[ minho ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 9s önce güncellendi
seni tanıyor muyum?| Minsung
@tilkiiyy
Okuma
13
Oy
8
Takip
3
Yorum
14
Bölüm
3
Her gün okul çıkışından sonra kafede çalışan Jisung, birgün her zamanki gibi mesai yaparken siyah maskeli, siyah şapkalı bir çocuk müşteri olarak gelir. Jisung bu çocuğun sipariş verirken ki davranışlarına anlam vermez ancak o çocukla çok yakin sanal arkadaş olurlar...
devam ediyor 3g önce güncellendi
The Devil's Portrait
@olurenkler
Okuma
61
Oy
17
Takip
5
Yorum
57
Bölüm
6
Beş yıl önce Minho’nun Jeju Adası’na gelişiyle her şey değişmeye başlar Yıllar sonra adada yeniden bir araya gelen sekiz eski arkadaş, aşk ve saplantı arasında sıkışıp kalır. Gün yüzüne çıkan sırlar, ilişkileri zehirlerken; ihanet, yavaş yavaş aydınlığa kavuşur.
Ve şeytanın kanatları altında gölgelenen iki genç…
Acımasızlığın en karanlık yüzüyle baş başa kalacaktır.
devam ediyor 2h önce güncellendi
Gece Mızrağı, Minsung
@nvuusa
Okuma
623
Oy
151
Takip
30
Yorum
105
Bölüm
13
Polisin bile çözemediği bir tehtit ve o tehtiti çökertmeye çalışan devasa bir birlik. Minho ve Han lise yıllarında tanışan yakın arkadaşlardı. Bu arkadaşlık Minho`nun sırra kadem basması ile bir anda biter. Uzakta olan Han ise hayatına devam etmekten başka birşey yapamaz.
Bir gece ise aniden evine giren 3 adam ile hayatı bir anda değişir. Minho`nun hayatını yakından görür. Neden gitmek zorunda kaldığını anlar ve olayların yani tehlikenin tam merkeze yerleşir. Minho ise onu korumak için herşeyi yapacaktır. Gerekirse hayatından gerçekten çıkacaktı. Peki sonunda ne olacak? Her hikaye gibi mutlu mu bitecekti yoksa farklı bir son mu olacaktı?
•
Sessizlik.
Ev tamamen karanlık. O sırada dışarıdan ayak sesleri geldi. Düşman çok yakındı. Dışarıdaki sesler bir süre durmuştu ve sonra ses kesilmişti. Şimdilik güvendeydik ama o anda koridorda biri beliriyor. Elinde bir sopa vardı.
Karanlıkta benimle göz göze geldi. Bir anlığına sopalı adam donup kalmıştı. Bu bir yabancı değildi ve şimdi silahımı doğrultmuş ona bakıyordum.
Silahımı kaldırmıştım ama tetiğe basmayacaktım. Jisung`da elindeki sopayı daha sıkı kavramıştı.
Sessizliği bozan ilk kişi bendim. "Sen."
Jisung kaşlarını çatılmış bize bakıyordu. Belli ki bunu hayal bile etmemişti. Kim bilir kaç kez sohbet etmiştik ama bir gün aniden mesajlar kesilmişti. Bir anda ortadan kaybolmuştum. Şimdi ise onun evinin ortasında, kanlar içindeki adamlarımla duruyordum.
Angst Değildir
devam ediyor 3h önce güncellendi
Benimle Yarışma
@cc_staywqwilow
Okuma
24
Oy
13
Takip
5
Yorum
50
Bölüm
3
Ortaokulunun en çalışkanı , sevileni , iyi davranışlarıyla bilinen Han Jisung. Ve okulun en popüleri , haliyle zorbası , boksör olan Minho. HaN Jisung hastaydı... Astımı ve epilepsisi vardı. Okulda onlarca kez astım atağı ve epilepsi krizi geçirirdi. Minho`nun gözünde hastalığı yüzünden ve akıllı bir öğrenci olmasından erkek bile değildi ki Han Jisung. Jisung`un nedensizce sadece Minho`nun dediklerine içerlemiş ve 3 yıl boyunca çalışıp sağlığının izin verdiği raddede anca okçu olabilmişti. Fakat bunun hakkını vermiş olsa ki bulunduğu bölgenin en iyi okçusuydu. 3 yıl sonrasında şehirlerdeki belirli okullardan bir spor kampı kurulmuş çeşitli eğlenceler ve yarışmalar oluyor, öğrenciler kendi branşları arasında yarışıyordu. Ne tesadüftür ki Han ve Minho bu kampta tekrar karşılaşmıştı. Han Minho`yu ilk görüşte tanımıştı, nasıl unutabilirdi ki!
devam ediyor 4h önce güncellendi
Camdan Hayaller
@gecekusud
Okuma
404
Oy
185
Takip
9
Yorum
353
Bölüm
30
Yine saat gece yarısı olduğu için kimsecikler yoktu ortada. Asansör için köşeye döneceğim sırada duyduğum seslerle korkarak hemen geri çekildim. Duvara yaslandım.
Gece gece 2 erkek görmek korkutmuştu. Ah, oysa hastanedeyim. Neden korkuyorsam? Kendimi toplayıp çıkmak için hamle yaptım. Ancak bu sefer duymuş olduğum kelimelerin beni ilgilendirdiğini anlayarak yeniden duvara yapıştım. Kulaklarımı kabartıp onları dinlemeye başladım.
