[ aşk ] - Etiketin'de Kitap Listesi
devam ediyor 57dk önce güncellendi Bugün Günlerden Liya | Texting
@mathildae
Okuma
3.74k
Oy
593
Takip
65
Yorum
220
Bölüm
20
Okula gitmek için giden bir kızdım. Arkadaşlarım yoktu, bundan muzdarip değildim çünkü ne sınıf benden haz ediyordu ne de ben sınıftan haz ediyordum. Umursamazdım, ta ki yaptığım bir yanlışı hiç istemeyeceğim insanın öğrenip, beni istemediğim bir şeyi yapmaya zorlayıncaya kadar. | | | | Liya: Hey, bugün günlerden ney biliyor musun? Liya: Bugün günlerden Liya
devam ediyor 1s önce güncellendi MAFYA AŞKI💀🖤
@seda7890
Okuma
75
Oy
12
Takip
8
Yorum
2
Bölüm
4
İmkansızlıkları imkan dahiline koymaya ne dersin…!
devam ediyor 1s önce güncellendi Adı Aşk…
@_moonhealing_
Okuma
10.04k
Oy
503
Takip
49
Yorum
39
Bölüm
120
Bu hikaye, yıllarca babasının imparatorluğunu devralmak için hazırlanmış bir adamla, sıradan olmayan çılgın bir kızın hikayesidir… Aybars Karahanlı & Azra Demirok
devam ediyor 1s önce güncellendi Aşeka
@pirares_
Okuma
29
Oy
11
Takip
3
Yorum
5
Bölüm
4
bu aşk sana çok mu?
devam ediyor 1s önce güncellendi 𝒪̈𝓁𝓊̈𝓂𝒹ℯ𝓃 𝒮ℴ𝓃𝓇𝒶𝓀𝒾 𝒴𝒶𝓈̧𝒶𝓂
@morgue
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
3
Komadaydı ama duydu.. İyi misin? İyiyim! Hatırladığı herşey gerçekti komadayken bunları nasıl duyabildi? Benimle birlikte doktorları izleyen biri daha vardı. Tanımıyordum onu doktorlar tüm Hadi dedi! Hadi artık gidelim.. Yemyeşil bir cennet bahçesi gibiydi geldiğimiz yer,işte yirmi üç senelik hayatımı izliyorum. Dev bulut ekranından… İyiliklerimin karşılıklarını görüyorum.. Kötülüklerimin karşılıklarını görüyorum..
devam ediyor 2s önce güncellendi ~KALP ATIŞI ~
@lyranoir
Okuma
15.16k
Oy
1.68k
Takip
135
Yorum
159
Bölüm
28
"Aşk bazen bir dokunuşta değil, kalp ritminde başlar..." Nazlı... Aldatılmış, yalnız bırakılmış ama asla teslim olmamış genç bir kadın. Karnında taşıdığı minik kalple yeni bir hayata doğru yola çıkarken, geçmişin izlerini ve geleceğin belirsizliğini Hakkâri dağlarında göğüslemeye hazır. Savaş... Adı gibi sert, bakışları gibi soğuk bir asker. Kimseye açmadığı kalbini, bir kadının sessiz gücüne ve doğmamış bir bebeğin tekmesine kaptıracağını nereden bilsin? Bir karargâh... Sessizlikle büyüyen bir bağ, söylenmeyen cümleler, dokunulmayan duygular... Ve o kalp atışı... Sadece bir bebeğin değil, kırık bir adamla yaralı bir kadının da yeniden başlamasının sesi. Bu hikâyede kan bağı yok... Ama can bağı her şeyin üstünde.
