🔗Omegaverse🔗 Hyunlix, Minsung, Chanmin, Changin

Okula yeni gelen Jisung, popüler çocuk Minho.

Zamanında bir hikayeye başlamıştık seninle. Rengarenkti. Her şeyi beraber yapabilecekken, yap-boz parçaları gibi saçıldık etrafa. Sözün bittiği yere geldik sanmıştık. Ama yazar, nokta yerine üç nokta koymuş sevgili, bitirmemiz gereken bir hikaye varmış.

Kitabı komple yazdıktan sonra ad koyicam aklımda bişey yok isim olarak ve daha kitap konusu belli deyil ondan herşey şimdilik

Okul servisinde nefret ettiğin kişinin kucağına oturmak zorunda kalırsın…

"Sakın!" diye bağırdı duygu duvarını kırarak. "Eğer o silahla kendini vurursan bunun dönüşü olmaz Efil!" Acıyla kahkaha atmaya başladım. Herkes benim bunu yapacağımdan o kadar emindi ki, korkuyorlardı. Haklılardı da. Yapacaktım. "Niye?" diye fısıldadım gülümsemem yüzümden yavaş yavaş silinirken. "Bu silahı bana yıllar önce doğrultan sen değil miydin? Bu silah benim sonum olacaktı zaten şu an seni korkutan şey ne Karan!" Cevap vermedi. Veremedi. Dudakları lâl oldu bu gece. Korkuyordu. Beni kaybedecek olmaktan korkuyordu. O korkmazdı, onun istisnaları olmazdı. Ben hariçtim. "Nefretten aşk doğamaz demiştin." dedim tüm uzuvlarım acıyla sızlarken. "Haklıydın. Biz nerede başlarsak orada biteriz. Nefretin benim sonum olmasına izin vermeden ben kendi sonumu yazıyorum." "Yapma Savcı." dedi ben silahla ateş etmeden hemen önce. "İnsanlar yanılır ama ben yanılmaz demiştim ya sana, ilk defa haklı çıktın. Yanıldım. Nefret aşka dönüşürse şayet, o adamı kimse tutamaz. Aşk gerçekten her şeyi yenebilecek olan tek duyguymuş çünkü." "Duygulara yeri olmayan sen mi söylüyorsun bunu? Aşk nedir bilmiyorsun bile!" "Evet!" dedi bağırarak. "Aşk nedir bilmiyorum, tek bildiğim senin yanında kendimi kaybettiğim. Kalbimin hızlanmasını sağlayan, tek bir gülüşünle bana tüm dünyayı yaktırabilecek güce sahip olan tek kadın sensen ve buna aşk denmiyorsa ben hastayım Savcı. Ben yenildim." Bu cümlenin devamını duymaya hazır değildim. Söyleyemezdi. "Ben senin yenilmeni beklerken, ben sana yenildi-" Başımı ağır ağır sallarken cümlenin devam etmesine izin vermeyerek, acımadan iki el silah sesinin duyulmasını sağladım. Bedenim yere kapaklandı. Tüm feryat dolu sesler umurumda olmadı ama diz çökmem için bana emreden Karan Kızıltuğ`un gözyaşları içinde yerde diz çöktüğünü görmek bu gece için en kötü ikinci şeydi.

Jungkook hala taehyung`un suratına bakmıyordu. "Beni kelepçelemeyecek misin?" diye sormuştu kısık sesle. Ardından dönmüştü bakışları taehyung`a. Yerinden kalkmış jungkook`a doğru adımlarken konuşmuştu. "Biz sadece kaçabilecek olanları kelepçeliyoruz. Senin kaçabileceğin bir yerin yok." Çenesi titremişti jungkook`un. Gözünden bir yaş akmıştı. "Senin kimsen yok, küçük bey. Gidecek yerin yok. Ama yine de "ben giderim, kendimi birilerine sürterek hayatta kalırım." diyorsan kapı orada. İşim kalmadı seninle." Semetae/ukekook Asker kurgusu/düzyazı (Mükemmel veya kusursuz yazdığımı iddia etmiyorum. Yazım yanlışları olabilir, kontrol etmeden atma durumum olabiliyor

Kuzey Kore ve güney korede hep bir soğuk savaş hakimdi, ama bazı dedikodular bunun sıcak savaşa döneceğine kan ve acı dolu zamanlar olacağından bahsediyordu, kuzey kore cephesinde askeriyede ajan olan jeon jungkookta buraya gizli görev için gelmişti içlerine sızacak ve kaleyi içten fetih edecekti, kendine söz vermişti ölmemelisin jeon jungkook. fakat sözleri arasında unuttuğu birşey vardı. "günahkârca aşık olmamalısın Jeon..."

