Doğduğunda kaybolan bir kız, enkazın ortasında bir mucize gibi… Arin’in dünyası sessizlik, kayıp ve yalnızlıkla örülü. Geçmişin yükü ve belirsiz bir geleceğin içinde hayatta kalmaya çalışan Arin, aşkı ve umudu yeniden keşfetme yolculuğuna çıkıyor. Bir mucize mi, yoksa felaket mi? ‘Muhtemel Aşk’, acı, yalnızlık ve umudun iç içe geçtiği, çarpıcı bir hikaye. Külden doğan, ateşe aittir.

Herkes duyar kalbin atışını, ama çok azı duyar kalbin fısıldadığı çığlığı… Bu kitap, bir kalbin en derin yaralarından, en sessiz haykırışlarından doğdu. Aşkın acısı, ayrılığın suskunluğu, hatıraların gölgesi ve insanın kendi içindeki sessiz savaşları… Hepsi bir araya geldi ve satırlara döküldü. Her şiir, biraz senin kalbinden, biraz da benimkinden bir iz taşıyor. Okurken kendi hikâyeni bulacaksın; belki bir eski aşkta, belki yarım kalmış bir vedada, belki de hiç söyleyemediklerinde. "Kalbimin suskun Çığlığı", sadece okunacak değil, hissedilecek bir kitap…

"Yenilgi senin için bir zayıflık mı Aren Çakır?" "Yenilgi değil Utku yenilmek bir zayıflıktır." "Açıkla," dedim sert bir sesle. Kaşlarını çattı. "Anlamadım." Hafifçe üzerine eğildim. "Yenilgi ve yenilmek arasındaki farkı açıkla." Kelimeleri tek tek vurguladım. Arkasını dönüp gitmeye başladı."Yenilmek kişinin elinde olan bir davranıştır," dedim sesimi yükselterek. Bu Aren`i durdurmaya yetmişti."Yenilmek vazgeçmektir, acizliği kabul etmektir, savaşı terk etmek, tutsaklığı seçmektir. Ahmakça!" "Yenilgi ise hezimete uğramaktır Aren. Başarısız olursun, yenilirsin. Bir savaşa girersin, mağlup olur, yenilirsin. Elindeki her şeyi yitirirsin, yenilirsin." Derin bir nefes verdim dudaklarımın arasından. "Ama vazgeçmezsin ne kendinden ne de kendi rızanla kabul ettiğin o uğurdan." Çekingen adımlarla bana doğru döndü. “Tüm yüreğinle senden bir cevap istesem verebilir misin? O kadar cesaretin var mı yoksa gözyaşı zırhını çıkarmaya niyetin yok mu? Yenildin mi, yenilgi mi?" Başını aşağı eğdiğinde gözleriyle göz göze geldim. "Öyle kötülükle dolusun ki öyle acıyla bütünleşmişsin ki katran karası kalbini kırmaya kalkınca biri, kendini korumak için bıçaktan keskin sözlerle zırhlanan sensin. Tüm yüreğinde cesaretini toplayabilir misin yoksa duyguları toplayabilecek bir yüreğin bile yok mu?"

Bir bağırış , bie yüreğin feryadı , bir ruhun son umutları. Narâ ile karşınızdayım.

kuşun kanat çırpma vakti gelmişti....

Sadece bir rakam değildi . O rakam belkide hayattını alak bulak edecek .

Gecenin sessizliğinde yankılanan bir çığlık, hayatını sonsuza dek değiştirecek... Ailesini kaybettiği gecede, sadece rahat nefes almak için dışarı çıkan genç bir kadın, karanlık bir ara sokakta tuhaf bir adamın hedefi olur. Ancak o sokağın sonu sadece korkuya değil… beklenmedik bir tanışmaya, hem ürpertici hem de tutkulu bir hikâyeye açılacaktır. Peki o çığlık gerçekten bir sonun habercisi mi, yoksa yeni bir başlangıcın mı? Ara Sokaktaki Çığlık Karanlıktan doğan bir tesadüf, kalpten gelen bir haykırış...

Gece karnım kazındı ve mutfağa gidip kendimi yemek yapmaya başladım. Bir anda mutfakta ki telefon çaldı. Gidip açtım: "Alo." "Merhaba." "Eee kimsiniz?" "Sonra söylerim, sana bir soru soracağım?" Derin bir nefes aldım: "Tamam buyurun." "Mor size çok yakışıyor." Üstümde mor kazak vardı: "Hey sen kimsin ve neden beni izliyorsun?" "Biliyor musun benimde karnım açıktı." "Sen kimsin?" "Boşver Lena." "İsmi mi nereden biliyorsun?" "Biliyor musun?" "Neyi?" "Ne yiyeceği mi?" "Hayır bilmiyorum." "Söyleyeyim," bir kaç saniye bekledi ve en sonun da cevap verdi "senin böbreklerini." Demesiyle arkadan bana saldırdı. Döner bıçağını böbreklerim de hissediyordum. Lena üniversite öğrencisiydi. Arkadaşlarıyla takılır gezerdi tozardı eğlenirdi. Ta ki o güne kadar. Bir telefon konuşmasından sonra haytı alt üst olur. Biri tarafından takip edilir. Ve bunun sonunda hep biri yada birileri ölür. Eğer ölmezsen öldürmelisin yoksa öldürülürsün. Yaşamak istiyorsan ÖLDÜR.

Aynaya son kez baktığımda hazırdım. Bu gece çok eğleneceğim, hayatımın belki dönüm noktası olacak ama kesenlikle değecekti.

İnsanları denek olarak kullanan bir bilim insanı, şirketi ve kendi özel dünyası. Bu dünyada insanlar Dünyadan uzay kapsülleriyle getirilir ve üzerilerinde çeşitli deneyler yapılır. Ayrıca farklı gezegenlerden ve boyutlardan canavarlar getirilir ve onların üzerinde de deneyler yapılır. Ana karakterimiz de Dünyanın ileri gelen isimlerinden Fred Dengel`in ilk kızı Hina Laura`dır. Babasının, küçük yaşta onu deneklerin dünyasına bırakması sonucu orada ki sıradan deneklerden hiçbir farkı kalmaz. Ancak Laura`nın bilmediği şey şudur ki deneklerin dünyasında çığlıklar asla kesilmez.