devam ediyor 2s önce güncellendi İNFİLAK
@hirosima_4
Okuma
1.17k
Oy
149
Takip
29
Yorum
66
Bölüm
9
İki yaralı birbirime merhem mi olur yoksa daha derin bir yara mı? Biri kalbinden, diğeri duygusundan noksan. Alya Altınay, kalbinde geçmişin izleri, gözlerinde intikamın ateşi. Karen Demirkan, duygusuz bir intikamın içinde kaybolmuş bir adam. İntikamın ortasında doğan bir duygu... Aşk mı yoksa yeni bir savaş mı? Bir taraf aşkı reddederken, diğeri ona sığınmaya çalışacak. Fakat infilak yaklaşıyordu. Bu patlamadan kim sağ çıkacak? Aşk mı, intikam mı? Belki de her ikisi. Belkide hiç biri. Alya Altınay`ın kaderi Karen Demirkan`ı bulduğunda ne olacaktı? Ya birlik, Ya da hiçlik. Ama bir gerçek vardı: Kaçış yoktu... Ne geçmişten, ne de ondan. Bazı kalpler iyileşmez, sadece infilak ederdi. Lütfen yorumlarda konudan sapmayın, ya da başka bir kitap tanıtımı yapmayın‼️ Kitabımın hakları tamamen bana aittir. Çalınması ya da kopyalanması durumunda yasal işlem başlamaktan kaçınmam‼️
devam ediyor 2s önce güncellendi Kara Mahalle
@kaw_nin0625
Okuma
6.07k
Oy
269
Takip
31
Yorum
64
Bölüm
22
Kara mahellenin adı sadece bir isim olarak koyulmamıştı. İçide adı kadar kara olduğu için koyulmuştu...
devam ediyor 2s önce güncellendi Viraha
@kalopsia
Okuma
23.82k
Oy
1.33k
Takip
452
Yorum
715
Bölüm
50
Karanlığın içinden bir ses yükseliyor…
“Gerçek bazen en tehlikeli yalandır.” Bir adım atılıyor.
 Bir silah doğruluyor.
 Bir isim fısıldanıyor. Ve bütün sırlar, tek bir kurşunla dağılmaya hazır. Aybüke’nin adımları, artık geri dönülmez bir yolun taşlarına vuruyor.
Dost bildikleri, düşmana dönüşüyor.
Gölgelerden çıkan her yüz, yeni bir ihanetin habercisi. Dost ile düşman arasındaki çizgi bulanıklaşırken, en yakınında duranların bile yüzleri maskelerle gizlenir. Bir karar, bir adım, bir söz… 
Her şeyin kaderi değişir. Bu defa sadece hayatlar değil; gerçekler de ölümle sınanacak.
Ve gerçeğe en çok yaklaşan, en çok kaybedecek. İhanetin gölgesinde, aşkın sınavında, ölümle yüzleşirken…
 Bir tek soru kalır:
 Kime güveneceksin? “Benim yolumdan gel, seni en büyük kralları bile yöneten bir soytarı yapayım. Tüm dünyayı da senin şaklabanın.” Zaman daralıyor…
Her şey yanıyor… Bir çığlık. Bir dua. Bir kahkaha…
 Ve gerçek, herkesin kanını akıtacak kadar keskin. “Burası başlangıç değil.
Burası sonun doğduğu yer.” Sonra yalnızca o cümle kalıyor: “Öldürsene beni, Elmas. Hadi, öldür.” Bu defa sadece bir timin değil, bir milletin kaderi yazılacak. Ve kaderin adı: Vazgeçtiklerimiz.
devam ediyor 3s önce güncellendi ELMA ŞEKERİ
@gulumse_gulumse
Okuma
1.75k
Oy
163
Takip
20
Yorum
68
Bölüm
44
Yıllar sonra ise kader onları tekrar bir araya getirecekti. Mirhan çocuklu aşkı olduğunu bilmeden Liyanın habersiz resimleri çekecek ve bir kez daha aşık olacaktı. Liya Yeşil gözlü çocuğu hiç unutamamıştı. Çünkü ona söylediği şarkıyı unutamamıştı. “Teklif ediyorum benimle evlenir misin?” "Geçmişim,çocukluğumun, geleceğim gözümün önünde tek tek ölüyordu. Oysa ben vuslatı beklerken, kalbimden hançer yemiştim."
