İnsan ölmekten korkardı.Korku:İnsanın içinde öldüğünü sandığı son kısım.Ama o hiçbir zaman ölmeyecekti.En azından öleceği gün bugün değildi.

Üç kardeşin arasına giren bir kadın... Kardeşlerini bir araya getirmeye çalışan bir abi... Çoğu duygusunu öldürmüş bir kız kardeş, Ve başı büyük belada olan ikizi. Gece öldürülen kötü ebeveynler ve çaresiz çocuklar. Sizce hangisi başarıcak?

"Gökyüzü artık mavi değil. Denizler kurudu. İnsanlık dört kabileye bölündü: *Gölgeliler* yer altında, *Maviler* virüsle bütünleşmiş, *Kodcular* dijital bir tanrı yaratıyor, *Çeperliler* ise kanun koyuyordu... > > 17 yaşındaki Elra, babasının ölümünden sonra tek mirasını buldu: Üzerinde *bilinmeyen bir yönü* gösteren kırmızı ışıklı pusula ve sırlarla dolu bir defter. İçindeki mesaj çarpıcıydı: > "Işık dışarıda sönse de içeride hala yanabilir."* > > Ancak keşfettiği şey, bir umuttan fazlasıydı: > *Hücre-9 virüsü canlı bir düşmana dönüşmüştü.* > *Maviler onu avlıyordu.* > ⌛*Kodcular`ın lideri Node-9`u kontrol ediyordu.* > > **Tek silahı geçmişin sırlarıydı. Tek müttefiki ise *düşman kabilesinin* bir ajanı...** > > "Bu kitap, küllerinden doğan bir kıvılcımın dünyayı nasıl yaktığını anlatıyor. *Soluk almayı unutacaksınız."

Bir kadın evde tek başına yaşar.O gün bir tane ayna almay gider.Üstü kapalı bir ayna görür ve onu alır.Eve geldiğinde aynayı asar ve gider.O günden sonra kadının başına gelmeyen kalmaz.

"Her köşe başında bir sır saklıdır. Her adımda bir tehdit gizlidir. Ve her gülüş, başka bir maskenin altına gizlenmiş olabilir." Bir okul, dışarıdan bakıldığında sadece eğitim veren bir kurum gibi görünür. Ama her öğrencinin taşıdığı bir sır vardır, her sır bir başka gerçeği gizler. Karanlık ilişkiler, gözle görünmeyen güçler ve ihanet okulun temel taşlarını oluşturur. Bir grup öğrenci, geçmişin yaralarını derinleştirirken; bazılarının suskunlukları başkalarının hayatlarına son verebilir. Herkes birbirine benzer görünüyor ama kimse gerçekten kimseyi tanımıyor. Ve ne zaman ki ölüm çanları çalmaya başlar, her şeyin ne kadar karanlık olduğunu anlamaya başlarsınız...

Kızını çok seven bir babanın kızını taciz eden adamdan intikamını alma çabaları

Herşey normal bir partide başlar.Arkadaşıyla gitti partide kaçırılıp katledilen kızın cinayetini çözmeye odaklanırlar.

Dört arkadaşın gittiği lanetli biryerde başlıyor...

Bir silah sesiyle hayatları değişti. Okul artık bir sığınak değil, bir tuzak. Kurşunlar kadar ağır olan şey: korkuydu. Hayatta kalmak için susanlar, direnenler ve düşenler… Bu hikâyede herkes masum değil ama herkes kurban.

Bir lise öğrencilerin okulda cinayetinde katilin kim olduğu bulmaktır iyi okumalar❤️

Normal bir okul günü giyilen formalar...Bugün o formalar kanla yıkanacaktı, tüm öğrenciler kendini bir oyunun içinde bulacak ve hayatta kalmak için Tanrı`ya dualar edecekti. Kimisi dualara tutunacak kimisi ise oyunu ciddiye almayacak ve en acı şekilde hayata gözlerini yumacaktı. Verilen görev belliydi; Hayatta kal!

Elina Kara adında genç bir dedektifin hikâyesini anlatıyor. Annesiz büyüyen Elina, eski bir travmanın gölgesinde, karmaşık cinayet ve kayıp vakalarını araştırıyor. Hikâyede Kerem ve Tolga gibi karakterler ortaya çıkıyor; Kerem geçmişte suç işlemiş ama Tolga asıl kötülüğü planlayan kişi olarak öne çıkıyor. Elina, arkadaşlarıyla birlikte Tolga’nın planlarını çözmeye çalışırken pek çok tehlike ve kaçış sahnesi yaşıyor. Kitap boyunca gerilim, ihanet, suç ve adalet temaları işleniyor. Hikâye, Elina’nın hem kayıplar hem de adalet arayışı içinde yaşadığı duygusal ve aksiyon dolu mücadelelerle son buluyor.

