devam ediyor Zamansal sorun güncellendi
Kelebeğin Yarını | TEXTİNG
@ventosoo
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
Kelebek, ömrünün ne kadar kısa olduğunu bilseydi... yine de ışığa bu kadar tutkuyla uçar mıydı?
Ya da...
Bir gün sonrası olmayacaksa, bugün neye benzemeliydi?
İz (21.07)
Bugün, yeni okul döneminin... son kez ilk günüydü.
Komik değil mi?
Bir şeyin "son kez ilk" oluşu.
Bazen hayat, hem geçmişin sonunu hem de geleceğin iptalini aynı cümleye sığdırabiliyordu.
Benimki gibi.
İlk gün çoktan bitmişti bile.
Ve ben... yine orada değildim.
Yine, yine, yine.
Whatsapp ~ MUTLULUK DERNEĞİ
Dünya: Üzülme İz, çok bir şey kaçırmadın.
Deniz: Evet evet... Alt tarafı iki kavga, bir moral konuşması, Dünya`nın da ilk derste attığı çığlıklar... Ses desibeliyle pencere kırıldı zannettik.
Ben: Vay be... Gerçekten de hiçbir şey kaçırmamışım :)
Dünya: Ağlama İz, ben sana özet geçeceğim. Hatta ister misin, power-point yaparım, geçiş efektli falan?
Deniz: Dünya. Yalvarıyorum. Sus. Sabahtan beri anlat anlat bitmedi, not alacak hâle geldik. Google Drive açacağım birazdan.
Dünya: Deniz beni aldattı.
Deniz: BAŞLADIK YİNE.
Ben: Nası- NE?! Ne yaptı?! Anlat! Detay ver!
Deniz: İz!!
Dünya: Anlatıyorum... Bugün sabah beni evden aldı ve sınıfa bıraktı önce
Deniz: aynı sınıfta olduğumuz için olmasın?
Dünya: sonra enes piçiyle kantine gitti.
Deniz: Dünya oğlum senin yüzünden cidden bizi gay sanacaklar
Ben: Yazık... Dünya`ma. Ayıp sana Deniz. Ağaç yaşken eğilir, ama kalp kırılınca eğilmez.
Deniz: İz sen de mi Brütüs? Gözünüzde resmen "kro romantik" oldum şu an.
Dünya: Neden öyle diyosun ki aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğim 🥺
Deniz: Ne inci çiçeği oğlum, yeminle bi gün botanikten dayak yiyeceğiz.
Ben: Deniz sus, çocuk sana kalbini verdi, sen gittin kantinde başka tabakla kahvaltı yaptın.
Deniz: İz bak rica ediyorum... sen de bir sakin ol. İki yürüdüm diye linç yiyorum burada.
Ben: Yazık... dünyama. Kaldı mı böyle seven?
Deniz: Şaka maka ben artık bu grupta "duygusal fail" damgasıyla yaşamaya çalışıyorum. Teşekkürler hepiniz.
Ben: Rica ederiz. Biz teşekkür ederiz. Sayende psikoloji kitaplarına örnek vaka olduk.
Dünya: Kantine el ele gitmediniz, ama bakışarak tost seçtiniz. Ben ordaydım Deniz. BEN O ŞAHİTLİĞİ YAŞADIM.
Ben: Tost mu? Hangi tost? Açıkla lütfen. Zira tost tercihi duygusal niyeti belli eder. Kaşarlıysa geçmişe özlem, karışık ise yeni bir başlangıç.
Deniz: Sade. Sade kardeşim. Ortada bi şey yoktu
Dünya: Bi de o çayı içip "soğumuş bu" dedin ya... o çay bendim Deniz. BEN SOĞUMUŞTUM.
Dünya bebekliğimden belli her anımda vardı. Deniz ise lisenin başında bize katılmıştı. Dünya sürekli Deniz`e aşık gibi davranıp etrafında dönüp duruyordu. Deniz ise bu durumdan sürekli söylenip bizi gay sanacaklar diyordu. İtiraf etmeliyim ki ikisini de shipliyordum.
Onlar yazışmaya devam ederken bir yandan kolumda akan seruma bakıyordum. Sanırım bu ikisi olmasa hiçte katlanılacak bir yanı yoktu tüm bu olanların.
Her zaman aynı şeyin olmasından bıkmıştım artık.