devam ediyor 3s önce güncellendi SÜRGÜN AĞA
@yolculuk
Okuma
45.94k
Oy
3.87k
Takip
151
Yorum
463
Bölüm
97
Adana`dan Mardin`e doğru bir yolculuk, İkinci eş tarafından dünyaya getirilen Gülperi, Yine ikinci eş tarafından dünyaya getirilen ismi dahi anılmayan onun hakkında bahsedilirken SÜRGÜN AĞA denilen YILDIRIM KIRATLI……
devam ediyor 3s önce güncellendi Yazın Olur Böyle Şeyler
@alisrima
Okuma
19.06k
Oy
1.24k
Takip
328
Yorum
525
Bölüm
22
"Derin polisi ara!" Diye bağırdı Irmak. "Emir bir şey yap!"Diye bağırdı Irmak`ın karşısındaki çocuk. "Bacağım kırıldı galiba."Diye yakındı Sarp denen çocuk. "Ben arıyorum polisi."Diyerek telefonuna yöneldi Ada. "Sakince konuşabilir miyiz?"Diyerek merdivenlerden indi çekik gözlü çocuk. "İndirsene bacım şunu!"Diyerek Irmak`a bağırdı karşısındaki çocuk. "Sus geçiririm kafana!"Diyerek yükseldi Irmak. "Hepiniz susun!" Sinirle bağırdığımda sonunda herkes sesini keserken Ada`nın polisi aramak üzere olduğunu görüp elindeki telefonu aldım. "Kimse polisi aramıyor," Diyerek Ada`ya yönelik konuştum. Ardından Irmak`a dönerek elindeki vazoyu işaret ettim. "Ve kimse kimsenin kafasını kırmıyor. İndir şunu." Aklıma gelen şey ne kadar sinirimi bozsa da bulunduğumuz durumun başka bir açıklamasını düşünemiyordum. Ya gerçekten sapıklardı ve eve gizlice girmişlerdi ya da evi aynı anda kiralamıştık. Mümkünse tabii.
devam ediyor 3s önce güncellendi ASKER Mİ ?
@hissizyazar
Okuma
17.12k
Oy
2.44k
Takip
437
Yorum
1.5k
Bölüm
8
133K OKUNMA alan kitabımı yayınlamaya başladım. Askeri , Platonik, Aşiret karışık gel oku pişman olmayacaksın. Kitabımın hakları tamamen bana aittir. Kitabımın kopyalanması , çalınması durumunda yasal işlem başlatılır.
devam ediyor 3s önce güncellendi Esrarlı Zulmet
@estelle_roiss
Okuma
6.81k
Oy
496
Takip
57
Yorum
394
Bölüm
41
Bilinmezliğe ne kadar karşı koyabilirsiniz? ... Boynumdaki soğuk demir aniden tenimden ayrılıp yere düştüğünde baygın bakışlarım pencereden yatağın yanına kaydı. Bir yandan uzun süre nefessiz kalmanın etkisiyle öksürüyor, derin derin soluklar alıyordum. Yatağın yanında benden başka bir kişi olması gerekirken iki kişi vardı. Biri beni az önce öldürmeye çalışan kişiydi ve yüzü bana dönüktü, yatağa daha yakın bir yerde duran kişiye korkuyla bakıyordu. Kimdi beni ölümün huzurlu kollarından ayıran? Boynumdan süzülen sıcak kanımı hissettiğimde elimi morardığına emin olduğum boğazıma götürdüm, az önce bıçağın açtığı biraz derin, ince ve uzun olan yarayı tuttum ama acı hissetmedim. Beni öldürmeye çalışan adam, arkası bana dönük olan uzun boylu adama bıçağı savurdu ama sanki orada hiç kimse yokmuşçasına bıçak adamın içinden dumana temas etmiş gibi geçip gitti. Görüntüyü gördüğümde gözlerimin irileşemesini engelleyemedim, ne yani hayaletler gerçek mi? Yoksa bu başka bir şey mi, sonunda kafayı mı yiyiyorum? Açıklama: İnce, karanlık sınırlar... Berfin, zihninde sürekli yaşadığı karanlık bir mağaradan sıyrılmaya çalışırken bir yandan da geçmişini hatırlamak için çabalıyor. Bir gün yaşadığı korkunç bir olay sonrasında hafızasını kaybeden Berfin, terapilerle geçmişine dönmeye çalışırken rüyalarında ve gerçek hayatta yaşadığı olaylar arasındaki ince çizgiyi fark edememeye başlar. Karmaşık duygularla baş etmeye çalışırken yaşadığı her olay onu daha da derin bir kuyuya itiyor. Berfin, geçmişini aydınlatmak için verdiği mücadelede hem kendi iç dünyasıyla hem de dış dünyadaki zorluklarla karşılaşıyor. Bu kurgu, hafıza kaybı, kimlik arayışı, fantastik evren gibi derin konuları ele almaktadır. Berfin`in içsel yolculuğuna eşlik ederken, insanın zihninin karmaşıklığı ve dayanıklılığı hakkında düşündürücü sorularla karşılaşacaksınız. Roman; fantastik, psikolojik gerilim, gizem gibi unsurlarını bir araya getirerek sizi ilk sayfadan son sayfaya kadar sürükleyici bir deneyime davet ediyor. Yayımlanma Tarihi: 13/03/2025 NOT: Bölümlerin başındaki "༆" simge bölümlerin kendisi olduğunu ifade etmektedir. Bölümlerin başındaki "༄" simge bir sonraki bölümün kısa bir kesiti olduğunu ifade etmektedir.