Nefes nefese bir genç, sırtı bana dönük olan gencin önünde, elleri dizlerinde hem soluklanıyor hem de anlatıyordu.
"Kameralara bakamadık. Bakamayız da. İçerideki güvenlikler sağlamlar. Koca hastanede nasıl arayacağız o kızı? Ben yüzünü de görmedim. Onu bir tek sen gördün."
Sırtı bana dönük olan genç sinirlendi.
"O kızı ne olursa olsun bulmalıyız. O defteri almamız lâzım."
Karşısındaki onu onaylayarak başını salladı. O genç, bir kere daha söze girdi.
"Bulduğunda yaşatma. Defterdekileri okumuş olma ihtimalini göz ardı edip kendimizi riske atamayız."
Korku içerisinde gözlerimi irileştirdim. Boşta olan elimi ağzıma kapattım. Defter... Kız... Bahsettikleri kız bendim! Resmen öldürme emri vermişti bu manyak!
Minho... Ya ona bir şey yapmaya kalkarlarsa? Defter odadaydı. Ya defteri bulurlarsa ve Minho`nun okuduğunu düşünüp onu öldürürlerse?Hayır!
Arkama döndüm ve temkinlice çekilip bir müddet sonra hızla koştum. İlerideki merdivenlere yönelip birer birer çıkmaya başladım.
Bacaklarım şimdiden iflas etmişti. Odanın olduğu kata çıktığımda artık bacaklarımı hissetmiyordum. Sadece burnumdan nefes almak yetmiyor, ağzımdan da nefes alıyordum. Kalbim ağzımda atıyordu.
Az kaldı diye içimden kendimi tembihleyerek yine hızlandım. Odaya âdeta dalarak girince Minho yatağında hızla doğruldu.
Beni, daha doğrusu hâlimi görünce yüzü düştü.
"Jae Hee! Ne oldu?! İyi misin?!"diye sordu. Korkuyla yanına ilerledim.
Yatağın başına gelerek dizlerimi kırdım. Ellerimle yatağın kenarını tutunup düşmemek için destek aldım. Minho endişeyle bana bakmayı sürdürüyor ve benden bir cevap bekliyordu.
Panik yüzünden ağlamaklı çıkan sesimle anlatmaya başladım.
"Minho polisi aramalıyız! Sanırım başımız dertte. Hatta ben! Benim başım dertte. Gitmeliyim buradan!"
"Jae Hee sakin olup neler olduğunu anlatır mısın?"
"Minho defter! Defterde her ne varsa hiç iyi şeyler değil! Beni ve defteri arıyorlar! Aşağıda onları konuşurken duydum. Beni... Defterdekileri okuma ihtimaline karşı öldüreceklerini duydum! Sadece beni hatırlıyorlar. Seni de riske atamam!"
"N-ne diyorsun sen Ja Hee? Dur bekle! Kuzenim polis benim. Onu arıyorum hemen. Hiçbir yere gitmek yok. Seni bırakmam."
Güzel gözleri bu sefer güven vermek istercesine bakıyordu gözlerime. Ayaklarını sarkıtacağını anladığım an ayağa kalktım. Ayaklarını sarkıttı ve terliğine ayaklarını geçirerek leptobunun yanında olan telefonunu eline aldı. Hızla birini aradı. Çok geçmeden çağrısı cevaplandı ve konuşmaya başladı.
"Hyunjin! Acilen hastaneye gelebilir misin? Ama çok acil. Ölüm kalım meselesi. Gelince görüşürüz. Tamam, bekliyorum. Lütfen çabuk ol."
Telefonu kapatıp eski yerine koydu. Yavaş adımlar atarak karşıma geçti.
Gözleri bu sefer âdeta yalvarıyordu.
"Ağlama ne olur? Seni böyle görmek istemiyorum."
Ağlıyor muydum?
Ellerimi yanaklarıma attığımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığımı fark ettim. Hemen ellerimin tersiyle yanaklarımı, gözlerimi sildim.
Uzun koltuğun karşısındaki orta sehpanın üzerine koyduğum defteri elime aldım. Yeniden Minho`nun karşısına geçtim.
"İçinde bu kadar önemli olan ne var bilmiyorum. Ama cebimden çıkan not şaka değildi. O çocuğa bir şey olmuş mudur Minho? Bana çarptıktan sonra gözlerime yalvarırcasına bakmıştı. O bakışlar... O not... Bunu nasıl şaka zannedebilirim ben? Ya ona bir şey olduysa?"
"Korkma Jae Hee, hiçbir şey olmayacak." dediği anda kapı tıklatıldı. Korkuyla ikimiz de kapıya baktık. Kapının arkasından biri seslendi.
"Müsait misiniz efendim, girebilir miyim?!"
Bu ses aşağıda bana sırtı dönük olan, öldürülmem için emir veren kişinin sesiydi!
...
devam ediyor 4h önce güncellendi
Fifteen years lost' - Minsung
@s3ungm1nlee_
Okuma
1.34k
Oy
557
Takip
36
Yorum
440
Bölüm
15
Herşey Jisung`un arşivde bir dosya bulmasıyla başlar.
15 yıl önce intihar ettiğini söyleyip ortadan kaybolan Lee Minho hakkında soruşturma başlar.
Minho`nun cesedi ve ya mezarından bir iz olmadığı için ölmüş ve ya kaçırılmış olduğu düşünülüyor.
Minho`nun kaybettiği 15 yılı telafi edebilmek için Jisung, elinden geleni yapacağına söz verir 🔎🗞