Küçüken çom anı yaşamıs iki akraba yolları yine kesişir

“Kalbi ve aklı arasında sıkışıp kalan nilüfer her adımda kendini ve duygularını yeniden keşfeder. Kimi zaman aklı, kimi zaman kalbi yön gösterir ona; ama hangi yol doğru, hangisi yanlış, kestirmek zordur. Her karar bir sınav, her duygu bir sır: Bu yolculuk, onu hem sevdiğine hem de kendine yaklaştıracaktır.”

Küçük bir aşkile başlama işi

bir kadının yaşamı ne kadar zor olabilirdi? Ben sanırım en zorunlu yaşamıştım Ben Rüya Ertürk, Tayfun Acar`ın karısı.

Yasmin Ateş bir boks kulübünde karşısındaki rakibi yenerek kafes dövüşçüsü olmaya karar verir. Ne tür hareketler olduğunu öğrenmek için yer altı dövüşünü izlemeye gider. Ama orada hayatını cehenneme çevirecek olan adamla karşılaşacağının farkında değildir...

“Bazı sessizlikler, fırtınadan daha gürültülüdür.” Duru Aktaş… genç, başarılı bir boşanma avukatı. Hayatı planlı, sakin ve sıradandı. Her sabah aynı saatte kalkar, adliyeye gider, davalara girer, adaletin soğuk duvarları arasında kaybolurdu. Ta ki bir sabah, evdeki sessizliğin anlamını fark edene kadar. Babası — Kılınç Holding’in güçlü ismi — ortadan kaybolmuştu. Masada yarım kalmış kahve, yerde düşmüş telefon ve kapısı açık bir oda... Duru, o an babasının kendi isteğiyle gitmediğini anladı. Artık ne avukat cübbesi ne de kanun kitapları onu koruyabilirdi. Gerçekleri bulmak için adım attıkça, babasının iş dünyasındaki karanlık yüzüyle yüzleşecek, dostla düşmanın birbirine karıştığı bir savaşın içine çekilecekti. Ve Duru, o sabah aslında sadece babası değil, kendi hayatının da kaçırıldığını anlayacaktı.

Hikayede geçen iki çifttin anneleri ve babaları vefat ettiği için küçük yaşlarında aynı yetimhanede büyürler ve zaman içinde birbirlerine ısınmaya başlayacaklar.

İki gencin aynı yetimhanede büyümesi ve zaman geçtikçe yankınlaşmaları

"Ekim... Sen mi sıkarsın yoksa ben mi sıkayım seni tanımayan kalbime"

Hiç bir şeyden haberi yok…

ALEX VOLKOV: Roma`nın gölgelerinde hükmeden, acımasız ve kontrolcü bir imparator. Onun için hayat, bir satranç oyunundan ibaretti; kuralları kendisi koyar, kimsenin itiraz etmesine izin vermezdi. Ta ki babasının intikam hırsıyla yanıp tutuşan, zeki ve meydan okuyucu bir ajanın, onun kontrol alanına sızmasına izin verene kadar. ​ELARA DEMİRCİ: Babasının ölümünden sorumlu tuttuğu bu karanlık dünyanın derinliklerine sızmak için her şeyi riske atmış bir kadın. O, Alex Volkov`un esiri olmayı seçti, ama bu teslimiyet, sadece büyük bir intikam oyununun ilk adımıydı. Elara, Alex`in kurallarını kabul etti, ancak asıl niyeti, onu kendi kurduğu tuzakta yok etmekti. ​Ancak ne Alex, ne de Elara, aralarındaki çekimin, bir intikam planının sınırlarını aşacağını tahmin edebilirdi. Alex`in demir iradesi, Elara`nın gönüllü teslimiyetinin altındaki **ateşli arzu** karşısında çözülmeye başladı. Elara ise, Alex`in kontrolcü doğasının altında yatan **koruma ve tutkuya** karşı koyamadı. **Bir esaretle başlayan bu ilişki, kısa sürede iki ruhun çarpışmasına dönüştü.**

Her bir damla, bir gözyaşı

Bir kişiyle tüm hayatınız değişirse neler olabilirki

İnsan bazen, kendi hayatını yaşadığını sanırken başkasının hikâyesini sürdürür. Kimliğini, adını, sesini birer maskeyle değiştirir; sonunda aynaya baktığında artık tanımadığı biriyle karşılaşır. Bu hikâye, bir kadının başkasının kurduğu dünyada kendine yer açma çabası değil, o dünyayı yıkıp kendi sesini bulma hikâyesidir.