devam ediyor 4s önce güncellendi Zeka oyunları=Lisede aşk
@melolom_12
Okuma
2.04k
Oy
326
Takip
22
Yorum
58
Bölüm
33
Güneş kolejinde, iki gurup vardı bunlar okulun en havalı guruplarıydılar ama en önemli özellikleri de birbirlerinden nefret etmeleriydi, bu iki gurup liderlik için savaşıyorlardı ama ortada kazanan hiç olmuyordu çünkü bu iki gurup birbirlerine ustaca saka yapıyorlardı, bir gün herşey değişmişti birbirlerine yaptıkları şakalar artık zekaya yada itibara vurmuyordu tam tersi duygulara vurmaya başlamıştı tek bir sorun vardı her iki gurup aşktan nefret ediyordu. Pekiya sizce ne olmuş olabilir.
devam ediyor 4s önce güncellendi TEŞKİLAT VATAN
@kurgubagimlisi
Okuma
16.86k
Oy
3.49k
Takip
361
Yorum
4.34k
Bölüm
8
Geçmişini unutmak isterken, kendi kalbini susturmayı öğrenmişti kadın… Adamın gözleri ise geleceğe bakmaya çalıştıkça yanıyordu... Ve sonra Bir teşkilatın soğuk koridorlarında kesişti yolları. Ne kaderdi bu, ne de tesadüf. iki yaralı ruhun birbirini tanıma şekliydi sadece. Kadının kalbinde susan sesi, adamın gözlerinde yeniden yankı buldu. Adamın titreyen elleri, kadının unuttuğu sıcaklığı hatırlattı.
devam ediyor 4s önce güncellendi Maskenin Ötesinde
@elfmiya
Okuma
318
Oy
190
Takip
15
Yorum
427
Bölüm
14
"Geçmişinden kaçamazsın… Hele ki geçmişin seni bulmuşsa" Bir gecede yaşanan saldırı, yalnızca bedende değil, zihinde de derin izler bırakır. Kalabalığın gürültüsü dağılırken geriye tek bir şey kalır: güvenin kırılganlığı. Yanındaki herkes bir anda yabancıya dönüşebilir, her bakışın ardında gizli bir sır saklanabilir. Eflin, `Mia" adıyla gömdüğü geçmişle yüzleşmek zorunda kalırken kendini karanlık bir oyunun içinde bulur. Gerçekle hayalin, dostla düşmanın birbirine karıştığı bu labirentte en yakıcı soru şudur Kime güvenebilirsin? Uyarı:Kitabın bazı bölümlerinde +1& öğeler vardır
devam ediyor 4s önce güncellendi 17 EYLÜL
@esmatonguc
Okuma
42.49k
Oy
2.84k
Takip
602
Yorum
881
Bölüm
46
17 Eylül 1998`de, hamilelik sürecini daha sağlıklı geçirmek için eğitim veren bir kurumda çıkan yangın sebebiyle sekiz ayını doldurmuş hamile kadınlardan birkaçı, yangından etkilenip erken doğum yaparlar. Bu sebeple İzmit Seka Devlet Hastanesi`nde, 17 Eylül 1998 gününde toplam 11 çocuk dünyaya gelir. Seneler sonra bir seri katil, 17 Eylül 1998, İzmit Seka Devlet Hastanesi doğumlu iki adamı peş peşe iki sene doğum günlerinde öldürür; biri 17 Eylül 2025`te, diğeri ise 17 Eylül 2026`da vahşice katledilir. Davanın savcısı Erkin Gümüşpala, bunun bir seri cinayet olduğunu kavrar kavramaz deliye döner çünkü yakın arkadaşı Cumhuriyet Savcısı Varan Alp Çakmak da aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelmiştir. 