İstanbul`un labirent gibi sokakları, kaybolmuş ruhlara ev sahipliği yapar. Kimisi geçmişinden kaçar, kimisi ise asla dinmeyen bir intikam ateşiyle yanar. Onlar, kaderin birleştirdiği iki genç, Gözde Kartal ve Aybars Yüce. Yedi yaşındayken annesinin, babası Eray tarafından vahşice bıçaklanışına tanık olan Gözde, dört yıl boyunca babasının işkencelerine maruz kalmış, on bir yaşında ise kendini İstanbul`un acımasız sokaklarına atmıştır. Karanlık ve babasının yeşil gözleri, ruhuna kazınan iki bitmek bilmeyen kabustur. Aybars ise annesinin kaybının ardından babası Kemal`in getirdiği üvey anne Dilan`ın yalanlarıyla evinden kovulmuştur. Dilan`ın, Aybars`ın annesinin kolyesini çalıp sattığına dair iftirası, onu sokakların soğuk kucağına itmiş, kalbinde derin bir güven problemi ve intikam arzusu bırakmıştır. Yolları, İstanbul`un terk edilmiş bir deposunda, bir uyuşturucu teslimatına tanık olmalarıyla kesişir. Zifiri karanlıkta saklanırken, Gözde`nin yeşil gözlü bir çete üyesini görmesiyle yaşadığı panik, ikiliyi soluk kesen bir kaçışın içine sürükler. Artık sadece hayatta kalma mücadelesi vermekle kalmayacak, aynı zamanda şehrin en tehlikeli organize suç çetesinin hedefi haline geleceklerdir. Karanlıkta Kalanlar, geçmişin gölgelerinden kaçmaya çalışan, birbirlerine tutunarak ayakta kalmaya çalışan iki ruhun; ihanet, korku ve aidiyet arayışıyla dolu nefes kesen hikayesi. İstanbul`un yeraltı dünyasının kalbinde, Gözde ve Aybars kendilerini ve birbirlerini bulabilecekler mi, yoksa şehrin karanlığı onları da yutacak mı?

Masumiyetin iftirayla çalındığı, zamanın bir okul bahçesinde donduğu sarsıcı bir hikâye. Adalet gecikir, sessizlik konuşur. Ve bazı yaralar... sadece büyür. Donmuş Zaman, affetmenin değil, yüzleşmenin romanı.