Günün sonunda hepsi gülüyordu. Ama kimse bilmiyordu ki, bu küçük sahne… çok daha büyük bir hikâyenin ilk kırıntısıydı. Göz göze gelişler, düşüşler, atışmalar… bir gün gözyaşıyla bitecekti.

O kainatta aranan yaşam pınarıydı. Alparslan ise o pınarın yegane koruyucusu... Dünya üzerine örümcek ağı gibi yayılmış bir Birlik! Adının anlamını bedeninde taşıyan Şifa! Şifaya ilmek ilmek dokunmuş Alparslan! Sadakatin, sınırsız itaatin, aşkın, tutkunun, bağlılığın, güvenin, sonsuz aidiyetin hikayesi bu... NOT: İLK ÜÇ BÖLÜM GEÇMİŞTE YAŞANAN OLAYLARI İÇERİR VE FARKLI ZAMAN DİLİMLERİNDE GERÇEKLEŞMEKTEDİR. KURGU "HARABELER VE HAZİNELER" ADLI BÖLÜMLE BAŞLAMAKTADIR.O

Sadece bir mafya en fazla ne olabilir...

Çok seveceksiniz

Artık 18 yaşıma gelmiştim,ve ayrı eve çıkmam gerektiğini anlamıştım.dışarı çıkıp ilanlara bakıyordum ve tabi iş ilanlarınada. Bir burger`cide işe başladım henüz boş bir daire bulamamıştım o zamana kadar yurtta kalmaya başlamıştım.İlk gün hiç sorun yaşamamıştım hatta kendime özgü bir odam bile vardı fakat 2.Gün herşey deyişmişti Kızlar erkekler aynı odanın içinde kalıyorduk akşam olunca kızlar ile erkekler aynı yatakta uyuyurduk her uyandığımızda boynumuzda bi nefes hissediyorduk artık dayanamayıp kızlara söyledim "kızlar ben artık dayanamıyorum sizde benim gibi düşünüyosanız bir olup müdüre hanıma söyleyelim"demiştim ama herkez gayer memnundu şaşırdım ve tek başıma müdüre hanımın yanına gittim ve şikayetimi söyledim.başıma kaynar sular indi resmen söylediği cümle"alışıcaksın burası babanın evi deyil haaa beyenmiyosan kapı burda ceren"dedi bende daha ev tutmadığım için bu yaşanan olayları yuttum hem dışarı çıkıp daire bulmaya çalıştım 1+1 evlerin aylığı 30.000TL ydi benim ise maşım 5,000 TL idi yapacak bişe olmadığı için yurtta kalmaya devam ettim ve yine gece olup yattık uyandığımdaysa Can`ın dudakları dudağımı bulmuştu uyandığımda onu ittim ve beni yatağa itti iki elimi tutarak beni öpmeye devam etti onunla sevgili olup her akşam öpüşüyorduk 2 ay sonra karnıma ağrılar girmişti ve karnım yavaş yavaş büyümeye başlamıştı hemen canı çağırdım ve beni hastaneye götürerek hamilelik testi yaptırdı ve evet 1 aylık hamileydim artık ayrı eve çıkmamız gerekiyordu can her gün işe gidip mesayilere kalıyordu en sonunda ayrı eve çıkmıştık ve benle nişanlanmıştı 4 ay sonrada düyünümüz vardı ayrı eve çıkar çıkmaz geçe öpüşmeye geri başlamıştık artık 19 yaşındaydım can ise 20 bir kızımız olmuştu ama can erkek de istiyordu ben birdaha çocuğumuz olsun istemiyodum ama o...aynı yurttaki gibi ellerimi tutarak beni öpüyordu boynumu emiyodu canım çok acıyordu ama durmak bilmiyodu alt taki komşumuz kapımızı çalarak biraz dahamı sessiz olsanız diyordu biz özür dileyip yine öpüşmeye başladık evet bir oğlumuz oldu kızımızın adı lina oğlumuzun adı ise yağızdı

Hayat…aşk…adalet

Sayamadığı kadar cinayet işleyen en büyük katliamlara öncü olmuş kadın ve kıdemli ajan... Örgüt kurucusu babasının katı kuralları içinde büyüyüp bir zamanlar yer altı dünyasının iç yüzü hakkında hiçbir fikiri olamayan ancak şimdilerde gözünü kırpmadan cinayetler işleyen gözü kan görmek isteyip kıyafeti hep sıktığı yasemin kokusu aromasıyla hiç eksik olmayan kan kokan o kadına nasıl dönüştü farkında bile değildi. Fakat nasıl olduysa olmasından korkmasına dahi fırsat tanınmadan hayatı ölümden ibaret bir kadına dönüşmüştü... Kadının hayatını tepe taklak edecek adam hayatına girdiğinde adamla birlikte ya hırslarına yenik düşüp bambaşka bir kadına dönüşecek ya da işi inada bindirecekti. NOT:İlk deneyimim olduğu için yanlışlarım elbet olacaktır varsa yorumlarda belirtin lütfen.

İstanbul`da görev yapan Komiser Yardımcısı Zeynep Yılmaz, Avrupa merkezli bir suç şebekesine sızmakla görevlendirilir. Yeni kimliğiyle "Bianca Kodra" adını alır ve İtalyan mafyasının karizmatik ama acımasız lideri Luca Romano ile tanışır. Zeynep’in amacı onu çökertmektir, ancak zamanla aralarında tutkulu ve karmaşık bir aşk doğar.Operasyon başarılı olur, Luca yakalanır. Fakat Zeynep’in ruhu, aşkıyla görev arasında parçalanır. Yıllar sonra hapiste Müslüman olan Luca, adını Emir yapar ve Zeynep’e evlenme teklif eder. Artık o bir "ajan değil", bir eş ve baba olmaya adaydır.Çiftin üç kız çocuğu olur: Sema, Eda ve Ela. Emir, geçmişteki suçlarını telafi etmek için Türk devleti adına ajanlık yapar. Zeynep ise ailesiyle huzurlu bir hayat sürmeye çalışır. Ancak eski düşmanlar tekrar ortaya çıkar. Emir ve Zeynep, bu kez bir aile olarak karanlığa karşı savaşırlar.