17 Eylül 1998, Seka Devlet Hastanesi doğumlu yetişkinler tehlikededir. 2027`ye kadar çözülemeyen dava, gelip çatmıştır. Peki bu tarihten itibaren neler yaşanacaktır? Bir araya gelen kuvöz arkadaşları, seneler sonra anlaşabilecek midir? Üstelik kimi avukat, kimi savcı, kimi polis memuru, kimi doktor olmuşken... BU KİTAPTA GEÇEN KİŞİ, KURUM VE OLAYLARIN TÜMÜ KURGU GEREĞİ YAZARIN HAYAL ÜRÜNÜDÜR, GERÇEĞİ ASLA YANSITMAMAKTADIR. TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
devam ediyor 4s önce güncellendi YARIM AY
@kaleminsihri
Okuma
207
Oy
49
Takip
7
Yorum
10
Bölüm
8
yıllar önce Mardin sokaklarında işlenen bir günah o günah gecesine şahit olan bir çocuk. günahın üzerinden yıllar geçse de en büyük hesaplaşma daha başlamamıştı. köklerini arayan Umay öğretmen. onu korumaya yemin etmiş bir Türk askerî Cihangir Ulusoy. Ezelden ebediyete kaderin zinciriyle bağlı olan bu iki kalp YARIM AY tamamlanan bilecek mi?
devam ediyor 4s önce güncellendi MY cheicat roMaNcE/minsung
@minmin_dolly
Okuma
2.91k
Oy
573
Takip
44
Yorum
475
Bölüm
23
Jisung okulda sessiz bir kişiliği olan biriydi. Ama bir gün okulda hiç anlaşamadığı oğlan ile yaşadığı korkunç binada karşılaşırsa ne olur?
devam ediyor 4s önce güncellendi GÖNÜL DAVASI
@bozkirinkizi
Okuma
8.08k
Oy
1.22k
Takip
54
Yorum
3.52k
Bölüm
31
Eski dönemde Anadolu`da geçen merhametin sevginin gücünü gösteren bir aşk hikayesidir. Güzelliği diyara nam salmış köylü kızı Gazel, o güzelliğe evvelden beri sevdalı olan yiğit bir delikanlı Cemal. Birbirlerine sevdalı iki yürek. Gazel ve Cemal birbirlerine duydukları derin aşkla kavuşacakları günün hayaliyle yaşarlar engeller çıksa da vazgeçmezler. Gazel sevdası Cemal`le vuslata ermeyi beklerken hayat hiç ummadığı yerden vurur onu amca oğlu Süleyman`a gelin ederek. Hayatını yedi yaşında ki oğluna adayan Süleyman amca kızını kurtarmak için çareyi nikahına almakta bulur. İki sevdalı yürek, üç farklı hayat ve küçük bir çocuğun dokunuşuyla değişen hisler bu davada hangisi galip gelir?
devam ediyor 5s önce güncellendi ÜÇ KURŞUN BİR GELİN
@kralitsa_
Okuma
5
Oy
2
Takip
1
Yorum
0
Bölüm
1
Bu hikaye, Berguhan Aşireti Reisi Birtan`ın, düşman aşiretin Hanımı Şahnur’a duyduğu, imkânsız ve saplantılı aşkın, bir ailenin üzerine nasıl kara bulut gibi çöktüğünün destanı...
