Kelebekler sessizliği deldiğinde, Elara Noxir’in gizemli katmanlarında eski Mısır’ın ölüm ve yeniden doğuş sırlarıyla yüzleşir. Ruhların ve bilinçlerin metamorfozu başlamak üzeredir. Sessizlik arasında beliren, imkânsıza yakın bir bağ, Elara’yı kendi kaderine sürükler.

Ay`ın mühürlediği bir kadının içindeki ateş ve su arasında denge arayışı başlar. Gücünü keşfederken, hem karanlık hem de aydınlıkla yüzleşmesi gerekecek. O, yalnızca bir kadından fazlasıdır; o, bir efsanedir.

Yüzyıllar boyunca uyutulmuş olan Aurelia, rüyalarındaki işaretler ve içgüdüleriyle uyanır. Beyaz teni, değişken gözleri ve büyüleyici güzelliğyle, Elementelia’nın dengesini yeniden kurmak için çağrılmıştır. Ancak yolculuğu yalnız değildir. Ateş grubu savaşçısı, gizemli ve etkileyici Kael Ashar, hem sınırlarını zorlayacak hem de ruhunu derinden etkileyecek bir güç olarak karşısına çıkar. Tutkulu, kararlı ve esrarengiz bakışlarıyla Kael, Aurelia’nın hem meydan okuması hem de kaderindeki tamamlayıcıdır. Küller ve Kanatlar, büyülü semboller, dört elementin gücü ve ruh eşleriyle örülü bir fantastik dünyada, uyanışın ve keşfin hikayesini anlatıyor. ..... Yüzyıllardır uyuyan Aurelia, rüyalarındaki işaretler ve içgüdüleriyle uyanır. Beyaz teni, değişken gözleri ve büyüleyici aurasıyla sadece kendi kaderini değil, Elementelia’nın dengesini de değiştirecek. Ama karşısına çıkan Kael Ashar… Ateş grubu, gizemli, tehlikeli ve bir o kadar çekici. Onun bakışı bile yüzyıllardır uykuda bekleyen kalbini harekete geçirecek. Sırlar, semboller ve dört elementin gücü… Küller ve Kanatlar’ta uyanış başlıyor, ya sen hazır mısın?

BU KİTAPTAKİ HİÇBİR ŞEY GERÇEK DEĞİLDİR!!! Başka evrenden gelen bilgiyle bulundukları ülkeyi koruyacaklardı ama onlar o ülkedeki insanlara ait değildi ama o ülkede diğer parçalarını bulabilirler di. Onlar şeçilmiş kahramanlardı. Onlara verilen süper güçler onların nişanesiydi. Onlar kim miydi; Clary Fray Jace Wayland Alec Lightwood İzzy Wolf

Her kalbin bir sırrı vardır. Ve bazı sırlar sadece Araf`ta ortaya çıkar… Hiçbir şey göründüğü kadar basit değildir. Bazı bakışlar, kelimelerden daha çok şey anlatır. Bazı sessizlikler, çığlıklardan daha derindir. Ve bazı karşılaşmalar… bir ömürlük yıkım ya da mucize olabilir. O bir kadın… Sakinliğin ardında fırtına taşıyan biri. Kimseye göstermediği bir geçmişi, kimsenin dokunamadığı bir kalbi var. Bir adım geri duruyor hayattan. Çünkü bazen yaklaşmak, daha çok acıtıyor. O bir adam… Sert, mesafeli, hesaplaşmadığı karanlıklarla çevrili. Gözleri konuşmaktan çok yargılıyor. Ama kimse bilmiyor, içindeki sessizlik ne kadar gürültülü. Aynı şehir, aynı ofis, aynı zaman diliminde iki yabancı. Ama onları bir araya getiren şey kader değil yalnızca. Sanki görünmeyen bir çizgi, ikisini Araf’ın en ince sınırında buluşturmuş. Her şey açık gibi görünürken, asıl olan gizli. Konuşmaların ardında saklanan niyetler, Bakışların içinde kaybolan sorular, Ve kalbin en dip köşesinde kıpırdayan, henüz adı konmamış bir his... Bir tarafını bırakmadan diğerine geçemeyen iki ruhun hikâyesi bu. Ne tam aydınlık, ne tam karanlık. Ne tam aşk, ne tam nefret. Sadece bir yer var: Arafın Kıyısı… Ve bazı hikâyeler, sadece orada başlar. Ön yargılarınızı kırın ve bana bir şans verin , pişman olmayacaksınız. ©️ Tüm hakları saklıdır.

~Arkadaşım Berin Işıl Ö. Ye ithaf olunur, doğum günün kutlu olsun... Hiç birimizin seme şansı yoktu;ailemizi, doğduğumuz yeri, benliğimizi, kaderimizi... Ancak şimdi onun olmuştu, hayabusa bir kaybolmuş. Yani ruhu ait oldupu yeri aroyor. Ve ait olmadığı bir evrende bir süre kalırsa tamamen yok olur, zamanın kitabından silinir. Hiç vağrolmamış sayılır. Ama bide ebrenleri kurtarması, kwndini bulmaaı gerekmektedir...

Franz Kafka`nın "Dönüşüm" adlı eseri, sıradan bir sabah Gregor Samsa`nın kâbus dolu bir gerçeklikle uyanmasıyla başlar. Gregor, bir sabah dev bir böceğe dönüşmüş olarak yatakta bulur kendini. Bu beklenmedik değişim, onun yaşamını ve ailesiyle olan ilişkisini derinden etkiler. Ailesinin ve çevresinin Gregor`a karşı olan tutumları, insanlık hali, yabancılaşma ve toplumsal baskı temalarını gözler önüne serer. Kafka, bu kısa ama etkileyici hikaye aracılığıyla varoluşsal kaygıları ve insanın kendi kimliğini bulma çabasını incelerken, okura derin bir düşünsel yolculuk sunar.