"Yalnızlık insanın başına gelecek en kötü şey mi, yoksa en iyi şey mi? Bu sorunun yanıtı, yanında olanın kim olduğuna bağlı." Jean-Louis Fournier

Adel Yanlızca 20 yaşında bi kızdır abisi daniel ise 25 yaşındadır ah! Birde Abisinin arkadaşı james vardır…james 24 yaşındadır herşey normal gidiyordur fakat james adele bişeyler hisettmeye başladığından beri..

10 yaşından beri şiddet görmüş, annesi ve babası boşanmış olan Güney,artık annesinin bencil ve psikopatça davranışlarını kaldıramaz ve evden kaçar. Ve.. evden kaçtığı gün aslında hayatında aldığı en büyük kararları alacağından habersizdir:)

En huyk askalr görücü usulü ile gelen aşiret paketle mi başlar

Umarım hepiniz seversiniz iyi okumalar

Sema lisedeyken arkadaşı kayaya aşık olur. Sema başına gelen kaza sonucu kendini ölü olarak gösterir 3 yıl sonra kaya ve Sema karşılaşır...

Levinya adında üniversite öğrencisi vardır ana karakter olarak. Kendisinden 3 yaş küçük olan Hayat`sa YKS ye hazırlanmaktadır ailesi ünlü bir firmada çalışmaktadır ancak bir gün bir haber herşeyi altüst eder belkide bu şekilde Levinya hiç görmediği bir sevgiyi bulucaktır kim bilir?

Derya Türk bir doktordur babası kumar borcu yüzünden Derya`yı İtalyan mafya Andrea`ya borç ödemesi olarak veriri. Derya Roma`nın karanlık sokaklarında oraya alışmaya çalışır. Andrea, Derya`ya gittikçe ısınıyordur. İçlerinde ki bu küçük kıvılcım zamanla büyük bir aşka dönüşecektir...

Ben, herşeyimi kaybettiğimde ve kaybettiklerimi ararken yanımda hep Zümra vardı... TUĞRUL

Aşka inanmayan bir suikasçi ve disiplinli bir mafyanin askeriyede karşılaşmasının sonucunda nefretten aşka giden upuzun bir yol

Onu bir zamanlar ringde kaybettirdiler. Bir darbe ile adamı, bin darbe ile kendini öldürdü. Şimdi maskesinin ardında geçmişini, elbisesinin içinde savaşını taşıyor. O bir Tilki. Yanındaki Kurt ise, onun en eski yarası. Bir tablo... bir gece... bir karar. Gecenin sonunda kim kazanacak: Aşk mı, intikam mı?

Mardin güzeli Rojda`nın hikayesi

"Biz birbirimizin yansımasıydık sadece seçtiğimiz yollar farklıydı ve ben onun seçtiği yolu canı acımasın diye dikenlerden temizlemiştim." Andaç Seyhanlı doğduğu günden beri bir hata olarak görülmüştü. Babası erkek olmadığını öğrendiği gün ondan nefret etmeye başlamıştı. Acıyla büyümüştü, acı nefrete dönüştüğünde kendini onun yanında bulmuştu. Çıkış yolunun anahtarını bulmuştu. Devrim Bıçakçı... geçmişinde kanla yanına geldiğinde onu iyileştirmek için aylarını vermişti. Acıdan kaçtığını düşündü ama canı daha fazla acıdı. Devrim Bıçakçı hataların adamıydı. Bunu kendisi anladığında bazı şeyler geri gelmemek üzere gitmişti. Onun göğsüne parçalayan kadına aşık olmaya devam etti, fark etmedi yaralarını sarmaya çalışan kadını. Gözleri kör olmuştu, kalbi onu seçse bile o görmedi... Takıntıyı aşk ile karıştırdı... Yıllardır yer altında devam eden masaya o gün birlikte oturdular altı kişilik masayı yedi kişi yaptılar. Devrim masada tekrar üstünlük sağladığında sandı ki herşey onun istediği gibi olacak, olmadı. Andaç`ın sakladıkları gün yüzüne çıkmaya başladığında masa sallandı ve herkes o an Andaç`ın masanın temeli olduğunu fark etti. Acı nefrete dönüştü, nefret intikama...

Acaba gerçekten imkansız mı yoksa bu iki aşık bunu başarabilecek mi

Babasının ölümüyle başlayan gizemli yolculuk...

"Bir dava kapanmamış olabilir... ama gizem, ölümle bile susmaz. Avukat Baran ve gazeteci Ece, gerçeği ararken karanlıkla yüzleşmek zorunda kalacak."

"Elinle yaptığın son şeyin benim olana vurmak olması üzücüydü Vahşet. Yerde yatan adamlarını görüyor musun? Bu da benim sana yapacaklarımın finali bile olmayacak. Benim bile daha dokunamadığım yüze vurdun ya, ölmek için yalvaracaksın. Kurallarını sikerler, artık benim oyunumu benim yöneteceğim şekilde oynayacaksın!" Gözlerim arkada duran buzulları görünce sanki yanağımdaki acıyı unutmuştum. "Rü-Rüzgar?"