devam ediyor 5s önce güncellendi YAŞAM DENİZİNİN KAYBOLMUŞ İNCİSİ
@mevsimsi
Okuma
99
Oy
46
Takip
7
Yorum
46
Bölüm
8
Adım, Evan. Yaşamayı seviyorum. Etrafım, arkadaşlarım ve ailemle çevrili. Sevdiğim ve sevildiğim harika bir hayata sahibim. Girdiğim koma sonucu gözlerimi burada açtım. Buraya ait değilim. Hayır, tüm hayatım bir yalan. Yaşadığım dünyadan silindim. Ben hiç var olmadım. Diyar bizi çağırıyor. Burası benim gibi kaybolmuşlarla dolu. Ve bir de o var. Benim yalancı İnci’m. O gözümün önünde kendini feda ediyor. Ama ben onu görmezden geliyorum. Adım, Amaya. Etrafımdakileri kurtarmak için kendimi hapsettiğim evden uzağım. Bu dünyayı tanımıyorum. Getirildiğim akademiyi tanımıyorum. Diyar bizi çağırıyor. Güce hükmetmemizi emrediyor. Her zaman farkındaydım ama kabullenmeyeceğim. Kendimden nefret ediyorum. Başka kimse kendinden nefret etmesin diye yalnız savaşıyorum. Onları kurtaracağım, hayallerini yok etmek pahasına. Ölümsüzlüğün öldürücülüğünü görmeyecek kadar aptallar. Ve bir de o var. Benim iyimser tarafım. Benden nefret ediyor, diğerleri gibi. Ama hayatım, hayatına bağlı.
devam ediyor 5s önce güncellendi AMADEYİ EMRİNE BERDEL
@aytengul
Okuma
9.62k
Oy
778
Takip
173
Yorum
90
Bölüm
16
"Bir kere ya, bir kere! Bir kere de ben dediğimi yapın lan! Bir kere! Dişimi kıracağım, sizin gibi lavuklar ancak bana rast gelir zaten. Şerefsizler." Asabım bozulmuştu. Neymiş efendim, şirket hisselerinin birçoğu evli ve çocukları olan abilerime verilecekmiş! Bok yerler... Ben sağ olduğum müddetçe, kimse benim olanı alamaz. O kadar! Sandalyeye daha da yayıldım, başımı ellerimin arasına alıp soluklandım. Daha şirketin yolunu bilmeyenler, bana ahbaplık kesilmekten başka bir şey bilmiyorlardı. Oysa ki ben canımı dişime takıp gece gündüz çalışmıştım. Onlar ortalıkta fink atarken, ben ter döküyordum. Onlar gece kulüplerinden çıkmazken, ben kendi çabamla yolumu çiziyordum. Onlar her gece bir kadının koynunda uyurken, ben iyi bir geleceğim olsun diye didiniyordum. Ben koskoca Kenan Azadoğlu’yum. Buraların hiçbirine yapmamıştım, yapmayacaktım da. Babam ağa olmasına rağmen, ben kendi şirketimi kurmuştum. Babamın şirketi iflas etmişken, benim şirketim her geçen gün biraz daha ihtişam kazanıyordu. İlaçlarımı içmeliydim. Doktor, ilaçlarımı ihmal edersem durumumun kötüye gideceğini açıkça söylemişti. Sakin olmalıydım. Daha 26 yaşındayken felç kalmak isteyeceğim son şeydi. Maazallah başıma bir şey gelse, beni ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yaparlardı. Hele o Kezban cadısı... Kimseye fırsat vermeden, ilk o beni cehenneme yollar. Şeref yoksunu bir insandan farksızdı. Kimseye bir hayrı dokunmayan, aile dağıtan bir kadındı. Kadın demek bile kadınlara hakaretken, bu kadın, ortada namuslu rolü kesip göz boyamaktan başka bir bok bilmiyordu. Yedi aylık hamile annemi merdivenlerden itmiş, annemin ölümüne sebep olmuştu. Üstelik kardeşim de o olay yüzünden erken doğmuştu. Kezban yüzünden, güzeller güzeli can parçam Canan’ım tekerlekli sandalyeye mahkûm kalmıştı. Telefonum titrediğinde aramaya baktım. Can parçam arıyordu. Derin bir nefes alıp hızla kendime geldim. Onu üzmek, isteyeceğim son şeydi. Telefonu açtığımda Canan bıcır bıcır konuşmaya başlamıştı bile. Canan: Ağabeyim, nasılsın, iyi misin? Ben: Güzelim, can parçam, sen iyi misin? Canan: Abi, benim canım çiğköfte istedi. Geldikten sonra bana ellerinle çiğköfte yapıp yedirir misin? Ben: Can parçam, lafı mı olur? Ağabeyin değil miyim? Yaparım tabii. Sen iste, konağı ateşe bile veririm. Kıkırdadı Canan: Ağabeyim, sen iyi ki varsın yaa... Yine lafları uzatarak konuşuyordu. Biliyordu ki, en sevdiğim şeydi. Ben: Ağabeyin kurban olur kuzuma. Merak etmeyesin. Erken geleceğim. Sen şimdi git, bir iki bir şeyler ye. Aç kalma sakın. Canan: Ağabeyim, beni hiççç merak etmeyesin. Benim karnım yıla basa dolu. Sen gelene kadar da yerim. Ben: Yiyeceksin tabii. Ağabeyin boşuna çalışmıyor yaa. Canan: Canım ağabeyim, sen hiç merak etme. Ben senin kazandığın paraları çatır çutur yiyorum. Bugün de mağazaya gitmeyi düşünüyorum. Ben: Can parçam, hava sıcak. Sağlığın etkilenmesin. Canan: Ağabeyim, ben iyiyim. Hem tek çıkmayacağım. Korumalar da yanımda olacak. Ben: Elbette ki olacaklar. Boşuna para vermiyorum. Şöyle bir karı kız peşine düşmesinler de, yanında adam gibi dursunlar. Canan: Ağabeyim, sen hiç merak etme. Senin korkundan, bir milim bile benden uzak durmuyorlar. Ben: Can parçam, ben kartına para atacağım. Gönlünce harca, gez dolaş. Sağlığına dikkat et. Bu arada başka diyeceğin yoksa kapatmam lazım. Canan: Ağabeylerin bir tanesi, canım ağabeyim... Sen merak etme. Ben: Hadi sağlıcakla. Canan: Bye bye. Telefonu kapatır kapatmaz Cihan’ı aradım. Cihan ve Cahit… Aradığımda her zamanki gibi uzun süre çalmasını bekledim. Beşinci çalışta açılan telefonla bir an duraksadım. Normalde pezevenk onuncu çalıştan önce açmazdı, şaşırdım. Ben: Alo. Cihan: Buyur ağam, hayrola? Ben: Canan elbise falan alacak. Yanında durun. Cihan: Ağam etme eyleme... Canan Hanım mağazaya gitti mi çıkmıyor, bir de akşam olmadan dönmüyor, bilirsin. Ben: Cihan, oraya gelirsem topuklarından asar, yarım saatte bir kafanı suya sokarım. Dediğimi yap. Cihan: Ağam, emrin ola. Ben: Ha şöyle, adam ol. Ha bu arada, Cihan, kaşın gözün oynamasın. Cihan: Ağam, benim kaşım gözüm ne zamana oynamış? Tessüf ederim. Ben: Cihan, Cahit’i sana  düz getirip yan sokmadan dediğimi yap de. Cihan: Emrin olur ağam. Telefonu kapatıp işime odaklandım. Bu ayki kazançlar epey yükselmişti. Ancak boşa harcayacak zamanım hiç yoktu. Elimdeki dosyaları alıp teker teker okumaya ve imzalamaya başladım. Hiçbir evrakı gözüm kapalı imzalamazdım. Zamanında yaşadığım tatsız olaylar, bu konuda titiz davranmamın en büyük sebebiydi. Küçüklüğümden beri tek isteğim, biricik kız kardeşimin her isteğini yerine getirmekti. Annemin yokluğunda ona en iyi şekilde bakıp, iyi bir hayat yaşamasına olanak sağlamak için elimden geleni yapıyordum. Elimdeki dosyalara gömülüp projeyi incelemeye başladım. Dosyada, gelecek vadeden bir projeye gözüm takıldığında dudaklarımda hafif bir gülümseme oluştu. Tamamen doğa dostu ve düşük maliyetle hayata geçirilecek bu proje, epey para edecek gibiydi. Hemen önümdeki telefonu aldım ve asistanımı aradım. Sen: Alo, Sezin. Bana müdürü çağır. Sezin: Tamam efendim. Telefonu kapattım, gözümü