Dönüp dolaşıp bu lanet hastane odasına geri dönmekten...
Sanki hayatım, geri sarılan bir kaset gibi. Oynat tuşuna basmaya bile korkuyorum artık.
Serumlu elimin hareketine dikkat ederek yattığım yerden kalktım. Yatağın karşısındaki pencereye yürüdüm. Hayır, yürümek değil... sürüklendim belki de.
Bazen düşünüyorum...
Belki de kelebekler biliyorlardı.
Ve işte tam da bu yüzden ışığa çarpmaktan korkmuyorlardı. Çünkü ışık, en az ölüm kadar hakikiydi. Çünkü ışık... güzeldi.
Yarın, bir kelebek için ne kadar uzaktı bilmiyorum.
Ama bu gece, bu lanet pencerenin ardındaki o gökyüzü... Tümüyle benimdi.
Ne bir insanın ne de başka bir şeyin alabileceği bir şeydi o.Benim içime bastırarak tuttuğum, ama kimseye veremediğim tek şey:
Gökyüzü.
@kelebeginyarini: Ne zaman öleceğinizi bilseniz, kime ne yazardın?
Tumblr`da paylaşmıştım bu cümleyi.Saat gece 03.13`tü. Herkes uykudaydı. Ben ise, cam kenarına yaslanmış hâlde, kendime gökyüzünden bir çıkış kapısı arıyordum.
Ölüm düşünmekten kaçtığım ama sonunda hep aynı yere çıkan bir duraktı. Henüz 17 yaşında olup ölümü bu kadar benimsemek zorunda kalmak ölümden bile beterdi.
Bu oda... Artık evimden daha çok ev gibi geliyordu.
Yatak aynı, duvarlar aynı, sesler aynı, kokular aynı...
Ve ben. Aynı bedende, aynı yükle, aynı yarınsızlıkla.
Sadece takvim yaprakları değişiyordu. Sadece kelebeklerin ömrü benden daha uzun oluyordu bazen.
@fanustakidunya: sana seni seviyorum derdim yara İz`im...
Gece saat 03.14 ve ben bir hastane odasında pencereye yaslanmış gelen mesajı okuyordum.
Bana beni sevdiğini söylerdi demişti. Bana neden yara İz`im demişti. Daha da önemlisi adımı kesme işaretiyle ayırmıştı. Adımı biliyordu. Ama bu çok saçmaydı. Tumblr hesabımda adım yoktu.
Ne profilimde, ne paylaşımlarda. Bilerek saklamıştım.Kimsesiz bir dijital yankı gibi olmak istemiştim.Kelebeğin yarını diye açtığım hesap, benim için anonim bir sığınaktı. Kimsenin beni bulamayacağı bir yer.
Yazanın profiline girdiğimde arka planda bir gece manzarası ve profilde bir el görseli vardı. Biraz fazla ergenceydi doğrusu.
@kelebeginyarini: Kimsin?
@fanustakidunya: fanusta bir dünyayım İz :)
@kelebeginyarini: adımı nereden biliyorsun?
@fanustakidunya: kimliğinde yazıyor çilli kız sen bilmiyor muydun yoksa?
@kelebeginyarini: şaka yapmayı keser misin?
@fanustakidunya: yine ilk günü kaçırdın çilli kız.
@kelebeginyarini: sınıftan biri misin?
@fanustakidunya: fanusta bir dünyayım diyorum inanmıyorsun oysa ben kelebeklerin bir yarını olduğuna inanmıştım.
@kelebeginyarini: kelebeklerin bir yarını yok bira fıçısındaki dünya. Burası bir sanal ortam her şey mümkün...
@fanustakidunya: uçmayı yeni öğrenmiş bir kelebek içinde her şey mümkün çilli kız.
(Görüldü)
.
.
.
Bölüm şarkısı: Vera Kartpostal Hayaleti
Öyle bir evren düşünün ki fanusta bir dünya var ve bu fanustaki dünyada kelebekler günleri değil yılları sayıyor,
Öyle bir hayat düşleyinki, yarını çok kısa diye dünden yaşanmamış gibi çalıyor...
Hoş geldiniz...
Fanustaki dünyaya ve kelebeğin yarınına.
Zamanın durduğu, hayatın başka türlü aktığı yere.
🦋İnstagram: _ventos00_
🦋Tiktok: ventossoo
🦋Kitappad: ventosoo