Hayat bazen isteğin ve umduğun gibi ilerlemeyebilir

Bir genç kızın mafyanın eline düşmesi..

Onun adı İnci Ada. Ama herkes onu sadece "Kraliçe" olarak tanır. ​19 yıl süren bir bilinmezlik... Yeraltı dünyasının en tehlikeli lideri, kanlı tahtının sahibi Kraliçe, aslında kim olduğunu hiç bilmedi. Ta ki geçmiş, kapısını çalana dek. Yıllar önce kaybettiği ailesi, şimdi kendi karanlık krallığının bir parçası olarak karşısında. İnci Ada, bir yanda gücünü temsil eden tahtı, diğer yanda ise hiç tatmadığı aile sıcaklığı arasında bir seçim yapmak zorunda. Aşk mı, intikam mı? Kan bağı mı, yoksa acımasız kuralar mı? ​Kraliçe, hem ailesini hem de tahtını kurtarabilecek mi? Bu savaşta tek kural var: Hayatta kal!

Kitapta hapis edilen kız

Naz ve arkadaşları temizlik odasında ne buldu? Sonra ne olacak? Sırlar ve hainler.....

Siz hiç başka bir sabaha uyandınız mı? Ben uyandım, ve o sabah hayatımın dönüm noktası oldu. Bir uyandım, her şey normaldi. Fakat o markete gittikten sonra hiç bir şey normal olmadı. İlk annem sonra babam ve sonra tüm tanıdıklarım kayboldu etrafımdan. Sanki benle bir oyun oynuyorlardı insanlar. Tek başıma bu dünyada kalmak çok zordu özellikle de 13 yaşında bir kişi olarak. Zaten ailemin bana çok da iyi baktığı söylenemezdi. Şimdiden uyarayım siz siz olun herkesin dediğini yapmayın.

biz yalnızca iki kızkardeştik...Amam hepimiz sary entrikalarıyla savrulduk...

İçimdeki hissizlik seninle başlamıştı...

Annesinin Katilini bulurken hayatının aşkını bulacağı dan habersizdi gireceği dosyada hayatı değiştirecek ve uzun bir yolculuğa sürüklenecek

Küçük bir kız ailesini kaybederek evlatlık alınıyor büyüyor ve sonra ailesini buluyor

Seri katil kitabi

“Masumiyetin bedeli, bazen en kırılgan ellerle ödenir.” Uzak bir köy… Sessiz, sakin ama karanlık sırlarla dolu. Masum bebekler, dünyaya daha gözlerini yeni açmışken, gizemli bir şekilde kayboluyor. Köyün büyüklerinin günahları, daha konuşmayı bile öğrenememiş ufacık bedenlerle ödeniyor. Her kaybolan çocuk, sessiz bir feryat bırakıyor ardında; köyün taş duvarları, hem suçun hem de masumiyetin ağırlığını taşıyor.

Üç arkadaşın kırık saat ile imtihanı

herkesin kendi doğruları

"Bu okulda neler dönüyor?ben neden burdayım?o çocuk neden o halde?bunların hepsinin cevap` ını istiyorum."

Aşkın acı yüzü ile karşılaşilan bir hikaye

Yaşadığımız onca sene sadece 2 dakikanın bedeliydi aslında. Peki bu kanlı oyunda kim kazanırdı ki?

İki yanlız ruh, ikisininde kalbi paramparça ama birbirlerini ilk gördüklerinde kalplerinde bir umut ışığı gerçekleşti. Rüya`nın üzücü ve kötü hikayesi olur. Çok acı çeker aynı şekilde kuzeyde, fakat bu acılarını birlikte geçirmeye başlıyorlar büyük bir suçu kanıtlarıyla ortaya çıkarıyorlar

Sessiz bir dağ köyünde sabah herkes aynı anda fark eder: köydeki tüm kuşlar ortadan kaybolmuştur. Aynı gün, muhtarın eşi ölü bulunur. Köylüler bunun “işaret” olduğuna inanır ama olayın ardında, köyde yıllardır saklanan bir toprak kavgası ve geçmiş cinayet zinciri vardır.

Yeni sayfa açmaya karar veren nur başına geleceklerden habersin ailesi ile taşınmaya karar verir peki ya taşındıktan sonra en fazla ne olabilir ki? Sizce hayatını aşkını buldum derken en büyük hayal kırıklığına uğramışmıdır yoksa gerçekten de hayatını aşkını bulmuşmudur. Peki ya nurun doğru sandığı çocuğun zaten 1 senelik ilişkisi varsa nur napar sessizce çekip gider mi yoksa herşeyi bilmesine rağmen susucak mı peki ya gedip çocuğun sevgilisine herşeyi anlatsa neler olur?

Bilmiyorum bu kitabı yazmak içimden geldi.

Porselen bebek ilgi ister, ilgisiz kalırsa ölür. Bez bebekler ise ilgiye muhtaç değildir. Öldürmek için alınan bir bebek porselendense bez bebeğin kendini feda etmesi gerekir. Ama fikri sorulmadan...

Yatılı okulda çocukluk arkadaşı Ela`nın kaybolduğunu öğrenen Ülkü Ada ve Nisa bunu araştırırmak ve ipicu bulmak için bu okula yazılırlar ve çok büyük bir sır öğrenirler... ~Karanlıkta tutulan her sır, onu taşıyan kişiye yavaşça saplanan bir hançerdir.~

Öldü sandığı kocasının ardından en yakın arkadaşı ile evlenmek zorunda kalan Lara.. ve her şeyin sorumlusu olan Aras… SİZCE BU HİKAYEDE ASIL SUÇLU KİM?

Küçük, sessiz bir kasabada herkes aynı kuralı bilir: “Ay doğduktan sonra dışarı çıkılmayacak.” Kasabanın muhtarı bu kuralı yıllar önce koymuştur, ama kimse nedenini tam olarak bilmez. Çocuklar büyüdükçe merak eder, fısıltılar yayılır, ve geceleri evlerin ışıkları bile yalnızca belli bir saate kadar açık kalır. On yaşındaki Arda, ailesin kaybettikten sonra büyükannesi ve büyükbabasının yanına taşınmak zorunda kalır. Yeni evi, yeni kasabası ve o tuhaf “kural” ona başta sadece anlamsız bir batıl inanç gibi görünür. Fakat bir gece, Arda merakına yenik düşer — ve beş arkadaşıyla birlikte bu yasağı çiğner. Ancak o gece dışarıda gördükleri, yalnızca kasabanın değil, Arda’nın ailesi sandığı insanların da gizlediği korkunç bir gerçeği ortaya çıkarır. Ay doğduktan sonra, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır...