Vampır bir kızın hayatı

Kantoga Kasabası’na tayini çıkan genç bir öğretmen, sıradan bir hayat beklerken kasabanın sıradışı sakinleriyle karşılaşır. Yeni dönemde göreve başlayan iki gizemli öğretmen, Taine ve Journel, öğrenciler arasında hemen popüler olur; ancak ardlarında sakladıkları tuhaflıklar, baş karakterin merakını uyandırır. Kasabanın tuhaflıklarıyla öğretmenlerin gizemleri arasında sıkışan kahraman, öğrendiklerinin ardından hayatının bir daha asla eskisi gibi olmayacağını fark eder.

Işık Alevi... Yüzyıllardır kayıp olan, vampirlerin bile korktuğu en büyük güç. Onu son taşıyan Lilith`in ardında bıraktığı miras, iki kardeş arasında parçalandı ve zamanla unutuldu. Lyra Ashbourne için hayat, yalnızlıkla başlayan ama hayallerle şekillenen bir yolculuktur. Tek dileği Valcroix Akademisi`ne girip güçlü bir avcı olmaktır. Ancak akademinin kapılarından içeri adım atar atmaz gördüğü ilk şey, kanlar içinde yatan bir ceset olur. Güvende olduğunu sandığı yerde, karanlık sırlar ve ölüm onu beklemektedir. Yeni dostluklar, tehlikeli düşmanlar ve adım adım yaklaşan bir kader... Eğitim için geldiği akademi, Lyra`yı sadece kılıç sallamayı değil, hayatta kalmayı da öğretecektir çünkü vampirlerden daha korkunç olan bir şey vardır: İçeriden gelen bir ihanet. Karanlıkla aydınlığın, intikamla adaletin, aşk ile nefretin iç içe geçtiği bu dünyada Lyra`nın yolu onu ya efsanevi bir avcıya ya da tarihin unutulmuş karanlık sayfalarına sürükleyecek. Valcroix`in gölgelerinde sırlar fısıldıyor... Sen duyabilecek misin?

Seçilen dört kişi, yapılması gereken tek görev vardı. Düşmanını tanı, güvenini kazan ve öldür. Lavin seçilen kişilerden olduğunu öğrendiğinde bir yanlışlık olduğunu düşünmüştü ama kaderin onun için planladığı başka şeyler vardı. Tıpkı hayatına giren bir çift kırmızı gözün planladığı gibi. Hayat, Lavin`i bambaşka yollara sokarken kuzgun saçlı adam onun için bekliyor olacaktı. Ve aşk her zaman nefretten üstün olmayı başarabilecek miydi?

Güneş laneti olmuş,kana bağımlı bir kız.. Aşka kavuşabilir mi?Oda diğerleri gibi olabilir mi yoksa kaderine mahkum mu?

Sıradan bir arkeolog... peki gerçekten sıradan mı? Dokunduğu tek bir taş yüzünden evren degʻiştirdi ve kendini birden bire farklı bir evrende büyüler ve klanlarîn ortasında buldu

Bu kitap ,500 yaşında kılıktan kılığa bürünerek insanların arasına girmiş bir vampirin aşk hayatını ve başına gelenleri anlatıyor.

Bakalım yolun sonunda bizi ne bekliyor....

Ayazın ve Aşkın Ötesinde “Bazı soğuklar teni değil, kalbi üşütür…” Asya, geçmişin karanlığında kaybolmuş bir prenses… Ayaz, sessizliğin ardında fırtınalar koparan bir muhafız… İkisi de hayatın acımasız sınavlarından geçmiş, ikisi de kaybetmeyi öğrenmişti. Ama kader, onları aynı savaşın eşiğinde bir araya getirdi. Buz gibi bir dünyanın ortasında, imkânsız bir aşk filizlenirken; ihanet, sırlar ve kanla yazılmış bir kehanet onları birbirine bağlayacak mı, yoksa sonsuza dek ayıracak mı? Aşk, sadakatle… Güç, fedakârlıkla… Ve kalpler, buzun bile kıramayacağı bir bağla sınanacak.

Bizim yaşadığımız, sıradan sandığımız bu dünyada… anlam verilemeyen, tüyler ürpertici olaylar yaşanmaya başlar. Karanlık Orman’da, bedenleri paramparça olmuş, üzerlerinde tuhaf ısırık izleri taşıyan insanlar art arda bulunur. Herkes panik içindedir. Uzmanlar, yetkililer ve halkın büyük bir kısmı, bunun doğaüstü bir varlık belki de bir vampir saldırısı olduğuna inanmaya başlar. Ancak toplum ikiye bölünür: Bazıları bunun gerçek olduğunu savunurken, bazıları da bunun geçen yıl yaşanan benzer olaylar gibi bir kurmaca, bir dikkat dağıtma planı olduğuna inanır. Onlara göre bu dehşet senaryosu, ülkede büyüyen kaosu perdelemek için hazırlanmış bir oyundur. Fakat insanlar gerçeğin tamamını bilmektedir. Çünkü ormanın içinde sadece dişler değil, pençeler de kol gezmektedir. Isırıklar sadece vampirlerden değil… Ay ışığında şekil değiştiren, kurt adamlardan da kalmıştır. Ve asıl gerçek... çok yakında, herkesin gözlerinin önünde ortaya çıkacaktır.

yeni kurgu düzenlenecek.

Gösterişli bir balo salonunda çalışan Vincent`ın kendine dair sırları ve son derece kurnaz bir kafası vardır. Ama etrafını sarmış kan emicilerle başa çıkabilecek midir? (komedi, kısmen)

Açelya Demir lise üçüncü sınıftı. Bir gece gelen mesaj onun hayatını tamamen değiştirecekti. Anonim birinden gelen mesajda Katillikle ilgili bir çok soru almıştı. Açelya korkuyordu fakat o annesinin kızıydı. Güçsüz kaldığında bile güçlü olmayı öğrenmişti. Derek, vampir olarak doğan vampirlerden birisiydi. Küçük yaşta eğitim görmüş ve kan arzusunu frenlemiş bir vampirdi. "Vampirlerin kalbinin olduğunu bilmiyordum." Dedi. "Olduğun yerin nasıl bilemezsin?" Dedim.

Sevdiğin kadını yaşatmak için neyi feda edebilirsin?

Ormanın kalbinde, sonbaharın sarı yapraklarıyla örtülü bir ağacın altında, genç bir peri olan Isabella içindeki benzersiz gücü keşfeder: sesiyle hayvanlarla konuşabilmektedir. Bu yetenek, peri halkı arasında nesillerde bir ortaya çıkan kutsal bir armağandır. Her yıl yapılan geleneksel "Yetenek Yarışması"nda Güz Krallığı`nın dikkatini çeken Isabella, sesinin büyüsüyle kalpleri fetheder. Her krallığın bir mevsimi temsil ettiği bu büyülü diyarda, Güz Kralı onu özel bir görevle onurlandırır: dört krallığın tahtına hazırlanan genç ve gizemli Prens Athelstan`ın tercümanı olmak. Çünkü prens, hayvanlarla ve doğanın sesleriyle bağ kurmakta zorlanmaktadır. Ancak Isabella bu görevde yalnızca bir çevirmen değil, aynı zamanda kaderin yön verdiği bir ruh ortağı ve sırların anahtarı olacaktır. Dört mevsimin dengesi, kadim gelenekler ve geçmişin sessizce fısıldadığı sırlar arasında, Isabella`nın sesi yalnızca hayvanları değil, tüm kaderi değiştirebilir. Ama herkes kendi rolünü oynamıyor olabilir. Ve bazı sırlar, en sessiz olanların içinden fısıldar...

♠️”Pusuda bekle, yaşa, sürüden uzak dur♠️ Bir grup isimsiz kullanıcı Nova adlı uygulamayı keşfeder ve katılırlar.İsimsiz kullanıcılar bu uygulamada tanışırlar ancak bu uygulama sandıkları kadar masum değildir.

ÇOK YAKINDA KİTAP OLUYOR! Bir gazeteci. Dünya üzerinde büyük bir gizem olan, bir köyün tepesinde yer alan bir şato. İçerisinde, yıllardır dışarı çıkmayan ve yaklaşmaya korktuğu "Kont" adlı vampir... Gazeteci Johnathan, araştırma yapmak için şatonun kapısını çalar. Kont ile aynı şatoda birkaç gün geçirirler. Fakat John, Kont`un yıllardır insan kanına hasret olduğunun farkında değildir.

İllüzyonist olan Tutku gündüzleri Kızıl Peri lakabıyla gösterilerle insanları büyüleyip geceleri Kanlı Ay lakabıyla kendince kötü bulduğu insanları öldürür. Bir gün yeraltı dünyasının güçlü örgütlerinden biri onu kaçırır ve ona kabul etmesi zorunlu bir teklif sunarlar. Fakat bilmedikleri şey Tutku`nun bir vampir olmasıdır.

Doğum gününün gecesinde ormana giden güneş acayip gözüken bir bina keşfetmişti binayı keşfettiği aynı gece binaya gizlice giren güneş binanın bir akıl hastanesi olduğunu düşünmüştü fakat bu bina aslında karanlık bir okuldu okulun öğrencileri hiç normal değillerdi çığlık sesleri okulun her bir tarafından duyuluyordu okul akıl hastanesini andırıyordu adeta ama okul normal bir öğrencinin gidebileceği bir okul değildi asla.

Lise öğrencisi Ha-eun, okulun en popüler ve özgüvenli kızlarından biridir. Herkes onun zarif, güçlü ve ulaşılmaz olduğunu düşünür. Ancak kimse onun gece olunca gerçek bir vampire dönüştüğünü ve bu sırrını kimseye açmadığını bilmez. Ha-eun, vampir olmanın getirdiği güçleriyle okulda sosyal hiyerarşide üst sıralarda yer alırken, aynı zamanda insanlardan uzak durmaya çalışır. Fakat kalbini çalacak, herkesin ulaşamadığı biri — okulun gizemli, popüler ve karizmatik çocuğu Joon — onun gizemli yanına yaklaşmaya kararlıdır.

Sessiz sakin bir kız olan Luna kavgaya girer ve onu okula yeni gelen çocuk onu sakinleştirmeye çalışışır o çocuk aslında kendi dünyasından gelen bir vampirdir...

Okuldan atilmam üzerine arkadaşımın okuluna erkek lisesine yazıldıktan sonra aslında kim olduğumu öğrendim ben bir vampirdim...

Bir okul, bir eğitim kampı, bir aşk. Bir güç, bir bedel, bir çığlık. Bir kız, bir geçmiş, bir hikaye. Bir ses, bir Seda, bin sessizlik. °°° Vampirler ve insanların savaşı, yapılan hileler sonucu sona erdiğinde dünyada yalnızca üç tür kalmıştır. Vampirler, cadılar ve insanlar. Cadılar, sayı bakımından oldukça az oldukları için kimsenin gözüne batmadan yaşarken vampirler her yere dağılmış olsalar bile kendilerini insanlardan gizlemektedirler. İnsanlar ise, çoğu zaman hiçbir şeyden habersiz bir şekilde dünyayı kullanmaya devam ederler. Bir şeyleri öğrenenler, vampir olmak zorunda kalır, çünkü insanlar güvenilmezdirler. Seda`nın hikayesi de böyle başlar, bir şeylere şahit olmakla. Bir şeylerin ortasında kalmakla. Seda, hayatının başrolünü yıllar önce yapmış, hikayesinin sonunda ölmemiş ama hayatı yerle bir olmuş 17 yaşında bir kızdır. Yeni açılan bir yatılı okulda, yalnızca kendisi gibi olanların yanında kalmaya başladığında geçmişi peşini bırakmaz. Seda`nın, bir yandan geçmişini korumaya çalışırken bir yandan da yavaş yavaş hayatına dahil olan şeyleri sindirmesi gerekmektedir. Geçmişi, onun zaafıdır ve zaaflar oynadığında ortaya çıkacak zararlar herkesin suçu ancak tek bir kişinin yüküdür. Bu işin sonunda, sağ çıkabilen çok az kişi vardır. Ve sağ çıkmak, bedenin yaşaması ve ya kalbin atması değildir çoğu zaman. Her şeye rağmen iplerini elinde tutabilmektir. O ipleri ateşe vermemektir. Benliğini gizlemek zorunda kalan ve bazen, sırf onun için gizlediği benliğini, yine onun yüzünden kaybeden herkese...

Bir kız hem ölümün varisi hem de aşkın laneti oldu. Vampirler ,Elifler , Mortaeller , kurt adamlar ve daha bir çok yaratık

Bir kızın altın Kan soyundan geldiğini öğrenecek ,ama bir çok şey yaşayacak buna hazır mısın