Umuda açılan küçük bir teknede 27 can… Hayaller peşinde koşan 2 adam ve çıkan fırtına…

Merhaba ben Ebrar 12 yaşında bu ilk kitabı umarım beğenirsiniz

Lina ve ailesi yeni eve taşınır ama o gerçektende ev midir. o evde neler dönmüştür. ev neden konuşuyordur. duvardan neden kanlar akıyordur

Sakin bir lisede edebiyat öğretmeni olarak görev yapan Emir’in hayatı, yeni gelen öğrenci danışmanı Arya ile tanışmasıyla bambaşka bir yola girer. Ancak Arya, göründüğü gibi değildir; o, gizli bir görevin içinde, tehlikeli bir örgütü çökertmeye çalışan deneyimli bir ajandır. Emir farkında olmadan bu ölümcül oyunun içine çekilirken, ikili arasında derin bir bağ oluşur. Şimdi hem aşklarını korumak hem de hayatta kalmak için sırların gölgesinde savaşmak zorundadırlar.

"Gerçekten ölmek mi istiyorsun ? " Hiç tereddüt etmeden cevabımı verdim " evet ,hemde çok "

On altı kişi hepsi birbirinden farkli... Aralarında tek ortak şey vardır: hepsi paraya muhtaçtır. “Sekiz gün dayanırsanız… hayatınız sonsuza kadar değişecek.” Ama ilk günün sonunda anlarlar ki bu oyun, sadece sabır ve cesaret değil… güven, ihanet ve akıl savaşıdır. Kimi plan yapar. Kimi saklanır. Kimi gülümserken hançerini hazırlar. Ve sekizinci gün geldiğinde… ya milyoner olacaksın, ya da buradan asla çıkamayacaksın.

Kapılar tek tek açıldı,bu kapılardan birisi farklıydı. The Gate of Time ,o Zaman kapısıydı. Zaman tersine döndü,ve olan oldu.

İhanetler ve gerçeklere dogru

“Her şeyini kaybeden, tüm hayatı bir yalandan ibaret olan genç bir adamın, yalandan hayatındaki tek gerçek. Bazen bozulan her hayat bir el yardımıyla düzelmez. O elin geleceği ve hayatımızı düzelteceği inancı ile düzelir. Bazen her çiçekle bahar gelmez ama her bahar bir çiçeğin gelişiyle başlar. İstanbul ne kadar yukarıdaysa, Ankara o kadar derindedir.” Kan ve Şiddet içerdiğinden dolayı, +13 Kerem Sarp Karahanlı

Benim yaşadığım bir hikayedir karakterlerin isimleri gerçek değildir Diğer kitabımı okumayı unutmayınn🤍

Size, yaşamınız için bazı tehditlerin olduğunu söyleseler ve beyaz bir çemberin içindeki evlerde, yalnızca birkaç kişiyle beraber yaşamanızı söyleseler, ne yapardınız? Neredeyse kimseyi tanımıyorsunuz, nerede olduğunuzu bilmiyor ve bir süre boyunca da neden orada olduğunuzu öğrenemiyorsunuz. Her şey birden bire gelişiyor ve çok savunmasızsınız. Bu durumda ne yapabilirsiniz? İleride tamamen çıkmaza gireceğiniz konusunda kimse sizi önceden uyarmıyor. Elinizden ne gelebilir?

Her merminin izi kalır, peki ya patlamayanın? İstanbul’un karanlık sokaklarında, bir cinayetin gölgesinde başlayan hikâye, suçu ile masumiyeti birbirine karışmış bir kadının gözlerinden anlatılıyor. “Baş şüpheli” olarak işaretlenen Lidya, aslında kendi hafızasının, geçmişinin ve bastırılmış duygularının içinde kaybolmuş durumda. Onun peşine düşenler yalnızca polisler değil; gizemli çeteler, maskeli adamlar ve kendi içindeki parçalanmış benlikleri de. “Kuru Sıkı”, gerçek ile yanılsamanın, suç ile adaletin, aidiyet ile yalnızlığın iç içe geçtiği sürükleyici bir yolculuk… Bazen en derin yarayı silah açmaz; insan, kendi zihninde vurulur.

Bilinmeyen bir şekilde ölen Mely`nin ölümü soruşturulurken bir çok sır perdesi aralanır