tekrar dosyaya çevirdim. Kısa süre sonra Cemil Bey kapıyı tıklattı. "Gel," dedim. İçeri çekingen adımlarla girdiğinde, karşı koltuğu işaret ettim. "Fire Oranlarını Azaltma Projesi" başlıklı dosyayı önüne bıraktım. Gözümle “bak” der gibi işaret ettim. Dosyaya göz attığında ona döndüm. "Güzel iş," dedim. Bunu beklemiyor olacak ki, şaşırdı. "Efendim, beğenmenize sevindim," dediğinde, hafifçe güldüm. Yüzüne baktım. "Bir de sen açıkla bakalım projeyi," dedim. Bana bakıp hızla konuşmaya başladı: Cemil: “Bu çalışmanın amacı, üretim hattında meydana gelen firelerin sebeplerini analiz ederek, üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve fire oranlarının düşürülmesine yönelik sistematik öneriler sunmaktır. Bu proje sayesinde: Maliyetler azaltılacak, Kaynak israfı önlenecek, Üretim verimliliği artırılacak ve Kalite standardı iyileştirilecektir.” Yüzüne baktım. "Aferin," dedim. "Efendim, beğenmenize çok sevindim. İnanın, güveninizi sarsmayacağım," dedi. "Bak," dedim, sesimi biraz alçaltıp sertleştirerek, "Bu proje iyi sonuç vermezse, bu belgeleri sana yediririm." Yutkundu. "Tamam efendim," deyip odadan çıktı. Saatler sonra gelen telefon aramasıyla hızla ayağa kalktım. Arayan Canan’dı ve sesi korkmuş gibiydi. Canan: Ağabey, hemen eve gel! Ben: Ne oldu canım? Bir şey mi oldu? Canan: Abi... Yaren Abla, Dağdelenlerin oğluyla kaçmış! O an yerimde donakaldım. "Osalak kızın böyle bir şey yapacağı belliydi," dedim dişlerimi sıkarak. Canan: Ağabey... Berdel kararı aldılar! Bu söz, kafamın içinde dönüp duruyordu. Bir an sustum. Canan’ın sesi beni kendime getirdi. Canan: Ağabey? Ben: Kime berdel istiyorlar?! Canan: Sana, ağabey... Boğazımdan öfkeyle gelen bir homurtu koptu. Ben: Nasıl olur bu?! Canan: Vallahi ağabey, Dağdelenlerden Burhan Ağa, kızını kolundan tutup evin önüne attı bile. Berdelin olmama gibi bir ihtimal kalmadı, herkes sus pus! Ben: Olmaz. Sertçe ve kararlı bir şekilde söyledim. Canan: Vallahi abim, gelmelisin. Hemen gel! Ortalık çok karıştı, çok! Hemen yerimden kalkıp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Odadan çıkıp asansörün önüne geldiğimde, düğmeye bastım. Asansör hızla geldi. Biner binmez dakikalar içinde aşağı indim. "Hemen arabamı getirin!" dedim. Dakikalar sonra araba gelirken hızla kapısını açıp bindim. Emniyet kemerini bile takmadan aracı sürmeye başladım. Ellerim titriyordu. Birinin benim adıma karar vermesi, en nefret ettiğim şeydi. Böyle bir kararın da ancak Kezban cadısının başının altından çıkacağı belliydi. Trafik ışığının kırmızıda yanmasına aldırmadan geçtim. Çıkacak ceza, gram umurumda değildi. Konağın önüne geldiğimde, arabayı hızla kenara çektim ve indim. Koşar adımlarla konağa girdim. Yerde ağlayan bir kız, görüş alanıma girdi. Üstü başı toz toprak içindeydi. Üstelik giysilerinde kan lekeleri vardı...
devam ediyor 5s önce güncellendi Üç Zamanın Kadını
@lotus.1
Okuma
370
Oy
53
Takip
8
Yorum
5
Bölüm
10
Selamlar ben Ada kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan, kalabalık içinde yalnız büyüyen görenin ketum diye adlandırdığı o kızım. 24. Yaş günüm de hayatımın altı üstüne geldi ben de o ağırlıkta kaldım öylece.
Loading...