Açıklama fln yok krds , sadece oku

" B- ben özür dilerim bilmiyordum" Kaşları anında sinirle çatıldı. " Ablamadım. Birini hatta binlerce kişiyi öldürdün şuana kadar ve bana bilmiyordum mu diyorsun?! " Alay ve sinirle karışık bir ifadeyle güldü. " Biliyorum, sana çok saçma geliyor ama gerçekten bilmiyordum. Yemin ederim bilmiyordum. Ben kimseye isteyerek zarar vermem. Nolur inan bana, yalvarırım" O an dediğim şeyde ciddi olduğumu anlamıştı, bir kaç saniye birşey demeden yüzüme baktı. " Ama nasıl? " sesinden gerçekten anlamadığı belli oluyordu. " Seni gördüm onu öldürürken , sensin işte. Öldürdün onu gözlerimin önünde. " " Ben de bilmiyorum işte. Ve bu bana kafayı yediriyor. Ben isteyerek öyle birşey yapmıyorum. Asla da yapmam. Bilerek yapmadım, b- ben ne olduğunu bilmiyorum. B- ba- bana kötü birşey dediklerinde, artık istemediklerini söylediklerinde, bana haksızlık yaptıklarında kendime engel olamıyorum. Birden oluyor herşey. Nasıl öldüklerini bile hatırlamıyorum. Ben bunu yaptığımı hatırlamıyorum bile. " Gözlerimden taşlar boşanmaya başlamıştı. Şuana kadar çok az ağlamıştım, hatta neredeyse hiç ağlamamanıştım. Ama o zamanlar katil olduğuma inanmıyordum, şimdiyse sanki ona anlatırken kendimede anlatıyordum. Sanki artık kabullenmiştim. Ve kabullendiğim şey çok büyük birşeydi. Artık kendimi katil olarak görüyordum. Herkesin gördüğü gibi Ben katıldım Birçok kişiyi öldürmüş bir katil Ve bunu artık kabullenmiştim ...

❛İki aslan karşı karşıya gelir, biri kral seçilemez yoksa kraliçe ölür.❜

"Bazı yaralar kabuk bağlamaz, bazı nefretler aşka meydan okur." —Derin Soykan, geçmişin izlerini silmeye çalışırken hayatını bir düzene koymaya çalışan 23 yaşında genç bir kadındır. Yıllar önce yaşadığı travmatik lise anılarını, özellikle de ona zorbalık eden Yaman`ı çoktan geride bıraktığını sanmaktadır. Ta ki... o gün yola aniden atlayıp freni çığlıkla duran lüks bir arabanın kapısı açılana kadar. Ve karşısında geçmişin en karanlık yüzüyle yeniden karşılaşana dek: Yaman… İkisi de aynı gerçeği henüz bilmemektedir: Mardin`deki iki köklü ailenin yıllardır süren düşmanlığını sonlandırmak için, bir karar çoktan alınmıştır. ‘Evlenmek zorundadırlar’ Hem de birbirlerinden nefret ederlerken. Geçmişin acıları, bugünün zorunlulukları ve geleceğin bilinmezliğiyle örülü bu yolculukta… İmkânsız gibi görünen bir hikâyede, aşk yeniden yazılabilir mi? ---

Çocukluk arkadaşınızla Rusyanın ıssız sokklarında tekrar karşılaşırsınız

Mezarlık dediğimiz yer gerçekten ölülerin olduğu bir yerse , yaşarken ölmüş insanların olduğu yer neresiydi? Merhaba, ben mezar içindeki birinden daha ölü biri. Merhaba ben Leman. Demiştim ya " Ben mezar içindeki birinden daha ölü biri" işte tam olarak hayatım böyleydi. Bu hayatta evlilik dışı bir çocuk doğurmak utançtır değil mi? Ama ben o utancı bile bile gölgede bırakarak kendi dünyamda cehennemi yarattım.

aşkın rengi kırmızıydı.ama onunki intikamla karışınca siyaha döndü

Zaman, unuttuklarımızı değil; unuttuğumuzu sandıklarımızı hatırlatır bazen. Sarya, her nefeste biraz daha geçmişe gidiyordu. Gözleri, yıllar sonra aynı isme takıldığında, kalbi hâlâ o ilk günkü gibi titriyordu. Noyan… Adını söylemek bile bir suçtu, ama sussa bir azap çekiyormuş gibi hissediyordu. Çünkü bazı emanetler, geri verilmezdi.Onlarda birbirlerine emanet ettikleri kalpleri ve aşklarını sonsuza kadar taşıyacaklardı.Biraz zordu.Kendilerine koydukları engelleri aşmak epey zordu.

Yine ailesiyle tartışan Lara, yalnız kalmak ve duvara çizim yapmak için gittiği köprüaltında dikkatini çeken numaraya gizliden yazmaya karar verir.

Kendini bulmaya gelmiş bir kız

Düzenlenecek buralar