ve tabii beni de yakıyordu. 🔥👤 Vardı ama aynı zamanda yoktu. Görüyorduk ama bir iz bile bırakmıyordu. Tıpkı bir Gölge gibi. TELİF HAKKI BANA AİTTİR. İZİNSİZ KAPAK VE İÇERİK ALINAMAZ!

Hayatta yaptığı tek hata bir bölge liderinin kızı olmasıydı.Normalde sesiz ve sakin bir yaşam süren fakat kendini içten içe eğiten Alev, babasının ölmesi ile tek varış olduğu için bölge lideri olur. Fakat bundan sonra hayatı eskisi gibi olmayacaktır.Onun gibi bölge lideri olan Sinan Alacakan`ın dikkatini çekmiştir Alev...