Abby ve Golden freddy(Andrew) Abby gece vardiyası yaparken karşılaşırlar,ve bağları bir daha kopmaz...

Onlar, Kore`nin en büyük iki şirketinin CEO`ları... Ya da, sadece TaeKook...

Buraya kitapla ilgili pek şey yazmak istemedim ancak şunu da söylemeliyim kitabımı HP evrenine bağlı geçirmeyeceğim fakat karakterleri olduğu hallerinden uzaklaştırmayacağım bunu bilerek okumanızı istedim aktif olarak yazacağımm

"You say goodnight, meet me next life. But ı`m yours tonight."

Belis ve Kenan... Almanya`da büyümüş iki Türk genci spor kariyerlerinin başında İtalya`da buluşursa ne mi olur?

Masumlar Apartmanı Safiye ve Naci`nin Hikayesi

Çocukluğundan beridir minho`ya aşık olan jisung ve her zaman homofobigim diye gezen minho...

Bir yılbaşı günü bir kızın sevgilisinin yanına gittiğinde aldatildigini görmesi ve bir koruma ile tanışması

Anlaşmalı evlilik yapmak zorunda kalan Ophelia Violet Rayne, ünlü iş adamı Santana Elijah Ulrich ile geçirmesi gereken koca bir 365 günü vardı. Bu yolculuk onun için hiç kolay olmayacaktı Karşısında ki adam İngiltere’nin en ünlü iş adamının veliahtı ve aynı zamanda zengin züppesi bir playboydu. Ophelia bu evlilikle nasıl başa çıkacaktı? Onu okuyup hep beraber göreceğiz.

sarhoş olup gay bara giren minho ve hyunjin gruptaki chanın kardeşinin arkadaşları ile hareketli bir gece yaşar ve ortam kızışır. peki hayatı yeterince karışık olan seungmin chanın gergin ve düzensiz hayatına nasıl girecek. *kitapta ağır düzeyde argo bulunmaktadır. lütfen rahatsız olacaklar kitabı okumasın.*

Yn bir Türk tü evet gerçekten

( içerikler olacaktır!¡) -this is a HyunLix 🖇⛓

Sadece bir arkadaşlık mı yoksa bir aşk mı

You`re a ghost. You can`t be real.

In war, any lessons learned must often be paid for with blood. Zaman nedir bir sorundan sığınma yeri mi? Savaş nedir bencil insanların zorla öldürdüğü masum insanlar mı? Peki masum bir çocuk bunların ortasında kalırsa ne olur? Bir komutan o çocuğun sığındığı yer olsa ne olur? Bekleyip görelim...

                                                              Bu lüks otel odasının saten örtülü yatağının üzerine oturmuş Giray’ı beklerken, yüzümdeki tatlı gülümsemeyle parmağımdaki yüzüğü tekrar tekrar inceledim. Bugün sevdiğim adamla evlendim ve buna hala inanamıyordum.       Giray, düğünümüze katılmak için Türkiye’den gelen en yakın arkadaşı Ahmet’i yolcu etmek için dışarıya çıktı. Parmağımdaki yüzüğün kutsallığının sarhoş edici etkisiyle, serin saten örtünün üzerinde çileli ellerimi uzun uzun izleyerek gezdiriyorum.        Adım Gazel, İngiliz dili ve edebiyatı bölümünü bitirdim. Okul yıllarım oldukça zor ve çileli geçti. Babamın defalarca aldatmasına dayanamayan zavallı annem sonunda kanser oldu ve öldü. Bu yüzden onu yani babamı asla affetmedim. Fransa’ya gelip kendime sakin ve huzurlu bir hayat kurdum. Ailem diyebileceğim tek kişi olan Ağabeyim Suat’la da ara ara telefonda konuşuyorum.        Her günün bir diğer günü tekrar ettiği ama huzurlu bir günün iş çıkışında, başıma gelen bir olay tüm hayatımı bir anda değiştirdi. Bu ülkede son günlerde çok sık rastlanan “Kapkaç olayı” benim de başıma geldi. Uzun boylu kara yağız (Türk olduğunu düşündüğüm) iki kişi bana yardım etti ve çalınan çantamı kurtarıp bana geri getirdi. Giray o sayede hayatıma girdi. Kısa bir konuşmadan sonra ikimizde birbirimizden etkilendik ve Fransa’ya geldikçe sık sık görüştük. Kısa zaman sonra bana evlenme teklifi etti, bende kabul ettim. Nikahı alelacele burada kendi aramızda kıydık. Türkiye’de büyük bir düğün yapacağız…            Kendimi yorgun hissedip yatağa uzanmak üzereyken çalan kapının sesiyle irkildim ve tüm heyecanla kapıya koştum. Giray’a mutluluğumu daha çok daha çok haykırmak isteğiyle kapıyı açtım ama karşımda Giray değil hiç tanımadığım, tedirgin bir kadın vardı.  “Merhaba, Gazel Hanım siz misiniz?’’ dedi tedirgin kadın.  “Siz kimsiniz?” dedim şaşırarak.  “Ben Gazel Hanım’ı arıyorum ve anladığım kadarıyla siz osunuz.” Daha fazla uzatmak istemediğim için “Evet, ben Gazel’im.” dedim. “Siz olduğunuzu zaten biliyorum.” dedi kadın kendinden bu sefer gayet emin bir tavırla. “Beni neden arıyorsunuz, sizi hiç tanımıyorum ben?” dedim. “Bakın evlendiğiniz adam size yalan söylüyor, o sizinle intikam için evlendi.” “Neler söylüyorsunuz hanımefendi, siz kimsiniz? Çıkıp öylece kocamla ilgili iftiralarda bulunuyorsunuz. Size inanacağımı mı sanıyorsunuz? Gidin buradan lütfen!” dedim kapıyı kapatmaya çalışarak.  Kadın kapıyı tüm kuvvetiyle tuttu ve kapatmamı engelleyerek” Lütfen Gazel Hanım bana inanın, yalan söylemiyorum!” diye bağırdı heyecanla.  “Ağabeyiniz Suat yüzünden!” diye bağırdı kadın. Ağabeyimin adını duyunca dondum kaldım ve “Ağabeyimin ismini nereden biliyorsunuz?” diye sordum. “Suat Bey yani ağabeyiniz Giray’a büyük bir acı yaşattı. Eşini ve çocuğunun ölmesine sebep oldu. Bu yüzden Giray’da sizinle yakınlaşıp intikam alacaktı ve onun oyununa geldiniz.” dedi kadın.  “Peki siz bunları nereden biliyorsunuz, Giray’ı ve Ağabeyimi nereden tanıyorsun?” diye sordum ağlamaklı.  Kadın beni duymayıp son sözlerini söyledikten sonra çıkıp gitti. Odada dolaşıp durdum ve ağabeyimi aramayı ancak akıl edebildim.  “Selam güzellik, nasılsın bakalım, her şey yolunda mı?” diyerek açtı Ağabeyim telefonu. “Ağabey, Giray KARAHANLI diye birini tanıyor musun?” diye sordum alacağım cevaptan korkarak. “Giray Karahanlı mı?  Tanıyorum evet ama neden ağlıyorsun, ne oldu? İş insanı kendisi. Aramızda bazı sorunlar oldu. Adam kaçık, karısı ve çocuğu bir kazada öldü ve beni suçluyor. Yoksa seni rahatsız mı ediyor?”   “Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve kendimi tutmaya çalıştım. Ben ne tür bir belaya bulaşmıştım.” diye düşündüm ve yere oturdum. “Neden sesin kötü geliyor? Anlatsana neler oluyor Gazel?”  Epey sessiz kaldıktan sonra “Ağabey ben zaten Türkiye’ye döneceğim, gelince anlatırım.” dedim ve telefonu kapattım. 

Modellik yapan ve dansçı olan güzel vita kendini yıllar önce verilen bir söz yüzünden hayatını bitirecek bir evlilik yaparken bulmuştu...